yorumları heyecanla bekliyorum
Yıllardır listemde olan bir kitaptı. Geçenlerde Arkadaş Kitabevi’nde Can baskısını görünce satın alayım dedim.
Tanrıların Gölgesi’ni okumak için ara verdikten sonra seriye geri dönüş benim için biraz zor oldu açıkçası.
Merhaba, herkese iyi günler.
Can’dan yenileri merakla bekliyordum. Agota Kristof’tan Okumaz Yazmazı okudum. Çok beğendim sizlere de öneririm.
Bir süredir baskısını beklediğim Direnişin Melankolisi’ne de yeni başladım. Güzel ve yoğun bir dili var. Beğendim.
Çiçek çok güzel gözüküyor. Kordon, oje uyumu da gözlerden kaçmadı.
Merhaba Okumaz Yazmaz’a yazdığınız incelemeyi gördüm, emeğinize sağlık. Büyük ihtimalle önümüzdeki ay alıp okuyacağım ben de, en çok istediğim kitaplar
Yorumunuzu okuduktan sonra merakım daha da arttı.
Bu yazarı daha önce hiç duymadım, gözümden kaçtı ya da fark etmedim. Umarım inceleme yazabilirsiniz. Listeme ekleyebilirim bu parçayı da. Can’ın kitapları çok güzel, bu ay çıkanlar özellikle çok iyi
@Artorias Kalanşo sanırım. Teşekkür ederim. Saate göre oje sürüyorum.
@sultiderler Çok teşekkür ederim kıymet verip olduğunuz için. Kendi yaşantısını anlatması ve toplumsal bellek ile bana Annie Ernaux’yu da hatırlattı. Diğer kitabını da sabırsızlıkla bekliyorum. Çok hızlı okunuyor. Bir oturuşta merakla okuyabilirsiniz ama bazı cümleleri var ki beton duvara çarpma etkisi yaratıyor. Zaten öyle bir yazar.
Direnişin Melankolisi’nin yazarından bir de Şeytan Tangosu kitabı var. Ona da bakabilirsiniz. Metaforlarla dolu bir yazar ama okuması keyifli. Siz bence seversiniz. Okuduktan sonra yorum yaparım tabii ki. Keyifli günler.
Rica ederim ne demek Ernaux’tan Seneler’i okumuştum yalnızca, bana hitap ettiğini düşünüyorum fakat diğer kitaplarını alıp okuma fırsatı bulamadım henüz. Büyük Defter üçlemesinden esintiler var mı acaba? O da çok kolay okunan ama okuru yerden yere vuran bir eserdi, bu anlamda benzerlik var demek ki.
Öneriler için de çok teşekkür ederim, değerlendireceğim mutlaka. Size de keyifli günler
Rica ederim. Benim de böyle rafine zevklerim var.
Üçlemeyi okurken en merak ettiğim şey çocuk bakış açısını nasıl bu kadar etkili ve doğru yazdığıydı. Üçlemede anlatılan çocuklar, Agota’nın farklı bir benliği olabilir veya yaşantıları yazmak adına bir figür. Yazmazsa yaşayamazmış bence.
Okumaz Yazmaz’da yetiştirme yurdunda büyürken yaşadığı anılardan da bahsediyor. Çocukluğunun acımasızlığını ve elinden alınan çocukluğu.
İlerleyen bölümlerde de bu sefer kendi kurduğu ailesi ve çocuğu ile sürüklendiği “göç”e değiniyor.
Üçlemede de oldukça kendinden izler var bence. Çarpıcılık aynı. Eleştirilerin sertliği de aynı. Okumaz Yazmaz’ı daha çok beğendiğimi bile söyleyebilirim. Fakat ikisi de muhteşem kitaplar.
Annie Ernaux’un tüm kitaplarını okudum. Yalın Tutku ve Boş Dolaplar benim en sevdiklerim. Seneler’i o kadar beğendiğimi söyleyemem.