Son dakika kapıya ayağımı sıkıştırayım ben de bugün başladım. İlk bölüm bitti. Biraz karışık başladı ama ileri açılacağını düşünüyorum. İçimden bir ses kitaptaki diyalogların güzelliğinin beni memnun edeceğini söylüyor. Heyecanlıyım
Takıldığın her şeyi sorabilirsin hocam. Rehberler de var yardımcı olsun diye, onlara da bakabilirsin.
Teşekkür ederim aklıma çok şey geliyor ama daha yolun başındayım. Yalnız şey benzerliği dikkatimi çekti. Zaman Çarkı 1 okuduysanız öyle bakın. İki karakterimiz bir portala girdi ya orası Zaman Çarkı serisindeki yolları baya anımsattı. Hani bir köşeden trolloclar çıkmadı sadece öyle diyeyim hahaha
Aslında yukarıda 2-3 kez benzer benzetimler yapıldı, demek ki çoğu kişide aynı çağrışımları yapmış.
İkinci kitap Mayıs ayında mı geleceki?
Biraz önce izlediğim videoda Erikson diyor ki:
Dune’u okuyup çok etkilendikten sonra, Dune’un alt yapısını Ay Bahçeleri’nde kullandım. Bunu yaparken türün beklentileri dışına çıkmadığımı düşünüyordum ama görünen o ki çıkmışım. Dune’da hikayenin içine bırakılıyorsun ve okudukça parçaları bir araya getirmeye çalışıyorsun. Aynısını Ay Bahçeleri’nde yapmaya çalıştım.
Ekleme: Yazarken, arkeolog olmasının etkileri sorulunca verdiği yanıt:
Birileri yazım şeklimin, arkeolojideki gibi katman üstüne katman gibi olmasının analizi yapmış. Altta yatan şeyler, üsttekiler şekillendirir. Ben de sanırım benzer bir şekilde yazmaya çalıştım. Üsttekileri anlatırken altta yatanlara dair ip uçları verdim. Zaten bu yüzden de tekrar okumalar çok kıymetli oluyor, her okumada farklı bir ip ucu yakalıyor okurlar.
Kitabı bitirdim, oldukça zorlu bir okuma süreci oldu benim için. Tabii bunda kitaptan ziyade kişisel nedenlerim ön plandaydı ama kitabın da kolay bir kitap olduğunu söyleyemem. Oldukça fazla fantastik öğe ve farklı ırk/mekan türleri içerisinde kaldım. Özellikle ilk yarısında daha fazla zorlandım ama olayları tamı tamına anlamaya çalışmak yerine kendimi akışa bıraktım, nihayetinde de kitap ilerledikçe her şey yerli yerine oturdu.
Kitap beklentimin üzerine çıktı gerçekten. Ben öyle fazla bir epik fantastik deneyimi olan bir okur değilim, yine de türün fanatiği gibi hissettim okurken. Yani yazar bunu nasıl başardı bilmiyorum ama bu türde az kitap okumuş gibi değil de yıllardır epik fantastik okumuşum gibi hissettim okurken. Bu durum favori türlerim dışında başıma gelince yazara saygım çok daha fazla oluyor (Terry Pratchett örneğin, sanki yıllardır okuyormuş hissi verebiliyor ilk kitabından ya da Ursula Le Guin). Erikson da bu yazarlardan olduğunu kanıtladı kendi adıma. Kitap hakkında söylenecek çok şey var, daha az yoğun olduğum bir gün bunları da yazmak istiyorum.
Bir teşekkür @isos81’e göndermek isterim, sadece bu kitap özelinde değil fantastik edebiyat özelinde beni türe ısındırdığı ve de yönlendirdiği için.
Daha birlikte okuyacağımız çok kitap olacak.
Çok merak ediyorum. Birkaç güne gelmezse darlarım seni, haberin olsun.
Buna da çok sevindim. İkinci kitapta seni nelerin beklediğini tahmin bile edemezsin. @GKS şahit.
İkinci kitap beni aldı, götürdü Raraku çölünün ortasına gömdü. Oradan çıkmaya uğraşıyorum hala…
İş yerinde boşluk buldukça yazacağım abi.
Keşke hemen çıksa da okusak, mayıs diye hatırlıyorum ikinci kitabı.
Kesinlikle.
Evet Mayıs ayında çıkacak. Ben halen son 150-200 sayfayı okumadım. Böyle böyle mart sonunu görürsem arayı epey doldurmuş olacağım.
İkinci kitapta da böyle yapmayı düşünüyorum. Hemen okumaktansa, çıkınca başlayıp, yudum yudum okumak iyi olacak. O daha uzun bir de. Oh miss… Gerçi 3 baya uzundu galiba. 2 den emin değilim.
Tahminen 900-950 sayfa arası olacaktır.
Acaba bir yerlerde spoilersız karakter çizimleri falan var mı ? Şimdi kim neye benziyormuş diye aratarak spoiler yemekten korkuyorum Bir reddit konusu vardı kitaplar şeklinde ayırarak WOT çizimlerini paylaşmışlardı.
bu da güzelmiş yalnız baya değişik tipler alışmam zaman alacak Benim dediğim konu böyleydi https://www.reddit.com/r/WoT/comments/52r1xr/no_spoilers_character_art_safe_for_all_readers/
Benim bildiğim böyle bir derleme yok. Özel merak ettiklerin varsa toparlayayım senin için. Mesela Köprüyakanlar şöyle:
Teşekkür ederim şimdilik başlardayım o bakımdan çok bir şey söyleyemeyeceğim. Belki bu tarz bir konuyu ileride biz yapabiliriz bu görseller dursun bakalım. Yeni gelenlere de faydası olur
@gelu aklımdaki çoğu şeyi yazmış zaten. Benim de merak ettiğim nokta,
Tazı, son sahnede Paran’ın göğsünü falan yaralıyor ama Paran ölmek yerine iyileşiyor. Urgan, Tazıya erken davrandın diyor hatta. Burada Paran’ın bilmediğimiz bir gücü mü var yoksa Kısmet’in etkisini mi görüyoruz? Akabinde kılıcı Urgan’a verdiği için kılıcın son etkisi diye yorumladım ben.
Genel olarak kitabı beğendim. Anlamadığım bir yer olmadı. Kitap karışık gelmedi. Hatta bizi ilk başta o karmaşanın içine atarak başlaması daha bile güzel olmuş. Karakterleri, yerleri ve olayları aklımda tutmakta sıkıntı yaşamadım, fil hafızamın faydalarından biri sanırım ama ilk 150 sayfayı geçince okuması ve neler olduğunu takip etmek daha da kolaylaşıyor diyebilirim. Ek olarak kitapta makro olaylar yaşanırken, bir yandan da mikro olayların makro olayları aratmayacak şekilde yaşanması daha da başarılı kılmış kitabı. Örneğin en sonda hala anlaşma peşinde koşmaları ve anlaşmanın akabininde yaşananlar gibi. Kruppe’yi, Dragon Ball’daki Yajorobi; Yırtıkyelken’i, Fairy Tale’deki Mirajane olarak hayal ettim hep. Aklımda tek yanlış canlandırdığım karakter erkek Sırma oldu, ben hep kadın sandım onu. Hatta bunu yukarıda spoiler içinde yazınca öğrendim.
Aklımda kalan sahneler, Gölgetaht’a rest çeken Tez Ben ve başka bir bölümde Rake’in sahnesi. Psikopat Sırma’nın sahneleri, sonunda Sırma tam faka bastıracakken Paran ve Toc’u bir anda tuzağa düşmesi ve Paran’ın olaydan habersiz orada öylece dikilirken Rake’in aniden ortaya çıkışı, Azath’da Paran’ın Tazı’ya dönüşerek Finnest’i yenmesi, Rake’in her sahnesi, baştaki kovamaca ve ortalardaki pusuya pusu atan Tisde Andiilerin olduğu bölüm, İblis’in acı sonu. Bu liste uzayıp gidecek gibi burada keseyim.
Kitabın sonunda Azath, oraya en son giren iki kişinin sonrasında imparator ve yardımcısı olması, Yedikentin isyanı, Caladan Brood’un Pale’e yürümesi, Kahin’in savaş başlatması, Gölgetaht’ın revize edilmiş planları, Genç Toc’un başına gelenler, iki Tazı’nın nereye gittiği, Yırtıkyelken’in Tektutan olarak geri döneceği gibi konular bana yeterli materyali veriyor seriye devam etmek için gizem açısından.
Bunlar olmasaydı da ilk kitabın başlı başına başarısından dolayı devam ederim seriye. Bize Malazan’ı basılmadan çok önce sevdiren, basıldıktan sonra da kitabı hediye ederek böyle güzel bir fantastik eseri okumamıza vesile olan tüm arkadaşlara teşekkürü bir borç bilirim.
Kitabı dün akşam bitirdim. Karmaşık duygular içerisindeyim. Boş vakitte uzunca bir yorum yazacağım.
Şimdi 22.bölümü okudum. Tam bir keşmekeş. Bütün mahalle karıştı. Eğer bir şey anlamamız gerekiyorsa da ben bir halt anlamadım. Bir şeyler uçuşuyor falan. Hayırlısı.