Okuma Etkinliği - Yakınlaşmalar / Steven Erikson

Merhaba arkadaşlar,

Uzun zamandır etkinlik yapmıyorduk, hazır yeteri kadar dinlenmişken yeni bir etkinlik yapalım dedik.

Temmuz ayı içerisinde @Okuryorum, @GKS ve @alper ile birlikte Steven Erikson’ın Yakınlaşmalar isimli kitabını okuyacağız. Standalone (tekil) bir bilim kurgu kitabı, merak edenler kulübümüze katılabilir.

Süremiz 1 Temmuz - 31 Temmuz arasıdır. Temin için de yeterli süre var görünüyor. Herkesi bekleriz.

6 Beğeni

1 Beğeni

Kitabın her sayfasından inanılmaz keyif alıyorum. Hele bir de Rusya’da geçen kısma geldiğinizde anlarsınız ne demek istediğimi. Başlarda ufak tefek baştan savma gibi gelen kısımlar okuduğumu sandım ama gerçekten her şeyi çok güzel anlatmış reyiz. Her anlattığının antropoloji, sosyoloji ve tarihte hem kavramsal hem gerçeğe dayalı net birer karşılığı var. Ah keşke vaktim olsa da her sayfayı detaylı inceleyip araştırabilsem.

1 Beğeni

Süre henüz başlamadı, hile yok! :slight_smile:

2 Beğeni

Etkinliğimiz başlamıştır. Herkese keyifli okumalar dilerim. :slight_smile:

Önemli not: Bu giriden sonraki giriler spoiler içerir.

4 Beğeni

Evet! Yorumlar nedir, nasıl gidiyor? Ben en son yazdığımdan yana ara verdim okumaya finallerimden dolayı ama devam edeceğim birkaç gün içerisinde.

Kitapta çok güzel, herkesin anlayabileceği şekilde bahsi geçen güncel tartışmalar ve bunlar haricinde de sosyoloji ve antropolojinin başından beri inceleme konuları olan ve yine açıkça tartışılan intihar, kültürler arası çatışma, göç gibi konular ilginizi çekti mi? Ben her sayfayı iştahla ve merakla çevirdim nerelere bağlanacak diye.

3 Beğeni

Daha yeni başladım, ilk bölümü bitirdim sadece. Elektronik olmadığı için yavaş ilerliyor ama hızlandırmak istiyorum.

2 Beğeni

%60 civarına geldim. Açıkçası ilk yarıda yer yer sıkıldığımı söyleyebilirim. Elbette ki göndermeleri ve mesajları çok iyi ama bazen de biraz fazla mı acaba dediğim oldu. Bir de ana konuya çok kopuk girmesinden dolayı yavaşladım. Ama yarıdan sonra akıcılık yükseldi, sanırım devamı da biraz daha akıcı olacak. Bilimsel boyutu ve açıklamaları çok tatmin etmese de kurgu yönü benim için gayet iyi. Sonuçta benim de hep yer yer düşündüğüm bir senaryoyu işliyor ve de tutarlı şekilde götürebiliyor bunu. Şu ana kadar ben kitabı beğendim, hatta ilk temas konusunda okuduğum en iyiler arasına girecek gibi duruyor. Bakalım ilerledikçe daha fazla fikirlerimizi paylaşırız. :slight_smile:

3 Beğeni

Ben özellikle ‘‘tartışma’’ kısımlarını çok beğendim. Yani fikirlerin derinliği veya anlatılışı bir Frank Herbert değil açıkçası ama her şeye dokunur ve gayet realiteye uygun, ulaşılabilir düşünceler oldukları için beğendim. Bir de fikirlerin inşaa, tartışma yöntemi gibi özellikleri de direkt derslerde öğrencilere de gösterilen temel alt başlıkların kapsadığı şeyler. Biraz da oradan bağlantı kurabildiğim için sanırım ayrıca bir keyiflendim ama dediğim gibi derinlik veya ‘‘felsefi’’ boyut olarak gerçekten öyle çok Dune seviyesi şeyler değiller bence, daha çok Sosyoloji101 gibi (’‘Kapitaliz101’’ değil). Ben sadece olayların hızlı gerçekleşiyor olmasından biraz muzdaribim ama olsun.

3 Beğeni

Bu arada kitaptaki Kolo bölümleri sanki Malazan’ın üslup olarak nasıl olacağıyla alakalı hafif bir izlenim bırakıyor gibi (ya da ben öyle hissettim, Malazan’ı okumuş olanlar daha iyi yorumlayabilir). Yazarın fantastik kurgu yazarı olduğunu en fazla oralarda hissettim. :slight_smile:

Ben iş değiştirmeyi planladığım için bu aralar çokça mülakat çalışıyorum, o yüzden beklediğimden yavaş ilerliyor. Ama dediğin yere geldiğim zaman özellikle dikkat ederim.

3 Beğeni

Gazanız mübarek olsun hocam, başarılar.

1 Beğeni

Kitabın temini konusunda ufak sıkıntılar çektiğim için ne yazık ki etkinliğe katılamayacağım. Ay sonu olmadan elime geçerse, ben de aranıza katılmaya çalışırım. Herkese iyi okumalar. :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Kitap biteli iki üç gün oldu. Genel olarak beğendim ama bk açısından eksikleri olduğunu da düşünüyorum. Güzel bir ilk temas aslında, göndermeleri ve ana konusu çok başarılı (her ne kadar biraz fazla mesaj içerse de). Bu kadar fazla mesaj ve gönderme olması tabii ki kötü bir şey değil ama devamlı diyalog şekline dönüşmesinden dolayı karakterleri tanıma ve gelişimleri açısından çok geride kaldığını söylemeliyim. Yani kitabın baya sonlarına kadar kim amerikan başkanıydı, kim sekreter, kim kanadalı, çinin başkanı kimdi, yanındaki kimdi kafamda oturtmakta zorlandım.

Bir de bilimsel yönü çok da önemsememiş yazar, bu bu şekilde oldu deyip geçmiş gibi bazen. Bilim kurgu kitapları için çok teknik detaya gerek var mı, tartışılır. Ben çok önemsemem ama en azından bir açıklama getirmesini beklerim. İrade alanları, yeryüzünün manyetik kuvveti vs tamam ama eksik gibi geldi. Örneğin üç cisim problemi’nde de benzer bir mekanizma en azından atom altı parçacık teorisiyle anlatılmaya, temellendirilmeye çalışılmıştı (sopondu sanırım, tutarlılık soru işareti ama en azından bir açıklama sunuyordu). Bir de eksi yön ışık hızından yüksek hızlarda seyehat durumu. Yani 3 uzaylı ırkın geldiğini biliyoruz ama nasıl geldiğini bilmiyoruz, sadece ima ediliyor. Tüm bunları geçersek, kitap devamı olacak şekilde bitirilmiş. Zaten insanların yardım edeceği üç ırk hakkında da bilgi verilecek gibi yapılıp verilmemiş. Muhtemelen devamı olacaktır, çünkü açıklanmayan ve devam eden fazlasıyla kpnu mevcut gibi geldi bana.

Göndermelerini beğendim, Elon Musk, Trump, Çin, Rusya, CIA, NASA konularında. Dediğim gibi mesajları çok güzel, eleştirilerine katılıyorum ama biraz da fazla buldum açıkçası. :slight_smile:

2 Beğeni

Muhtemelen olmayacak. Hem yazdığı başka kitaplar var şu anda hem de pek tutulan bir kitap olamadı maalesef.

1 Beğeni

Sanki devam edecekmiş gibi yazmış ama demek ki tutmayınca yazmamaya karar vermiş. Tutmama sebebini de aslında anlayabiliyorum, genel olarak eleştirilerimi de bu sebepler boyutunda yaptım. Güncel bir kitap, güzel mesajları ve göndermeleri var ama çok tekrara düşüyor biraz sıkıcı olabiliyor bu durum ve de karakterlere girmesi, alışması çok zor gerçekten. Yalnız yazarın dilü ve üslubu başarılı. Malazan’da eminim bunun da üzerindedir.

Yüzde 20 bitti. Erikson hayranlığımdan mıdır, YZ ile mesleki ilişkimden midir yoksa değindiği sosyolojik olgulardan mıdır bilmiyorum ama çok iyi gidiyor şimdilik.

İnsanların kendilerine ve doğaya verdikleri zarar, kendilerini üst akıl olarak görmeleri, şiddet ve kapitalizm hırsı hep Erikson’ın değindiği konular. Bunları gayet pür haliyle aktarırken, Adem ve Sam arasında daha çok karşıt fikirli iki arkadaşın sohbetlerindeki gibi sarkastik bir hava var.

Yalnız dediklerinize katılıyorum. Şu ana kadar bilim kurgu soslu sosyoloji kitabı okuyorum ve yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla kitabın tamamı böyle (itirazım yok :slight_smile:).

4 Beğeni

Etkinliğe yetişemedim ama Ağustos ayının ilk kitabı olarak okudum.
Yazarın başka bir kitabını okuma fırsatım olmadığı için yanlış yorumluyor olabilirim.
Ama sanki kitabın sonunda gerekçesini şimdilik sunamayacağını belirterek teşekkür ettiği kişiler
“hep fantastik hep fantastik nereye kadar” demiş; yazarda “benimde fikirlerim, birikimim var; boş adam değilim ben” diye kitabı yazmış gibi.
Böyle düşünüyor olduğum için kitabı beğenmediğimi düşünmeyin. @Okuryorum 'a katılıyorum.

Gezegenimizdeki iktisadi ve coğrafi paylaşım savaşlarını, gezegenler arasına ve nihayetinde evrene doğru genişleten, İlk teması insanlığın sonu olarak gören pek çok bilimkurgu eserine aşinayız.

Erikson (okuduğum en iyi bilimkurgu romanlardan biri olan “Üç Cisim Problemi” dahil) türler, uluslar, dünyalar ​arası rekabeti kaçınılmaz gören ilk temas temalı romanlara cevap vermiş sanki.

asıl amaç cevap vermek, fikir beyan etmek olduğu için kurgu ve karakterler araçlaşmış.

Bunu fark ettiğim anda karakter takip etmeyi bıraktım. Zaten yazar bir şekilde karakteri size yeniden hatırlatmayı başardığı için kim bilim danışmanıydı, kim başkan yardımcısıydı, kim barın önünde bekleyen adamdı vs. diye düşünmeden kurguyu takip edebildim.

Bu konudaki eleştirine tamamen katılıyorum.
Romanda yazar telif ve patent tartışması sırasında bir fizikçi kanalı ile Klingon gemi kopyasının kristal ile çalışmadığını, ama biz İnsanların anlamadığı bir teknoloji ile çalıştığını, daha icat edilmemiş bir teknolojinin sadece ‘itki sürücüsü’ gibi kelimelerden ibaret olduğunu söylüyor.
Romanın spekülatif bilimsel argümanları daha fazla derinleştirilebilirdi ama sanırım yazar, ‘bilimsel temel önemli ama en sağlam temellendirenin ki bile sonuçta gerçek değil sadece bir kelime’ demeye getiriyor.

Bence de.
Ben Erikson’u yazar olarak beğendim. Güçlü bir anlatımı var. Mesaj verme kaygısını geriye atarak şahane bir devam kitabı yazabileceğini, bizi bambaşka kültürlerle tanıştırabileceği antropolojik/arkeolojik bilimkurgu tandanslı bir uzay operası yazabileceğini düşünüyorum.

İnsanlık uzaya açılırken Steven neden açılmasın!

6 Beğeni

Şöyle bir şey de var sanki uzaylı tür YZ aracılığıyla insanları kullanışlı bir enstrümana dönüştürmeye çalışıyor ve bunun için öncelikli olarak Dünya da olan bölünmeyi bitirip tüm dünyaya kendi tarzları ile bir hedef gösteriyorlat hatta bunu dayatıyorlar.

Dünyalılar birleşin ve ilk hedefiniz griler.İleri.

YZ dediği kadar masum amaçlar taşımıyor gibi. Grilerin yayılmasından, gittikleri yerleri tüketmesinden şikayetçi ve bence onlarla mücadele etmeye en uygun tür olarak doğasından gelen yıkıcılığından ötürü homo sapiens olduğunu düşünüyorlar.

Yazar bitirirken bir devam kitabı mesajı verdi ama @isos81 bir yazı paylaşmıştı devam kitabı olmayacakmış

2 Beğeni

Henüz bitiremedim ama ben de böyle düşünüyorum. O yüzden karakter yerine verdiği mesajlara odaklandım ve çok da eğleniyorum açıkçası (ah bir bitirebilsem).

Benzeri Yaşlı Adamın Savaşı’nda da vardı. Fizikçi anlatıyor anlatıyor, “ya siz anlamazsınız” deyip geçiştiriyor. Sanırım bunu tercih eden yazarlar, okurun kitaptan kopmasını istemiyor zira örneğin Üç Cisim’deki Sophon anlaması kolay olmayan bir şeydi. Yine de ben bunu daha çok yazar ve okur tercihi olarak görüyorum. Seven de var sevmeyen de.

Nokta atış:

You’ve said in interview here before that you like to kick tropes around in your writing. I felt that Rejoice was you ‘kicking around’ the first-contact trope, in part to see what happened. Would that be right?

SE: I think so. Many First Contact novels frustrated me as much as they entertained me. It seemed that they ended just when things were starting to get interesting, because, with my anthropology background blah blah, what interests me is how humanity would come to grips with the very present reality of not only contact, but also engagement – the synergy produced by the interaction between two cultures (human and alien) – and, in the instance of Rejoice , intervention by a far superior civilization. Earth history recounts such instances of contact and for the pragmatically weaker or numerically more vulnerable culture, the consequences are mostly bad. But that result need not be universal (notwithstanding the [erroneous] presumptions of Star Trek’s Prime Directive), particularly if the technologically superior culture (ET) isn’t interested in planting a flag, stealing land, or enslaving the local population and stripping the area of resources. First Contact novels often implicitly assume that ET will engage in and therefore acknowledge the authority of Earth-bound governments, agencies, nations and so on. That’s a huge assumption, and it was the one trope I wanted to dismantle and subvert from the outset.

Bu konuda emin değildim açıkçası, olacaksa bile daha çok zaman var gibi görünüyor (başka kitaplara ağırlık verdiği ve Rejoice satışları beklendiği gibi olmadığı için). Dediğiniz gibi açık bırakmış kitabın sonunu ve devamı için kafasında bazı şeyler varmış:

Continuing about the present, where are we at the moment with sequel/s to Rejoice ? The ending is a very interesting cliffhanger!

SE: Isn’t it just! And yes, I have a follow-up in mind, but a lot depends on how Rejoice does, to be honest. I draw a lot of energy from my readers that helps propel me forward, so we’ll see where we go from here.

Bu arada röportaj harika. Google translate ile çevirip okuyabilirsiniz.

4 Beğeni