Fazla sessiz geçiyor bu sefer etkinlik yahu. Kitap gayet güzel ama bu aralar biraz yoğunluk var, fazla zaman bulamıyorum. Anca %37’ye gelebildim. Kitaptan alıntıları takip eden diğer arkadaşlar için biraz daha uzun tutuyorum, görmezden gelin.
Sheena üzerinden sanırım bilim dünyasının etik anlayışı da masaya yatırılıyor. Gerçekte bu kadar kafa yoran var mıdır diye merak ettim.
Does a squid have a soul?
How did it feel, to be Sheena?
“If something does go wrong we hope the public will accept it as a justified sacrife.”
Yavrular ortaya çıkınca halkın tepki göstermesi de yavru olanı koruma içgüdüsü sanırım.
Sheena’nın insanlık tarafından gözden çıkarılmasından sonra bile nefret beslememesi, hatta çocuklarına bile neden öleceklerini ısrarla açıklamaya çalışması, bunu başaramayınca kendini yetersiz bulması içimi cız ettirdi. Sheena 6’nın daha da zeki olması ve Dan’ın onu eğitmeye başlamasıyla sanırım insanlığın ilk uzay kolonisi squidler tarafından kurulacak. Bir de R.I.P. Sheena reyiz.
Leslie Gandolfo bölümünde dünyanın sonunun gelmesinin yan etkilerinden biri olarak iş gücünün etkinliğini yitirmesinden dem vurmuş Stephen abimiz. Seveneves’de insanlık çok daha olgunca karşılıyordu (gerçi süreç daha iyi yönetiliyordu ve olasılıklar değil zamanı bile belli kesin bir son vardı), burada ise çalışanların ve şirketlerin yaklaşımı daha gerçekçi geldi bana.
For now I agree with the government analysis that an anesthetized workforce is preferable to a workforce plunged into existential gloom.
But this is just a palliative. We have to find a long-term way to handle this. The end of the world may or may not be inevitable. Our stockholder meeting is inevitable, however. I’m open to further suggestions.
The Voice of Reason kısmında ise tartışmacılara verilen son tavsiyeye bayaa güldüm.
Remember, though! None of the counterarguments are definitive. You may find yourself up against somebody with as much or more understanding of statistics than you. In that case, escalate the argument until you blind the general audience with science.
Shit Cola reklamı için düşünceleriniz ne? Bu kadar olur mu diye düşündüm bir an ve bunlar murikalı, kesin olur dedim. Bir de numbers are limited diyor utanmadan.
Adopt a baby space squid!
Thanks to Shit’s commercial tie-up with the Bootstrap corporation we can offer a once-in-a-lifetime opportunity to purchasers of Shit Cola or other Shit products to become official adopters of one of the infant squid on the asteroid Cruithne.
Every squid is different. We have recognition software, designed in conjunction with leading scientists, that can distinguish your baby squid by its shape, markings, and characteristic movements. You can name him/her, monitor his/her progress, even (pending legal approval) send him/her messages and tell him/her something of yourself.
Numbers are limited!
Blue children olayı nereye evrilecek merakım giderek güçleniyor. Zekalarının kaynağı henüz belli olmasa da Cornelius’un bir şekilde parmağı/bilgisinin olduğu kesinleşti ama neden meçhul. Emma’yı da alet edecek emellerine. Emma zaten Malenfant ile bu kadar uğraşırken daha ne kadar yük kaldırabilecek bilmiyorum. Karakter olarak gerçekçiliğini kaybeder böyle giderse. Malenfant ise gitgide daha az yer almasına rağmen detaylandırılıyor hâlâ.
Sheena’ya üzüldüm ama en azından yavrularına kavuştu da gitti. Sheena 6 annesinden daha zeki, bakalım ne haltlar karıştıracak. Ben de asteroidte bir kafadan bacaklı kolonisi kuracaklarını düşünüyorum, hatta bir-iki nesil sonra insanlara düşmanlık besleyip onları asteroide yaklaştırmayacaklarını da sallamak istiyorum. Olaylar Children of Time’daki gibi gibi gelişir belki de.
Valla hocam Shit Cola olayı Baxter’in biraz kapitalizm yergisi gibi olmuş, çok da umrumda olmadı o kısımlar. Yavan sosyal mesajları pek sevmiyorum bilim kurguda.
Voice of Reason harikaydı, aklı başında bilimsel bir karşı argüman duymak güzel.
Blue children eğitimi Nazi toplama kampına dönüştü, n’oluyor dedim yemeği tuvaleti ketiklerinde. Cornelius’un şirketinin haltları. Ama yöntemleri ise yaradı, Michael quantum gravity’i çözdü galiba. Bakalım şimdilik kuşkularımı askıya alıyorum. Yani zekâ öyle çalışan bir şey değil. Çok zeki ve bilimde inanılmaz derecede sezgili olabilirsin, ama matematik ve fizik altyapın olmadan gidip Einstein dahil 60 yıldır dünyanın en dahi fizikçilerinin çözemediği problemleri çözemezsin. Bakalım, sağlam bir açıklama bekliyorum bu blue children geyiğine.
Koloni kesin,kalanı da olabilir belki. Daha ilerideyim şu an, yorum yaparsam spoiler vermiş gibi olucam.
Açıklama geldi biraz, detay da gelecek sanırım, blue circle muhabbeti çok ilginç noktalara evrildi. Cornelius da kendinden tiksindirecek böyle giderse. Michael çözdü ama henüz devamı gelmedi o olayın.
Kitap arap atı gibi geç açıldı sci fi kısmında, hâlâ da hard değil ama umudumu yitirmedim.
%46’dayım, çok hoşunuza gideceğini düşündüğüm şeyler oldu/oluyor.
Kitabın neden katı bilim kurgu olmadığını düşündügünü merak ediyorum yavaş yavaş.
Katı bilim kurgunun tanımı şu: Bilimsel ve mantıksal doğruluğa verdiği ağırlıkla karakterize edilebilecek, bilim kurgunun bir alt türü.
Soft bilim kurgu: Solucan deliği açan zaman makinesi icat ettim beyler, hadi geçmişe gidip geleceği değiştirelim.
Hard bilim kurgu: Feynman-Wheeler kuramındaki advanced elektromanyetik dalgaları büyük hadron çarpıştırıcısındaki hassas nötrino tespit düzeneğinde ölçerek bize gelecekten bir haber verilip verilmediğini araştırmak istiyorum.
Şu ana kadarki tüm bilimsel açıklamalar; roket tasarımları olsun, asteroidlerin nasıl işleneceği olsun, Sheena’nın genetiğiyle oynanarak geliştirilen zekası ve davranışları olsun, altına rengini veren özel görelilik olsun, JPL’deki sahne olsun her şey katı bilim kurguydu.
Kitabı ne zaman elime alsam 3 5 sayfa sonra uykum geliyor.
Ofiste yurt dışı işleri için gerekli olan birkaç eksiğimi kapatmak üzere sürekli eğitim izliyorum. Yoksa biterdi şimdiye. Akşamları da yorgunluktan sızıyorum. Neyse bakalım, umarım bugün gaza basacağım.
Ben yanlış ifade ediyorum kendimi, pardon. Okurken kafamda havai fişekler uçuşturacak, ve bunu sık sık ve uzun uzun yapacak şekilde yazılanları kastediyordum ben hard derken tanımdan bağımsız olarak. Bu da patlattı ama bahsedilen kısmı googlelarken öğrenmeye çalışan bilim cahili benden kaynaklı çoğu, bkz pion, quark,nötrino vs tam olarak nedir, Feynman-Wheeler Kuramı nasıl birşeydir gibi gibi. Ya da böyle beynime vura vura zorla öğretmesi mi desem bilemedim.
Edit: Kitaplığıma baktım ve bk kitaplarımın soft sci-fi ve uzay operalarından müteşekkil olduğunu fark ettim. Seveneves okuduğum ilk hard sci-fi sanırım, ve bilim kısmını veriş biçimi bu kitaba göre çok daha ağırdı, onunla kıyaslayarak bu daha yumuşak geldi. Sonra bk okuyorum diye gezinen ben.
Edit 2: İlk kısmı kafamdan geçenleri anlattığı için silmedim. Jetonumun düştüğü kısmı görseniz sesli gülerdiniz.
@isos81 Hadi hayırlısı, istediğin şekilde sonuçlanır umarım. Araya sıkıştırabilirsen de ne âlâ.
Solucan deliklerimiz ve kara deliklerimiz hayırlı olsun. Evrenin aşama aşama heat death’e yaklaşmasını izlemek tüylerimi ürpertti.
Kardeşim bu yaşama azmi neymiş yav, bir salın gitsin, ölün artık. Yüz trilyon yıldır evrenin anasını ağlatmışsınız mili Joule’luk enerji tasarrufu planlarınızla.
Heat death gelmiş, ortada proton bile kalmamış bu çakallar ona da çözüm bulup kapalı devre sistemde hayatta kalmayı başarmışlar.
Şu ana kadar merak ettirici gidiyor ama şu gelecekten mesaj işi aşırı aceleye getirilmiş geldi bana. Belki de ben kafamda onu main plot gibi düşündüğüm içindir.
Genius kids ve squid şu ana kadar sevdiğim konular. Mesaj gönderen Billy miydi, o da merak ettiriyor ama son kısımlarda onun pek sesi çıkmadı.
Bugün 50’ye kadar gelip yazdıklarınızı okumayı umuyorum.
Dan, neden squid ile uğraşıyor da atıyorum bir primat eğitmiyor? Yani Sheena’nın zekasını arttıran Dan idi. Neden squid de mesela orangutan değil? Düşününce eli kolu olması, ne bileyim suda yaşama zorluğu olmaması ve halihazırda zaten zeki olmasını düşününce daha iyi bir opsiyon gibi görünüyor.
Gelecekten mesaj göndermeyi başaran birisi ne diye gider saçma sapan kod yollar ki? Üstelik kod da asteroidle alakalı. Derdin neyse direkt söylesene?
Scope olarak biraz farklı çıkacak o iş. Main plot değil şimdilik,sonrasında da olmayacak gibi.
RAFO
Squidlerin uzayda yaşamaya insanlardan çok daha elverişli olduğunun açıklandığı bir kısım vardı, eve gidince bulmaya çalışıyım. Bir de sanırım self-sufficient environment olayı daha pratik deniyordu. Beslemesi vs daha kolay gibi gibi.
2. soruna hiç takılma, gelecek olayı çooook farklı çıkacak.
Yok, gelecekten mesaj gönderen değil. Birisi mektup mu ne yazıyordu ya, onu diyorum.
Aslında makul. Ama yine de Sheena’nın hangi amaçla gönderildiğini merak ediyorum. İlla akıllı bir varlık gerekiyor muydu? Sadece gözlem için mi gönderildi, öyle ise kameralar zaten bu işi yapabilirdi. Bir de uzay gemisini nasıl kontrol ediyor, o da kafama takılan sorulardan birisi. Suyun içinde yaşayan bir yumuşakça mı, tuşlara filan başlamaz sanki.
Bu kısım henüz pek sinmedi içime.
Edit: Bu arada squidlerin insanlardan daha elverişli olma kısmını şimdi okudum. Tek yön bir yolculuk olduğu için insan yok diye anladım ben, yoksa insan koyarlardı gemiye. Ama bu durum, süper zeki orangutan göndermelerinin önünde engel değil. Bir de Sheena mesela düşünüyor, benim yerime robot göndermeyi tercih ederlerdi diyor. Dan diyor ki sen çok daha iyi yönettin süreci.
Bilemiyorum Altan. Hala bazı şeyler eksik hissettiriyor.
Bir insanın (veya primatın) uzun süreli bir uzay yolculuğunda yaşayacağı en büyük sağlık sorunu zero-g kaynaklı kemik kaybı. Diğer problemler böbrek taşı oluşumu ve vücut sıvılarının dört bir tarafa dağılması. Bunun bir derece önlemek için astronotlar uzayda her gün 2.5 saat antrenman yapıyorlar. Yine de yeterli bir çözüm değil.
Kitabın başında kafadan bacaklıların adeta zero-g ortamda yaşamak için biçilmiş kaftan oldukları vurgulandı. Kalsiyum kaybı, body fluid redistribution vs. gibi problemleri yok. İkincisi self-sufficiency. Kendi vücut kütlesine oranla az bir besinle yıllarca süre varlığını sürdürebiliyor. Primatın besin ihtiyacı Sheena’nınkinden onlarca kat fazla ve ağır olacaktı. Uzaya fırlatacağın her ekstra kg bir külfet.
Neden robot göndermedikleri de açıklandı: Sheena aynı fonksiyonları yerine getirecek bir robotu tasarlayıp üretmekten daha ucuza gelmiş.
Sheena kollarıyla etrafını manipüle edebiliyor. Şu tuşa bas, şu kolu çek komutlarını yerine getirmek akıllı ve bilinçli bir kafadan bacaklı için sorun olmamalı. Kavanoz açan ahtapot videolarını izlemişsindir.
Sheena için sanırım içinde yaşadığı su tankına bir düzenek kurmuşlar, oradan birçok işlemi halledebiliyordu.
Ki tek başına değil. İlerleyen bölümlerde firefly isimli robotların da gemide ve asteroidte birçok görevi üstlendiğini okuyacaksın.
Yavaşladım yine. %57deyim, @isos81 Bill Tybee ne oldu diyordun ya, öğreniyoruz.
Malenfant’ın ikinci bir izinsiz kalkış yapması çok şaşırtmadı ama Emily’nin onunla düşünmeden gitmesi içime tam sinmedi. Reid çok önceden hazırlanmaya başlamış tabii, yolculuk boyunca diğerlerini eğitmesi ve onlardan sorumlu hissetmesi iyi oldu. Bill’in karısının USASF’da yer alması ve Cruithne’yi ele geçirmeye gidecek olması da işleri biraz daha ilginçleştirecek sanırım. Matematikçimizin aspergerli çıkması şaşırtmadı pek. Michael’ın gemide olması da biraz daha anlam kazanır belki. Squidlerin bu tayfanın dünyadan geldiğine inanmamasına ise hem oh olsun dedim hem de güldüm.
30’a geldim. Ya aslında çok da keyif alıyorum ama ne zaman kitabı elime alsam ya uykum geliyor ya bir iş çıkıyor. Dün akşam mesela tam dedim kitabı okuma zamanı, hanım ve çocuklar uyudu. Bu sefer de şeytan dürttü, açtım Güç Yüzükleri ilk bölümü izledim (pişman değilim).
Ben kitabı bitirdim. Gerçekten yoğun bir kitaptı, bazı konseptleri kavramakta zorlandım. Baxter’ın özellikle son çeyrekte birçok kavramı Bilal’e anlatır gibi açıklamasına rağmen kafamda soru işareti bırakan yerler var. Sonunu güzel bağladığını düşünüyorum ancak bazı zorlama davranışlar öyküden aldığım tadı yer yer azalttı.
Siz okumayı bitirdiğiniz vakit hâlâ bir şeyler hatırlayabiliyor olursam soru(n)larımı paylaşırım.
Bi konsantre olabilsem kitaptan aldığım zevk katlanarak artacak da, böyle bölük pörçük okuyunca aldığım tat da azalıyor. Neyse bakalım. Sen MoI ye biz Time’a devam.
