He, yok hocam ya, o sırada Houston Texas’la, yani NASA command center’la konuşuyorlar. Ordaki bir doktor talimat veriyor yaralar için. Kendine “dead” olarak hitap ediyor işte sarkastik olarak; Dünya’da kalan herkes ölüme mahkum sonuçta.
Before Amalthea, the station had lost two kilometers of altitude every month, making it necessary to reboost it by firing a rocket engine on its aft end.
Bu altitude olayını hep merak etmiştim. Yörüngeye oturan bir uzay aracı, hep aynı mesafede nasıl kalabiliyor, olmaması lazım diye hep düşünmüştüm. Meğer kalmıyormuş, zamanla yer çekimi etkisiyle mesafe azalıyormuş. Harika bir aydınlanma ve “i knew it” anı yaşadım.
Hocam yer çekimi değil de, daha çok Izzy’nin bulunduğu yörüngeyle ilgili o “decay”. Izzy 400 km’lik düşük irtifalı bir jeosenkron yörüngede dönüyor. O irtifada uzay vakum olmaktan çok uzak; atmosfere yakın olduğu için birçok atom içeriyor. Sürtünme yüzünden olmalı o düşüş, öyle aklımda kalmış.
O yörünge atmosferin içinde olduğu için özel bir durum. Birkaç bin kilometre ilerideki bir yörüngede boost’a ihtiyaç olmadan da sonsuza kadar dönebilir bir uydu. Mesela Ay. Onu demek istiyorum.
Tamam anladım dediğini. Ben de zaten atmosfer içi yörüngeleri kastetmiştim. Yoksa vakumda düşüş olmayacaktır. Yani benim kafamdaki düşünce, her yörüngedeki aracın düşüş yaşayacağı değil de, atmosfer etkisindekilerin düşüş yaşaması gerektiği idi.
Yine de, belirli bir mesafede dönen cisimlerin düşüş yaşaması gerekmez mi? Atmosfer olmasa bile. Mars’ın atmosferi yoktu sanırım. Atıyorum Mars’tan 500 km uzakta bir cisim dönse, atmosfer yok diye vakum gibi sonsuza kadar döner mi yoksa yer çekimi etkiler mi?
Stabil bir yörüngedeyse sonsuza kadar dönmesi gerekir. Onu çeken kütleçekim gücüyle kendi kaçış hızı birbirlerini sıfırlıyorlar. Dediğin doğru, her uydu aslında etrafında döndükleri kütleye yavaştan düşüyor ama hızı onu yörüngeye geri çekiyor.
Aslında ilk aklıma Ay geldi ama mesafeden dolayı diye düşündüm. Hız faktörünü unuttum. Hız dışarı yönlü vektör ile kuvvet uygularken, yer çekimi de içeri yönlü kuvvet uyguluyor ve dengeye geldikleri yer de yörünge oluyor sanırım.
%30’lara geldim. Oku oku bitmiyor ya, ne garip. Sanki aşırı hızlı okuduğum için zaman yavaşlamış gibi hissediyorum.
Aklıma gelmişken, bu Cloud Ark binlerce yıl uzayda drift edeceğine, Mars’a niye gitmiyor acaba? Yani çok bir şey değişmeyecek illa ki ama hiç değilse doğal yer çekimi filan var. Ne bileyim, oraya bazı inşa malzemeleri götürülebilir, kalıcı yaşam alanları inşa edilebilir. Bilemedim mantıklı mı.
Gerçi henüz okumadım, belki zaten Mars’a gidiyorlardır.
Son olarak: Kitapta Ay’ın neden parçalandığı açıklanıyor mu gizli mi kalıyor?