İthaki’nin de bastığı Dublinliler’i çeviren Fuat Sevimay, Finnegan Uyanması ve Ulysses dahil Joyce’un pek çok eserini Türkçeye kazandırmış, hatta Finnegan Uyanması çevirisi ile Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’ne layık görülmüş bir isim.
Finnegan’ı çeviren iki kişi var sadece. Kelime oyunlarının çevirmenden çevirmene değişebildiği, birçok farklı baskısı yapılabilecek bir eser. Ulysses için mesela Nevzat Erkmen çevirisi aslına uygunluğu sebebiyle en çok tercih edilendir ama Fuat Sevimay’ınkini okumak daha az yorucudur. Her çevirisini okumanın başka macera olduğu az kitap vardır ve Dublinliler bu klasmana girmiyor bence. Yazdıklarım kulağa burnu havada ve küstah gelebilir.
Çünkü öyleler. Çünkü İthaki’den beklentim yüksek. Çünkü aynı kitabın beş çevirisi var. Çünkü Benjamin Button’da da aynısı oldu.
Yazdıklarım kulağa burnu havada ve küstah gelebilir.
Yazdıklarınız kulağa burnu havada ve küstah gelmiyor. Anlamsız geliyor.
Portreyi çevirmesi kolay tabi. Biriniz de Finnegans Wake’i tercüme etsin be.
Demişsiniz. Yayınevi zaten halihazırda Finnegans Wake çevirisi olan birisinin, Fuat Sevimay’ın tercümelerini tercih ediyor.
Çevirmenin diğer çalışmalarının da hakları alınmışsa muhtemelen eski çeviriler gözden geçirilerek İthaki bünyesinde yayınlanmaya devam edecektir. “Portreyi çevirmek kolay biriniz de şöyle yapsın…” diye buyurmanın hiçbir manası yok.
İthaki yayınları artık Netflix’in edebiyat alanındaki yan kuruluşu halini aldı. Muhtemelen aralarında anlaşmalar falan da var. Yani onlarca daha böyle örnek göreceğiz.
Eserler güzel mi, güzel. O zaman istediklerini yapabilirler
Cesur yeni dünyayı ziyaret’i aldığımda “ha, yeni bir seri sonuçta ayraç tasarlayamamış olabilirler” demiştim ve kitaptan cesur yeni dünya kitabının ayracı çıkmasını hoş bulmuştum. Sonra başka modernlerde de aynı ayracı bulunca tadım kaçtı.
“Bilimkurgu klasiklerinde var neden bu dizide yok” diye sorsam yayınevinden birine. “Sorunu düzeltiriz” deyip bilimkurgu klasiklerine de ayraç koymayı bırakmalarından endişeleniyorum.
Rebecca müthiş haber… Netflix şöyle her okumak istediğim esere bir uyarlama çekse diye umacağım neredeyse.
İthaki’nin modern serisi için seçtiği yazarlar ve kitaplar sevindiriyor gerçekten.
Bu seriyi ilk çıkan kitabından itibaren okumaya başladım. 6. Kitap Las Vegas’ta Korku ve Nefret’i okuyorum.
Bu serinin adı bence Modern değil, Post-modern olmalıydı. Alışılmış modern klasik kitap seçimlerinin dışında, postmodern edebiyatın köşe taşlarını basıyorlar zira.
Las Vegas’ta Korku ve Nefret ise şimdiye kadar en beğendiğim kitap oldu daha yarılamadım bile kitabı. Gonzo gazeteciliğinin kurucusu Hunter Thompson, kendi hayatından bir kesiti bizlere Raoul Duke ismiyle aktarıyor.
Kafaların “binbeşyüz” olduğu bu kitabın detaylı bir incelemesini (spoilersız) hem forumumuzda bir başlık açarak hem de goodreads’te paylaşacağım.