Biraz sayko ama gayet güzel bir edit idi.
Hadi devam et bakalım. Bu sefer gerçi Bülent hocam zor bir metin seçmiş ama sonucu merak ediyorum.
Biraz sayko ama gayet güzel bir edit idi.
Hadi devam et bakalım. Bu sefer gerçi Bülent hocam zor bir metin seçmiş ama sonucu merak ediyorum.
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya da tam aksi istikamete -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi çıkan otoriteleri bu günler hakkında -olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da- ancak
ve ancak“en” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Kolaya kaçtım galiba.
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya
doğrucaCennete gidecektik ya datamaksi istikamete -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi çıkan otoriteleri bu günler hakkında -olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da- ancak “en” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Dayanamadım bir daha dahil oldum.
Gelmiş
geçmişen iyi günlerdi,gelmişgeçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya Cennete gidecektik ya da aksi istikamete -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi çıkan otoriteleri bu günler hakkında -olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da- ancak “en” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Başta hoş geldi ama anlamsız derseniz bir öncekinden devam edebiliriz.
Bu arada merak ettiğim bir şey var. Bir kelime çıkardığımız haliyle cümle anlamsız oluyor ve anlamı tekrar kazandırmak için iyelik ekini değiştirmek gerekiyor. Bu değişikliği yapmaya izin var mı?
Şöyle nasıl olur?
GelmişEn iyi günlerdi,geçmişen kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya Cennete gidecektik ya da aksi istikamete -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi çıkan otoriteleri bu günler hakkında -olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da- ancak “en” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Bunu ben de düşündüm ama o zaman oyunun sadeliği ortadan kalkıyor. Zorluğu da. İstiyorum ki oyun hızlı aksın ama zor da olsun. İsterseniz dediğiniz gibi yapalım. Beraber karar veririz. Kurallar sürekli değişiyor zaten
@Abraxas sizin bıraktığınız yerden devam evdeyim:
En iyi günlerdi, en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya Cennete gidecektik ya da aksi istikamete -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin sesi çıkan otoriteleri bu günler hakkında -olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da- ancak “en” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Aslında 2 kelime silmek yerine, bir sonraki oyunda 1 kelime silme ve 1 kelime değiştirmeyi deneyebiliriz. Ya da bu şekliyle tamamen ayrı bir konu açabiliriz.
Değişim ve hayal gücü sayesinde çok zengin metinler elde edebiliriz.
Bu tarz oyunda güzel olabilir.
Konuyla alakası yok ama alıntıladığınız ikinci metni okurken son satırlara gelene kadar aa, Kaplan! Kaplan! değil mi bu, harika diye düşündüm. Sonra İki Şehrin Hikâyesi’nin açılışı olduğunu gördüm.
Aşağıdaki paragraf Kaplan! Kaplan!'ın açılışı, Bester’ın Dickens göndermesi :
Bu bir Altın Çağ’dı, yüksek macera, zengin yaşam ve zor ölüm zamanıydı… ama kimse böyle düşünmüyordu. Bu, servet ve hırsızlığın, yağma ve tecavüzün, kültür ve ahlaksızlığın geleceğiydi… ama kimse bunu kabul etmedi. Bu bir aşırılıklar çağıydı, büyüleyici bir ucubeler yüzyılıydı… ama kimse onu sevmedi.
En sevdiğim bilimkurgu romanı. Dickens göndermesi yaptığını bilmiyordum. Hadi oyunu bırakıp bu romanı konuşalım
Bir sonraki metin Kaplan! Kaplan!'dan gelecek o halde.
Hiç şaşırmadım zira Bülent hoca Kaplan! Kaplan!'ın sıkı bir hayranı. Okuma etkinliğinde eleştirmiştim kitabı, o da haklı olarak beni bir güzel paylamıştı.
Hatta link de bırakayım:
Şu cümleyi tekrar okudum da, çok yaralayıcı olmuş.
Kısaca "Kaplan Kaplan"a bilimkurgu adına özgün değil demek şimdiki fantastik kurgu eserleri okuyup Tolkien’e özgün değil demek gibi bir şey.
Benim de aklıma hemen bu konuşmamız geldi. Hatta siz yazarken bundan bahsedeceğinizi tahmin ettim. Sizi tanımıyordum o sıra. Ahkam kesmişim, kusura bakmayın. Ama sizi tanımama vesile olduğu için güzel hatırlıyorum hep o muhabbeti.
İkinizin de yorumlarını okudum, hehe, Bülent bey nazikçe ağzının payını vermiş İsmet
Mahçup olacak bir şey yok hocam, bana farklı bir akış açısıyla bakmam gerektiğini gösterdiği için ben de hep güzel hatırlarım.
Hak ettim.
Devam edelim madem.
En iyi günlerdi, en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya Cennete gidecektik ya da aksi istikamete -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin otoriteleri bu günler hakkında -olumlu
anlamdada, olumsuzanlamdada- ancak “en” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Biraz da noktalamaya oynayalım.
En iyi günlerdi, en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya Cennete gidecektik ya da aksi istikamete; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi. Dönemin otoriteleri bu günler hakkında -olumlu da, olumsuz da- “ancak” en sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Eniyi günlerdi,enkötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya Cennete gidecektik ya da aksi istikamete; şu an içinde bulunduğumuz döneme benzer bir dönemdi. Dönemin otoriteleri bu günler hakkında -olumlu da, olumsuz da- “ancak” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
İyi günlerdi, kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya Cennete gidecektik ya da aksi istikamete; şu an içinde bulunduğumuz döneme benzer bir dönemdi. Dönemin otoriteleri bu günler hakkında -olumlu da, olumsuz da- “ancak” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
İyi
günlerdi,kötügünlerdi, hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz Cennete gidecektik ya da aksi istikamete; şu içinde bulunduğumuz döneme benzer bir dönemdi. Dönemin otoriteleri bu günler hakkında -olumlu da, olumsuz da- “ancak” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
İyi kötü hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun
baharı, umutsuzluğunkışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz Cennete gidecektik ya da aksi istikamete; şu içinde bulunduğumuz döneme benzer bir dönemdi. Dönemin otoriteleri bu günler hakkında -olumlu da, olumsuz da- “ancak” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.