Philip K Dick Bibliyografisi

Yüksek Şatodaki Adam kitabının çevirilerini karşılaştırdım. Şapkalı “a” gibi hatalara takılmayın, kendim bilgisayarda kitaplardan bakarak yazdığım için aksamış olabilir o kısımlar. Daha çok anlam konusunda incelemenizi tavsiye ederim.


Orijinal Metin

For a week Mr. R. Childan had been anxiously watching the mail. But the valuable shipment from the Rocky Mountain States had not arrived. As he opened up his store on Friday morning and saw only letters on the floor by the mail slot he thought, I’m going to have an angry customer.

6:45

Bay Childan bir haftadır kaygı içerisinde postanın yolunu gözlüyordu. Fakat Rocky Mountains Devletlerinden beklediği değerli nakliyat hala ulaşmamıştı. Cuma sabahı dükkanını açtığı sırada kapının posta boşluğunun önünde sadece mektupları görünce, endişeye kapılarak, “Bu kez müşterim çok kızacak,” diye düşündü.


Metis (Dost Körpe)

BAY CHILDAN bir haftadır endişeyle postanın yolunu gözlüyordu. Ama Rocky Dağları Devletleri’nden beklediği değerli kargo hâlâ gelmemişti. Cuma sabahı dükkânını açarken yerde, kapıdaki dar ve uzun posta açıklığının önünde yalnızca mektupların durduğunu görünce, müşterim çok kızacak, diye düşündü.


Alfa (Dost Körpe)

Bay R. Childan bir haftadır endişeyle postanın yolunu gözlüyordu. Fakat Rocky Dağları Eyaletleri’nden beklediği değerli kargo hâlâ gelmemişti. Cuma sabahı dükkanını açarken yerde, kağıdaki dar ve uzun posta açıklığının önünde yalnızca mektupların durduğunu görünce müşterim çok kızacak, diye düşündü.


Orijinal Metin

Pouring himself a cup of instant tea from the five-cent wall dispenser he got a broom and began to sweep; soon he had the front of American Artistic Handcrafts Inc. ready for the day, all spick and span with the cash register full of change, a fresh vase of marigolds, and the radio playing background music.


6:45

Duvardaki beş sentlik içecek makinesinden kendisine bir fincan çay koyduktan sonra eline aldığı süpürgeyle yerleri süpürmeye başladı. Çok geçmeden Amerikan El Sanatları A.Ş, saksıdaki taptaze çuhaçiçekleri, radyoda çalan arka plan müziği ve bozukluklarla dolu kasası ile doğmakta olan güne hazırdı.


Metis (Dost Körpe)

Kendisine duvardaki beş sentlik makineden hazır çay koyduktan sonra eline bir süpürge aldı ve ortalığı süpürmeye başladı; kısa süre sonra Amerikan El Sanatları Şti.'nin girişi, yeni başlayan gün için temizlenmiş, dükkân bozuk para dolu kasasıyla, içinde kadife çiçeklerinin durduğu saksısıyla ve arka planda müzik çalan radyosuyla pırıl pırıl olmuştu.


Alfa (Dost Körpe)

Duvardaki, beş sentle çalışan makineden kendine bir bardak hazır çay koyduktan sonra eline süpürge alıp ortalığı süpürmeye başladı; kısa süre sonra, Amerikan El Sanatları Şti.'nin girişi yeni başlayan gün için temizlenmiş, dükkân bozuk para dolu yazarkasasıyla, içinde taze kadifeçiçeklerinin durduğu saksısıyla ve arka planda müzik çalan radyosuyla pırıl pırıl olmuştu.


Orijinal Metin

Standing shakily, he became aware that someone — a couple — had entered the store. Young
man and girl, both handsome, well-dressed. Ideal. He calmed himself and moved professionally,
easily, in their direction, smiling. They were bending to scrutinize a counter display, had picked up
a lovely ashtray. Married, he guessed. Live out in City of the Winding Mists, the new exclusive
apartments on Skyline overlooking Belmont.


6:45

Titreyerek dikilirken, dükkâna birilerin -bir çiftin- girdiğini fark etti. Genç bir adam ve bir kız. İkisi de oldukça şık, kılık kıyafetleri yerinde görünüyordu. Tam istediğim gibi diye düşündü. Sakinleşmeye çalıştı ve tebessüm ederek, işinin erbabı olduğunu dışa vuran hareketlerle onlara doğru ilerledi. Eğilmiş, tezgâhtaki teşhir ürünlerini inceliyorlardı. Şimdi ellerinde hoş bir kül tablası vardı. Evli olmalılar, diye düşündü Childan. Sarmal Sisler Şehri, Skyline’da Belmont bölgesine yukarıdan bakan yen, pahalı apartmanlarda yaşıyor olmalılar


Metis (Dost Körpe)

Titreyerek ayakta dururken, birilerinin -bir çiftin- dükkâna girdiğini gördü. Genç bir adam ve bir kız; ikisinin de eli yüzü düzgündü, kılıkları kıyafetleri de yerindeydi, ideal. Kendisini sakinleştirdi ve gülümseyerek, profesyonelce, rahatça onlara doğru ilerledi. Tezgâhta sergilenenleri incelemek için iki büklüm olmuş, hoş bir kül tablasını ellerine almışlardı. Evliler, diye tahminde bulundu Childan. Sarmal Sisler Şehri’nde, Skyline’daki, Belmont’a tepeden bakan yeni, hususi apartmanlarda yaşıyorlar


Alfa (Dost Körpe)

Titreyerek ayakta dururken, birilerinin -bir çiftin- dükkâna girmiş olduğunu gördü. Genç bir adam ve bir kız; ikisinin de eli yüzü ve kılık kıyafetleri düzgündü. İdeal. Childan kendini sakinleştirdi ve gülümseyerek, profesyonelce, rahat bir tavırla onlara doğru ilerledi. Tezgâhta sergilenenleri incelemek için iki büklüm olmuş, hoş bir küllüğü ellerine almışlardı. Childan evliler, diye tahminde bulundu. Sarmal Sisler Şehri’nde, Skyline’daki, Belmont’a tepeden bakan yeni, hususi apartman dairelerinde yaşıyorlar.


Orijinal Metin

Childan nodded. No contemporary American art; only the past could be represented here, in a store such as his. ‘You are here for long?’ he asked. ‘To our San Francisco?’


6:45

Childan başını salladı. Burada, böyle bir dükkânda, Çağdaş Amerikan sanatına özgü şeyler değil, sadece geçmişi bugüne getiren eserler satılabilirdi. “Burada, San Francisco’muzda uzun süre kalmayı düşünüyor musunuz?” diye sordu


Metis (Dost Körpe)

Childan başını salladı. Çağdaş Amerikan sanatına yer yoktu burada; yalnızca geçmiş temsil edilebilirdi bu dükkânda, onunki gibi bir köstebek yuvasında. “Buraya uzun süreliğine mi geldiniz?” diye sordu. “San Francisco’muza?”


Alfa (Dost Körpe)

Childan başıyla onayladı. Burada çağdaş Amerikan sanatına yer yoktu; burada, Childan’ınki gibi bir dükkânda yalnızca geçmiş temsil edebilirdi. “Buraya uzun süreliğine mi geldiniz?” diye sordu. “San Franciso’muza?”


Orijinal Metin

Not one of the gumchewing boorish draftees with their greedy peasant faces, wandering up Market Street, gaping at the bawdy shows, the sex movies, the shooting galleries, the cheap nightclubs with photos of middle-aged blondes holding their nipples between their wrinkled fingers and leering . . . the honkytonk jazz slums that made up most of the flat part of San Francisco, rickety tin and board shacks that had sprung up from the ruins even before the last bomb fell.


6:45

Market sokağında sürtüp açık saçık gösterilere, seks filmlerine, atış poligonlarına, önünde buruş buruş olmuş parmaklarıyla memelerinin ucunu kapatan ve tutku dolu bakışlarıyla ziyaretçileri içeri çekmeye çalışan yaşı geçmiş kadınların fotoğraflarının asıldığı ucuz gece kulüplerine şaşkın bakışlarla dalıp giden, doyumsuzluğu ve avamlığı her halinden anlaşılan, sakız çiğneyen o hödüklerden biri değildi.


Metis (Dost Körpe)

Market Sokağı’nda gezinip duran, müstehcen gösterilere, seks filmlerine, silah galerilerine; girişlerinde buruşuk parmaklarıyla göğüs uçlarını tutan ve şehvet dolu yan bakışlar fırlatan orta yaşlı sarışınların fotoğraflarının asılı durduğu ucuz gece kulüplerine aval aval bakan, açgözlülük yüklü köylü suratlarına sahip, sakız çiğneyen o kaba erlerden biri değildi. Son bombanın düşmesinden önce bile San Francisco’nun düz kısmının neredeyse tamamına harabelerden fırlamış, teneke ve kartondan yapılmış o sarsak, derme çatma gecekonduları inşa etmiş olan o pis ve gürültücü, cazcı ayaktakımından biri değildi.


Alfa (Dost Körpe)

Market Sokağında gezinip durarak müstehcen gösterilere, seks filmlerine, atış poligonlarına, girişlerinde meme uçlarını buruşuk parmaklarıyla tutarak şehvetle gülümseyen orta yaşlı sarışınların fotoğrafları asılı olan ucuz gece kulüplerine … henüz San Fransisco’ya son bomba düşmeden önce bile enkazların arasında mantar gibi bitmiş olan o derme çatma teneke ve karton barakalara şehrin düz bölgelerinin büyük bölümünü teşkil eden, caz çalınan batakhanelere aval aval bakan, açgözlü köylü suratlarma sahip, sakız çiğneyen o kaba saba askerlerden değildi.

Alfa baskısı kesinlikle 3 çeviri arasında en iyi çeviri gibi duruyor. Eğer editör kitabın kalan sayfalarında da bu kadar detaylı incelemişse çeviriyi ve gerekli düzeltiyi yapmışsa, böyle kötü bir çeviriden böyle bir iş çıkardığı için kendisini tebrik ediyorum. Güzel iş çıkartmış gerçekten.

13 Beğeni