Kitaba başladığım zaman ilk başta her şey güzeldi, bir hareketlilik, aksiyon hali hakimdi. Sonra aksiyon biraz daha sürdü, kitap bayağı güzel olacak hissi gelmeye başlamıştı ki bir anda aşırı durağanlaştı. Öyle ki yarım bırakmıştım, daha sonra yarım kalmasın, bakayım sonunda bir şeyler olacak mı diye zorla okudum. Hatta son sayfalarda artık sadece diyalogları okuyup bitireyim diye hızlı hızlı okumak zorunda kaldım. Bitince “bu muydu” dediğiniz kitaplardan biri. Beklentilerime sadece aşk ve klişe romantizmle karşılık verdi, bu yüzden bu kitabı okuduğuma pişman oldum diyebilirim.
Henüz bitiremesem de Dünyalar Savaşı. Konu gayet orijinal ama ben okurken çok sıkıldım. Beni boğan daha çok mekânlardı. Şu şehirle burası yandı, şuradaki bina böyle oldu gibi… İnsanların bu kitabı çok kısa sürede okuyup beğendiklerini görünce belki sonu güzeldir diye kendimi zorluyorum ama çok yavaş okuyorum. Son on beş yirmi gündür tüm hızımı kesti
Ümit Yaşar okuduğuma pişmanım. Bir gün tüm şiirlerini okuyup bitireceğim ve yeni şiiri kalmayacak delireceğim. Bağımlısı oldum onun şiirlerinin. Neyse ki şiirler kitaplar gibi değil devamlı aynı şeyi okusanız da sıkılmazsınız.
Zemberekkuşunun Güncesi. Normalde Murakami kitaplarını severim Nobel alacak kalitede bir yazar değil ama kitaplarını zevkle okuyorum. Bu kitabı da en sona bırakmıştım çünkü David Lynch filmleri tadında, rüyayla gerçeğin içiçe geçtiği kafkaesk bir roman gibi yazılar okumuştum. Anlayacağınız kitapla ilgili beklentim yüksekti. Gel gör ki hayatımda okuduğum en b.ktan kitaplardan biri oldu. Hızlı okuma tekniklerini bilseydim keşke diye hayıflandım. 1 haftada bitirebildim anca.
Ay’da 172 saat. Ne hakkında olduğu veya ne zaman okumuştum her bir şeyi silmişim aklımdan. O kadar kötüydü. İthaki’nin Marslı’nın verdiği gaz ile bastığı, çakma bir kitaptı.
Orijinalinin içeriği çok kıymetli olmakla birlikte, Muammer Sencer’in rezil çevirisiyle Bertrand Russell’ın otobiyografisinden kesitler içeren “Hayatım” kitabını okumak tam bir sınavdır.
Bitirebilmem, tatilde yanımda tek kitapla ve herşey dahil otele tıkılmış vaziyette olmamla mümkün oldu
Herkes beğenmediği kitapları yazmış ancak bu başlıkta paylaşılması gerekenler kendi fikrimce hem eğlendirmeyen hem de hiçbir şey katmayan okuduktan sonra da “eh beklentimi karşılamadı ama sorun değil” yerine “ben bu kadar rezil bir kitaba nasıl vakit ayırabildim?” diye hayıflanacak kitaplardır.
Benim için bu kitaplardan bir kaçı altta gördüğünüz kitaplardır.
Ölüme Fısıldayan Adam
Konusunu fazla hatırlamamakla birlikte bir arkadaşımın tavsiyesi ile geçen sene okuduğum bir Wattpad kitabı. Çok güzel olduğunu söylemişti. Maalesef böyle olmadığını belirtebilirim. Vasat bir hikaye örgüsü mü dersiniz, sürekli edebi olmaya çalışırken yapmacık olan cümleler mi? Daha neler neler. Neresinden tutsanız elinizde kalan hikaye bir de twist yapmaya çalışarak saçma bir son ile bitmesin mi? Dediğim gibi okuduğumda pişman olduğum nadir kitaplardan.
Annemin Gelini Olur Musun?
Yine arkadaş önerisi. Yine başka bir Wattpad kitabı. Zamanında wattpad okumuş olan varsa bilir ki aşk ve aksiyon kitaplarından uzak durulmalı o platformun. Ancak komedi, bilimkurgu ve fantastikten güzel şeyler çıkabilir. Muhteşem olmasa bile bazen kafa dağıtmalık -çok da berbat olmayan yaz dizisi tadında- kısa romantik komedi kitapları oluyordu. Bunu da onlardan biri sandım. Değilmiş… 6. Sınıf çocuğun elinden çıkma gibi görünen diyologlar, komik olmayan espriler. Alta da bir örnek bırakıyorum.
Solucan
Bu da bir başka arkadaşımın önerisi idi. Konuyu anlatayım zaten neden pişman olduğumu anlayacaksınız. 16 yaşında, ailesi çok zengin ama onunla asla ilgilenmeyen bir kız bu acısını unutabilmek için aşık olup aşk acısı çekmeye karar veriyor. Yakışıklı bulduğu ilk gencin yanına gidip “ben sana aşık olmaya karar verdim” diyor. Gencimiz ama badboy, gencimiz bir mafya. 16 yaşında ama -ne hikmetse- 15 kişiye tek girebilen bir çocuk. Kızı beğenmiyor, kızla dalga geçiyor, aşağılıyor ve kıza bir solucan kadar yüzsüz olduğunu söyledikten sonra ona bu isimle hitap etmeye başlıyor- evet kitabın adı buradan geliyor- Ve bütün bir kitap boyunca biz aşağılamaları okuyoruz.
İşte böyle arkadaşlar. Benim için liste budur.
Hikayeden çıkarılacak ders: Arkadaşlarınıza güvenmeyin. Hele ki önerdikleri kitap wattpadden çıkma ise.
Uzun zamandır Wattpad’i kullanırım, Türkçe olan kısımda hayran kurgu olmayıp da eli yüzü düzgün olan sadece iki kitaba denk geldim bunca zamandır. İki.
Ölüme Fısıldayan Adam’ı çok süper bir kitap zannetmelerinin sebebi düzgün yazılmış bir cümle görünce sapıtmalarından kaynaklanıyor. Hayatlarında hiç doğru düzgün yazılmış bir kitap okumadıklarından da ağdalı bir anlatım görünce “wooa derin edebiyat hacı” oluyorlar. Diğer ikisine değinmiyorum bile çünkü beş para etmezler.
Şimdilerde okuduğum gerçekten güzel yazan, betimlemeleri olsun akıcılığı olsun, iyi bir yazar var. Altındaki yorumlar “benim Türkçe bazen yetmemek”, “anlamıyorum”, “ne oldu şimdi” gibi şeyler.
Neyse ki şiirler kitaplar gibi değil devamlı aynı şeyi okusanız da sıkılmazsınız.
Nutukta bahsedilen tek yabancı yazar HG Wells. Bahsi geçen kitap da Wells’in Dünya Tarihi kitabı;
