1 hafta değil 4 hafta bile sana az. Sen endişelenme. Robot burda.
Thomas Wayne bana geldi ve dedi ki: Carmine Falcone ona tanrı korkusunun ne olduğunu göster.
Bu aralar Batman aşkım kabardı.
Valla hak ediyorsun. Senin okuma hızın, İthaki’nin basma hızından daha yavaş.
Bu aralar en yavaş okuyan benim. Günde max 50 sayfa. Sonra sıkılıp film, dizi, oyun falan yapıyorum.
Sekizinci bölüm özeti (Tor’dan alıntıdır).
Özet
SAHNE 1
Hala Coltaine ve mültecilere yetişmeye çalışan Duiker, Coltaine’in daha büyük bir orduyu tuzağa düşürüp onları bozguna uğrattığını fark eder. Bu sayede Wickanların demon olduğun ve bir Malazan ermişin Wickanlara yardım ettiği gibi abartılmış dedikodular ortaya çıkmıştır. Duiker bir sonraki vahaya gider ancak mültecilerin ayrıldığını ve vahayı ayrılmadan önce yıktıklarını görür (Duiker buna anlama veremez). Coltaine’in kaçınılmazı daha ne kadar erteleyebileceğini düşünerek takibe devam eder.
SAHNE 2
Felisin, Heboric ve Baudin kıyıya ulaşmış ve kurtarıcılarını beklerken yengeçlerden kendilerine yemek yapmıştır. Artık tamamen siyah olan Heboric, şaşırtıcı derecede iyi bir ruh halindedir. Heboric çadıra gittiğinde, Felisin Baudin’i kendi çadırına davet eder. Baudin seksten sonra uyuyormuş numarası yapar. Felisin onu bıçaklamak için saldırır ancak Baudin bu saldırıyı beklemektedir ve Felisin’i engeller. Felisin onu Beneth’i terk ettiği için suçlar ancak Baudin, Beneth’i kendi elleriyle öldürdüğünü söyler. Ayrılmadan önce, Felisin’le sırf “onun hala aynı olup olmadığını” anlamak için yattığını söyler. Felisin, onun bunu zaten bildiğini, kendisinin de görmesi için yaptığını düşünür.
SAHNE 3
Büyüler sahildeki gökyüzünü aydınlatırken Heboric Felisin’i korumak için üstüne yatar, Baudin de onun yanına çömelir. Yıldırım Heboric’e çarpmış gibi görünür, Heboric’in dövmeleri parlar ve yıldırım kaybolur. Heboric’in bunun Otataral sayesinde olduğunu söyler. Büyü saldırısı altındaki bir gemi yaklaşır. Gemiden 4 kişi (biri büyücü) iner ve yardımlarına ihtiyaçları olduğunu söyler.
SAHNE 4
Kulp ve diğerleri günlerdir bir büyücünün saldırısı altındadır. Kulp’a göre saldırıyı yapan kişi Otataral adasından kaçmış ve Otataral yüzünden delirmiş bir büyücüdür. Günlerdir sahildelerdir ve Kulp Otataral’ın etkisinin azaldığını hissetmiştir - sanki bir güç Otataral’ın etkisini azaltmakta veya nötrlemektedir. Karaya geldiklerinde bunun Heboric’le ilgili olduğunu düşünür. Üçlüye baktığı zaman bir şey Kulp’un dikkatini çeker. Baudin’in sıradan bir haydut olmadığını hemen anlar ve bir sebepten dolayı da Felisin’den rahatsız olur. Kovanı ile Heboric’e baktığı zaman sol elinden uzayan bir hayalet el görür: O el sanki bir kovana uzanmakta ve bir şeyi sıkı sıkıya tutmaktadır. Sağ çotuğunda ise farklı bir güç vardır: Otataral kırmızısı ve Otataral’ın etkisini azaltan yeşil bir güç. Bunları kovanlar savaşı olarak görür. Hayalet el Fener’in kovanı, diğeri ise Otataral ve Kulp’un daha önce hiç görmediği bir kovanıdır.
Kulp üçlüyü bilgilendirir. Heboric, Coltaine’in hala yaşadığına inandığını söyler. Felisin ise Gesler ve tayfasına Heboric’in aforoz edildiğini ve kendi tanrısının (Fener’in) felaketi olduğunu söyler. Kulp ve Heboric diğerlerinden ayrılır: Kulp diğer ikisinin güvenilir olup olmadığını sorar. Baudin’in çıkarları uyuştuğu sürece güvenilir olduğunu ama Felisin’in olmadığını söyler. Gesler, deli büyücü hala oradayken adadan nasıl ayrılacaklarını sorar. Kulp, Heboric’in o büyücüyle ilgileneceğini söyler.
SAHNE 5
Felisin yeni gelenlere küçümseyerek bakar çünkü taptıkları Tanrı fani dünyaya gelmiş ve tehlikeler açık durumdadır. Baudin’e paketinde bulduğu pençeyi (talon) sorar ve Heboric duyunca Baudin’in sırrını anlayarak “bravo” der ancak Felisin’e açıklamayı reddeder. Baudin ise Heboric’in onunla ilgili çıkarımına katılmaz gibi görünmektedir. Sinirlenen Felisin, isyanın başarılı olduğunu ve İmparatorluk’u parçaladığını hayal eder. Yeni gelenleri “standart yöntemi” ile kendi yanına çekmeye çalışır ancak Gesler onun niyetini anladıklarını ve geri basmasını söyler. Kinle dolan Felisin, Heboric’in onlara ihanet edeceğini çünkü onlardan nefret ettiğini söyler. Suya girer ve etrafına sözle saldırmanın haricinde bir yol “bir sebep” olması gerektiğini düşünür.
SAHNE 6
Ertesi gün Kulp, Heboric’in içindeki Otataral’ın deli büyücüyü uzak tutacağını umduğunu söyler. Kendi kovanı olan Meanas’ın daha farklı, daha istekli ama normalden daha uzak olduğunu belirtir. Tekrar yelken aldıklarında yine saldırıya uğrarlar. Mızrak şeklindeki büyülerden birisi Stormy’nın bacağını deler. Heboric Felisin’i korur. Saldırı durduğu zaman büyücünün kovanında olduklarını anlarlar. Kulp yukarı baktığı zaman küçük bir figürün fırtınayla beraber hareket ettiğini, arkasına kan püskürttüğünü görür. Heboric, Fener hayalet eliyle Stormy’nin bacağını iyileştirir ancak Kulp bir lekenin de bacağa geçtiğini görür. Baudin de elinden yaralanmıştır ancak Heboric’in yardımını reddeder. Garip, soluk mavi ve yoğun bir su gemiyi doldurmaya başlamıştır ancak görünüşe göre 50 metre ileride terk edilmiş daha büyük bir gemi yer almaktadır. Baudin bu geminin bir “Quon Dromonu” olduğunu söyler. Tiste Andii ile ticaret etmesine izin verilen tek gemi olduğu için Baudin bu geminin “Silanda” olduğunu anlar ve geminin yıllar önce kaybolduğunu belirtir. Güvertedeki paketlerden birini açtıklarında, içinde kesilmiş bir Tiste Andii kafası bulurlar. Diğer paketlerde de yine aynı şekilde kesik Andii kafaları vardır.
Kulp ve Gesler güverte altında başı olmayan vücutların küreklerde oturduğunu görürler. Kulp birisinin herkesi öldürdüğünü, kafalarını kestiğini ve onları kürekçi olarak işe koştuğunu söyler. Kaptan kabininde Andii olmayan 4 ceset daha bulurlar. Bunlardan üçü ezilmiştir, dördüncüsü ise kaptan koltuğunda oturmaktadır ve bir mızrak tarafından delinmiştir. Hala kan olan tek cesettir ve kan da hala ıslak görünmektedir. Kulp, bu dört kişinin Andii’ları öldürdüğünü, muhtemelen yanlışlıkla kovana gittiklerini ve daha sonra bir başkasının da bu dört kişiyi öldürdüğünü tahmin eder. Gesler Heboric’i getirmek üzere ayrıldığında, Kulp odadaki haritaları inceler ama pek bir şey tanımaz. Heboric onların Gothos’un Divaneliği kitabında geçen 3 Tiste ırkından birisi olan Tiste Edur olduklarını düşünür. Edur’lar, Karanlık ile Işık’ın istenmeyen çocuklarıdır. Heboric ayrıca mızrağın Barghast yapımı olsa da gereğinden fazlaca büyük olduğunu söyler. Kulp, kaptanın boynunda kürekçi düdüğünü alır. Güverteye çıktıkları zaman Kulp düdükteki büyüyü hisseder ve kaptan kabininde Otataral olduğunu anlar. Gözcü kulesine çıkan Truth, bir büyü fırtınasının yaklaştığını görür (deli büyücü gelmektedir). Gesler düdüğü çalar ve kürekçiler kürek çekmeye başlar. Ayrıca, kesik başlardaki gözler de açılmıştır.
SAHNE 7
Fiddler Pust’un tapınağında gözlerini açar ve Pust ve Mappo’yu karşısında görür. Mappo ayrılınca Pust, Fiddler’ın amacının Tremorlor olduğunu bildiğini söyler. Fiddler’a yeni başlamış olan Köpekler Zinciri’ni bilip bilmediğini sorar. Mappo gelir ve Fiddler’a Pust’un söylediği her şeye dikkat etmesini söyler. Icarium’un arayışının sonsuz olması için Icarium’u takip ettiğini kabul eder ve Tremorlor’u arayışlarında onlara katılacaklarını söyler. Aynı zamanda Fiddler’a hayatını kurtaranın Pust olduğunu söyler. Crokus odaya dalar ve Gölge’nin tapınağında oldukları için Apsalar’ın yeniden ele geçirileceğinden korktuğunu söyler. Icarium’un yönlendirmesi ile Pust gölgelerden çıkar ve Kotilyon’un böyle bir niyeti olmadığını, Rake’in tehdidinin (Ay Bahçeleri’nde tehdit etmişti) hala geçerli olduğunu, Kotilyon’un Apsalar’ı artık değerli görmediğini söyler. Ayrıca Kotilyon’un Apsalar’da kalan izlerinin ise problem olabileceğini de ekler (ama büyük ihtimalle bunu ağzından kaçırmıştır).
Fiddler daha sonra Azath Evleri ve Tremorlor hakkında kısa bir bilgi verir. Bunların her kıtada olduklarını, güce karşı çekimleri olduğunu ve Kellanved ile Dansçı’nın Malaz Şehri’ndeki Ölühane’yi işgal ettiklerini söyler. Quick Ben’e göre hepsi geçitlerle birbirine bağlıdır ve bu geçitlerden geçerek uzak mesafeler anında aşılabilmektedir. Amaçları Tremorlor üzerinden Malaz Şehri’ne gitmektedir. Oradan da Apsalar’ın evine gideceklerdir. Pust, Tremorlor’da bıçak ve diş olacağını, Icarium’un geçmişini, Apsalar’ın aradığını henüz bilmediği şeyi, Crokus’un adam olmanın bedelini ve Fiddler’ın da İmparator’un kutsamasını bulacağını söyler. Mappo ise yapması gerekeni yapacaktır. Bunları söyledikten sonra kaybolur. Fiddler kelimelerde büyü olup olmadığını sorduğu zaman, Icarium “Tanrıları dizleri üstüne çökertecek” kadar diye yanıtlar.
Dokuzun bölüm özeti (Tor’dan alıntıdır).
Özet
SAHNE 1
Şekildeğiştiren saldırısından sonra 5 gün geçmiştir ve Kalam takip edildiğini hissetmektedir. Malazan mültecilerin düşman topraklarına gittiklerine dair izlerin olduğu bir pusunun izlerini görür. Apt, hayatta kalanların izlerini bulur ama Kalam kendi problemleri olmadığını söyler. İsyanı kılıf olarak kullanan bir grup haydutla karşılaşır. Haydutlar Kalam’a isyanın Aren hariç her yeri ele geçirdiğini söyler. Aren’de de Jhistal bulunmaktadır. Malaz tarafında ise Coltaine ismindeki bir Wickan’ın komutasında olan sadece tek bir ordu vardır ve peşlerinde on binlerce mülteciyi sürüklemektedir. Haydutların lideri Kalam’ın atına el koymak ister ama Kalam geri adım atmayınca şaka yaptığını söyler. Bunun üzerine Kalam’a hayatta kalanlara saldırmaları için onlara katılmasını teklif eder. Kalam kabul eder ama onlara saldırmak yerine isyancı ordusuna katılmaları gerektiğini söyler. Haydut lideri ise saldırı sonrasında gideceklerini söyler. Apt ise haydutlar görmeden ortadan kaybolmuştur.
SAHNE 2
Grup ikiye ayrılır ve saldırıya hazırlanır. Kalam, yanındaki haydut liderini öldürür. Hayatta kalan Malazan grubuna doğru at süren Kalam, bunun bir tuzak olduğunu anlar. Hayatta kalanlar üç haydutu, Kalam da sonuncusunu öldürür. Hayatta kalanlar Yüzbaşı Keneb, eşi Selv, iki çocuğu ve baldızı Minala’dır. Keneb başına aldığı darbeden dolayı bayılmadan önce Kalam onu kendisine güvenmesi konusunda ikna eder. Kalam, tek kalan haydutun kampına saldırı düzenleyerek oradaki erzakı ele geçirmeye karar verir, Minala da ona katılır.
SAHNE 3
Kalam kampa geldiği zaman, tek olan hayduta yedi yeni kişinin katıldığını görür. Bunlar yanlarında kadınlar getirmiş, onlara tecavüz ettikten sonra öldürmüşlerdir. Kalam izlerken Apt ortaya çıkar. Kalam hepsini öldürür. Minala gelir ve atların orada parçalanarak öldürülen iki cesedin daha olduğunu söyler.
SAHNE 4
Keneb Kalam’a yakınlardaki isyankar ordunun Korbolo Dom tarafından komuta edildiğini söyler. Dom normalde Yumruk olsa da yerel biriyle evlenmiş, Malaz İmparatorluğu’na ihanet edip saf değiştirmiş ve ona katılmayı reddeden ordusunun yarısını da katletmiştir. Keneb’in şehri olan Orbal’a doğru yola çıkarlar. Kalam, Raraku’dan sonra bir süreliğine Whiskeyjack’in yerini alan Dom’u tanımaktadır. Kalam’a göre Dom müthiş bir taktisyendir ancak kana fazlasıyla susamıştır. Laseen de böyle düşündüğü için onu Dujek ile değiştirmiştir.
SAHNE 5
Bir dalga, diz boyu derinliğinde alüvyonu Silanda’ya fırlatmıştır. Heboric, kovanın aslında çayırlık olduğunu ve yakın zamanda su bastığını anlar. Alüvyondan altı Logros T’lan Imass belirir. Onların kemikbakarları olan Hentos Ilm, Kulp’a kenara çekHentosesini söyler çünkü kendi akrabaları ve Edurlar için gelmişlerdir. Kulp onlara hiç Imass olmadığını, Edurların ise öldüklerini söyler. İki Imass kontrol ederken Hentos Heboric’e gökyüzündeki büyücüyü sakinleştirmesini, açtığı yaranın genişlediğini ve durdurulması gerektiğini söyler. Ayrıca Imass’ların Fener’in kovanlara zarar vermesine izin vermeyeceklerini Fener’e söylemesini ister. Felisin güler ve şu ana kadar her şeyi yanlış anladıklarını söyler. Heboric durumu açıklar. İki Imass gelir ve Heboric’in doğru söylediğini söylerler, Hentos ise kaçak olan akrabalarını aradıklarını söyler. Hentos, Heboric’in hayalet elindeki garip gücü tanımadığını ancak deli büyücü durdurulmazsa Heboric’in de aklını Otataral gücü sebebiyle kaçıracağını söyler. Hentos, büyücüyü öldürüp açtığı yarayı kapatmaları gerektiğini belirtir. Kulp, hangi kovanda olduklarını sorduğunda, Ata Kovan olan Kurald Emurlahn’da olduklarını söyler. Kulp, Kurald Galain’i (Andii kovanı) duyduğunu söyleyince, bunun Edur versiyonu olduğunu, Kulp’un kovanı olan Meanas’ın ise Emurlahn’ın bir “çocuğu” olduğunu söyler. Kulp bunun mantıklı olmadığını, Meanas’ın gölgenin bir kovanı olduğunu ve gölgenin de Ammanas ile Kotilyon’a ait olduğunu söylediğinde, Hentos ona “Gölgetaht ve Kotilyon’dan” önce Edur’un olduğunu söyler.
Hentos Heboric’e dokununca Heboric’in Fener’den koptuğunu ancak Fener’in onu halla kullandığını söyler. Hentos, toz şeklinde gökyüzüne çıkar ve deli büyücüyü öldürür. Fırtına yok olsa da geride ay boyutunda bir lezyon kalır. Hentos, bir ruhun bu lezyonu kapatması gerektiğini söyler. Imass’lardan birisi olan Legana Breed gönüllü olur çünkü klansızdır. Stormy’ye kılıcını verir ve lezyona gider. Lezyon, kendi üstüne kapanarak yok olur. Imasslar ayrılmadan önce Stormy’nin sorusu üzerine Legana’nın sonsuz kadar çok büyük acı çekeceğini söyler. Imass’lar gittikten sonra Truth, Breed’in Edur kafalarından birisini aldığını, Hentos’un bunu fark etmediğini söyler.
Onuncu bölüm özeti (Tor’dan alıntıdır).
Özet
SAHNE 1
Duiker hala Coltaine’in ordusunu takip etmektedir. Coltaine’in şu ana kadar yaptıklarından etkilenmiştir ancak hala yok olacaklarından emindir. Coltaine’in öncü kolunun o gece Sekala Irmağı’nı geçeceğini anlayan Duiker, bunun onları yakalamak için son şansı olduğunu anlar. İki isyankar kampı arasında dört nala at sürer ve Coltaine’in savunma kuvvetlerine yetişmeyi başarır. Yüzbaşı Lull’dan, Hissar’dan ayrıldıktan sonra geçen 3 aya dair hızlı bir brifing alır. Coltaine, Bult, Yüzbaşı Chenned, Yüzbaşı Lull, Yüzbaşı Sulmar, Sormo ve diğer genç büyücülerin olduğu toplantıya Duiker da katılır. Coltaine, ırmaktan hangi sırayla geçileceğini belirler ancak Sulmar, asilzadeler için ayrıcalık koparmaya çalışır. Nethpara ve Tumlit, iki asilzade araya girer ve ilk kendilerinin geçmek istediklerini talep ederler. Ayrıca askerlerin daha çok yemek yemesinden de şikayet ederler. Tumlit, yaralılar için neden bu kadar yük arabası kullanıldığını, mühendis ve lağımcıların bu arabaların etrafında neden dolaştığını merak eder. Coltaine’in emriyle Bult onları dışarı atar. Coltaine Duiker’a Kulp’u sorar çünkü Sormo artık onu hissedememektedir. Sormo kovanlara erişimin giderek zorlaştığını, şekildeğiştirenlerin her kovanı istila ettiğini ve toprağın ruhlarını kullanmak gibi eski yöntemlere dönmek zorunda kaldığını söyler. Şanslarına Reloe’nün bu yeteneği yoktur ve onlara karşı büyü de kullanamamaktadır (kovanlar tehlikeli olduğu için). Coltaine Duiker’a Ubaryd’e doğru gittiklerini söyler. Duiker de sonrasında onlara kendi hikayesini anlatır.
SAHNE 2
Onbaşı List Duiker’ı uyandırır. Duiker, daha önce gördüğümüz Kızıl Kılıçlar komuanı Baria Setral’ı, büyücüler de içeren Semk kabilesinin Reloe’nün kuvvetlerine katıldığı ve o kanadı kim koruyacaksa onlara büyük zorluklar çıkaracağı konusunda uyarır. Nehirden geçiş devam ederken savaş başlar ve Duiker ile List gözlem yapmak için bir duvarın üstüne çıkmak üzere yola koyulurlar. Yolda genç bir Wickan kızı olan Nether’le (reenkarne olmuş bir Wickan warlock) karşılaşırlar. Nether onlara yardım eder ve sonrasında Semk büyücüleriyle karşılaşmak üzere ayrılır. Duiker ve List köprüye doğru giderken, bir başka Wickan büyücüsü olan Nil, toprakta daha önce savaşmış olan zombi savaşçıları uyandırır. Namevt savaşçıların arkasında ise kaçınılmaz kayıp sonrasında kendi çocuklarını tekrar öldürmek zorunda kalan anneler vardır. Sadece Nil her iki tarafı da gerçekten görebilmiştir: “Boynuzlu Taht” için savaşmış ve birbirlerini öldürmüş olan akrabalardır zombiler. Nil Duiker’a, Wickanların da aynısı yaptığını (kendi içlerinde savaştığını), Kellanved’in onları küçümsemesi sonrasında birleştiklerini, bu yüzden de Kellanved’e sadık olduklarını anlatır. Malazan kuvvetleri nehre doğru itildikçe savaşın şiddeti artar. Duiker, birçok kişinin boğulduğundan ve nehrin onlara engel olması sebebiyle hepsinin öldüreleceğinden emindir. Ancak mühendisler ve lağımcılar, yük arabalarını kullanarak nehirde bir yol inşa etmiştir. Bu sayede Malazan güçleri rahat bir şekilde karşıya geçmiştir (Asilzade Tumlit neden bu kadar araç kullanıldığını sormuştu önceki sahnede, sebebi buymuş). Herkes geçtikten sonra Cuttle, takip eden isyankar ordu hala üzerindeyken köprüyü havaya uçurur. Bu sayede bir hendek oluşur ve Reloe’nün ordusu nehrin diğer kıyısında kalır. Geriye sadece Semk ordusu kalır ancak onlar da geri çekilir.
SAHNE 3
Malazanlar kamplarını güçlendirmeye devam eder, bu sırada Coltaine de kayıpların raporunu almaktadır (Setral kardeşler ve Kızıl Kılıç güçleri de bunların arasındadır). Sormo, Semk tanrısının zalim bir ermiş olması ve kullandığı kişilere ne olduğunu önemsemeyişi sebebiyle şanslı olduklarını söyler. Semk tanrısının daha fazla kul seçeceğini ve daha ekstrem yöntemlerle karşılık verilmesi gerektiğini ekler. Lull onlara Ubaryd’in düştüğünü ve oradaki Malazan gemilerinin kaçtığını söyler. Ubaryd’teki on binlerce mülteci Coltaine’e doğru gelmektedir (hiç şans yok yaw Coltaine’de :() Bult, (yanlış hesaplamadıysam 1300 km ilerideki) Aren’den başka şanslarının kalmadığını, Yumruk Pormqual’ın Aren’den gelerek onlara yardım edeceğine güvenmemeleri gerektiğini söyler.
SAHNE 4
Nether gecenin bir yarısı Duiker’ı uyandırır ve Sormo ve ile Nil’in olduğu yere onu takip etmesini söyler. Sormo Duiker’a içinde cesetler olan buzdan bir uçurum gösterir. Duiker’a bunun Jaghut büyüsü olduğunu ve içinde Semk tanrısının da olduğunu söyler. Wickan büyücüleri toprağın ruhlarını çağırmış ve Semk ermişinin etini, dolayısıyla da gücünü, teklif etmişlerdir. Bunun, aslında tüm nefretini yok edeceği için Semk Tanrısına bir merhamet olacağını ancak Semk büyücülerini yaralayacağını söyler. Sormo, ermişin buzdan kaçmasına müsade eder ve ruhlar tanrıya saldırarak onu yok ederler.
SAHNE 5
Kampa döndükleri zaman Nethpara ve Tumlit yanlarında Lenestro olmak üzere Duiker’ı karşılar. Coltaine hizmetkarlarına el koyduğu için kızgındırlar. Nethpara ve Lenestro hizmetkarları olmadığı için kızgın olsalar da Tumlit onlar için gerçekten endişelidir. Duiker ilgileneceğini söyler. Tüm köpekler havlar ve kanla kaplanmış olan Duiker kızıl bir gökyüzü altında yürürken, bölüm sona erer.
Baktın etkinlik başlığında kitaptan az başka şeylerden çok konuşuyoruz, arka arkaya bölüm özetleri eklemeye başladın.
Aslında ben bölümleri kendim okuyup bitirdikçe gidip çeviriyorum. Dün biraz vakit bulunca 3 bölüm bitirdim, o yüzden bugün de onların özetlerini yazdım.
Aslında bu çeviri işi çok fazla zamanımı alıyor. Bir yerde bıraksam mı diye düşündüm ama yarıya geldik artık. Üçüncüde girişmem sanırım bu işe.
Sekizinci, dokuzuncu ve onuncu bölüm bitti. Bazı önemli gördüğüm noktalar:
-
Coltaine’in askeri zekasına artık daha çok şahit olmaya başladık. Ordusuyla beraber mültecileri de yanına alarak isyandan kaçmayı başardı. Sürpriz bir saldırı ile Reloe’nün gücünün önemli bir kısmını yok etti. O kadar mülteciye rağmen son sürat ilerleyebiliyor. Kısacası, umutsuz bir kaçış yapmıyor, askeri bir sefer uyguluyor durumda. Planlı ve programlı!
-
Kulp’un bahsettiği “alien” kovan nedir?
-
Baudin bir Pençe yani suikastçı imiş (Ama Claw değil, Talon). Sıradan bir haydut olmadığını anlamıştık ama bir suikastçının ne işi var Heboric ve Felisin’in yanında? Heboric onu neden tebrik ediyor?
-
Heboric Stormy’yi iyileştirirken Kulp’un gördüğü “leke” neydi?
-
Silanda! Burada yaşanan her şeyi öğreneceğiz. Ama biraz beklememiz gerekecek.
-
Tiste Edurlar! Karanlık ile Işık’ın istenmeyen çocukları. Bakalım neler olacak.
-
Pust’un bu örümceklerle ne alıp veremediği var?
-
Fiddler’ın Pust’un yakasına yapışıp sarsması ve Pust’un “Oh, yine mi?” demesi aşırı komikti.
-
Chain of Dogs! Nedir peki bu? Çok kısa sonra öğreneceğiz.
-
Kotilyon, tüm izlerini Apsalar’dan silemediği için endişeli. Bakalım bunlar nelere yol açacak?
-
Pust’un söylediklerine her zaman dikkat etmek gerek! Örneğin “kan nehrini” daha önce başka birinden daha duymuştuk…
-
Azath evleri hakkında az da olsa bilgi alabildik. Bu seride sabır ödüllendiriliyor! O yüzden sabırla okumaya devam.
-
Dokuzuncu bölümün başında Malazan mühendislerinden bahsediyor. Acaba mühendisleri görecek miyiz sonrasında?
-
Kalam Jhistal’ı hatırlamasa da biz duymuştuk birkaç bölüm önce. Peki Jhistal Aren’de ne yapacak?
-
Imass’lar Kulp’a “Zincirlenmiş olanın hizmetkarı” derken neyi kast ediyordu? Zincirlenmiş olan kim?
-
Silanda’nın Edurların kovanı olan Kurald Emurlahn’da olduğunu, Meanas’ın da Emurlahn’ın “çocuğu” olduğunu öğrendik
-
Gölgetaht ve Kotilyon’dan önce gölgede Edurlar vardı ne demek?
-
Breed kesik Edur başını neden yanına aldı gizlice?
-
Korbolo Dom Whiskeyjack’in rütbesi sökülünce yerine gelmiş ama kana susamışlığı yüzünden Laseen onu Dujek ile değiştirmiş. Dom da yavaştan hikayeye giriyor.
-
Imass’ların Silanda’da göründükten sonra her şeyi yanlış yorumlamaları da komikti.
-
“Onu okuması gerekenlerin asla okumayışı tarihin lanetidir” ne güzel bir sözdür öyle. Nokta atış!
-
Buzlar! Bir sürü buz! Hangi kovanın aspect’i buz idi?
-
Ubaryd de düştüğüne göre geriye sadece Aren kalıyor. 1300 km ötedeki bir yere, düşman toprakları üstünde, hiçbir yardım olmadan ve on binlerce mülteci ile birlikte bir yolculuk. Sanırım efsanevi bir şeye doğru yol alıyoruz: Köpekler Zinciri!
Sen mi çeviriyorsun bunları? Emeğine sağlık. Öyle yarım bırakmak olmaz. Tüm seri boyunca desteklerini bekleriz.
Evet, ben çeviriyorum. Tor’dan alıntı dediğim kısmı İngilizcesi, yani oradaki özeti çeviriyorum. Sanki ben yazmışım gibi anlaşılmasın diye de Tor’u refere ediyorum.
Aslında günde bir bölüm olsa çok etkilemez de bugün üç bölüm çevirince ciddi zaman aldı. O sürede iki bölüm daha okurdum.
Neyse, bunu yarıladık artık, her türlü biter de üçe söz vermiyorum.
İleride Baudin gibi gizlenmiş başka kıskaç üyeleri görecek miyiz?
Bu serinin bir yerinde imparatora suikast esnasında pençenin kıskaçları yok ettiği döneme ait geniş anlatımlar var mı?
Üçüncü kitaba gelirken ilk iki kitabı unutanlar için büyük hizmet yapıyorsun Şu slayt slayt olanın çevirisi değil mi bunlar? Bende okurken bakıyorum arada İngilizcesine o slaytların.
Özellikle yeni kitaba başlamadan önce “ya ne olmuştu ki” diyenler için mükemmel bir özet.
Yok, bunlar slaytlar değil. Slayt olanlar reddit’te, ilk kitapta slaytları çevirmiştim. Bunlar Tor reread’teki özetler. Bu kitapta nedense slaytlar yerine Tor’dan devam ettim (bunlar daha oturaklı).
Toplu üç bölüm çevirince biraz isyan ettim ama normalde benim için de zevk. Şimdilik devam.
O kadar dikkatli bakmamışım şimdi görünce biraz bakınayım dedim. İkisi de aynı tarzda gitmiş, sahne sahne anlatmış ama tor’un cümleler ve anlatımı biraz daha derli toplu aynen. Reddit özetleri belki bir tık daha kısa olabilir sahnelerde.
Slayt slayt olunca benim biraz daha hoşuma gitti merak ettiğim bişi denk gelirse oradan bakıyordum .
Birkaç tane daha Talon göreceğiz ama çok değil. Claw vs Talon ise anlatılmıyor.
Bu arada şunu fark ettim şimdi. Yedinci bölümden sonra açabilirsiniz.
Karamancı claw için Pençe, talon için Kıskaç kullanmış. Hem Claw hem de Talon pençe anlamına geldiği için Talon’a Kıskaç demesi normal. Ama şöyle bir durum var. Felisin 7. bölümde Baudin’in çantasını karıştırırken bir adet “pençe” buluyor. Onun pençe değil Kıskaç olması lazım. İngilizce okurken şak diye anlıyor insan ama Türkçede Baudin’in Talon mensubu olduğunu anlamak imkansız.
Şimdi aklıma geldi. Ben Ay Bahçeleri’nde slaytları çevirirken, sadece ilk üç kitap için slaytlar vardı. O yüzden de Tor’u tercih ettim. Gerçi en son baktığımda dört ve beşinci kitaplar da gelmişti. Oradan da gidebilirdik de ne bileyim, dediğim gibi burası daha derli toplu, daha “özet”.
Bunu daha Felisin çantasını karıştırıp pençe bulduğunda anlamamış mıydık? Bazı şeyler açık açık söyleniyor bazılarını da okusam da kaçırıyorum, çok garip duygular içerisindeyim.
Kitabın başında Felisin, Baudin ve Heboric Otataral madenlerine gönderilmek üzere gemiye götürülürken yaşanan kargaşada tutukluların oluşturduğu zincire de Köpekler Zinciri denmemiş miydi? Bağlantılı mı yoksa yanlış mı hatırladım bilemedim.
Bunu özellikle merak ediyorum, özellikle klansız olma muhabbetine üzülmüştüm. Breed’in katlanacağı şey de çok sarsıcı. Tabii kesik baş bir işine mi yarayacak bilemedim. Bulutlu’nun rolünü de merak ediyorum, Breed’in silahını teslim etmiş olması ileride tekrar işlenecektir sanırım.
Ben de burada kaldım tam. Böyle önemli noktaları paylaşmanız çok iyi oluyor, gözümden kaçanları veya çok önemsemediğim şeyleri fark ediyorum… Elinize sağlık gerçekten. Bir sonrakine yetişmek için hızlanacağım.
Üçüncü kitap/11. bölüme kadar olanlara yorum yapacak olursam ilk kitaba göre daha yavaş ilerliyor sanki. İlkinde olay ardına olay oluyordu ve daha çok karakter vardı sanırım. Burada daha sindire sindire ilerliyoruz. Darujhistan’a çok ısınmıştım ama o yüzden garipsiyorum şimdi okurken. Yine de ilgi çekici bir şekilde ilerliyor. Özellikle Apsalar’ı merak ediyorum ama pek göz önünde değil gibi. Kitabın geri kalanında daha çok görürüm umarım.
-
Baudin’in suikastçı olduğuna dair ipucu görmüştük (Felisin çantasını karıştırırken) ama bahsi geçen konuda bu netleşti, yani kıyıda konuşurlarken. Ancak yukarıda da yazdığım gibi problem olan bir durum var. Türkçe çeviride, Felisin bir adet “pençe” buluyor çantada, “kıskaç” değil. Ama Baudin Kıskaç olduğu için pençe yerine kıskaç olarak çevrilmesi gerekirdi o kısmın. İngilizcesi talon çünkü. Umarım anlatabilmişimdir.
-
Felisin, Baudin ve Heboric’in kitabın başındaki zincirli hali Chain of Dogs değil. E-kitapta arattım, öyle bir kullanım göremedim. Geri dönüp bakıp sayfasını bulursan tekrar bakayım ben de. Normalde Chain of Dogs, Coltaine’in Aren’e yolculuğudur.
-
Legana kısmı RAFO. Klansız kısmı hatırlarsan Tool (Onos T’oolan) için de geçerliydi. Klansız olanların “expendable” olması gerçekten üzücü bence de.
Hoççakalın ğidiyom ben. Bana iyi davranılınca döneceğim…