Hesap dondurulmuyormuş. 3.kitap çıkınca döneceğim. Ekim gibi… elveda…
Türkçenin azizliğine uğramış olsa gerek. İlk kitapta talon geçmediyse normal karmaşa olması. Şimdi biraz bakındım claw daha genelmiş. “All talons are claws, but not all claws are talons.” diyor. Yengecin kıskacı da claw imiş mesela. Talon özel olarak yırtıcı kuşlar gibi vahşi hayvanların pençelerine deniyormuş. Türkçe terimsel olarak zayıf bir dil. Aynısı venom ve poison farkında da var mesela, sadece zehir demişiz. Çeviri sırasında ben de terimlerde çok zorlanıyorum. İngilizceden birden fazla kelimenin tek karşılığı oluyor bu durumda olduğu gibi. Tabii bir de bulduğu nesnenin nasıl bir şey olduğunu billmek lazım, işin içine silah çeşitleri de geliyor. Kullandığı silahın görseli var mı? Oradan çözüm üretmeye çalışırdım ben olsam ya da dediğiniz gibi kıskaç demek çözerdi galiba.
Şimdi baktım tekrar. İlk başta sözlüğe baktığımda isimlere aşina olmadığım için Köpekler Zinciri’nin tanımını söylediğim gibi sanmışım. Yoksa dediğiniz gibi Coltaine’in Aren’e yolculuğu diyormuş. Kusura bakmayın.
Evet, o karakteri de okurken sevmiştim.
On birinci bölüm özeti (Tor’dan alıntıdır).
Özet
SAHNE 1
Silanda’nın güvertesindeki Kulp kendi kovanına girer ve onları su basmış olan Ata kovandan gerçek dünyaya çıkarmanın bir yolunu arar. Kovanına gizlice girenleri hissetmiştir ancak şansına o geldiğinde ayrılmışlardır. Meanas’ı kullanarak “gerçekliği kandırmanın” yolunu ararken, aşırı güçlü bir varlığın yaklaştığını hisseder. Heboric’i uyarmak için kovanından ayrılır ve kovanına geri döner. Kovanın kendisi veya içindeki birisi (Gölgetaht ve Tazılardan birisi olabilir), kovandan kayıtsızca geçen güce aşırı öfke ile tepki verir. Kulp’a göre bu şeyin gücü, Rake veya Osric’e denktir ancak Rake Genabackis’teyken Osric’in yüzyıl önce daha güneydeki bir kıtaya gittiği söylenmektedir. Devasa bir ejderha ortaya çıkar ancak Rake veya Osric’in ejderha formundan farklıdır, ayrıca namevt’tir. Ejderha geçerken Kulp Meanas’ı kullanarak Silanda’yı arkasına takar ancak portal hedeflediğinden çok daha fazla açılır ve yara almaya ve Ata kovandan su almaya başlar. Gölgeler gelerek yarayı iyileştirmeye ve suyu durdurmaya çalışır ancak başarılı olamaz. Gölgetaht ve diğer Ermişlere seslenen Kulp, gerçekliği kandırarak yarığı kapatmaya çalışır. Başarısızlığı sonrası ölmeye başladığını düşünen Kulp’a ejderha gücünü aktarır ve yarık kapanır. Diğer Ermişler de güçlerini kattıkları zaman önce ejderha sonrasında da diğer Ermişler ayrılır. Biraz dinlendikten sonra Kulp herkesi ejderhanın arkasından gerçek dünyaya götürmeye hazırlanır.
SAHNE 2
Tüm bunları izleyen Felisin, şimdi de ejderhanın arkasından gidişlerini izlemekte ve tüm bu devasa güç karşısında ne kadar aciz olduklarını, hayatları üzerinde ne kadar az kontrolleri olduğunu düşünmektedir. Ejderha bir portal açar ve onları bir ateş dünyasına götürür. Baudin Felisin’i korumak için kollarını onun etrafına dolar ve gemiden kumlara atlar. Bu sırada Felisin Heboric’in de düştüğünü görür. Düşerlerken ateş kaybolur ve yere indiklerinde gerçek dünyada olduklarını anlarlar. Baudin “tavlanmış” gibi görünmektedir. Baudin kendisini daha ağır hissettiğini ve bir şeylerin değiştiğini söyler. Biraz yürüdükten sonra Heboric ve baygın olan Kulp’u bulurlar. Heboric onlara Yedi Şehir’de olduklarını söyler. Kendine gelen Kulp yanlarına gelir ve ateş kovanının (ya da kovanlar arasındaki ateşin) “kaos” olabileceğini söyler. Ayrıca Felisin’in yaralarının kaybolduğunu da belirtir. Felisin, bahriyelilerin alt güverteye gittiklerini ve geminin de yanmasından dolayı onların öldüklerini söyler. Felisin, Baudin’in ayrılmasını istediğinde Heboric araya girer ve yapabilseydi çoktan yapacağını söyler. Bunun üzerine Kulp, Baudin’in Felisin’in koruması olduğunu anlar ve her şey ortaya çıkar:
- Felisin, Muavin Tavore’un kardeşidir
- Baudin bir Kıskaçtır
- Kıskaçlar, dış güçlerle ilgilenmek üzere Dansçı tarafından kurulmuş gizli bir askeri güçtür
- Pençeler ise iç tehditlere karşı Surly tarafından gizli bir örgüttür
- Surly naip olduğu zaman Pençeyi Kıskaçların peşine salar
- Pençeler kazanır ama birkaç Kıskaç bu sırada gözden kaybolur
- Tavore, Baudin’i Felisin’i koruması ve hapishaneden kaçırması için tutmuştur
- Baudin bunu yapamamıştır çünkü Felisin ayrılmak istememiştir
- Baudin’in babası Kellanved ve Dansçı’nın Ermişliğe ulaştığına şahit olmuştur
Felisin Baudin’e ayrılmasını söyler ve Baudin de kabul eder. Kulp ve Heboric buna çok kızar (Felisin şaşırsa da onun da içinde bir sıkıntı oluşturmuştur bu). Kulp Heboric’e isterlerse kızdan kurtulabileceklerini söyler ama hayatını ona borçlu olduğunu söyleyen Heboric kabul etmez. Büyülü kum fırtınasını fark ettikleri zaman Kulp Raraku’da olduklarını anlar. Fırtına onlara ulaşır.
SAHNE 3
Mappo Fiddler’a Sha’ik’in öldürüldüğünü, Pust’un deste okumasına göre Kızıl Kılıçlar tarafından suikasta kurban gittiğini söyler. Kendisi de deste okumasını bilen Fiddler, deste okumanın bu kadar detaylı bilgiler vermediğini söylediğinde Mappo katılır. Gidişlerini sürekli ertelediği için Fiddler Pust’a kızgındır. Onun “plan içinde plan” yapan Quick Ben’e ne kadar benzediğini düşünür. Mappo’ya yaşlanmış ve kullanılmış hissettiğini söyler (Pust’un daha önceki deste okumasında söylediği “yorgun lağımcı” yı hatırlayın). Pust’un planları olduğunu ancak henüz çözemediğini ekler. Mappo bunun Apsalar’la ilgili olduğunu söyleyince Fiddler ona katılır. Mappo, Pust’un Dansçı’nın yetenek ve anılarına sahip olan Apsalar’ı, Sha’ik’in yeniden doğan bedeni olarak kullanmak istediğinden kuşkulanmaktadır.
Asıl geçidin tapınakta olduğunu bilen Mappo, Pust’un sahte izler koyarak şekildeğiştirenleri yanlış yönlendirdiğini anlar. Ayrıca ona göre Pust, kendisi ve Icarium hakkındaki gerçekleri de biliyor ve onları kullanmak istiyordur. Fiddler, Şekildeğiştirenler gerçeği öğrenirse Pust’un Mappo ve Icarium’u son savunma olarak kullanmak istediğini anlar. İstedikleri zaman ayrılabileceklerini söylediği zaman Mappo Icarium’un kendi macerası olduğunu, o yüzden kalacaklarını söyler. Fiddler, Mappo ve Icarium’un onur ve görev bilincini Pust’un kullandığını, geçidi her halükarda koruyacaklarını bildiğini söyler. Mappo ise Pust’un aynısını Fiddler’ın grubu için de planladığını söyler. Kuşkularını kendilerine saklamak şartıyla diğerlerine katılmaya giderler.
SAHNE 4
Fiddler Icarium’un zamanla takıntılı olduğunu, zamanı ölçmek için cihazlar geliştirdiğini, hedefine ulaşmak üzere olduğunu ve Mappo’nun Icarium’un geçmişini öğrenmesini engellemek için yeminli olduğunu onaylar. Fiddler birinin geçmişi olmadan, anılar olmadan, gelişme olamayacağını söylediği zaman Mappo buna katılır. Fiddler Icarium’un Mappo’yla nasıl arkadaş kalabildiğini ve anıları olmadan nasıl böyle cömert olabildiğini merak eder.
Odaya girdiklerinde Crokus’un Pust’a saldırdığını görürler (yine mi ya ). Fiddler onları ayırır ve Crokus, Pust’un Apsalar’ın Sha’ik olmasını istediğini söyler. Fiddler, bunun Apsalar’ın kararı olduğunu söyler. Apsalar bir daha hiçbir Ermişin maşası olmayacağını söylediğinde Pust ona bir alet olmayacağını, yöneteceğini söyler. Apsalar hayır der ve Pust Apsalar’ın hala Dansçı ile bağlantılı olduğunu belirterek ayrılır. Icarium gelir ve Mappo Crokus ve Fiddler’a, hizmetkarın Apsalar’ın babası olduklarını düşündüklerini söyler. Gölgetaht onu koz olarak almıştır ve Sha’ik’in cesedinin peşine göndermiştir. Mappo Fiddler’a hizmetkarın peşinden gitmek için ona katılmak isteyip istemediğini sorar, Fiddler kabul eder.
SAHNE 5
Mappo, Trell cadıları tarafından güçlendirilmiş ve kendi güçleri olan devasa bir iskeletin kemiğini alır. Ayrıca, kendisi minik bir kovan olan çuvalı da vardır. Icarium ona Apsalar’ın babasının peşinden gittiğini söyler. Mappo ve Icarium, Sha’ik’in belki de en başından bunu planladığını düşünürler. Belki de ele geçirilmiş bir Apsalar’ın Laseen’e asla ulaşamayacağını bilen Gölgetaht ve Kotilyon, şu anda onun anı ve yeteneklerine sahip olan Apsalar’ın Sha’ik’in yerine geçmesini, kıyameti başlatarak Malazanları bozguna uğratmasını, Laseen’i oraya gelmeye zorlayarak öldürmesini ve sonrasında Apsalar’ı tahta oturtarak Malazan İmparatorluğu’nu kendilerinin gizli olarak yönetmek istemelerini amaçlamaktadır.
Icarium yanıtları Tremorlor’da bulacağını, bunu onun nasıl değiştireceğini, Mappo’ya kendi anıları açıklayıp açıklamayacağını sorar. Mappo Icarium’a, onun kendi anılarına bağımlı olmadığını ve Mappo’nun anılarındaki Icarium modeline dönüşmesini hedeflememesi gerektiğini söyler. Icarium Mappo’nun da kendi gizli gerçeğinin bir parçası olduğunu düşündüğünü söyler ve Mappo hiç bu kadar ileriye gitmeyen Icarium’un düşüncelerinden endişe duyar. Icarium’um Tremorlor’da bir karar vermesi gerekebileceği konusunda fikir birliğine varırlar.
SAHNE 6
Fiddler dışarıda beklemektedir. Mappo ve Icarium arasındaki gerginliği hissetmekte ve değişimin hepsine geleceğini düşünmektedir. Crokus’un bıçak dövüşü talimlerine başladığını ve gelişim gösterdiğini fark etmiştir. Yola koyulurlar.
SAHNE 7
Kalam Korbolo Dom’un kampını gözlemektedir ve etrafta çarmıha gerilmiş tutsaklar vardır. Kalam, çarmıhta on iki yaşlarında, gözleri oyuk ve burnu kesik bir çocuk görür ancak yardıma gidemeyeceği hatta ona ölüm merhametini bile sunamayacağı için çaresizlik içindedir. Çaresizlik fikrinden, bir etkisinin olmaması düşüncesinden nefret etmektedir. İmparatorluk’un “yaptığınızın on katı yıkım getiririz” tehdidi üzerine düşünür ve Laseen’i öldürdüğü zaman yerine daha iyi birisinin geçmesini umar (Quick’in aklında birisi vardır). Diğerlerinin yanına döner. Keneb daha da kötüleşmiştir. Onlara ordunun etrafından dolanamayacağını söyler. Quick Ben’in ona verdiği büyülü bir nesneyi kullanır ve İmparatorluk Kovanı’na girerler. Unta yerine Aren’e gitmeye karar verir.
SAHNE 8
Onları takip eden Lostara Yil, portal girişinde Pearl (İnci) ile karşılaşır. İnci, bu bölgede portalin olmaması gerektiğini söyler. Yil’in Kızıl Kılıçlar’dan olduğunu anlayan Pearl, birlikte ilerlemeyi teklif eder ve Yil kabul eder.
SAHNE 9
Birkaç saat sonra portal hala açıktır. Daha önce çarmıha gerilen 1300 çocuk kaybolduğu için Dom’un kampı alarmdadır. Her yerde gölgeler yer almaktadır. Apt, ön kolunda yüzü çiğnenmiş bir çocukla (gözleri ve burnu yoktur, daha önce Kalam’ın gördüğü çocuk) ortaya çıkar. Gölgetaht Tazılarıyla birlikte gelir. Apt’ı Sha’ik’e kaptırdığını sandığı için şaşırmıştır. Bu kadar çocukla ne yapacağını sorar, ancak Apt ısrar edince sinirlenmeye başlar. Apt Kalam’ın onları kurtarmak istediği için kurtardığını söyleyince Gölgetaht Kalam’ın tabii ki çocukları kurtarmak istediğini ancak bunun imkansız olduğunu bildiği için yapmadığını, sadece intikamın mümkün olduğunu fakat bu kadar çocuğu iyileştirmek için kendisinin tükeneceğini söyler. Apt çocukların hizmetkar olmalarını teklif eder. Fikri önce beğenmeyen Gölgetaht’ın aklına bir fikir gelir ve kabul eder. Apt, yaralı çocuğu kendisine saklamak istemektedir. Çocuğu ve Kalam’ı koruma görevi arasındaki çatışmayı nasıl çözeceğini sorar, Apt’ın ise buna yanıtı vardır. Gölgetaht kabul eder ancak çocuğu iyileştirmenin bazı yaralar bırakacağını, çocuğun “tahmin edilemez” olacağını söyler. Çocuğu iyileştirir ancak Apt’ın isteği üzerine çocuğa Aptoryanlardaki gibi tek bir göz verir. Gölgetaht, Pust’a verdiği şekildeğiştirenleri kandırma görevinin altından kalkamayacağından endişelidir. Apt ve çocuk kovana girerler ve Kalam’ın peşinden giderler.
18 inci bölüm sayfa 680 ler civarından spoiler, tektutan ve d’iver lerin hedefi adına bir soru;
Şimdi ben bu shapeshifter tayfanın aradığının da Tremorlor olduğunu düşünüyordum. Bu kısımlarda anladığımıza göre, pek çoğu da azath evini hedeflemiş ve bizim grupla beraberler. Ama tam bu bölümde 2 tanesinin savaşarak gelişi, tazılardan birinin ayının elini koparması ve sonra bunların Tremorlordaki köklerle duvarların içine çekilmesi ile, sanırsam ki, bu Tremorlor bunların gelmesini istiyor ki bu şekil hapsetsin bunları? Galiba buna dayalı ufak bir cümle de geçti sanki ama yerini hatırlayamadım.
Tektutan ve D’iver’lerin aradığı kapı aslında Tremorlordaki Azath Evi kapısı değil, değil mi? Çok emin olamıyorum ama şu sahneden sonra sanki biraz geride buna dayalı ufak bir yer vardı ve tam yakalayamadan kaçırmışım gibi.
Binlerce yıllık yaratıksınız, şekil şukul değiştiriyorsunuz ama ne aradığınızı bilmiyorsunuz yav, sonra benim kafamı karıştırıp duruyorsunuz
Özetleri okusan böyle olmazdı.
Hayır, sekildeğiştirenler Azath evini aramıyor, Eller Yolu denen geçiti arıyorlar. O geçit ise aslen Pust’un tapınağında. Hatta Mappo ve Icarium tapınağı araştırırken buluyor geçiti. Pust ise sırf sekildeğiştirenler geçiti bulamasın diye Tremorlor’a doğru sahte işaretler koyuyor. O yüzden de o mal sekildeğiştirenler de Azath evine doğru gidiyor.
Tremorlor’u ise güç mıknatısı gibi düşün. Yakınına gelen güçlü şeyleri hapsediyor, tıpkı ilk kitapta Jaghut Tirana yaptığı gibi.
On ikinci bölüm özeti (Tor’dan alıntıdır).
Özet
SAHNE 1
Duiker orduyla birlikte at sürmekte ve kayıpları kataloglamaktadır. Ortada birçok dedikodu dolaşmakta ve çabanın nafile olduğu görüşü artmaktadır. Yüzbaşı Lull onu bulur ve son günlerde onlara çok zarar veren düşman komutanına saldırı düzenlemek için gönüllü olanlardan birisi olduğunu söyler. Lull, Duiker’ın yanındaki Onbaşı List’in su eksikliğinden dolayı hasta olduğuna dikkat çeker ve Nether onu bir şifacıya götürür. Lull, hedefledikleri nehrin karşı kıyısında bir savaş beklediklerini, bunun da tahmini 9 gün sonra olacağını söyler.
SAHNE 2
Lull’un ekibi ve Nil ile buluşurlar. Nil Duiker’a, Malazan profesyonel askerlerinin, gördüğü en ölümcül güç olduğunu söyler. Lağımcılar bazı patlayıcıları kullanırken Nil gizlemek amacıyla sis oluşturur. Yola çıktıkları zaman Duiker en son savaştığını zamanın üstünden çok geçtiğini düşünür.İmparatorluk Tarihçisi olmasının ödülü saflarda savaşmamak ve ömrü uzatacak bazı simyalar elde etmektir. Kellanved’in onu tarihçi yapmasını, Yaşlı Toc’u (Toc’u tarihçi yapmama sebebi onla ilgili başka planlarının olmasıdır) ona okuma ve yazma öğretmesi için görevlendirmesini hatırlar. Laseen İmparatoriçe olduktan sonra Yaşlı Toc’un ortadan kaybolmasını ve Genç Toc’un da Genabackan seferinde kayboluşunu hüzünle hatırlar. Wickan büyücüleri yerde bir tünela açarlar ve takım bu tünele girer. Tünele yavaşça su dolar ve akıntıda yavaşça ilerlerler ve sonunda yarım düzine Tithansi savaşçısının kamp yaptığı yerin yakınlarında dışarı çıkarlar. Zemin garip bir şekilde donuk gibidir. Bahriyeliler düşman komutanı ve birçok savaşçıyı öldürürken, büyücüler tarafından topraktan çağrılan pençeli yaratık da birkaç savaşçıyı öldürür. Bu sırada Nil bayılır ve yanındaki büyücü de büyü saldırısı sonucunda ölür. Duiker, kampta bulunan Semk’in, öldürdüklerini düşündükleri Semk tanrısının sağ kalan bir parçası tarafından ele geçirildiğini anlar. Lağımcılar kaçmak ve yol açmak için patlayıcıları kullanır. Bir bahriyeli kadın Duiker’dan Nil’i alır ve birlikte kaçmaya çalışırken saldırıya uğrarlar. Duiker iki kişiyi öldürür, üçüncüsü ise bir Pençe tarafından öldürülmüştür. Duiker kampa gittiği zaman Coltaine’in başka hangi sırları sakladığını sorar ancak Lull Coltaine’in Pençelerden haberi olmadığı konusunda emindir.
SAHNE 3
Duiker Coltaine’e Pençelerden bahseder. Coltaine şaşırır ama Bult şüphecidir. Sormo gelir ve Semk tanrısının ölüp parçalara ayrıldığını ancak parçalardan birisinin onu yiyen toprak cinini yozlaştırdığını, diğer cinlerin onla ilgileneceğini söyler. Bu tür büyünün kadim olduğunu, kovanlardan öncesine ait olduğunu, büyünün kişinin “içinde” olduğu zamana ait olduğunu söyler. Coltaine su tayininden bahsedince Duiker tünelde su olduğunu söyler.
SAHNE 4
Wickan büyücüleri çukurlar açarak suyu çıkartırlar.
SAHNE 5
Kulp, Felisin, ve Heboric kum fırtınası sebebiyle 3 gündür kapana kısılmış durumdadır. Kulp’a göre sanki Tanrıça özellikle onlarla ilgilenmektedir. Fırtınanın açtığı mağaralardan birisine sığınırlar. Bunun gömülü bir şehir olduğunu anlayıp daha ilerilere doğru giderler. Zayıflamış ve hastalanmış olan Heboric, “Burada denediler, ve bedelini ödediler… İntikam alındı… Ortalık temizlendi… İlk İmparatorluk… Geldiler ve işleri yoluna koydular. Ölümsüz muhafızlar”. 5 metre yukarıda bir delik görürler. Felisin tırmanmaya çalışır. Heboric hayalet elleriyle Kulp’u yukarı fırlatır. Delikten çıkan Kulp diğerlerini ip yardımıyla yukarı çeker.
SAHNE 6
Felisin Heboric’i korkuyla izlemektedir. Kendisini “boş, tekrar inşa edecek bir şey kalmamış” olarak hissetmektedir. Kulp girdikleri odaya daha önce su bastığını anlar. Bir kapı bulur ve hızlıca ittirir. Kapı kolayca yıkılınca dengesini kaybederek kendisi de düşer ve burnunu kırar. Yeni odada birçok heykel vardır ancak sonradan anlayacakları üzere bunlar heykel değil, gerçek insanlardır. Heboric onlara bunların çocuklarının “Tektutan yolunu” “Ermişliğin alternatifi” olarak seçtiklerini, ebeveynlerin yeni ve daha güvenli bir ritüel oluşturmaya çalıştıklarını söyler. Kendi yaşamlarını simya ile uzattıklarını ancak ritüelin onları öldürdüğünü söyler.
Heboric’in su olabileceğini söylediği yere doğru giderlerken, Felisin Hood’un içinde veya onunla olduğunu, kan nehirleri rüyalarının kaynağının ne olduğunu merak eder. Sokaklarda daha çok ceset bulurlar. Imass tarafından durdurulana kadar ters gitmiş şekildeğiştirme ritüeli sonucunda bunlar yarı dönüşmüş veya şiddetle öldürülmüştür. Heboric’e göre Imass ile şekildeğiştirenler arasında bir bağ vardır. Şehri “İlk İmparatorluk” olarak tanımlar. Heboric’e göre daha önce karşılaştıkları şekildeğiştirenler kadim geçite gitmektedir ve Silanda’da gördükleri namevt ejderha da bir T’lan Imass Kemikbakar’dır. Bir çeşme bulurlar ve Heboric sudaki simya sayesinde suyu içmenin ek faydaları olacağını söyler. Suyu içerler.
SAHNE 7
Kalam’ın grubu görünüşe göre kaybolmuştur. Aren’i detaylıca hayal etmesine rağmen neden hala İmparatorluk Kovanı’ndan çıkamadıklarını düşünmektedir. Bulut ve izler görürler, sonrasında da şekildeğiştirme kokusunu alırlar. Bir çukuru inceleyen Kalam, çok büyük bir alanın -milyonlarca kişiyle birlikte- tamamen yanıp kül olduğunu fark eder. Çukurun dibinde Icarium’un makinelerini andıran garip mekanizmalar bulur. Keneb, Icarium’un göründüğü söylentisini Kalam’a aktarır. Keneb’e göre deste okuyucuları ilk kağıdı aşamamaktadır ve ilk kart da Dikilitaş’tır.
SAHNE 8
Kalam’ın grubu kamp kurar. Keneb Minala’nın hikayesini anlatır. Kocası onu sürekli dövmüş, zorunlu şifa uygulamış ve tekrar dövmüştür. Keneb bunndan son ana kadar haberi olmadığını söyler. Öğrendiği zaman kocasına (Albay) doğru yola koyulmuştur ancak o sırada saldırıya uğramışlardır. Kocasının nasıl öldüğünü sorunca Keneb yanıtlamak istemez. Minala’nın daha sonra kendisini Selv ve çocuklar için koruyucu kalkan olarak gördüğünü ama Kalam geldikten sonra kendisini işe yaramaz olarak gördüğünü söyler. Kalam, Minala’nın ona güvenmediğini düşündüğünü söyler.
SAHNE 9
Fiddler ve diğerleri Apsalar’ı, Apsalar da Sha’ik’in cesedinin peşindeki babasını takip etmektedir. Etrafta Sha’ik savaşçılarıyla birlikte çokça şekildeğiştiren vardır. Fiddler’ın önünde birden iki savaşçı belirir ama Fiddler daha bir şey yapamadan dev örümcekler ortaya çıkar ve savaşçıları öldürür. Apsalar’ın öldürdüğü bir başka savaşçıyla karşılaşırlar. Mappo onlara artık Eller Yolu’nu yürüdüklerini söyler. Yolda giderlerken Fiddler Apsalar’ı Sha’ik olarak düşünür. Her ne kadar Apsalar’ın çokça yeteneği olsa da bu yeteneklerin önderlik etmek için yeterli olmadıklarını, bu özelliklere sahip sadece birkaç kişi olduğunu düşünür: Dassem Ultor, Prens K’azz D’Avore, Caladan Brood, Dujek, Tattersail ve Whiskeyjack. Fiddler, Apsalar’ın haber vermeden gitmesine üzülen Crokus için endişelidir. Ayrıca Apsalar’ın babasının Apsalar’ı bu duruma sokma konusunda gönüllü olduğundan da şüphelenmektedir.
SAHNE 10
İnci ve Lostara bir portalin önünde dururlar. İnci, portali inceleme veya Kalam’ın peşinden gitme konusunda karar vermeye çalışmaktadır. Lostra’ya izlendiklerini söyler. Her ne kadar Laseen kişisel bir risk taşıdığı için Kalam’la ilgilenmenin öncelikli olduğunu düşünse de, İnci yardım gerektiğini düşündüğü için portale girmeye karar verir. Lostara’ya isyankar askerlere saldıracaklarını (Coltaine’e yardım edeceklerini) söylediği zaman Lostara kabul eder. Ona görünmemesi ve Semk demon’dan da uzak durması konusunda uyarılarda bulunur. Savaşa katılırlar ve Lostara birkaç Tithansi savaşçısını öldürür. Semk demon ile karşılaşırlar (ağzı dikişli olan, Duiker’ın gördüğü). Demon onları kenara fırlatır ve Lostara kötü yaralanır. İnci, Lostara ile Demon arasına girer. Birden sırtındaki oğlanla birlikte Apt ortaya çıkar. Elini demon’ın vücuduna sokar, bir nesne çıkartır ve uzağa fırlatır. İnci Apt’e teşekkür eder ve bir portal açar. O sırada Lostara bayılır.
Hahah bakıyom arada ama aslında ama bunun daha önce bir yerlerde geçmiş olması gerektiğini hatırladım, chapter ı tam hatırlayamayınca sorayım dedim burdan .
Hatta Mappo ve Icarium tapınağı araştırırken buluyor geçiti.
Aynen bunu hatırlıyorum aslında ama
Pust ise sırf sekildeğiştirenler geçiti bulamasın diye Tremorlor’a doğru sahte işaretler koyuyor. O yüzden de o mal sekildeğiştirenler de Azath evine doğru gidiyor.
Bunu tam anlamamışım, burdan benim de kafa Azath Evine gitmiş diğerleri için.
Kaçıncı bölümdesin? Var mı başka aklına takılan?
Yirminci bölüm civarlarındayım, takıldığım yer yok da tam şu kısım canımı sıktı;
Trygalle Ticaret Loncası Bir anda kovan açılsın, birileri yardıma gelsin. Buyur Coltaine reyiz sana yemek-su getirdik. Buyur Kemancı kardeş senin cephaneler bitmiştir falan
Özellikle Coltaine’in savaşı bu kısma kadar zeka dolu ve incelikli gelmişken böyle bir wild card a gerek duymadan yazılmaya devam etseydi daha iyiydi bence.
Tüccar Kemancının yanına geldiğinde de Azath Evinin içinde değiller mi? Madem kovanlarla Azath evinin içine ulaşabiliyoruz tüm bu arayış niyedir diye düşündüm açıkçası. En son bu sahneyi okudum.
Bu akşam hastaneden dönüşümüze bağlı olarak bugün veya yarın bitiririm gibi, bakalım.
On birinci ve on ikinci bölüm bitti. Bazı önemli gördüğüm noktalar:
-
Kulp’un Meanas içinde hissettiği yabancı varlıklar kimler?
-
Kulp’tan kovanlara dair bazı ipuçları öğrendik.
-
Namevt ejderha! Bu nereden çıktı?
-
Gesler’in ejderhaya el sallaması?
-
O alevler neydi öyle? Baudin’e ne oldu?
-
Felisin, Heboric ve Baudin üçlüsünden Heboric ellerini geri aldı, Baudin “tavlandı”. Geriye bir kişi kaldı…
-
Gesler, Stormy ve Truth ölmüş müdür ki?
-
Fiddler ve Mappo’nun sohbetleri çok efsane değil mi? İki yaşlı bilge insanın derin sohbeti gibi hissetiriyor bana. Çok şey öğreniyoruz onlardan.
-
Şekildeğiştirenlerin kökenleri çok eskiye gidiyormuş. Ama ne kadar eskiye? Kimse bilmiyor…
-
Pust’un düşündüklerini sesli söylemesine rağmen sanki düşüncelerini okuyorlarmış gibi davranması harika. Bunu daha sık göreceğiz.
-
Iskaral Pust’u İmparator olarak düşünsenize! Bence dünya henüz buna hazır değil.
-
Quick Ben’in Laseen’in yerine İmparator olarak düşündüğü kişi kim acaba?
-
Erikson savaşın berbat yüzünü muhteşem bir etkinlikte yazıyor, okura resmen hissettiriyor. Kalam’ın gördüğü sahne mesela, on iki yaşlarındaki çarmıha gerilmiş ve işkenceye uğramış çocuk… Okurken yüzünü kimler buruşturmamış ya da görüntüyü hayal etmemiş olabilir ki?
-
Pearl (İnci) ile karşılaştık. Sanırım ilk kez karşılaşıyoruz. Ama son olmayacağını da herkes tahmin ediyordur.
-
Apt dişiymiş! Unutmuştum.
Sırf Kalam istiyor diye tüm çocukları kurtarması nasıl bir yüreği olduğunu gösteriyor olabilir mi?
-
Hizmetkar çocuklar konusunda kurnaz Gölgetaht’ın aklına ne gelmiş olabilir?
-
Artık Baudin’in hikayesini biliyoruz
-
Pust ve Quick Ben’in benzer karakterlerini düşünürsek, acaba gölge mi bu karakterleri buluyor, yoksa bu karakterdekiler gölgeye bir çekim mi hissediyor?
-
Mappo kovan-çantasına kimi saklamış olabilir?!
-
Bölüm başındaki şiirden anlaşıldığı üzere Raraku çölü eskiden denizmiş.
-
Coltaine’in mültecileri 50 bine ulaşmış. Vay anam vay… Çilesi bitmiyor reyizin.
-
Nil diyor ki eğer mülteciler olmasaydı Reloe’yü çoktan bozguna uğratmıştık. How cool is this?
-
Duiker’ın geçmişine göz attık. Onu tarihçi yapan Kellanved imiş.
-
Bir Malazan askerini tehlikeli yapan nedir? Düşünmesine izin verilir!
-
Bölüm sonu öğrendiğimiz üzere Lull ve Duiker’ın ekibine yardım eden Pençe Pearl (ve Lostara) imiş
-
Heboric’in “ölümsüz muhafızlardan” kastı nedir? Neler olmuş geçmişte?
-
Daha önce de okumuştuk: Şekildeğiştirenler ile Imass arasında bir bağ varmış.
-
Kalam’ın İmparatorluk Kovanı’nda gördüğü o küller neyin nesi? Daha önce de “gri” ve “kül” ile özdeş şekilde gördük bu kovanı ama ilk ipuçları gelmeye başladı
-
Sizce de Erikson duo’ları mükemmel yazmıyor mu? Sanki ikililer için doğal bir yeteneği var (Belki de Ian C. Esslemont ile oyunlarından kalma bir özelliktir)
-
Pearl kovan dışında olan biteni nasıl biliyor?
-
Duiker’ın tünellerle ilgili korkusunu, tünellerin çökmesi ve insanların canlı canlı gömülmesini aklınızda tutun.
-
Kovan öncesi büyülere dair birkaç şey öğrendik. Peki bu insanlar kovanlara erişemiyor muydu yoksa kovanlar hiç mi yoktu? Kovanlar yoktuysa, nasıl oluştu?
-
Kulp’un zekasına birçok kez şahit olduk. O zaman Fırtına’nın onları hedef aldığına dair yorumunu da akılda tutmakta fayda var. “Why lay siege to a rock?”
-
Baudin ayrıldıktan sonra sanki Felisin’de de ufak değişiklikler başladı gibi.
-
Bu kitapta şekildeğiştirenler çok önemli bir yere sahip. Öğrendiğimiz üzere İlk İmparatorluk’taki çocuklar şekildeğiştirme ritüeli ile Ermişliğe ulaşmaya çalışmış ancak ritüelde işler ters gitmiş, Imass araya girmiş ve çok büyük zarar görme pahasına ritüeli durdurmuşlar.
-
Yaşamı uzatmak içilen simya birkaç kez tekrarlandı. Dikkat etmekte fayda olabilir.
Hocam bu olayı bir çeşit deus ex machina gibi değil de "bu kitaptaki olaylar yaşanırken dünyanın geri kalanında da bir şeyler olmaya devam ediyor ve olan bitenden az buçuk haberdarlar"ın bir göstergesi olarak görüyorum ben şahsen. Sonraki kitaplarda bu sevkiyat nerden esti, kim niye düzenledi, bunları göreceğiz.
Hocam Karpolan reis uzmanlığı warren gezmek olan bir High Mage. Bunlar zaten tanrılarla aşık atan adamlar, onun için mümkündür ama varlıkların kalanı için geçerli olmayabilir bu hahah. Ki o da fazlasıyla zorlanıyordu.
Biraz öyle oldu gibi ya, bakalım ileride daha güzel bir mantığa oturur umarım. Ama şu an hani tam yeri tam zamanında buyurun yardım oldu. Dışarıdan tüm bu maceraları takip edecek donanımda bir Tez Ben’in mükemmel zamanlama ile bunu gönderebileceği bir dinamik oluşması lazımdı önceden Buraya kadar okuduğum kısımlarda çok güzel ve mantıklı geliyorduk tam bu kısımlar bende biraz hayal kırıklığı yaratmadı desem yalan olur.
İşte madem böyle biri vardı ve bu kişinin varlığı biliniyordu ( abiler ticarete dökmüş işi, bir broşür dağıtmadığı kalmış ) parasını vereydik de Darujistan dan direk Azath Evine göndereydik çocukları
Paramızda varmış yani belli, bu kadar nadir bir yeteneği kemancının mühimmatları teslim etmeye kullanabiliyoruz
Neyse bekliyorum bakalım, ileride güzel bir mantığa oturmasını temenni ediyorum. Ama öyle bir şey soktu ki çat diye bence her türlü bağlama çabası eğreti kalacak. Hiç gerek yoktu böyle şeylere
On üçüncü bölümün ilk iki sayfasını gizli şekilde paylasabilecek olan var mı? İngilizcede çok güzel bir kelime oyunu var, Karamancı ne yapmış merak ettim. Mesajla iletseniz de olur.
Senin elinde yok mu? Ben iş yerindeyim 1-1:30 saat sonda hâlâ eline ulaşmazsa tagle beni göndereyim.
Ben de ofisteyim, kitap evde. Bekliyorum hala, gönderen olmadı.
Eve erken geçemeyeceğim. Geçince atarım.
Teşekkürler.
Kelime oyununu müthiş çevirmiş Karamancı. Helal.
Ender bulunma kısmı galiba değil mi? Bende İngilizcesine bakamıyorum