Oooo, kesin izleyin. Kafamda ufak bir değişimle tam denk geldiniz. Hatta bitince bana ses edin neden öyle bir noktaya vardığımı size anlatayım.
Filmi izleyemem bugün ama sonuna bakacağım.
Anlamazsınız ki Ve sakın ha bakmayın. Filmin sonu en vurucu noktası zaten. Bakarsanız izlemenin bir anlamı kalmaz. Hem baksanız da anlamanız çok zor olabilir.
O zaman sonuna bakmayayım ilk fırsatta 2-3 gün içerisinde izleyeyim.
Ben yazım tarzın için demiştim aslında @Agape. Ama resim de iyiymiş.
Bu arada aksiyon nereden kopacaktı, ben orayı kaçırmışım galiba. Konu illa aksiyon olacaksa isteyin yeter, iki sinirlenip geleyim.
Bu başlıkta herhalde ama ben de kaçırmışım, geldiğimde medeniyet konuşuyordu aksiyon bir köşeye saklanmıştı.
Aha, tamamen karıştı. Ben saate göre taşır diye düşünmüştüm meğerse taşıma sırasına göre taşıyormuş.
Zamanında benzer kanallar kullanmıştım ama genelde konuşmayı unutuyordum. Bana dört-beş kere seslenirlerdi ben ancak farkına varırdım.
Tamamen karışmasına sesli güldüm Belki böylece yanlış anlaşılmalar filan doğar da kavga çıkar.*
*ellerini ovuşturan amca smaylisi
Bu işin sonunda biz kavgaya tutuşursak ben kavgadan sonra güzel güzel gülerim.
Düzenleme: Acaba kendimi banlayabiliyor muyum?
Haa. Anladım. Evet oluyor bazen. Bu tip durumlarda, eğer muhabbet hoşuma giderse benim çenem açılıyor. BKZ: Şekil 1A.
Arada bir de çene çalmak lazım zaten ya. Sürekli ciddi ciddi nereye kadar. İnsanın içi çömeliyor vallahi.
Bir buçuk sayfa not geçirdim. Bu arada bir sürü gırgır dönmüştür dedim ama fazla birşey olmamış. Ben derse dönüyorum
(Mesajların karışmasını da burada olan kimse yemez )
Yaşasın!
Bilmiyorum ya, Eğlenmeyi, muzurluk ve muziplik yapmayı severim.
Derse gideceğim derken, İthaki Modern konusuna gidip kapaklara bakarak gözlerime ziyafet çektim.
Ben de seviyorum. Bir zamanlar çok şen şakrak birisiydim. Sonra kendime geri dönüp baktım ve fazla coşkulu, vurdumduymaz göründüm kendime. Ondan sonra hayatı daha ciddi yaşamaya başladım. Bir süre sonra kendimden sıkılmaya başladım. Hayatta her şey gözüme fazla ciddi görünmeye başladı. Gittikçe nemrut bir şeye dönüştüm. Sonra yine geri dönüp kendime baktım ve o halimden de hoşlanmadım. İkisinden sonra ben de içimden nasıl geliyorsa öyle olmaya karar verdim. En azından şu an içimde sürekli bana rahatsızlık veren o kişi sustu.
En güzeli zaten insanın kendi gibi olması. Ve tabii bu tip konularda dengeyi tutturmak gerekiyor.
Ah be, o sesi susturmanın yolunu bir bulsam çok rahatlayacağım, o ses yüzünden kimlik kargaşası yaşayacak durumlara bile düşer oluyorum bazen. İnsanın kendini hırpalaması da ayrı dert…
Kimlik karmaşası bir dönem oluyor galiba ya. En azından bana olmuştu. Belli bir denge elbette lazım ama bu hayatta iki gram huzurla gülemeyeceksek ne diye yaşıyoruz? Ben kendimi hırpalamaktan da yoruldum. Hem ruhen hem de her yönden. Artık böyle hırpalayacak gücüm yok. Hani birini yorulana dek döversin halin kalmaz ya öyle hissediyorum.
Haklısın sanırım, yaş yirmi dört ama kimlik bunalımı konusu yüzünden kendimi ergenliğe yeni girmiş gibi hissediyorum. Hoş, ufak ufak kendimi toparlıyorum, o ayrı.
Yaa işte, denge derken de onu kastettim. Şöyle rahat rahat gülmek lazım, bir şeyleri geyiğe vurmak lazım. Vurdumduymazlık boyutu bambaşka bir şey bence, o gamsızlığa giriyor.
Kendimi hırpalamaktan ben de yoruldum, bu yüzden çocukluğumda olduğu gibi kendimi anlamaya ve kendimle barışmaya çalışıyorum. Zamanla başaracağıma da eminim.
Kendini kabul ettiğin noktada her şey daha kolaylaşıyor sanki. Tabii bu dediklerim kendimden yola çıkarak söylediklerim. Hepimiz için aynı olacak diye bir şey yok. Herkes benzer yolları yürüyor bu hayatta. Benim gözlemlerime göre genelde böyle oluyor. Bu yollarda yapılan seçimler bizleri şekillendiriyor. Gençken insan toplum tarafından kabullenme arzusu duyuyor bazen. Bu da kimlik karmaşasına sebep veren etkenlerden biri. Sonra kabul ettiklerinin aslında sen değil de maskelerinden biri olduğunu fark ettiğinde çöküyorsun. Beni değil başkasını kabul etmişler diyorsun. Bunu anladığın ve kabul ettiğin anda bu kaygıdan arınıyorsun yavaş yavaş. Konu uzar. Şimdi buraya koca bir metin döşemeyeyim.
Yok anladım ben. Haklısın. Hoş, kendim için konuşmak gerekirse girdiğim ortamlarda hep kendim olmak için uğraştım, bu konuda da genelde güzel sonuçlar aldığımı düşünüyorum. Kendini beğenmişlik ya da egoistlik olsun diye demiyorum bu arada, lütfen yanlış anlama.
Ama doğru, insan önce kendini keşfedip kabul etmeli. Bir kere kendini kabul edince daha mutlu oluyor insan, sorunlar da çözülme yoluna giriyor.
Neyse, terapi seansı gibi oldu, teşekkür ederim.