Okuma Etkinliği - Ay Bahçeleri (Malazan #1) - Steven Erikson

Öyle bir şey yok. Herkes yazacak. Ben de hatırlamıyorum bazı şeyleri, ya fandom’a bakıyorum ya da @nefarrias_bredd hocama soruyorum.

Taş olursun taş. :slight_smile: Bu arada dili beğenmemende çevirinin de etkisi olduğunu düşünüyorum. Ben okurken bir şeyler eksik gibi hissediyorum. Zaten bu yüzden de @Abraxas ile çeviriyi incelemeye karar verdik. O da çevirinin üstünkörü olduğunu düşünüyor. @Abraxas Türkçe okumadı gerçi ama ben yazarın dilinin en az %30 eksik çevrildiğini düşünüyorum. İmkanın varsa İngilizce okuyup öyle karar ver dili için.

Bu tam olarak hassasiyet değil de bir tercih aslında. Okurun elinden tutup “bak güzel okurum, bu şudur şu da budur” harici bir yöntemle yazmak istemiş Erikson. Birçok panelde bunu dile getiriyor. Yani taa en başından beri “Tolkien gibi olmayan” bir kitap yazma amacı var. Burada konu beğenip-beğenmeme değil, Erikson’ın olaya yaklaşımı.

Buna bir iki örnek verir misin? “Show, don’t tell” Erikson’ın en güçlü yanlarından birisi. İlk defa bu tarz bir eleştiri okudum. Belki benim gözümden kaçmıştır.

Öyle ama rehbere baktıysan 280 slayt. :slight_smile: İstediğin gibi detaylı bir sunu için 500-600 slayt gerekirdi, o da kitabı okumayla neredeyse eşdeğer. Ama Tor reread öyle değil. Orada hem güzel bir özet var hem de okuyucuların detaylı yorumları.

Aynen. Kitabın temellerini Erikson ve Esslemont’ın FRP oyunları oluşturuyor. Hatta yazmaya başladığı sırada 10 kitapta da ne yazacağım belliydi der Erikson.

Bu da ilginç. Benim Erikson’da gördüğüm en güçlü yan aslında o yaşanmışlık hissini harika yansıtmasıdır. Belki bu kitap özelinde haklı olabilirsin, ben serinin geneline karşı büyük bir sevgi besliyorum. İlk cildi de okumaya yeni başladım. Bitirdiğimde senin gibi düşünüyor olabilirim.

Bunları neden bilmek zorundasın ki? Zamanla hepsi açıklanacak da baştan bilmene gerek yok. Kovanlar mesela, bilmiyorsun ne olduğunu ama ipuçların var. İleride tüm detaylara hakim olacaksın. Böyle böyle çoğu gizem açıklığa kavuşacak. Yani tercih etmiyor olabilirsin, ona bir şey diyemem ama önceden bilme zorunluluğu yok bana kalırsa.

Bunu yine @Abraxas açıklamıştı. Biz okur olarak rahata alışmışız biraz. Elimizden tutulsun, spoonfeed yapılsın istiyoruz belki de. Temelde rehbere ihtiyaç yok, rehber zaten kitaplar yazılırken yoktu bile. Yine de bir fan kitlesi oluştu. Demek ki temelde böyle bir ihtiyaç yok.

Yanlış hatırlamıyorsam @muaet ya da @Aspergerian olsa gerek, başta reread ile okuyorken, sonra “ben böyle elimden tutulmasını istemiyorum, kendim okuyup kendim çözeceğim” gibi bir şey yazmıştı. Yani kimse temelde rehbere bakmak zorunda değil. Zorlananlar için rehber bir alternatif sadece. Tabii ki rehbere bakmayıp, kitabı bir kenara fırlatmak da bir çözüm. :slight_smile:

Zevklerimiz ne kadar da farklı. Ben de Sanderbot’un tam bir “yapay veya klişe karakter” oluşturma uzmanı olduğunu düşünüyorum. Özellikle kadınlarda kötüdür. :slight_smile:

Kruppe sürekli terliyor, sürekli mendil çıkartıp alnını pat pat siliyor ama onun harici aklıma gelen terleme olayı yok. Kitabın kalanını okurken büyük ihtimalle algıda seçicilik yapacağım sayende. :slight_smile:

Bunu @Abraxas da yazmış.

Yes. Diğer türlü “harcanırlar”. Simtal ve Challice var gerçi ordu harici, bir de handaki iki abla. Simtal ve Challice de klişe karakterler itiraf etmek gerekirse.

Ben böyle bir şey hissetmedim ama hassasiyetlerim farklı olabilir. Keza, ne forumlarda ne videolarda buna dair hiçbir yorum da görmedim. Belki @nefarrias_bredd’in fikirleri vardır bunla ilgili.

4 Beğeni