Günün Geç Vakitleri - Ursula K. Le Guin (Ayrıntı)
Eğer aranızda Ursula’yı sırf feminist söylemleri olduğu için okumayan varsa ayıp ediyor. Bazı düşünceleriyle ben de fikir ayrılıkları yaşıyorum ama korkusuzca konuşması, her şeyi yalın bir şekilde açıklaması harika. İnsanın ufkunu genişleten, farklı bir açıdan hayata yaklaşmasını sağlayan bir yazar bana kalırsa. Farkındalık oluşturduğunu düşünüyorum. Okurken bazen ne kadar farkındalıksız okuduğumu anladım sayesinde.
Aynı şekilde Orwell da aynı çarpıcı etkiye sahip biraz fazla politik geliyor bazen yine de kendi adıma alabildiğimi alıyorum. Bazen bu tarz düşünce, röportaj, makale kitaplarını okuduğunuzda bazı şeylerin sadece bizim ülkemize özel olmadığını da görüyorsunuz. Muz Cumhuriyeti diye dokundurarak yaptığımız bazı yorumların aslında dünya genelinde de (veya Amerika, İngiltere) aynı olduğunu görmek beni düşündürüyor. Batılılaşma adına hangi yanlış şeyleri de bir marifet gibi kendimize katıyoruz? Böyle sorular işte. İnsanı düşündüren kitaplar. Hitler okuduğumuzda da fikirlerine katıldığımızı sanmıyorum çoğumuzun fakat onu anlamak, ideolojisini öğrenmek adına okuyoruz gibi gibi.
Ursula’nın şiddetle önerdiği yazarlar arasında Saramago geliyor mesela. Benim hep geri plana attığım bir yazardır kendisi. Nedense pek yıldızım barışmadı ama şimdi Ursula beni aydınlattı. Uyum sağlaması nispeten zor bir yazar olduğundan bahsediyor. Acaba diyorum Saramago’ya yeterince çaba harcamadım mı? Bu vesileyle her ne kadar listemden çıkartmış olsam da Saramago’nun kitaplarını almaya karar verdim. Bu konuda özellikle de merak ettiğim bir konu var. Saramago’nun yazım tarzında bazı kuralları çiğnemek gibi bir eğilimi varmış. Acaba KırmızıKedi bu tarzı yansıtabildi mi? Bunu da merak ediyorum.
Çok güzel tartışmaların yapılabileceği kitaplar bana kalırsa. Kitap etkinliği yapabilen ve buna uyum sağlayabilen arkadaşlara öneririm.
Not: Günün Geç Vakitleri şiir kitabıdır. Öteki eserler için konuştum. Yanlış yönlendirme olmasın.