Nereden Bakarsan

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/nereden-bakarsan/

image

Genç kız sevgilisinin gözlerinin içine gülümseyerek bakıyordu. Sevgilisi de onun koyu kestane renkli uzun saçlarıyla oynuyordu. Neden sonra çocuğun elleri kızın yanaklarına indi. Şefkatle tuttu yanaklarını kızın ve kendine çekmeye başladı yavaş. Kız hâlâ ona bakıyordu ama gülümsemesi silinmişti dudaklarından. Nefes alış verişi hızlanmıştı, hafif hafif titriyordu. İşin büyüsü bu ya, çocuk da aynı durumdaydı.… (DEVAMI…)

2 Beğeni

Merhaba Murat bey,
Ben affınıza sığınarak hem birkaç şey söylemek hem de sormak istiyorum izninizle. Öncelikle bu hikayede okuyucuya ne hissettirmek istediniz? Ben öykünüzün anlatmak istediği konuyu tam olarak algılayamadım. Ayrıca mühür kelimesini tema olarak kullanmamışsınız gördüğüm kadarıyla. Hiçbir cümlenizde göremedim mühre dair bir tasvir. Belki de fazlaca kullanılan argo kelimeler dikkatimi dağıttığı için odaklanma sorunu yaşadım okurken anlamakta. Birde Deniz’in son anda fark ettiği gerçeklik neydi? Onu bilememek beni rahatsız etti. Deniz kendince olayı çözümlemiş oldu fakat bize en başından beri Cenk’in yanlış olan taraf olduğuyla ilgili tasvirler yapılmış. Bu anlamda sondaki gerçekliğin ne olduğunu açık bir şekilde görmek, olayları daha net değerlendirmemize olanak sağlardı diye düşünüyorum. Temayla ilgili benim göremediğim bir gönderme varsa bu tamamen benim hatam fakat gerçekten herhangi bir bağlantı bulamadım. Umarım kendimi net ifade edebilmişimdir, esen kalın. :pray:t2:

1 Beğeni

Merhaba Oğuzhan Bey,

Estağfurullah, ne hatası?.. Beğeni meselesi en sonunda.
Şimdi tam olarak ne anlatmak istediğimi burada yazmayayım ya da ne, neye refere ediyor direkt bahsetmeyeyim. Olur da başka okuyan kimseler için spoiler olur.

Bununla birlikte, argodan yumuşaklığa doğru bir gidiş var. Yüzeyden samimiyete. Dikkat çekmek için yazmadım argoyu yani.

Vakit ayırıp okuduğunuz ve ayrıca yorum da yaptığınız için teşekkür ederim.
Görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Mühür konusuna değinmemişsiniz ve arkadaş sorduğu halde buna da cevap vermemişsiniz.
Ne anlatmak istediğinizi gerçekten anlamadım. Okurken beni irite eden bir hikaye olmuş. Kadın düşmanlığı ve kadını aşağılama dışında başka bir şey anlamadım. Sadece cinsiyetcilik içeren bir yazı olmuş. Ne anlatmak istediğinizi buradan açıklamak istemiyorsanız en azından özelden yazarsanız bu beni mutlu eder.
Bunları geçtim 31 çekme mevzusunda kadın ne anladı bunu da çok merak ettim.

1 Beğeni

Kendisine özelden yazmıştım.

Kadın düşmanlığı ve aşağılaması + cinsiyetçilik… Amacım bu değildi ama öyle anladıysanız bunu yorumla değiştirmek zor tabi. Yine de tekrar edeyim bunu hedeflemedim.

O mevzuda -ki bağımsız bir olgu olan öyküde yazdım ama burada adlı adınca yazmıyorum çünkü orada bir anlamı vardı burada sadece sizin tepkinize karşılık vermek olur ki gerçekten bunu arzu etmiyorum.- temelde kadın da adam da pişmanlar ama bir tarihçe var. Açıklaması genç çiftte olan bir tarihçe.

1 Beğeni

Maalesef bana bu şekilde hissettirdi. Verilmek istenen mesajı alamadım ben.

2 Beğeni

Murat selam,

Öncelikle kalemine sağlık. Yine tertemiz, anlamlı ve zamanın önemini vurgulayan, hüzünlü bir öykü.

Başka bir öyküye yorum yaparken böyle bir cümle kurmuştum. Bana düşen; bir ilişkinin zaman içinde tükenip monotanlaşması, bir taraf için artık zorunluluğa dönüşürken başka taraf için olağan bir şey olarak karşılanması oldu. Yani bence öykünün en önemli ögesi zamandı. Yakın zamanda böyle bir konu işlediğim için biraz öyle anlamış da olabilirim.

Mühür konusunda; bence kırılan mühür ikisinin de bekâretiydi. Yani mühür, artık geri dönülemeyecek eylemlerin bir metaforuydu benim gözümde. Bu kadın için çok önemli ve aşkla doğrudan bağlantılı bir unsur olsa da erkek için daha önemsiz bir şey olabilir. Yaşadıkları şeyler onların aşkını/sevgisini/evliliğini bir yere kadar taşımıştır ancak bir süre sonra bu ilişki zorunluluklardan dolayı devam ettirilen bir birlikteliğe dönüşmüştür. Benim gözlemime göre yakın geçmişte evlenen çiftlerin %80’i bu şekilde. Ben aşkın %100 bir raf ömrü olduğuna inanıyorum. Ama sevgi ve saygı bitmemeli; öyküde bu heyecan kaybını algıladım ve bunun için yazıldığını düşündüm. Bu tükenişin katalizörü de zaman oldu.

Sonsöz olarak;
Benim anlamlı bulduğum, okuması kolay, yer yer eğlenceli, yer yer hüzünlü günümüz ikili ilişkilerine ufacık bir kapı aralayıştı bu öykü. Kalemine sağlık. :+1: Görüşürüz. :pray:

2 Beğeni

@MuratBarisSari

Bazı yazıların yaşları olduğuna inanıyorum. Yazılanları okuduğumda yaşanmışlıkları ve deneyimi görebiliyorum. Hep aklıma bozulma, yozlaşma gelip duruyor son günlerde. Kendi yazımda/yazılarımda da alt anlam olarak çoğunlukla bunu işliyorum. Senin bu metninde de gördüğüm bu. O kadar gerçek ki. Yazım ve teknik açıdan bakmıyorum çünkü dar alana kısa paslaşmalarla yazılarını gönderiyorsun bunu biliyorum. Editörler, redaktörler bunun için var. ben temayı çok umursamıyorum, yönetimin işi o. Beni en çok etkileyen açıkçası Rıfat ve Eda oldu. Rıfat’ın söylediği ve birlikte ağlamaları. O beş kelimelik cümleyi merak ettim.

Yarattığımız karakterler pis, kötü, aşağılık da olabilir - ki oluyor da. Önemli olan metnin içinde bu özelliklere paye verilip verilmediği. Ben senin metninde, yazarın karakterlerini savunduğunu görmedim. Eğer görseydim, buna ilk itirazı ben yapardım.

Öykünün düzenlenmeye ihtiyacı var belki ama anlattığın ya da yapmaya çalıştığın şey bence iyi bir deneme.

Bu arada sonda Deniz Eda oldu bir bak istersen :slightly_smiling_face:

Görüşürüz

2 Beğeni

Selam Kasvet,

Öncelikle teşekkürler. Beğenmen beni ziyadesiyle memnun etti.

İşte bazen yazarın düşüncesi okuyucuya geçmeyebiliyor. Biraz da tecrübe ve yaş önemli. O açıdan farklı tepkiler de normal. Sonuçta eleştirilen şeyler de o metinde var gerçekten.

[Aslında mühür bekaret değil değil tam olarak. Dördünün de birbirleriyle bir oldukları o ilk an. Bu açıdan zorunluluktan yürüyor da değil. Aslında yürümüyor ama mühür o kadar kuvvetli ki…]

Bununla birlikte çiftlerin bu halde olduğu da bir vakıa…
Söylediğin herşey için tekrar çok çok teşekkür ederim.
Görüşmek dileğiyle…

2 Beğeni

Selam Müge,

Kesinlikle deneyim bu öykü için iyi bir lejand olur.

Evet bir editör gerçekten çok iyi olurdu. Çağ atlardım diye düşünüyorum. Ama sebepler sadece zaman mı? Emin değilim.

Yok canım karakterler canlı yaratıklar kesinlikle karışmıyorum. Savunmuyorum da yermiyorum da. Bunlar oldu kafamda ben de yazdım, o kadar. Ama bir plan vardı tabi, varacağı yer belliydi. Ve o yer karakterlerin kamuflajlarının derinliklerinde sakladıkları şeylere varacaktı.

Seni seviyorum, sana aşığım Eda.]

Eda/Deniz… Ben de heyecanlanmışım demek ki :joy:
Görüşmek dileğiyle…

2 Beğeni

@MuratBarisSari selamlar tekrar,

Genelde öyküden önce yorumları okumayı pek tercih etmiyorum ama bu kez ters sıralama ile başladım. Yorumlarda cinsiyetçi vs. Gibi kısımlar benim de hassas olduğum alanlar olduğu için gözüme çarptı herhalde ancak öyküde bu tarz rahatsız edici bir kısım göremediğimi söyleyebilirim.

Tartışması asla bitmeyecek olan kadın - erkek farkı ve iki tarafın da aşktan ve sevgiden anladığı ve beklentilerinin başka olmasını çok güzel vurgulamışsın. Öte yandan, evet zaman ikili ilişkileri hep farklı bir noktaya götürür. İlk dönemde cazip gelen kısımlar sonradan gözüne batmaya başlar ve karşı tarafta hoşlandığın şey birden nefret ettiğin şeye dönüşebilir. Hepimizin içinde olduğu ikili ilişkilere dair çok güzel bir gözlem yazısı okudum ben. Öykü veya hikaye diyemem belki. Yaratıcılık da gerektirmemiş gibi, senin güzel gözlemlerini aktarmanla çok başarılı geçmiş bu kısım. Klasik yaşamlardan çok gerçekçi bir kesit sunmuşsun. Aradaki uçurumun gitgide açılması ve mühürün beş kelime ile sürmesi… Gayet başarılı. Anlatım dilini seviyorum ve demlenmeden gönderdiğini bildiğim için teknik eleştiri yapma gereği duymuyorum.

Tüm bunları kadınsal penceremden okuyunca, bu klasik düzene karşı sahip olduğum hüzünün altını çizdi yazın. Yaşa göre anlaşılır demek yerine, tecrübe ve çokça gözleme göre anlaşılabilecek bir yazıydı bence.

Kalemine, yüreğine sağlık.

Sevgiler,

Sena

2 Beğeni

Merhaba Sena,

Dil tabi gerçekçiden hayvan gibiydiye kadar anlaşılabilir. Bununla birlikte cinsiyetçi değildi diye düşünüyorum ben de.

Bundan sonra tüm yazılarımı son gece gönderdim yazıcam. Böylece öyle olmasa da teknik eleştiriden kurtulabilirim :wink:

Şimdi bir japon yönetmenden bir şey okumuştum, diyordu ki; “Benim kafamda kumsalda bir çocuk ve onun elini tutarak yürüyen bir adam var. Ve filmin gerisi umurumda değil”

Bu bazen bana da oluyor. Bir şey oluyor anlatmak istediğim. Mühendisliğini o sahne için kuruyorum elbette. Ama tüm kilit/mühür aslında finaldeki eylem -birisi günümüzde birisi on sekiz yıl önce- ve erkeğin söylediği o beş kelime. Bu kadar.

Daha da açayım. O ana kadar ben motivasyonları getiririm, sebepleri sonuçları kısacası algoritmayı da kurarım. Belli bir noktaya kadar finalin dramatik gücünü arttırır bunlar. Ama…

Ama işte nasıl Bresson sineması var; müzik yok, diyalog az, drama yok gibi. Sadece ve sadece görüntü var. İşte bir de edebiyat var. Sadece kelimelerden müteşekkil bir sanat. İşte o noktada edebiyatçı ile hikaye anlatıcısı arasında fark oluyor. Her ikisini de yapan yazar oluyor zaten. En azından derin bir şeyden bahsediyorsak.

Hüzün… Kesinlikle baskındı kafamda. Ama kim bilir? Belki Deniz ve Cenk farklı olur? Olmaz…

Çok teşekkürler güzel yorumun için
Gelecek seçkilerde! görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Yukarıdaki yorumlarda evet biraz aşırıya kaçmış olabilirim. Bu yüzden kusura bakmayın. Cinsiyetçi değil de kadın aşağılanması diyerek düzelteyim. Çünkü ben okurken bunları hissettim ve hislerimi yazmam gerektiğini düşündüm. Yoksa sizin bu konuları gerçek anlamda propaganda yapmak istediğinizi düşünmüyorum. Yanlış anlaşılmak istemem.

1 Beğeni

Ben hayvan gibi yerine gerçekçi dediğime göre nasıl ortamlar görmüş, geçirmişim bir düşün artık. :laughing:

Sistemin bug’ını yakaladığına göre, biz de bundan sonra teknik anlamda da eleştirmekten kaçınmayız. :sweat_smile:

Bence yazmak istediğin şeyi yapmış ana sahnenin etrafını güzel detaylarla süslemişsin.

Deniz ve Cenk’ten de benim maalesef umudum yok. Bi on sekiz yıl sonrası bence daha fazla yıpranmaya müsait. Rıfat’ın Youtube’dan izlediği videolar yerine Cenk’in önüne direkt alternatifler klonlanabilir fln mesela. Bu teknoloji çok fena. :see_no_evil:

Bu arada devamını da yazarsın belki, neden olmasın. :wink:

Sevgiler, umarım görüşürüz. Zaman ve mekan elverirse…

1 Beğeni

Hiç sıkıntı yok ya ne demek…

Motivasyonlarımı anlattığımda siz anladınız zaten.
Sorun yok sorun yok…

Görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Evet, muhabbet bazen güvenilir karşı cins/kankalara da açılır. Bununla birlikte yine de inan bir filtre oluyor o koşulda bile…

Teşekkürler tekrar.

Teknoloji gerçekten ilişkiler için bela olmaya başladı. Daha da olacak.
Aslında bu seçkiye bir gece yakışır diye düşünüyorum ben de bazen. Artık seçki otoriteleri duysun bunu :laughing:

1 Beğeni

Hahahah, zamanı gelmiştir. Eyyy admin die konuya girebiliriz. :upside_down_face:

Sevgiler,

Sena

1 Beğeni

Merhaba @MuratBarisSari,

Metinler de insanlara benzer biraz. Bazen yanlış anlaşılabilirler. Ya da varlıkları göz ardı edilmek istenir gerçek olsalar bile.

Bu öyküde öyle bir derdiniz olmasa bile içerik vitrine oturmuş.
Öyküye nereden baksam bilmiyorum. Biraz erkek familyası yerin dibine sokulmus sanki. Uckurundan başka derdi olmayan pis yaratıklar:)

Ben sevdim öyküyü, elinize sağlık. Gorusmek üzere bol selamlar…

1 Beğeni

Merhaba Ebuzer,

Yok ya artık yanlış anlama işi bitti diye düşünüyorum. :sweat_smile:

Olur mu hiç?.. Eşimizle ağlıyor, sevdiğimiz kızın gözlerinin içine bakarak onu sevdiğimizi en saydam en gizemsiz halimizle söylüyoruz. Daha ne yapalım? Yüzünde kıllar olan canlılar için bence fena değildik bu öyküde. :wink:

Beğenmene çok sevindim.Senin yorumların çok değerli.
Bu arada inanmayabilirsin ama senin öykünü okuyorum şu anda.
Görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Merhaba @MuratBarisSari
Başarılı bir ilişki evrimi anlatımı olmuş bu. Aynı yolları yürüdüğüm için, Deniz ve Eda’yı tek kadın olarak düşünebiliyorum. Her ilişki böyle başlıyor ve bir diğerine taşınıyor maalesef.
Karakter konuşmalarında beni rahatsız eden bir şey olmadı. Daha önce de söylediğim gibi, yazar mastürbasyon demeli ama karakter dilediği tanımlamayı yapabilmeli.
Bu öykü tam anlamı ile bir erkek yazar öyküsü ama. Buna değinmeden geçemeyeceğim. Aşkın nahifliği hiç yok. Bence ilk kavuşma anı, karşı tarafa keyif verir şekilde olmamalı bir aşk anlatımında. Direkt olarak kavuşmalılar :slight_smile: En azından ben bunu yazar, böyle düşlerdim. Umarım anlatabilmişimdir.
Temayı kullanma şeklini ben kenetlenmek, mühürlenmek olarak yorumluyorum. Çünkü kavuşmak da bu değil midir? Seçimlerimiz hayat hikayemizin mühürleri değil midir?
Teşekkür ederim bu güzel ve keyifli vakit için.
Daim ol. Sevgiyle :slight_smile:

1 Beğeni