Seri tamamladığımda iyi ki okumuşum dedirtiyor.
Genel anlamda beklentim o yönde ve konu Asimov kitabı olduğundan, dördüncü kitap bittiğinde totalde bir konu bütünlüğü, vakıf serisi bittiğinde ise bilim kurgu adına sağlam bir “tatmin” beklentisi içerisindeyim…
Bu evrende geçen bir öykü okudum ve daha fazla bekletmek olmaz deyip başlama kararı aldım.
İnanç manzarayı şekillendirir, fizik kurallarını tanımlar ve hakikatle alay eder. Yaygın bilgi bir aksiyom değil, doğanın bir gücüdür. Kitlelerin inandığı şeydir. Ama delilik bir silahtır, inanç bir kalkandır. Sanrılar iğrenç yeni tanrılar doğurur.
Şiddet dolu ve karanlık dünya Geisteskranken’lerle doludur - sanrıları tezahür eden, gerçekliği çarpıtan erkekler ve kadınlar. Baş Rahip Konig kaostan düzen yaratmaya çalışır. Takipçilerinin inançlarını tanımlar ve inançlarını tek bir sona yönlendirir: Morgen adında genç bir çocuk, bir tanrı olmak için Yükselmelidir. Kontrol edebilecekleri bir tanrı.
Ancak bu müstakbel tanrıyı kölesi olarak görmek isteyen pek çok kişi vardır; bunların arasında Baş Rahip’in kendi Doppel’leri ve kimsenin karşı koyamayacağı bir Köle Taciri de vardır. Dünyanın En Büyük Kılıç Ustası, cani bir Kleptik ve muhtemelen geriye kalan tek aklı başında adam olmak üzere üç suçlunun genç tanrı için kendi hain planları vardır.
Bu güçler çocuğa yaklaşırken, bir engel daha vardır: zaman tükenmektedir. İnsanın sanrıları güçlendikçe kontrol edilmesi de zorlaşır. Geisteskranken’in kaderi, kaçınılmaz olarak kendini Ölümden Sonra’da bulmaktır.
O halde soru şu: Orada kim hüküm sürecek?
Not: Kitabın sonunda bir sözlük var. Şöyle bir baktım da psikolojik rahatsızlıkları kullanmış yazar evrenini şekillendirirken. Öyküde de vardı bu kullanım.
Oku tabi tek başına, yok yok boğazında kalmasın. bitirince gaz ver de ben de girişeyim.
Geçen yıl vakıf, robot ve galaktik imparatorluk serisini zaman akışı sırasına göre okumuş ve totalde harika bir evren okumuş olmanın tadını çıkarmıştım. Okurken gereksiz gelen detaylar finalde Asimov’un harika kurgusuyla tatmin etmişti beni. İyi okumalar şimdiden.
Tamamdır. Gaz bizim işimiz.
Bir süredir uzaklardan izliyorum kitaplığımdaki backlogu bayağı azalttım yakında bende gaza gelmek isteyebilirim bu seri için iyi grimdark diyorlardı
Bugün Thomas Bernhard’ın ölüm yıl dönümü olduğu için ondan bir şeyler okumak istedim ve anlatı eserlerinden Amras ve Watten(Bir Miras)’a başlıyorum.
Stephen amcadan okuyacağım altıncı kitap. Biraz daha uzun eserlerinden biri. İsmiyle ve konusuyla gizemi dibine kadar hissedeceğimi umuyorum.
Xavier de Maistre (1763-1852) genç bir subayken, bir düelloya karıştığı için bir süre ev hapsinde kalır. Bu süreyi odasında eşyaları incelemekle, düşüncelere dalmakla geçirir ve bazen muzip, bazen felsefi bir dille bunları kaleme alır. Koltuğa, yatağa, çalışma masasına; tembel kahvaltılara, yalnızlığa, aylak ve kaygısız hülyaya dalışlara bir övgüdür bu.
Robot Serisi 2. Kitap Çıplak Güneş bitti. Serinin birinci kitabından daha iyiydi. Geri planda gelişen bir konu olduğu hissediliyor. 5/4…
Asimov dan devam… Böyle giderse tüm kitapları ara vermeden okurum
iyi denk gelmişiz. Bir üçüncü bulup etkinliğe mi yürüsek
Üçüncüyü bulmak şu an zor bence. İkimiz aramızda halledelim.