Demin ilk 10 dakikasını izledim, ilginç bir söyleşiye benziyor. Podcastçi arkadaş koltuğunda fırıl fırıl döndüğü için başta canımı sıktı, ama fikirleri ve üslubu etkileyici, sevdim. Bilgili, hoşsohbet bir arkadaş belli ki.
Devamını izleyeceğim hafta sonu.
O da ünlü birisidir, MIT yapay zeka bölümünde çalışıyor, harika insanlarla podcast’leri var. Biraz Rus soğukluğu var,dikkat etmişsindir. 
Ama kesinlikle benim hayran olduğum kişilerden.
Tüm arkadaşlarım bu adamı takip ediyor benim de yahu. Grup chatleri bu dayıyla doldu 
Belli ki ben de bakacağım artık.
Çok sağlam adamları konuk ediyor, podcast’lerini incele.
Adam hayalimdeki işi yapıyor, üstüne de hayalimdeki hobiyi gerçekleştiriyor. Ek olarak elektrogitar çalıyor ve kara kuşak sahibi. Dünyaya tekrar gelsem bu adam olarak gelmek isterdim. 
Bu konuda idolüm Mark Lawrence hocam
Bu, hayata dair FOMO yaratan tiplere bir yandan saygı duyuyorum ama bir yandan uyuz oluyorum inceden
@Pyrewrath nasıl gidiyor 3. bölüm? Sesin soluğun çıkmıyor.
@isos81: sen projelerinin üstüne bir de Malazan perakendeciliğine giriştin. N’olacak bilmiyorum.
Kitabın konusunu unuttum arkadaşlar vallahi.
%75teyim, NS Hard Rain sonrasında beni duvara çarpar gibi tempoyu düşürünce şaşaladım biraz, zorladı oralar. Şimdi yine normale dönmeye başlıyor tempo, şehir dışındayım ama bu ay bitecek inşallah. 
@isos81 Malazan’ı görünce unuttu zaten bizi, gizli İthaki editörü falan mı acaba diye şüpheleniyorum, hele Drizzt başlığında CB ve Regis sevgisi ortaya çıkınca. 
Haha, 3. bölümün seni çarptığını tahmin etmiştim. Beni de hastanelik etti o bölüm, n’oluyoruz kim bu? kanat manat taktı nereye uçuyor? diye ortada kalmıştım.
@isos81 vallahi İthaki’nin 3 yıldır yapamadığı marketingi 3 günde tek başına yaptı. Ne kadar teşekkür etseler azdır ona…
Kadir kıymet de bilmiyorlar arkadaş. İnsan der ki fahri elçimizsin, bizim marketing ekibinden daha iyisin, al sana imzalı bir kitap ama nerdeee. 
CB ve Regis olayın iyi güldüm. Yalnız yazarken bir an “lan bi sn” diye düşünmedim değil. Ama sadece 1 sn. Sonra zaten okuduklarım aklıma gelince eski nefretim palazlandı.
Projeden geçen hafta istifa ettim. Birisi damarıma bastı, ben de başlarım projenize deyip çıktım. Sonra araya girdiler filan, tekrar girdim projeye. Çok para var orada, bırakamadım. 
Ne zaman kitabı elime alsam bir şey durduruyor beni, okuyamıyorum. Aynısı Perdido Sokağı ve Yakınlaşmalar kitabında da olmuştu. Kitapları sevmesem anlarım da, çok da severek okuyorum. Neden böyle oluyor anlamıyorum.
İmzalı kitabın zaten var, Erikson reyiz senin adını bir daha görse “gene mi bu, kurtulamadık şu heriften yahu” çekecek artık.
İthaki’nin sana tüm Malazan kitaplarını cilti olarak armağan etmesi hoş bir jest olurdu…
Kafan dağınık ve dikkatin başka yerde belli ki; öyle olunca kitabın kalitesinden bağımsız olarak ilerlenmiyor. Bana da oluyor bazen, aklımda iş varsa günde 1 sayfa bile okuyamıyorum, boş boş bakıyorum sayfaya.
Seveneves şansız bir aya denk geldi, hem uzun hem de yoğun konsantrasyon talep eden bir kitap.
Aslında evet, aklımda sürekli oyun işleri var. Kitap okuyayım deyince boşver bir şeylere bakıver diyorum içimden. Ama yarın evdeyim, pek işim de yok. En azından 25e gelicem, söz.
Bitti. Vay arkadaş, NS reyiz çok ilginç bir yazarmış öğrenmiş oldum. Yazım şeklini tam anlamıyla onayladığımdan emin değilim, yer yer inanılmaz ağırlaşması pek çok okuyucuyu yıldırabilir. @isos81 ektin bizi bu etkinlikte Malazan elçisi olmak için. 
@Abraxas
Doğru tespit.
Çok detaylı olarak ayrı ayrı yazmayacağım, ama çok güzel kıvırdığı yerler olmuş.
Kitabın ilk yarısına dair düşüncelerimi paylaşmıştım, Hard Rain sonrası için de şöyle düşünüyorum.
Eve’lerin güçlü ve zayıf yönlerinin kuşaklarca devam etmesi, Aida’nın her türe karşı counter tasarlaması, Julia’nın öldükten beş bin yıl sonra bile kahpeliğe yol açabilmesi, Digger’ların psikolojisi, Moiran’ların epi ile yeniden doğmaları(12 epi geçirip 200 yıl yaşayan falan),mini robotların silah olarak tasarlanması, katapult mantığı, dünyanın yaşanılabilir hâle getirilmesi için yapılan çalışmalar, Digger’ların hayatta kalmak uğruna göze aldıkları, Pinger tayfasının hayatta kalması, yörünge fiziği , ve herşeyden önemlisi tüm bu olaylar olurken insanların toplumsal ve bireysel davranış biçimlerinin Eve’lere göre şekillenerek oturması muhteşemdi.
Muhteşem olmayan kısımları belli zaten, adamın kendini bilgi vermeye fazlaca kaptırdığı yerler.
Bu güzel okuma etkinliği için ikinize de teşekkür ederim, normalde aklıma bile gelmeyecek bir kitap ve yazar ile tanıştım. Zengin olursam Barok Döngü üçlemesini de okumak istiyorum artık, diğer kitaplarına da ileride göz atmayı düşünüyorum.
Ben ikidir etkinlik düzenleyip katılamıyorum ve üzülüyorum. Aslında daha çok okuyabilirdim ama eksta işler filan çıktı, çok geride kaldım. Yine de okuyacağım, Malazan’a daha 15 gün var. İnşallah yarından sonra tekrar dönebilirim aranıza.
Katıldığın için ben teşekkür ederim. Barok biraz tarihsel kurgu imiş. Ben zamanında 3 cildi 100 TL’ye almıştım, bekliyor sırasını. Aslında Stephenson’ın Parazit filan da var, onu da okuyabiliriz birkaç ay sonra.
Önce hayat geliyor normal olarak, hiç sıkma canını hocam. Barok Döngü okurken açıp araştırmak falan güzel oluyormuş, tarihsel açlık duyacağın bir döneme denk getirmek faydalı olabilir.
Malazan’dan önce ne okusam diye de düşünüyorum, farklı serilere girişmek istiyorum bir yandan da yarımları bitirmek, bilemedim. 
(Çaktırma, Mark Lawrence’ın çok övdüğü bir seri çarptı gözüme, The Books of Babel Series by Josiah Bancroft )
Bana uyar, beğendim ben genel olarak NS’yi.
Kings of the Wyld oku, o tam senlik. Hem kısa sayılır görece.
Ya da Grey Bastards var, o da fena değil. Half-orc’lar üzerinden anlatıyor hikayeyi.
Yakın zamanda okunacaklar listesi şöyle, bunlar epub olanlar tabi. King of the Wyld pek de kısa değilmiş ama sıraya onu alıcam, beğeneceğime eminim. 
Çabuk gelen edit: %5i gitti bile, tam adını koyamadım henüz ama adam çok akıcı ve doğal yazıyor, bayıldım demek için erken ama öyle olacak gibi.
Tekrar başladım Seveneves’e. Tekla’yı kurtardıkları yerdeyim. Biz bize olduğumuz ve sona kaldığım için artık spoiler kullanmıyorum. Sorularım:
Tekla’nın gözü kurtarma sırasında mı yaralandı önceden mi?
Dinah birkaç ölü var derken neyi kastetti? Doktorlar mı ölmüş, evetse niye ölmüş?
Kurtarma sırasında biraz bocaladıkları için Tekla kısa süreliğine vakuma maruz kalıyordu, airlock’a girişi de sorunluydu. O sırada olmuştu galiba.
Nereyi kastediyorsun? Ben kitabı bitireli 1 ay oldu, pek çok detayı unuttum, bu sebeple daha spesifik sorarsan sevinirim.
Tekla kurtulduktan hemen sonrası işte. Pioneers and Prospectors başlamadan önceki muhabbet. Kendi başımıza kaldık filan diyorlar. Anlayamadım o kısmı.
Scout olarak Izzy’ye gönderilen birçok astronot çeşitli sebeplerden öldüler. Hatta ölüleri kullanılmayan bir airlock’a tıkıyorlardı.
"None of this even accounted for mishaps that occurred while the Scouts were actually working. A damaged umbilical nearly killed a Scout on A+0.35, and he was obliged to disconnect himself from his Zavod and execute a heroic and perilous move to the nearest airlock, where they got him inside the space station with less than a minute to spare.
Two days later a Scout simply disappeared without explanation, possibly the victim of a micrometeoroid, or even of suicide.
So, of the first crew of six Scouts, two were dead on arrival and one was killed in the Luk failure the next day. Of the second crew, one was dead on arrival. All six of the third crew made it to Izzy alive. Of the fourteen total survivors, four died from Zavod failures, one disappeared, and one was forced to “retire” from being a Scout and confine his activities to Izzy because of equipment failure.
Ivy, being at the top of the org chart, was responsible for all strange and extraordinary decisions: the problems that no one else knew how, or was willing, to handle. It became her problem to decide what they were going to do with dead people."
Dinah demişken 
:
