Komşu tavuğu meselesi değil. Commodore direk oyun için geliştirilmiş bir aletti. Amstrad ise “basic” yazılımı içindi. Babam disketler dolusu kod yazardı, bir toplama işlemi olsun diye
Hatta ben görmedim ama onda bir de “punch” kartı varmış. Kartı delip delip makinaya takıyorlarmış, makinada işte ışık yakıyor deliklere göre… Bunu yapan adam da Jeoloji Mühendisi
Ama işte ODTÜ… Demem o ki gençler (Alper abi hariç okuyanlar) iyi okullar kazanın, nimetlerinden faydalanın…
EDİT: Disket dediğimde öyle el kadar kare olanlar değil A4 yarısı kadar olup bir iki MB bişi…
Evet, Amstrad basic ile geliyordu, PC’ye terfi edince DOS ile tanışmıştık. Benim 90-91’de bir arkadaşımın babası Tübitak Gebze’de çalışıyordu, biz de babası sayesinde ortalıkta pek bulunmayan bazı programları disketlere kopyalayıp, öğrenmeye çalışıyorduk.
Önce Commodore sonra Amstrad’a geçiş yapmıştım.
Commodore’da Usagi Yojimbo ve California Games, Amstrad’da Robin Hood, Who Dares Wins unutulmaz oyunlarım
Bugün ikinci kez Usagi Yojimbo’dan bahsedildiğini görüyorum, hayrolsun Kılıcı kınına nasıl sokacağım, rahibe nasıl selam vereceğim diye öğrenmeye çalışırken kafayı (ve joyistiği) kırmıştım.
California Games ve Digger’ı da ortaokulun Basic kursunda, ders sonunda çok oynardık.
C64 döneminde açıkçası Wizard of Wor’u(WoW ) kaotik coopu sebebiyle seviyordum… Ayrıca rainbow island’ı da çok severdik… Favorilerimden biri de Kane diye bir oyundu… birinci bölümünde kuş avlardık okla, ikinci bölümde atla trene karşı yarışırdık(soymak için sanırım)…
Ama aklımda Usagi Yojimbo C64 değil de çok daha sonra, 486dx PC döneminde kalmış… Kontrol ettim, yanlış hatırlıyormuşum
Kesinlikle Hard Truck Apocalypse oynamayı en çok sevdiğim oyundu küçükken cdciden almıştım çok sevmiştim ama crackli olduğu için bir yere kadar gidilebiliyordu sonra takılıyordu oyun bitirememiştim. Sonra steamde gezerken aklıma geldi satın aldım oyunu ama bir türlü sonuna gelemedim ve ingilizce olduğundan bazı görevlerde takılıyordum. Ve eskilerden bir tane daha Dragon Fable. Birde ataride snowbros oyunu vardı kuzenimle ne oynardık bu oyunu.
Twinsen adamdır. Zamanında level dergisinde tam çözümü yayınlanmıştı. Takıldığım yeri oradan bakıp geçtiğimi hatırlıyorum. Adventureların harbi adventure olduğu zamanlar çok geride kaldı.
Bakınız; yıl olmuş 2020, şu oyunun yeni nesil Windows’larda oynanamaması ve kimsenin bir muadilini çıkartmaması bir dramdır Romalılar. Müzikleri bile efsaneydi. Şimdi olsa afiyetle oynar, suyuna ekmek banarım.
Platform oyunu olduğu için hem indie tarafında hem de AA tarafında ikameleri bolca mevcut, mevcut olmasına fakat benim sinir krizi geçirmeden, “rage quit” yapmadan oynayabildiğim tek platform oyunu bu olmuştu o yüzden yeri başkadır.
Şu, çocukluk dramı değilse bende bir şey bilmiyorum.
İçinde o kadar oyun olduğunu düşünüp eve koşanlar.
Kaseti üfleyip takmalar.
Evet içinde 9999999 tane oyun vardı ama 4-5 tanesi farklı gerisi aynı oyunlardı. Onu idrak edebilmenin üzüntüsü çok başka bir şey. Kasetler de çok kolay bozuluyordu.
Popeye
Arkadaşım hala kasetli atarisini saklar hatıra niyetine. Ben bu dönemi kapatıp bilgisayara geçtiğimiz için mutluyum.
Hatırlamaya çalıştıkça aklıma geliyor, şu iki oyunun müptelası olmuştum: Disney’s Aladdin
Disney’s Hercules
Çok güzel oyunlardı hakkaten. Bunların muadili benim için yok hükmünde
Kılıcı kınına nasıl sokacağım, rahibe nasıl selam vereceğim diye öğrenmeye çalışırken kafayı (ve joyistiği) kırmıştım.
) kaotik coopu sebebiyle seviyordum… Ayrıca rainbow island’ı da çok severdik… Favorilerimden biri de Kane diye bir oyundu… birinci bölümünde kuş avlardık okla, ikinci bölümde atla trene karşı yarışırdık(soymak için sanırım)…
