Genç neslin çağrışımları farklı oluyor ne yazık ki… Benim biraz ayak uydurmamın sebebi belki de kardeşimin benden 12 yaş küçük olmasıyla alakalıdır. Her yönüyle ergen olduğu için ve aramdaki bağı da koparmak istemediğim için bütün saçmalıklarını da seviyorum. Yavaş yavaş büyümesi bakış açısının değişmesi, eskisi gibi çocukluklarından vazgeçmesi gerçekten kaliteli sohbetler edebileceğim kişiye dönüşmesini izlemek de bir başka oluyor. Forumdaki herkese genelde bu şekilde yaklaştığım ve onların eğlenceyi nasıl tanımladıklarını, heveslerini de anlayabildiğim ve ilk elden tecrübe ettiğim için yaşlı, huysuz bir teyze gibi olmaktansa kurbağacı cadı olmayı tercih ediyorum. Böylece aba altından büyü de gösterebiliyorum.
Akşam annemi arayıp “Kardeşimle aramda neden 1 yaş var? 10+ yaş olsa ne güzel genç nesille daha rahat iletişim kurabilirdim, senin yüzünden empati yeteneklerim çok kısıtlı kaldı” diye çemkireceğim
Rıhtım’da Kuşak Çatışması!
Yaşlı üyeler, gençlere baston salladı! Gençler kendi havalarında. Asayiş berkemal.
Fazla yaşın da fazla sorunları oluyor aslında. Çok komik bir şeye öyle fantastik tepkiler veriyor ki şaşalıyorum. Dünya yerle bir olmuş, tek yaşam formu kendisi kalmış veya Forest Gump gibi tepkiler veriyor. Annemin çok yoğun bir yaşamı olduğu ve kardeşime annelik ettiğim için bir dönem beni annesi sanmıştı. Gerçeği kabul etmesi epey zorlu oldu.
Böyle sorunlar da var. Hele ki aşk mevzusu başlı başına bir problem. Genelde kendi tecrübe etsin diye karışmıyorum. Kendi kararları vermezse yarın suçu da başkasına atar çünkü. Nitekim ben gençleri genç oldukları ve gençliğin gerektirdiklerini yaptıkları için seviyorum. Her yetişkinin içinde bir çocuk vardır. Benimse bir sürü Agapelerim var.
@Everfever Havuç göreve! (Aklıma Terry geldi.) (Yeri gelmişken Diskdünya okumayanları da kınıyor ve kurbağalanacaklar listeme ekliyorum.)
Katılmıyorum. İsteyen, istediğinden keyif alır. Ayak uyduramamamız, yanlış olduğu ya da başka türlü olması gerektiği anlamına gelmez. (Benim de şimdiye kadar bu konulardan hiçbirine bakasım gelmedi )
Ben yazılanların bir kısmına katılmakla beraber kendi açımdan bana son zamanlarda rahatsızlık veren bir durumdan bahsetmek istiyorum “beğeni” ve “rozet” mevzusu. Keşke olmasaydı dedim. Bakıyorum içerik okunmadan saniyesinde beğenilip, sırada kim var kim yoksa beğenerek aşağıya iniliyor. Benim derdim de anca böyle dış kapının dış mandalı gibi… Amaç rozet toplamak olmamalıydı ya da beğeni butonu belki bu amaç güdülerek kullanılmamalıydı.
Çekilişe katılayım dedim, sırf çekilişe katılmak için yeni üye olup bir daha sesi soluğu çıkmayanlar… Çekilişten çekilişe sadece “çekilişe katılmak istiyorum” diye yorum yazanlar… Bilemiyorum Altan… Üzüldüm. Benimkisi de dert işte
Beğenince rozet mi toplanıyor? Kuzey Koreli generaller gibi gezenler mi var aramızda?
Ben geziyormuşum. Ben de diyorum “Ne bu üstümdeki ağırlık?” Rozetlerdenmiş meğer fakat Hancı’nın gözüne girememiş olmam üzdü.
Ben girmişim ama nasıl girdim bilmiyorum
Empatik rozetini sırf adından dolayı seviyorum. Tayfa rozeti ise neye göre veriliyor hâlâ anlayabilmiş değilim. Bir aralar tayfa rozetim olsa diyordum ama artık hiçbir önemi olmadığını düşünüyorum.
Buradan yönetime sesleniyorum. Yeni bir rozet istiyoruz: “Kuzey Koreli General”. Belli bir rozet sayısını tutturanlara verilsin. Açıklama olarak da “Al! Al! Al! Gözün doysun!” yazsın (Şaka yapıyorum, tabii ki)
Adminlere Büyük Birader rozeti verilebilir. Büyük Biraderin Gözü Üstünüzde ( Espri yapıyorum
)
@Everfever yanınızda yayınevi yetkilisi yazıyor. Acaba hangi yayınevi?
Ben bilemedim şimdi tartışmaya katılayım mı, yoksa uzaktan mı izleyeyim.
Ben okuduğum kitaplar hakkında incelemeler falan yazmam, hatta Liman Kütüphanesi kategorisine nadiren bir şeyler yazarım. Bazen başka üyeler ne okudu acaba diye göz atıyorum ama o da nadiren. Ben zaten kitap okumaya yeni başladım sayılır. Daha çok Yolgeçen Hanı’nda gezinirim. Son zamanlar bir az gülmeye ihtiyacım var, hepimizin ihtiyacı var.
Sadece her ne kadar kitapsever olsam da sadece kitap okuyunca da ne bileyim resmen Jüpiterli gibi hissediyorum kendimi. O yüzden bir süreliğine ara vermiştim ama Hobbit’le devam ediyorum.
Okumamışlar cemiyetini Okuyacaklar cemiyeti yaparsak asla okumayacağım diyen üyeler ne olacak peki?
Beğeni ve rozet konusuna katılıyorum, çok haklısınız.
Ben neden kazandım onu hala anlamadım. 100 gün içerisinde… gibi bir şeyler vardı. Ama ismi hoşuma gidiyor.
Öyle olursa yine pek bir şey değişmez
Bunu daha önce de söylemiştim ve herhangi bir şey değişmemişti, yine değişeceğini zannetmiyorum ama madem ki konusu açılmış ben de kısaca fikrimi belirteyim.
Rıhtım’ın, gerek portal gerekse forum, gittiği yönden hiç mutlu değilim. Portal kısmı büyük emek istediği için o konuda fazla bir şey diyemiyorum, ben de burada bir zamanlar aktif olarak yazarlık yaptım ve hala vaktim, enerjim oldukça bir şeyler yapmaya çalışıyorum ancak hem kaliteyi hem de yüksek okur sayılarını yakalamak çok zor olabiliyor.
Forum kısmına gelince; lütfen kimse alınmasın ama bana kalırsa Forum gittikçe daha “boş” bir hal alıyor. Burası normalde edebiyat, sinema, fantastik kurgu, bilimkurgu gibi ortak zevkleri olan insanların buluşup sohbet edebileceği bir plarformdu. Okuduğumuz kitaplardan, izlediğimiz filmlerden, günlük yaşantımızdan, bazen daha eğlenceli konulardan vs. konuşup keyifli vakit geçireceğimiz bir ortamdı yani. Üzülerek de olsa @enlied’e katılmak durumundayım, şu an başlıklara baktığımda onlarca yeni mesaj olsa bile kısa sürede geçebiliyorum hepsini, çünkü ya İthaki’nin attığı bir twit üzerinden ya da gerçekten anlamsız bir yanlış anlaşılma üzerinden onlarca mesaj atılabiliyor. Geyik yapılmasına karşı değilim ancak bu durum artık her başlıkta var. Okumak istemediğim başlıkları engellesem bile Hangi Kitabı Okuyorsunuz? ya da Yeni Kitap Haberleri başlıkları bile böyle mesajlarla dolu.
İnsanlar artık okudukları kitapları, izledikleri filmleri yorumlamak bir yana isimlerini yazmaya bile üşeniyorlar, ilgili başlıklarda sadece ekran görüntüsü paylaşılıyor. İmla hatalarına, noktalamaya falan hiç girmeyeceğim çünkü değil bir edebiyat forumunda, arkadaşlarımla mesajlaşırken bile görmekten rahatsız olacağım yazım yanlışları burada özgürce yapılabiliyor. Forumda sadece edebiyat konuşulsun demiyorum tabi ki, ama genel olarak baktığımda forumun eski kalitesine sahip olmadığını düşünüyorum. Bir de son bir senede buradan ayrılan, artık foruma girmeyen insanları düşündüğümde maalesef ben de forumun geleceği konusunda umutsuzum.
“Öyleyse sen de artık girme, bu halinden memnun olanlar da var” diyebilirsiniz ki çok haklısınız. Yalnız ekşi sözlük’ün de tam olarak bu düşünce yüzünden bugün bu durumda olduğunu unutmamak lazım. Kayıp Rıhtım benim için çok önemli bir oluşum, hayatımın zor bir döneminde hayal dahi edemeyeceğim bir ortamı, hepsini bir diğerinden fazla sevdiğim insanları benimle tanıştırdı. Şu an için buralarda olmaya devam edeceğim, ancak üzülerek söylemem lazım ki gidişat böyle devam ederse kısa süre sonra buralarda benim için de bir şey kalmayacak.
Umarım kimseyi gücendirmemişimdir. Sevgiler.
Yüzükleri Efendisi’nin tek ciltlik versiyonunu almak istiyorum.Kitabın sahibi arkadaşlar arasında basım hatasıyla karşılaşanlar oldu mu acaba?
Forum ortamını daha da edebileştirmek için ne yapmamız gerekiyor, yazılanlara baktım da ulaşamadım bir sonuca. Pasif agresif tonda değil, fikir alışverişi bağlamında yazıyorum. Daha sıkı denetim politikası mı? “300 - 500 lira harcadım” diyerek kaç paraya ne kadar kitap aldım diye yarış yapılan başlıkların kapatılması mı? “Cemiyet” kuran üyelerin forumdan uzaklaştırılması mı? Fantastik ve bilimkurgu dışında sohbete izin verilmemesi mi? Öykü Seçkisinin öne çıkarılması mı? “Seçkide en az şu kadar öyküsü yayımlanmış” kişilerin mi sadece foruma alınması mı? Forumu "boş"luktan kurtaracak önerileri de merak ediyorum.
Fikirleri merak ediyorum sadece.
Forumdaki en aktif konular Son Aldığınız ve Sipariş Listenizdeki Kitaplar, Kitap Fırsat/Kampanya Alanı türevleri değil mi?
Zaten tüketim odaklı bir topluluğuz. Forumu oluşturanlar biz insanlarız, insanlardan bağımsız sanki forumun kendi bir davranışları varmış gibi ele almak yanlış bence. Kimse şahıs olarak kendisinin hedef alındığını düşünmesin diye genelleyerek, “biz” şeklinde konuşuyorum.
Burası bir platform en nihayetinde ve istisnasız her yaş grubu kendisinden sonra gelenleri beğenmemiştir. Platon’un 2500 yıl önce yazdıklarında bile bunu görürsünüz, büyüklere saygı kalmadı, ahlak bozuldu vs. vs.
40 yaşındaki bir insan da 15 yaşındakilerin yazdıklarını, çizdiklerini beğenmiyorsa bunda bir problem yok bana göre, bu oldukça doğal.
Ekşisözlük de değişir, forum da değişir en nihayetinde insanlar değişiyor nesiller değişiyor.
30 yaşındaki insanla 15-20 yaşındaki insanların aynı şekilde eğlenmesi mümkün değil bence.
Nacizane tavsiye, bu her zaman böyle olacak kendinizden farklı olan insaları tanımaya ve empati yapmaya çalışın. Aranızda 10-20 yaş fark olan insanların sizin gibi olmayacağını kabul etmek bir çok sorunuzu çözer.
Kalite, seviye vb. görece şeylere çok fazla anlam yükleniyor. Kime göre kalite? Neye göre?
Elinizde kalite ölçer mi var? Sadece kendi öznel görüşlerinizi nesnel standartmış gibi kabul edip yargıya varıyorsunuz.
Kendi gençliğimde sevmediğim huysuz büyüklere benzemekten korkarım her zaman…
2-3 sene önce site dönüşüm geçirmişti diye hatırlıyorum. Ondan önce edebiyat harici ne olursa yazılması istenmiyordu. Yine yanlış hatırlamıyorsam yine aynı dönemde bundan sonra sadece edebiyat konuşulan bir forum olacağı yönetim tarafından haber olarak yazılmıştı. O zamanlar sadece okuyordum ama forum çok durgundu.
Şu an forumun durumu o dönem yapılan değişikliklerden kaynaklı. Bazı yönlerden daha iyi oldu ama bu sefer edebi ağırlığını kaybetti. Ama bakıyorum bu yönde eleştirisi olan kimilerin yazdığı içeriğin çoğu zaten edebi olmaktan uzak. Eleştirilen konuda şikayetçi olanların da körüklediği bir durum.
Böyle yazmışsınız ama alttaki yorumlar biraz aba altından sopa gösterme gibi olmuş Öyle değildir elbette ama bana öyle bir his verdi (ben de pasif agresif tonda yazmıyorum, hatta gülen adam da koydum ki yanlış anlama olmasın).
Ben edebi yön azaldı derken, edebiyat dışı her şey çok arttı, bunları kaldıralım demek istemedim. Sadece dengenin bozulduğunu, edebi yazıların görece azaldığını, bunu arttırmanın yollarına bakmak gerektiğini söylemek istedim. Üstelik yanılıyor olabilirim de dedim.
Yoksa eğlence kulesi konusunda yazılan şeyler çoğu zaman gülümsetiyor beni Kaldı ki ben de zaten insanlara boş yapıyor diyecek kapasitesi ve birikimi olan birisi değilim. Sadece daha fazla kitap yorumu okumak ve sevdiğim kitaplar üzerinde daha çok konuşmak/tartışmak istiyorum. Hepsi bu.
Edebi yön ne demek çok merak ettim. Hangi Kitabı Okuyorsunuz? konusuna okunulan kitap hakkında 15 satır yorum yazınca edebi yön mü oluyor?