Ölüm Kapısı Serisi

Merhaba arkadaşlar,

Forumumuzda Ölüm Kapısı Serisi’ne dair bir başlık olmadığını farkettim. Bu seriyi çok sevdiğim için bu konuyu oluşturmayı istedim. Ölüm Kapısı konuşalım, düşüncelerimizi paylaşalım.

Bu serinin bende çok degerli bir yeri vardır. Henüz liseye giderken okuduğum ve beni fantastik diyarlarla tanıştıran ilk fantastik kurgudur. Yazmaya başlamamda da Ejderha Mızrağı serisi ile birlikte rölü büyüktür. Ilk yazdığım öykümde serideki Zifnab’tan esinlenerek deli bir büyücüyü işlemiştim ve bu öyküyle bir başka edebiyat portalında ödüle layık görülmüştüm. Kitaplığımda da seri baş ucumda durur.

Benim için seriyi abartıyorsun diyebilirsiniz ancak bu seride yer alan hayal gücü seviyesini başka bir fantastik öyküde bulamıyorum. Eski forumumuzda üye olan ancak şimdi kendisini göremediğim bir üyemiz de benim gibi bir Ölüm Kapısı delisi olsa gerek ki, hatırladığım kadarıyla elinde Patryn rün büyüsü deseninden oluşan bir dövmesi vardı.

Çoğu zaman iyi mi kötü mü diye tartışmalara konu olan bir seri olduğunun farkındayım. Sevmeyen uzak dururken seveni de göklere çıkarıyor. Ülkemizde basılan ilk uzun soluklu fantastik serilerden birisidir. Ithakinin ilk taşlarından birisi. O zamanları hatırlıyorum da 56k modemimle Ithaki’nin web sitesini seri hakkındaki haberleri edinmek amacıyla ziyaret eder ancak her seferinde turkuaz rengi bir arkaplanla bezenmiş yelkenli gemi resmiyle karşılaşır, altında yazan web site yapım aşamasında cümlesini her okuyuşumda keyfim kaçardı.

Forumda gezindiğim kadarıyla bazı üyelerimiz M.Weiss ve T.Hickman ikilisine karşı olumsuz tutum içerisindeler. Ejderha Mızrağı da dahil olmak üzere bu diyarları, gerek içerisinde orclar, cüceler, elfler bulunması, gerek D&D dünyasına uyması bakımından edebi olmasından ziyade ticari projeler olarak görmüşler.

Bu fikirlere katıldığım söylenemez. Içerisinde orc, elf ve cücelerin olduğu, Tolkien’in zihin ürünlerini sürdüren destanları hala okumak isteyen okuyucular olduğuna inanıyorum. Kurguda bu ırkların kullanılmasının ise eserin değerini azaltan bir unsur olduğunu düşünmüyorum.

Ölüm Kapısı’nın ilk iki kitabı okuyucu için zorlu geçer ancak sonrasında tadından yenmez. Iki, üç koldan ilerleyen bir anlatımı vardır. Ayrıca büyü konusunda insanı fena halde tatmin eden, evde havaya girip büyü yapmanıza yol açan güçlü bir yaklaşımı vardır ki zaten serinin temelini rün büyüsü, onun kullanıcıları ve sonuçları oluşturur. Eğer okumadıysanız ülkemizin eski ve uzun soluklu serilerinden olan bu seriye bir şans vermenizi dilerim.

Sizler ne düşünüyorsunuz?

7 Beğeni

Edebi derken ne demek istediğinizi anlamadım tamamen para odaklı bir seriye bunu demeniz ilginç.
Ejderha mızrağının ticari olmasının sebebi hem gereksiz uzatılmış olması hemde D&D đunyalarının tanıtmak için yazılmış olmasıdır yani oruç la Elf le alakası yok.

Bu serinin değil ama ejderha mızrağı destanını ilk 3 kitabının güzel olduğunu daha sonra gelen efsaneler 3 lemesinin de en az ilki kadar güzel olduğunu duymuştum bu forum dan ancak sonra gelen üçlemeler çok bozmuş .şahsen ben hiç değilse ilk 6 tını okumayı planlıyorum .

1 Beğeni

Bence baya kötü bir seri… Piyasada neler var neler, insanlar değerli vaktini bu seriye başlayarak tüketmemeli. Gözümde sayfa israfı başka birşey değil.

Şimdi diceksiniz belki ‘‘kaç kitabını okudun da böyle dil uzatıyorsun’’, tüm seriyi bitirdim. Bende bıraktığı izlenim bu oldu.

‘‘Madem kötü idi yedisini birden nasıl okudun’’ diceksiniz, işte bende de böyle bir huy var başladığım seriyi bitirmek zorunda hissediyorum kendimi, mesela yıllardır ara ara Kara Kule serisi okurum, onu da okurken her zaman bu ne berbat seridir diyerek küfrede küfrede ilerlemişimdir.

1 Beğeni

Bence yerin dibine sokulacak bir seri değil, benim de ilk okuduğum fantastik serilerden birisidir, uzun zaman oldu okuyalı 7-8 yıl geçti üzerinden. Dengelerin bozulmuş olduğu birçok gezegenin nasıl birbirleriyle bağlantılı olduğunu, bu sorunu çözmek için uğraşan iki düşman ırkın nasıl bir yardımlaşma içerisinde bulunduğunu vesaire çok güzel işlemişti yazar. Ancak hatırımda şöyle kalmış seri;

Koskoca dünyalar, yarı-tanrılar uyudukları için raylarından çıkmış. Bu nasıl bir konuyu bağlama şeklidir?

Evet, sonu tatmin etmemişti beni. Kitapların ikinci kitaptan sonra ivme kazandığı doğru ancak beklentim çok yükseldiğinden olsa gerek, tatmin etmemişti beni. Basit kaçmıştı gizemin çözümü. Seri ile ilgili hatırladıklarım silik, belki sizin nazarınızda haksızlık da ediyor olabilirim, karşı fikrinizi duymak da isterim.

1 Beğeni

Peşinen belirtmeliyim ki sevdiğim bir seri ama ;

Evet gerçekten çok iyi seriler var . Ama yine de ölüm kapısı’na haksızlık edildiğini düşünüyorum. Tamam süper bir seri değil ama öyle ‘‘yerin dibi’’ bir seri de değil. Bence bu biraz da insanların çok yüksek beklenti ile okumuş olmasından kaynaklanıyor. Ama ne olursa olsun sayfa israfı demek biraz acımasızca mı olmuş ne :wink:

Ayrıca Ölüm Kapısı için ne düşünüyorsam hemen hemen aynısını Kara Kule için düşünüyorum. Tabii belirtmem lazım ki Kara Kule’nin 6. kitabı özellikle kötüydü. Ve hevesinizi kırmak gibi olmasın 7. kitap da pek iyi değildi. ‘‘Son hariç’’

2 Beğeni

Bende cok derin duygular uyandiran bu seriye camur atilmasina dayanamam. Forumdaki bir cok okur ejderha mizragiyla, olum kapisiyla yada benzeri yapilarda kitaplarla baslamistir fantastik edebiyata. Olum kapisini ejderha mizraginin da cok uzerinde tutarim. Okudugum zamanda oldukca orjinal de gelmisti, hatta beni bir sekilde zaman carkina yoneltmisti. Uzun soluklu seri okuma istegi uyandirmisti cunku cok sevmistim hikayeyi. Basi sonu belli olan bir seri olmasi basli basina bir guzellik zaten. Yazildigi zamana gore de oldukca iyiydi. Simdi bile cocuguma alip okuturum baslangic kitabi diye.

2 Beğeni

Şu sözler merak uyandırmadı değil .Sırf merakından gidip birara alacağım şu ejderha mızrağını ,unutulmuş diyarları ve ölüm kapısı serilerini birde gedik savaşları var onun konusu da çok ilgi çekici iki gezegen arasında bir ķöprümü ne açılıyormuş .Kendi isteğimle yine para tuzağına düşeceğim.

Gedik savaslari ilk 4lu cidden iyi. Tavsiye ederim

1 Beğeni
  1. kitap beni aşırı derecede germişti. Başka hiçbir kitapta bu kadar çok gerilmemiştim nedense. Çok pis bir gezegendi, çoğu distopyadan daha çok etkiledi beni.
1 Beğeni

Patrynler’in atildigi Labirent, yari tanrilarin orada kendilerine kurduklari hayat, orada kosullarin olumcul olmasi, anne babalarin cocuklari yasasin diye onlari terk etmeleri, Labirent’e karsi verilen amansiz buyu savaslari vs. tum bunlar etkilemisti beni. Bas kahramanimiz daha sonra Labirente geri atildiginda seri zirve yapmisti benim icin. Ayrica Ishamael’in dedigi gibi ucuncu kitaptaki dunya diger alemlere kiyasla en korkutucu ve karanlik olaniydi.

(Telefondan yazdigim icin Turkce karakterleri kullanamiyorum. Kusura bakmayin.)

Kitabın başlangıç bölümleri - Haplo’ya varmadan,Balthazar’dan dinlediğimiz kısımlar- çok iyiydi. Benim gözümde en iyi kitap başlangıçlarından biridir. Soluksuz okumuştum. Ve kesinlikle -dediğiniz gibi- hiç tekin değildi.

1 Beğeni
  1. Kitap beni en cok etkileyen kitaplardan biriydi. Ozellikle ilk yarisi.

Serinin tonu o kitaptan sonra oldukca degisiyor ve bence iyiye dogru degisiyor. Ozellikle final kitabi ise bence zirve noktasiydi serinin.

Kendi adıma 3. kitabı saymazsak serinin gitgide iyiye gittiğine katılıyorum.
Abarrach’ın atmosferi ve tarihi beni en çok etkileyen dünya oldu. Hem gerek seride bazı cevapları almaya başlamış olmamız,hem de Haplo’nun kişiliğinin Patryn ve Sartan düzeyinde olmasa da Alfred özelinde evrilmeye başlaması hem de lazarlarla tanışmamız vs… dolayısıyla benim favorim kendileri :grinning:

`

Bu seride aklimda, ejderha mizragi arka bahce yayinlarindan cikarken her kitabin en son iki uc sayfasina cesitli serileri koyuyorlardi, olum kapisi en cok koyulanlar arasindaydi hic firsat olmadi

Elimdekiler ve aklimdakilerden sonra bakmayi dusunuyorum yaklasiiik 30 kitap sonra sirasi gelicek :smile:

1 Beğeni

Selamlar.
Ölüm Kapısı benim için de ayrı bir seridir. Evet, piyasada daha iyileri, daha özgünleri var ama ilk okuduğum epik fantastik olması ve kurgusunun derinliği dolayısıyla toz kondurmam. Kötü veya yavan olduğu fikrine katılmıyorum. Pryam’ı çok sevmiş, Abarrach ve lazarlardan fena halde tırsmış, Zar’dan neredeyse nefret etmiş ve seriye bayılmıştım, okuyalı sekiz yıl falan oluyor, bak özledim şimdi.
Sadece Yedinci Kapı bir son için biraz zayıf kalmıştı gözümde, keşke biraz daha uzun olsaydı. Yakın zamanda tekrar okumaya karar verdim bu mesajı yazarken. :smiley:

2 Beğeni

Seriyi okuyup da şu iki duyguyu derinden hissetmeyen yoktur sanırım :wink:

2 Beğeni

Buyu konusuna farkli yaklasmis tek fantastik kurgu serisidir. Butun fantastik kurgularda buyu yapmak icin kisinin once buyu disiplinine yatkin olmasi ve bu sekilde egitilmesi gerekir. Gerekli yetkinlige ulasan kisi buyu yapabilmek icin kil, tuy, domates sapi, okaliptus yapragi gibi malzemelere ihtiyac duyar. Bir seylerin seklini degistirebilir, alev topu atar ya da deprem yaratir.
Olum kapisi serisinde ise buyu mekanigi farklidir. Buyucu butun olasiliklari gorur degerlendirir ve kendisi/ekibi icin en iyi olasiligi secer ve o olasilik olur.

Sanırım hiç Zaman Çarkı, Sissoylu, Fırtınaışığı Arşivi serisi veya Amber Yıllıkları okumadınız. Onlardaki sistem bildiğim sistemden çok daha farklı.

4 Beğeni

@Ishamael arkadasin verdigi orneklere bakip degisik farkli buyu sistemi kavramlarini tekrar sorgulayiniz.

Not: cok fena olum kapisi severiyim.

2 Beğeni

Ölüm kapısı serisinin büyü sisteminin çok farklı olduğunu duymuştum . Cidden bu seriyi merak ediyorum ama çok kararsızım . Sanırım Dragonlance ve Unutulmus Diyarlarin serisinin ilk 6 Gedik Savaşlarının ilk 4 ve Ölum Kapisinin 7 kitabını dayanamayıp en sonunda okuyacağım .