Irkçı değilim, biraz vatansever damarım vardır ama koyu bir ırkçı değilim; kendi yapımda ve doğamda yok maalesef. “Bütün dünya el ele versin hadi hep beraber” diyecek bir adam da değilim ama oturup Nihal Atsız’ın fikirlerini doğrulayamam. Pek de sevmem doğrusu kendisini. Ancak elime kitabı geçse okumaktan hiç çekinmem. Bir insanın fikrini, okumadan nasıl tamamen anlayabilirsiniz? Tamam, aşırı bir adam ama fikrinden, kişiliğinden dolayı bütün emeğini ve fikrini gözardı etmek doğru değil. Varacağınız son nokta, kısır ve gelişmeyen; kendisine aykırı bütün fikir dünyalarını reddeden bir kişilik olmak olur. Alın, okuyun ve fikirlerin dayanağını görün ve kaleminin kuvvetini takdir edin. Bu sizi Irkçı, Milliyetçi yapmaz; fikir dünyanızı derinleştirir ve daha fazla şeye hakim olmanızı sağlar.
Aslında başından beri bunu söylüyorum. Yazdıklarım içinde Nihal Atsız hakkında bir tane bile olumlu veya olumsuz yorum belirtmedim ve en ufak bir şekilde onu savunmadım. Benim anlamadığım yazdığı hiçbir eseri okumadan hakkında ağır görüşler belirtmek.
Ben bu kitabı okumayan biri olarak bu başlığa gelip merak ediyorum ve doğal olarak alttaki yorumları da önemsiyorum. Okuyup okumama kararımda etkili olabilir. İki kişinin çok ağır yorum yaptığını görüyorum ve ikisine de soruyorum. İkisinden de aldığım cevap aynı: Hiç Hüseyin Nihal Atsız okumadım. Gel de işin içinden çık.
Nihal Atsız dendiği zaman ben onu politik görüşlerine sıkı sıkıya bağlı, bunun için hayatını adamış bir insan olarak görürüm. Bir davası varmış ve bunu terk etmemiş, “Aman be çıldırdım mı ben?” diye düşünmeden kolektif bir fayda amacıyla epey bir şeyler çabalamış. Neden bu adamın ne yazdığına şöyle bir göz gezdirmeyeyim? Ya da mesela ki Çakal Carlos mesela şu an terörist kabul edilir, ancak hayatını kendi fikirlerine adamış bir adamın yazdıklarını sadece “Terörist” olduğu gerekçesiyle karalamam mı gerekir? Burada konuşan çoğu insana baktığımda şuna karar veriyorum, fikirlerdeki sivriliklere hoşgörülü değiller. Herkesin ılımlı olmasını, yumuşakça davranmasını istiyorlar ve biraz sivrilmeyi hemen yanlış atfediyorlar. Tamam da, bu herkesin tek bir şekilde düşünüp fikir paylaştığı, insanların tek amacının sabah kalkıp işine gitmek olduğu bir dünyayı getirmez mi en sonunda?
Ben de uzun kararsızlıktan sonra siparişini verdim kitabı. Kitap tarihi roman olarak oldukça akıcı ve başarılıdır.
Yazarın görüşlerine gelecek olursak, ben aynı zamanda Orhan Pamuk’u da çok severim hatta en sevdiğim yerli yazarlar ilk üçündedir, kitapları fevkalededir. Ama kitaplarını beğeniyorum demek, düşüncelerini onaylıyorum demek midir? Kütüphanemde Hasan Cemal kitapları da var yüzyılın döneklerinden biri. Yazdıklarına katılmasam da kitaplarını başarılı bulurum sade bir dille olayları ve düşüncelerini güzel aktarabilmektedir.
Hüseyin Nihal Atsız’ın iyi bir yazar kötü bir şair olduğunu düşünmekteyim. Siyasi görüşlerini bildiğim kadarıyla katılmam mümkün değil ama bu konu başlığında daha detaylı yorum yapmak istemiyorum. Belki yazara açılmış bir başlık olsaydı yeri orası olabilirdi.
Heyallaam. Önce konu tekrarı yapmak istiyorum.
Bu başlığa düşmüş olmamın sebebi, oğlunun Atsız’ın vasiyetnamesini reddettiğiyle ilgili iddiaydı ve bunun yanında kitabın baskısının iyi olduğunu fakat bir ırkçının kitaplarını kitaplığımda barındırmayacağımı anlatan bir ileti yazdım.
Sonrasında @AugusteDupin müstehzi bir şekilde “göster bakalım kitaptaki ırkçı yerleri” dedi. Kitabın içeriğine dair hiçbir yorum yapmamış olan ben, kitabı buldum ve içindeki ırkçı ifadelerin birkısmını ayıklayıp buraya taşıdım. Yine de kendisini memnun edemedim. İlla tüm kitaplarını devircez, başka yolu yok heralde. Ama sonuç değişmeyecek. Sanırım kitapta ırkçı bir şey bulamayacağımı düşündü. Belki de ona ırkçılık görünmüyor yukardaki ifadeler, ya da ırkçı görüşlere sempatisi var. Bilemiyorum.
Atsız uzmanı değilim. Kendisi bir ırkçı. Irkçılık da iyi bir şey değil. Bununla mücadele etmeyi de gerekli görüyorum.
Soruya gelecek olursak, insanlar sağcı, solcu, liberal yazarların kitaplarını okuyabilir, sevebilir, sevmeyebilir, bunda hiçbir sorun yok. Fakat ırkçılık ve faşizm tüm toplumu ırk temelli baskı altına alan ceberrut düşüncelerdir ve yukarıdaki çeşitliliği ezer geçer. Atsız milyonlarca Yahudi ve diğer ulustan ferdi öldürdüğü için Hitler’i hayırla anan bir insan. Sıradan birisi değil.
İnsanlar yazdıklarımı mı okumuyor, yoksa okuduklarını mı anlamıyor? Bir kelime bile savunmadığım kişi yüzünden ırkçılıkla itham edilebiliyorum. Keşke insanlar okumak için okumak yerine anlamak için okumak yoluna gitse.
Söylemek istediğim bir kaç kelime var. Öncelikle “Bir tartışmanın en iyi tarafı ortada tartışılacak bir konu olmasıdır” derler. Kesinlikle katılıyorum. Üstelik “Müsademe-i Efkardan Barika-ı hakikat doğar” mış. Ama asıl önemli olanı -galiba- Volter söylemiş “Fikirlerinizi kabul edemem ama konuşma hakkınızı sonuna kadar desteklerim”
Peşin olarak söylemeliyim ki bu forumda öyle nefret edilecek kadar ırkçı diyebileceğimiz kişilerin olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda yazılanları takip etmeye çalışıyorum. yukarıda çokça yazıldığı gibi bende Hüseyin Nihal uzmanı değilim ama bir kaç kitabını okudum. Üstelik unutulmaması gereken -aşırı yönlerinin bilinmediğini düşünerek söylüyorum- çok sevilen biri. En azından Kürşad adının tanınmasını ve sevilmesini sağlayan kişidir. Evet aşırıya kaçmış olabilir ama bu ülke gençlerinin hala üzerinde bir yük olarak var olan eziklik duygusunu kırmalarına yardımcı olmuştur. Sonuç olarak -sanırım öğle arası yazılan, yazılmaya çalışılan bir yazı kadar derli toplu oldu- Tartışmak iyidir ama düzeyli olursa…
Benim siparişim dün itibari ile geldi. Güzel paketlenmişti ve yanından bir tane bez çanta hediyesi vardı. Güzel oldu hazır market poşetleri paralı olmuşken bunu kullanırım.
Kitap ise fiyatını hak eder şekilde oldukça kaliteli bir baskı. Deri bir kap içinde yer alan kitabın iki tane yana açılan kapak kanadı mevcut. Onları açınca bir bez sayesinde kitap otomatik olarak kabından çıkıyor.
Kitabın sayfaları, renklendirmeleri resimleri oldukça güzel olmuş. Tam miras bırakmalık bir kitap anlayacağınız.
Ederinin yüksekliği yüzünden almamak niyetindeydim. Ama koleksiyonluk bir ürün olduğu, ayrıca “şu dönemdeki” maddi durumum olanak verdiği için aldım.
Roman üzerine çok konuşmaya gerek yok; çok kişinin bildiği bir yapıt. Baskı kalitesi, ciltleme, kutu, sertifika vs çok iyi. Yalnız bu tür ürünlerde bilgi verici sayfaların olması gerekir (yapıtın yayınlanma geçmişi, yazarın kitabı yazma serüveni, varsa baskılar arasındaki farklar, vb)
Gelir gelmez kitabı okudum (kaçıncı kez olduğunu unuttum artık). Bögü Alp, Sançar, Yamtar, Pars, Almıla, Kür Şad, Gök Börü ve öteki karakterler ile zihnimin bozkırlarında at sürmek keyif verdi ve beni ergenliğimin (ilk okuduğum zaman) anılarına götürdü…
Bozkurt’ların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor romanlarının bir araya getirilmesi sonucu Bozkurt’lar olarak piyasaya çıkan kitabı, Göktürkler dönemine ilgi duyan herkes okumalı bence. Gerçeğe dayalı bazı tarihi olaylar ile, Atsız’ın kurgusal hikayesi bir araya gelince, bozkırda at süren bir Alp misali o dönemi bizzat yaşıyorsunuz. Cengiz Aytmatov’un “bozkırda doğmuş biri olarak ben bile bozkır hayatını Atsız gibi anlatamam” dediği rivayet edilir. Romanda yer alan ve Çinlilere yönelik ifadeler ırkçılık olarak nitelendirilemez. Zira Göktürkler’in o dönemde belki de en çok savaştığı millet Çinlilerdir. Dolayısıyla bu durum gayet normaldir. Dediğim gibi, Göktürkler dönemine ve o çağlardaki bozkır hayatına ilgi duyan herkes bu edebi eseri okumalı…
Hocam, kitap hakkındaki düşüncelerimiz aynı. Bence muazzam bir eser.
Bu kitabı okumayı sevenler -kısıtlı bir kesim tarafından olsa da- ırkçılıkla suçlanırlar bazen. Bir zamanlar evime gelen bir arkadaşım kitaplıkta “Bozkurtlar Diriliyor” kitabını görünce bana “Sen ırkçı mısın?” diye sormuştu. Neden böyle bir soru yönelttiğini merak edince de “Baksana; Atsız’ın kitabını koymuşsun baş köşeye!” (aslında baş köşede falan değildi, öbür kitaplarla birlikte rafta arz-ı endam ediyordu) diye karşılık vermişti. Daha sonra ona Atsız’ın ırkçı olduğunu inkâr etmediğini ama bu ırkçılığın Nazi ırkçılığından farklı bir konumda bulunduğunu, romanın ise Türk tarihiyle ilgili bir kahramanlık öyküsü olduğunu, Atsız’ın fikrî makalelerinden ayrı düşünülmesi gerektiğini anlatmış, kitabı da okuması için kendisine vermiştim. Bir süre sonra kitabı okumuş “Haklısın kitap ırkçılıkla pek ilgili değil, bir serüven romanı.” demişti. Kitabı ona armağan ettim…
Yazarların romanlarını, öykülerini düşüncelerinden ayrı bir kefeye koymazsak bazı yazarları asla okuyamaz hale geliriz. Knut Hamsun’un Nazi olduğunu herkes bilir ama kitaplarını da herkes okur Avrupa’da; hatta ülkesi Norveç’te bile çok okunur. Avrupalı onun edebî eserlerini okurken Naziliğini bir kenara koyar, diğer zamanlarda ise Naziliğini eleştirir…
Söylediklerine katılıyorum. Bu romanın ırkçılıkla bir ilgisi yok. Edebi dili de oldukça iyidir.
Cevap versem, polemik olacak, belki tartışma büyüyecek @mit 'in gözlerinden ateş çıkacak.
Madem böyle çok rahatça “vatan haini” ilan edebiliyorsunuz fazlasını yazıp tartışmayı büyütmeden bu ifadeye tepki gösterdiğimi yazmadan da geçmeyeyim
Böylelerine bu kadar naif cevap vermen kalp ben 
Bozkurtlar Siyah ve Kırmızı cilt seçenekleri ile özel baskisi tekrar satışta. Bir önceki gri kapaklı sanki daha güzel duruyordu. Ayrıca kapakta görünen asker temsili resim bir Göktürk’den ziyade Romalı askerlere benzettim
Öncelikle hoşgeldiniz. Bu baskıyla o baskı aynı değil. Gri olan deri ciltli limitli özel baskıydı. Şimdi basılanlar resimli ancak limitli olmayacak bir baskı.
Yani tam anlamıyla kolleksiyonluk değil mi?
Bence kesinlikle koleksiyonluk. Ben iki tane aldım zaten fakat diğer baskıyla malzemesi başta olmak üzere çok farklı bir baskı bu. Diğerinin özelliği sınırlı sayıda olmasıydı. Size gelen kitabın sıra numarası falan oluyordu.