Tartışma iyidir ya, hakaret veya bağnazlık olmadığı sürece 
Edebiyat ve edebiyat dışı paylaşımlar genel olarak dengede idi. Son zamanlarda edebiyat paylaşımları azaldı sanki. Bu yüzden de denge bozuldu gibi gözlemledim ama dediğim gibi yanılıyor olabilirim. İstatistiki konuşacak kadar uzun üye değilim.
Ben bu edebi yönü çok merak ediyorum doğrusu. Amacım ortamı germek değil aksine görüşlerimi belirtmek. Dönem dönem insanlık olarak, toplum olarak veya ülke olarak psikolojik sorunlar yaşıyoruz. Kişisel olarak gün geliyor aylarca kitap okumuyoruz veya kendimizi geliştirecek hiçbir şey yapmıyoruz. Yan gelip yattığımız, tavana baktığımız, su içmeye bile erindiğimiz depresif haller içerisinde oluyoruz. Toplum psikolojisi çökünce -ki pandemiydi vs. derken bence yeterince çöküntüye uğradık- kişilerin paylaşımları da aynı derecede geyik konulara yöneliyor. Bence bu tip konulara ihtiyacımız oluyor. Sürekli boynumuzda fular, yüzümüzde o bilindik bakışlarla yazışamayız diye düşünüyorum ben.
Şahsım adına ekranda her dakika olan şeylerden forum içinde bahsedilmesi bana hep acayip gelmiştir. Zaten nereye kafanızı çevirseniz gündem aynıdır ve bizi boğar. Bir de böyle kafa dağıtmak için geldiğimiz bir yerde bu tarz konuların yukarılarda olması beni daraltıyor. Ha, elbette girip okumayabilirim -denetmen kimliğim olduğu için bu mümkün değil çünkü hepsini okumalıyım- fakat başlığın kendisi bile “Yine mi?” hissi oluşturuyor ve gördüğüm ilk “Falancayı ağaçtan düşür,” konusuna dalmak istiyorum.
Diğer açıdan forumun edebi yönü her zaman içinde saklı. Bu tip konuları görmeme seçeneği forumda olduğu için bunları eleyerek sadece edebi konuların karşınıza çıkmasını sağlayabilirsiniz. Bu birkaç tık ötenizde duruyor. Konuları veya kategorileri izlemeyi bırakarak kişi kendisini edebiyat havuzunda boğabilir.
Bana kalırsa çoğunluk olarak zorlu bir dönemden geçiyoruz. Bir çeşit tükenmişlik durumu yaşıyoruz. Hayat ve yaşam ikilisinde hiçbir şey düşündüğümüz gibi değil. Perdenin arkasını görmek için perdeyi çekmek lazım. Diğer yandan üye sirkülasyonunun da bunda payı var. Genelde foruma alışma sürecinde olan üyeler daha çerez konularda dolaşırlar ve yavaş yavaş “aydınlanma” yaşarlar fakat bu zaman isteyen bir şeydir. Bu zaman içerisinde kemik kitle de yavaş yavaş elini eteğini çekmeye başlar ve yeni bir evrim sürecinin içinde bulur forum kendisini.
Ben 2-3 senedir aralıksız takip ediyorum forumu. Hiç yazmadan takip ettiğim uzun bir süreç de var. Eskiden 1-2 saat forumu okuduğum olurdu. Son zamanlarda 10 dakika bile sürmüyor olabilir ziyaretlerim. Okuyacak bir şey kalmadı. Alışveriş üzerine kurulmuş bir platforma döndü benim gözümde.
Edebi konuları konuşan insanlar da kalmadı bence. Sadece portalı takip etmek daha mantıklı galiba artık.
Dediğim gibi, bu forumun dinamiklerini iyi bilecek kadar uzun süreli üye değilim. Sadece basit bir gözlemimi yazdım, onu da yazmadan 10 kere düşündüm yazsam mı, gerek var mı diye.
Bilmiyorum belki de ben fazla anlam yüklüyorumdur. Forumun edebi bir misyonu belki de hiç yoktur, hiç olmayabilir de. Öyle bir zorunluluk da yok zaten. Sadece dengenin, en azından benim gözümde, biraz kaydığını söylemeye çalıştım.
Edebi olarak kendimi doyurduğum başka yerler var, o konuda rahatım. Edebi açlık çekmiyorum
Konuları da sessize alıyorum, kaç tane aldım bilmiyorum. Takip ettiklerim sessize aldıklarımdan az olabilir.
Neyse, ben de bir infial ya da kavga yaratma niyetinde değilim. Ben biraz gamsızım, o yüzden içinden geçilen zorlu süreç beni pek de etkilemedi. O yüzden empati yapamamış olabilirim. Hatalı bir şey yazdıysam affola.
Ben bunun karşılıklı olduğunu düşünüyorum. Forumda yazılan her düşünceye mutlaka karşı bir cevap geliyor. Sen, ben, o bu konuları konuşmak için istekli ve içerik üretmek için hevesli olmazsak sonuç olarak ortada edebi konu konuşan kalmaz. Benim bakış açım bu yönde en azından. Herkes bir boş vermişlik içerisinde gibi geliyor bana. Kişiler susma hakkını kullanarak da buna katkıda bulunuyor aslında fark etmeden. Portal haberlerini de üretmek de oldukça zor aslında. Sadece birkaç kişinin ciddi mesailer harcayarak üretebileceği içerik sayısı da kısıtlı. Burada içerik üreten de gönüllü kimselerden oluşuyor ve kendi hayatlarının bir akışı var. Forumlar bu günlere genellikle fedakarlıkla geliyor.
@isos81 Hatalı bir şey yok. Birkaç defadır bu cümleleri okuyorum ve ben de kendi görüşümü belirtmek istedim. 
Portal haberleri yönünden size katılıyorum. Hele ki bu iş gönüllü yapılıyorsa kimsenin söz söylemeye hakkı yok. Yeri geliyor bir ayda 3 inceleme gönderebiliyorum bilimkurgu kulübüne. Yeri geldiğinde de 3 ay bir şey yazasım okuyasım gelmiyor. Bundaki en büyük etken de psikoloji gerçekten de.
Kendimden örnek vereyim yine. Son 1 ayda bir kitap okumuşum. Normalde bu sayı 4 ya da 5 olurdu. Ama olmadı işte. Daha çok eğlence konularına baktım bu süre boyunca. Zamanla değişiyor işte.
Bende 3 gündür hiç kitap okumadım. Ara ara oluyor böyle.
Niyetim birilerini suçlamak, yargılamak değil. Elbette forumda muhabbet olması için karşılıklı diyaloglar gerekiyor. Ben hiçbir zaman üreten tarafta olmayı denemedim. Dediğim gibi iyi bir tüketiciydim. Güzel muhabbetleri hiç araya girmeden saatlerce okuyabilirim ama son zamanlarda okuyacak bir şey kalmadığını söyledim sadece. En basitinden “Şunu Okumamışlar Cemiyeti”, “Bunu Okumamışlar Cemiyeti” başlıkları görüyorum. Hiçbir mana veremiyorum. Başlık anlamsız geldiği için ve bahsi geçenleri okumayanlardan olmadığım için tıklayıp bakmadım doğrusu ama artık okuyanlardan çok okumayanlar konuşuyor gibi geliyor bana.
Burada bir gerçek var ki forumda edebi tartışmalar çoğunlukla yüzeysel. Yazarın anlatmak istediği şeyleri veya kitabın ele aldığı konuları takdir etmek, tartışmak yerine kitabın kapağından, çevirmeninin diplomasını nerden aldığından veya kitabın şu veya bu edisyonundan beyin fırtınası yapıldığı bir yerde, gerçekten “dinlemeye değer” fikirlerin arada kaybolduğu bir mecrada bu yazıları yazmaya itecek şevki bulamamak bence çok normal.
Burada problem kullanıcılarda demiyorum herkesin günlük temposundan kurtulup 5-6 paragraflık diyaloglara kafa kaldıramadığı biliyorum ancak tüketimi özendiren birçok başlıkta da gördüğümüz gibi aldığımız kitaplar hakkında çok düşünmemeye, dönüp arkaya bakmamaya alıştığımız bir gerçek. Bu bir serzeniş değil gözlemdi, durum da nicedir böyle.
O zaman size göre “Eğlence Kulesi” bölümü tamamen boş? Edebi konular güzeldir ama herkes yorum yapamaz. Bilenler konuşur, bilmeyenler okur. Eğlence kulesine ise herkes yorum yapar gibi örnekler verilebilir.
Düştü uşaklar, düştü. Kalifiye arkadaşlar ayrıldı, yetişkinler eskisi gibi zaman ayıramıyor. Ben bile 2 3 kitap bitirdim ama hiç inceleme yazacak zaman bulamıyorum. Mesela en güzel muhabbetler yayinevi soru hatlarında oluyordu, onlarda değişince çok zayıfladı ortam. Ben öyle düşünüyorum.
Bu çıkarımları nereden yaptınız bilmiyorum ama benim mesajımda böyle bir yargı yok.
Bu şekilde anlaşılacak hiçbir şey yazmadım. Bilenin de bilmeyenin de okuma heveslisi olduğu bir platformdayız diye düşünmek istiyorum hâlâ. Forumun herhangi bir bölümünü de “boş” diye nitelendirmedim. Benden önce yazan arkadaşlar gibi ben de eskiden bulduklarımı artık bulamadığımı söyledim.
Size öyle dediniz demedim ki. Nereden geliyor bu alınganlık? Öyle mi düşünüyorsunuz diye sordum sadece. İstediğiniz gibi düşünün. İstediğiniz şekilde yargınız olsun bana ne. Kimseye de bir şey demeye gelmiyor. Hemen savunmaya geçiyorlar. Çok da kasmaya gerek yok. Şahsen ben eğlencesine takılıyorum bu forumda. “Aydınlanma” kısmına ne zaman gelirim bilmiyorum. Benden bu kadar.
Mesaja “O zaman size göre…” diye başlarsanız öyle bir etki oluyor. Kusura bakmayın.
Siz de kusura bakmayın. Kimsenin kalbini kırmak istemem. Sadece fikrimi belirttim.
Bakış açılarımız değişken olabilir elbette. Ben okumayanlar cemiyetlerini seviyorum çünkü bu cemiyetteki kişiler yavaş yavaş bu kitapları okuyorlar. Bir şekilde birbirlerinden cesaret alıyorlar. Bunu görmeyi ve takip etmeyi seviyorum. Özellikle bitirdiklerinde veya okurken aktif fikir belirtmeleri hoşuma gidiyor. Sonuçta bütün görüşler görecelidir bana göre.
Keşke o cemiyetlerin adı “okumayanlar” değil de “okuyacaklar” olsa.
“Okumayanlar” ister istemez, okumamayı, bilmemeyi, cehaleti yüceltiyor gibi geliyor bana. “Ne var yani! Okumadım, gurur duyuyorum, okumadığımı herkese bildiriyorum!” dermiş gibi geliyor bana. Muhtemelen öyle değildir ama bana öyle geliyor. Dediğiniz gibi, insanların görüp, o veya bu şekilde okumalarına sebep olur diye (ve de huysuz ihtiyar rolünü oynamamak için) pek sesimi çıkarmadım ama galiba yine de yaşlıyım
Canlı yayında @magicalbronze forumun süreci ve gelişmelerinden bahsetmişti. Kurbağa olmamak için hepsini dinledim 
Kimisi bir yıl önceki ortamı sever kimisi dünkü, bazıları şimdiki. Senin içindeki Agapeler gibi benim içimdeki Laprasların her biri ayrı dönemi seviyor. Hangi birine kulak vereyim şimdi ben 
Bence harika bir öneri
Ben de bu konuları ilk gördüğümde çok şaşırmıştım. Bir anlam verememiştim. Hatta birine “Bu konunun amacı nedir, ne güzel okumadık, iyi ki okumadık mı diyeceğiz birbirimize” diye de yazdım. Sonra dediler ki “hayır, okuma konusunda birbirimize destek olacağız”. Öyle olunca dedim iyi bari.
Ama haklısınız, “okumamışlar cemiyeti” negatif hisler uyandırıyor bende. Okumamayı yüceltiyor gibi geliyor. Keşke başlıklar “Okuyacaklar” olarak değişse 
Bildiğim kadarı ile o cemiyetler yarı mizahi olarak açıldı ama bence yararlı başlıklar. Çünkü o kitabı okumamış olanlar okuyanlarla birlikte fikir alışverişi yapıyorlar.