Seri 10 kitapmış. Fiyatlar böyle giderek katlarsa çoğumuz seriyi okumayı bırakır.
Ay Bahçeleri üzerine yaptığım ödevden edindiğim bilgileri paylaştığım bir yazı yayınlamıştım. @isos81 görmeyenler için bu başlıkta da paylaşmamı rica etti. Umarım ilginizi çeker.
Türkçesini İngilizce olanından çok daha çok sevdim çünkü ana dilimde okumak apayrı bir şey. İngilizce seviyem tam anlamıyla yeterli değil, belki ileride İngilizcemi geliştirip tekrardan okurum ve fikrim değişir.
Kitap film senaryosunun kitaplaştırılmış hali ve serinin diğer kitaplarında bu durum değişiyormuş. Steven Erikson sizi alıyor kitabın ortasına atıyor ve kitabı tabiri caizse üzerinize kapatıp evinizin arka bahçesine gömüyor. Öhöm biraz abarttım gibi Kitapta olaylar birden başlıyor siz tam karaktere alıştım buradan devam etsin dediğiniz anda sizi alıyor bambaşka bir yerde bambaşka karakterle tanıştırıyor. İşin en güzel yanı ise hiçbir şey anlamıyorsunuz ve bir şeyleri anlamama konusunda kendinizle barışık değilseniz büyük sıkıntı çekersiniz fakat bu eşiği (1.kitabı) atlatırsanız sizi harika bir evren bekliyormuş ve kafanıza takılan sorularında cevabını alıyormuşsunuz. Ben önce İngilizce olarak okudum ve pek beğenmemiştim 3.5 puan vermiştim şimdi bunu onun üstüne okuyunca bazı şeyler yerine daha iyi oturdu ve kitabı henüz taze bitirmişken hemen bir şeyler yazayım ve notumu vereyim dedim.
Klasik siyah ve beyaz karakterlerden sıkıldıysanız ve gri karakterlerden oluşan bir seri arıyorsanız mutlaka okumalısınız ama giriş ücreti epey yüksek bir seri olduğunu da unutmayın. İlk kitabı atlattıktan sonra serinin diğer kitaplarının çok daha iyi geldiğini söylüyorlar. Henüz Türkçede 2. kitap yok o da Mayıs ayında gelecek ve sabırsızlıkla bekliyorum. Ayrıca buradan İthaki’ye bize bu şahane evreni kazandırdığı için teşekkür ederim. Kitapta bence çeviri sıkıntıları var ama büyük sorunlar değil bunlar ve sonraki baskılarında düzelteceklerine inanıyorum.
Kitaba puanım 5/5
Ya ben bu kitaba tavsiye üzerine körlemesine daldım, aşağı yukarı 100 sayfa kadar da okudum ama hiç bişey anlamadım. Evrende ne oluyo ne bitiyo fikrim yok, karakterle bi bağ kuramadım. Şu an sadece okumuş olmak için okuyomuşum gibi hissediyorum. Kitabın anlaşılması zor ve ilerde bişeyler oturacak mı yoksa ben mi kaptıramadım kendimi kitaba?
Kitabın anlaşılması zor ve evet ileride bir çok şey oturacak. Yarıyı devirdiğinizde tat almaya başlıyorsunuz ve kalanını okutuyor. Serinin kalan kitapları ise bu kitaba göre çok daha iyilermiş. Yapabiliyorsanız biraz daha dayanıp okumaya devam edin derim.
Anladım teşekkür ederim. Sıkıntı bendeyse kafamın daha boş olduğu bi zamanda tekrardan başlamayı düşünmüştüm de
Sıkıntı sizde değil (belki kısmen sizde olabilir gerçi ), genel olarak okuması / seriye başlaması zor bir kitap. Biraz emek istiyor açıkçası.
Eğer İngilizceniz varsa, her bölümden sonra şurada yer alan özet ve yorumları okumanızı tavsiye ederim. Yine bu konunun ilk mesajında, Türkçeye çevrilmiş olan Reddit rehberine de göz atabilirsiniz. Ya da anlamadığınız kısımları buraya yazabilirsiniz.
Yok tamamen kitapla alakalı o sıkıntı. Daha nedir ne değildir bilmeden olaylar başlıyor
Evet, zor bir kitap ama ilk okuması olmasına rağmen su gibi aktığını söyleyenler de oldu forumda. Biraz okurun beklentilerinin, harcadığı emeğin ve o anki ruh halinin de etkisi olduğunu düşünüyorum.
Aşağı yukarı 200-300 sayfa zorlandığımı hatırlıyorum sonra ısınmıştım.
Allah affetsin ilk ~300 sayfayı ben de zor geçmiştim biraz. Ama o aralar Second Apocalypse’i yeni bitirmiştim (ağır boşluktaydım) ve onu beğenenler Malazan’ı övüyorlardı, o yüzden hiç tatava etmemiş kitaba postit yapıştırıp not ala ala okumuştum hahah. Sonra açılınca gerisi aktı zaten
Benim kitapla ilgili okuma deneyimim ilk seferime göre çok daha iyi gidiyor bence kafa doluyken ya da yoğun çalışılıyorken hiç girişmemek lazım. Şimdi adli tatil olduğu için çok daha rahat okuyabiliyorum. Üsluba ve evrene bayıldım tam benim tarzım eğer bitirip ikincisini de okumayı başarabilirsem kesinlikle fanı olurum. Olayları veya karakterleri takip etmekte zorlanmıyorum(gerçi daha ortalardayım) benim açımdan kitaptaki zorluk karakterlerle ilgili. Benim gibi karakter odaklı okuyucular da zorlanabilir karaktere tam alışıcam merak etmeye başlıycam hoop yeni biri geliyor. Bu durum da benim yavaş okumama neden oluyor. Normalde günde 200 sayfa okuyacağıma 50 sayfa okuyabiliyorum. Şimdilik sürükleyicilik az bana göre ama onun dışında kitapla ilgili her şeye bayıldım. Umarım bitince de aynı hissederim.
Aslında karakter odaklı okuyucular için bu durum avantaja dönüşüyor çünkü zevk alabileceğin birkaç değil onlarca karakterle tanışıyorsun.
Kimleri sevdiğimi söylemem biraz tad kaçırabilir ama en az 15 kişiyi çok sevdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Bende de tam tersi oldu. Malazan sonrası benzerlik sebebiyle Second Apocalypse e başladım ama DNF oldu bende maalesef. Şimdi düşünüyorum da, Malazan a devam etmeyenler ile benim SA’e devam etmeyişim çok benziyor aslında.
Karakterden ziyade, mekan isimleri…
Ben mekan isimlerini hiç umursamam. Ana birkaç yer hariç aklımda bile tutmam, haritaya da bakmam. Elbette zamanla birkaç yer kafamda yer eder (Raraku, Darujhistan gibi) ama genel olarak benim için x yer, z yer filan vardır sadece.
Kralkatili güncesinin ilk kitabının hemen arkasına okumaya başladım. O yüzden sanırım biraz daha o kıvamda olmasını bekliyodum. Mesela karakter bolluğu varmış dediklerinize göre oysa ki ben hangisi ana karakter acaba diye düşünüyordum
Kralkatili ile aralarında fantastik olmaları haricinde hiçbir benzerlik yok, o yüzden biraz çarpılmış olmanız normal.
KKG, bir kişinin anılarını anlatan, prose olarak tür olarak örnek gösterilen bir seri iken, Malazan ise bir imparatorluğun tarihini anlatan, çok daha “grand” ve çok daha epik bir seri. O yüzden aynı efor ile aynı tadı almanız mümkün değil gibi.
Hep aynı şeyleri yazıyorum ama eğer İngilizceniz varsa Tor’daki özetler yoldan çıkmadan devam edebilmeniz için büyük nimet. Hatta sonrasında Amanda ve Bill’in yorumlarını okursanız, kaçırmış olabileceğiniz bircok noktayı fark edebilirsiniz. Amanda sizin gibi ilk kez okuyor, Bill ise mükemmel bakış açıları sunuyor.
Etkinlik biteli bayağı oluyor ama ben kitabı oldukça yavaş okuduğum için ve buralara uzun süredir sadece ara sıra baktığım için anca inceleme fırsatı buluyorum konuyu.
Başlığı hortlatmam gerekirse kitabın ilk on iki bölümünü okudum şu ana kadar. Doğrusunu söylemem gerekirse benim için biraz ağır ilerliyor Ay Bahçeleri. Kitabı çok beğendim bu arada, sebep daha çok benim ofiste bazen mayışıyor olmam. Yazarın üslubu bir tık ağır okumamı gerektiriyor, kendisinin de benzettiği gibi tarzı az çok Dune’e benziyor. Uzun diyaloglardan Zaman Çarkı havası almadım desem yalan olur ancak evrenin kafamda tam oturması için okumaya devam edeceğim. Dediğim gibi yazarın üslubu bir tık zorlasa da eh, ben zoru severim.
Biraz yavaş ilerliyorum, ikinci kitabın etkinliğine yetişir miyim bunu göreceğiz ama bakalım.
Etkinliğe yetişmen değil, keyif alarak okuman önemli. Bitiş süresi sadece teferruat. Soruların olursa her zaman yanıtlarız zaten.
O zaman işleyişle ilgili sorumu sorayım. Tek ve çift kitaplar her zaman farklı hikayeler mi anlatıyor ve birbirlerinin devamı mı bu hikayeler? Bu biraz spoiler olabilir ancak birleşecekleri bir nokta oluyor mu?