Rıhtım Kamarası

https://cdn.eba.gov.tr/icerik/lgs/2021_SAYISAL_BOLUM_A.pdf

2 Beğeni

Tekkür ederim :slight_smile:
Daha zor bekliyordum, bunlar öyle cevaplanamayacak türden zor sorular değil ki, azıcık düşünerek bulunabilir.
Ama bizde sorular tamamen farklı oluyor, bu sorular matematikten çok mantık soruları.
Screenshot_2021-06-10-19-59-55-1
Sorunun üstünde verilen bu kısım bizde soru olarak sorulur, böyle daha iyi galiba ezber yerine mantık yürütmek.
Her ilde sorular aynı mı oluyor?

İllerde aynı tabi.Sadece her yerde kitapçık farkı oluyor soruların dağılımının değiştiği.

Bizde de böyleydi ama lgs ve yks’ye geçildiğinden beri ezber yerine mantık daha ağır basıyor.

Bu da bir artı, bizde sınav tarihleri her yerde aynı olmuyor, ilk sınav verenler en şanslılar oluyor çünki sorular kolay oluyor, sonda verenlerse zor sorularla test ediliyor ki bu da haksızlık oluyor.
Fen sorularını pek anlamadım ama matematik neden zor diyorlar anlamadım. (Laf olsun diye demiyorum sahiden)

Böyle olması daha iyi, düşünen beyinler gelişiyor demek:)

2 Beğeni

Genelde Türkiye’deki sınavların handikapları zamana dayalı yarış oluyor. Ayrıca devlet okullarında verilen matematik eğitimi ile çocukların sınavlarda karşılaştığı soru yapıları çok farklı oluyor. Okullarda 35-40 kişilik sınıflarda 3-5 tane formül uygulamasına yönelik soru göstereceğim derken zaman bittiği için belki de mantık sorularına vakit ayıramıyor öğretmenler. Vakit ayrılmasını geçtim, 10 kişilik sınıflara da yine her tarz soru tipini göstermek veya mantıksal çözümlemeyi aşılayabilmek pek mümkün gözükmüyor. Her geçen gün de rekabet ortamı daha da alevlendiği için okullarda eğitim veren eğitimcilerin hepsi değişen soru tipleri ve sisteme ayak uyduramıyor ve çocuklar da geri de kalıyorlar. Eğitimde bunun haricinde liyakat gibi problemler de var.

Yıllar evvel, yaşı tutanlar benden daha iyi bilirler, bir uygulama ile öğretmen açığını kapatabilmek adına farklı farklı alanlardan herkese alana geçiş hakkı verildi. Kim var, kim yok; yeteneğine, kabiliyetine bakmadan öğretmen oldu. Haliyle bu insanların birçoğunun önündeki sıralardan geçiyoruz biz de. Zor denmesinin sebebi bunlar aslında. İlkokuldan tut, üniversiteye kadar durum bu.

Bireyler, nesiller arasındaki anlaşılmazlıkların ve kopuklukların en büyük sebeplerinden birisi eğitimdeki kopukluk Türkiye’de bana göre.

Birkaç ay önce bir grup toplanıp Almanya’dan kesin dönüş yapıp eğitimine Türkiye’de devam eden insanlarla röportaj yaptık. Oradaki söylenenlerden en ilginci Almanya’da, yediden yetmişe, eğitim görmüş nesillerin sırasından aynı veya aynısının revize edilmiş hali kitapların geçtiği idi. Yani senden kaç nesil önceki insan bile senin gördüğünü eğitimi biliyor ve seninle bağlantı kurabiliyor.

1 Beğeni

Ben de soruları görünce Türkiye’de mantık geliştiriliyor diyordum, okulda öğretilenlerle sınavda sorulanlar farklı demek.
Ama mesela fen sorularına baktım eğer onlar öğretiliyorsa gerçekten harika çünkü kolay sorulara benzemiyorlardı, ilk soru genetik sorusuydu sanırsam ve 8. sınıf öğrencisi bunu biliyorsa diyecek bir şey bulamam.

Anladığım kadarıyla eğitimde sorunlar aynı, eğitime ayak uyduran öğreniyor, geri kalanlar kimseyi ilgilendirmiyor.
Bizdeki sistem ve öğretilenler de işe yaramayan şeyler ama tek iyi yanı sınavda benzer şeyler sorulması, ama yine de gereksiz. Sizdeki sorular beyni çalıştırıyor, eğer okulda da onlar öğretilse, sadece kolay anlayanlarıa değil herkesle ilgilenseler çok daha iyi sonuçlar alınırdı.

Anlıyorum, bir zamanlar üniversitede öğretilenler şimdi ortaokul kitaplarında var. Anlayan anlıyor, anlamayan başka çözümler aramaya başlıyor.

1 Beğeni

Benim gözlemlediğim şey aslında özetle, Türkiye’de oturtulmaya çalışılan eğitim sisteminde değişen şeylerle birlikte verilen eğitimin kağıt üstündeki haline adapte olacak olan eğitimci ve öğrencinin yetişmesinin gerekenden çok daha fazla zaman alması. Önce teori değişiyor sonra pratikte uygulanabilir mi diye sadece ‘‘deniyorlar’’. Deneme yanılmayla da sürekli bir şeyler değiştiği için çoluk çocuk, eğitimci ve memur kim varsa bu yolda eksile eksile gidiyorlar.

Ama tabi bu eksikliklerin kaynak noktası mevcut ekonomik düzen bana kalırsa ama henüz bu tarz konuları tartışabilecek kadar da tecrübe ve bilgi sahibi değilim muhtemelen. Neticede her şeyin politik ve tarihsel birer kökenleri var.

1 Beğeni

Hocam benim bu konuda yaklaşımım uzun süre “beceriksizlikle açıklanabilecek hareketi artniyete yorma” şeklindeydi. Ama bir noktada insan diyor ki, “yok artık”. Şuan benim uydurabildiğim en iyi açıklama eğitim sisteminin olabildiğince rastsallaştırıldığı yönünde.

Stratejik yaklaşırsak, spesifik ortamlardan sana düşman çok çıkıyorsa, o ortamları yıkmalısın. Belli ortamları nasıl yıkarsın, rastgele adamları rastgele yerlere basarak. Farklı kültürlerin gelişmesini nasıl engellersin, sürdürülebilirlik ve öngörülebilirliği yok ederek, vs.

Arada hobi olarak üniversite sınavına girerim, her girdiğimde farklı isimde sınava giriyorum, sorular da farklı oluyor tarzları da. Bence belli tip adamların belli yerlerde toplanmasını engellemekse amaç, fazlasıyla başarılı sınavlarımız var hakkını yemeyelim :roll_eyes:.

1 Beğeni

Hocam asıl siz neredesiniz? Niye herkes gidiyor buradan?
Screenshot_20210611-002911_WhatsApp
Arada eski gönderilerinize denk geliyorum. Paylaşımlarınızı tekrar görmek beni çok mutlu eder. Nacizane…

@Vector bildiğim kadarıyla bu özelliklere sahip olmak düşüncelerinizi paylaşmak için şart değil. :smirk: Hele ki onca güzel başlığı bu foruma kazandırmışken. (Çoğunu imha etmişsiniz gerçi :expressionless:). Görüşlerinizi paylaşımlarınız esirgemeyin hocam. Forumda paylaşımlarını görmeyi sevdiğim birisiniz. Çoğu insan bir şeylere küsüp gidiyor. Onlara da buradan sesleniyorum. Forumun tadı beraber güzel. (Ramazan reklamı gibi oldu.) Bir yere gitmeyin :wink:

2 Beğeni

Biz de tamamen gitmediğini düşünmek istiyoruz ama öyle görünüyor. Yerine başka bir aday şimdilik düşünmedik. İlerleyen günlerde neden olmasın.

Bazen ben de kafa dinlesem mi acaba diyorum kendi kendime ama dayanamıyorum. :joy:

4 Beğeni

Eskiden, ben tekken, gitmek istesem de gidemezdim.
Hakanla konuşup tek denetmen olmaması gerektiğini, işim olduğunda veya yoğunken ya da kafam attığında forumun ıssız bir vaha gibi olduğunu söyledim. Bu vesileyle kimleri seçebiliriz, onlar alışana kadar nasıl destek olabileceğimi kararlaştırdık. Nihayetinde üç denetmen seçtik. Sanırım yeterince ikame edecek kişi var. Ayrıca “Denetmen” etiketini de kaldırdım ki üyeler mesaj yazıp boş cevap almasınlar diye.

Birkaç güne geri döneceğim. Yine de çok aktif olacağımı sanmıyorum. Ben bayrağı gençlere devrettim artık. Sadece gözcülük ediyorum. Sevgiler.

22 Beğeni

Durumun böyle olduğunu bilmiyordum, çok pardon. Saygılar.

3 Beğeni

Gözcüleri kim gözleyecek. :slight_smile:

8 Beğeni

Kendimi Hakan’a ihbar ediyorum. :slight_smile:

2 Beğeni

@Agape Forumda olmadığın dönem sanki daha çok kitap okuyabildin gibi.

Özellikle de bu ara.

4 Beğeni

Zor bir dönemden geçtim, geçiyorum. Geçen sene hiç okuyamadım. Normalde de senede 70 ile 100 arası okurdum. Bir sene ara vermenin bedeli daha yavaş okumaya başlamam oldu. Zamanla bu açığı kapattım. Forumla çok alakası yok aslında. Foruma ayıracağım vakti kitaplara ayırmadım. Oturup düşünerek, kendimi eleştirip değerlendirerek geçirdim. Düşünmekten bıkınca da pasif olarak forumu takip edip aktif olarak instagram ve 1000kitap platformlarında vakit geçirdim. Evi sonunda taşıdıktan ve düzeni kurduktan sonra okuma yapmam kolaylaştı. Bazı mantık dışı takıntılarım var. Bu da bir engeldi okumama.

Aslında daha çok kitap okurdum. Yarım bıraktıklarımın çoğunu eklemedim bile. Elli- altmış sayfa okuyup kenara kaldırdığım otuz-kırk kitap vardır. Bazen insan o kitap için doğru zamanı yakalayamıyor. Ben işi bu senenin başından sıkı tutmaya kararlıydım. Eski düzenime yavaş yavaş yaklaştım gibi. Hastalık veya insanı duygusal olarak çöküntüye uğratmayacak şeyleri atlatınca kendimi buna odaklayarak hayata devam etmeye çalışıyorum. Zaman zaman başarısız oluyorum. Düşe kalka bir şekilde gidiyorum. İnsan kendisini bir şekilde ileriye taşımalı.

10 Beğeni

Evet bir okur için kitap okuyamıyor oluşunun özellikle iki nedeni oluyor. Zaman bulamamak diğeri de senin yazdığın o zaman diliminde yaşanılan veya çevrede gerçekleşen bir şeylerin can sıkması ve bunun doğrudan veya dolaylı olarak insanı etkilemesi.

Ben son günlerde özellikle 1000kitap akışta sık aralıklarla seni görünce yoğun kitap okuyabildiğini düşündüm.

Foruma sürekli zaman ayıramıyorsan bile gün içi veya 1-2 günde bir uğraman, bir iki yorum yazman iyi olur aslında. Malum belediye dereyi ıslah etti, suyu yer altına aldı, üzerine rezidans ve AVM yaptığı için gidecek bir deremiz de kalmadı artık. :slight_smile:

3 Beğeni

Eğer kitap okumak istiyorsam gerekirse uyumam. Sabah beşe kadar kitap okuyup beş olunca 1000 km yola gittiğimi ve vardığım yerde bayıldığımı bilirim. Eğer okumak istiyor ve okuyamıyorsam çekilmez ve aksi oluyorum. Arıza çıkartırım. Evde yirmi insan olsun kapıyı çekip çıkarım. Bomboş muhabbete maruz kalınca vaktimin çar çur edilmesine tahammülüm yok.

Yorumları atacağım. Biraz da biriksin istedim. Yorum yazmak ayrı bir zaman alıyor. Okuma isteğimden yorumlara vakit zor kalıyor bazen.

Çin’de mülteci kurbağalar için çiftlik yapılmış. Herkes oraya gidiyor. Tavsiye etmem ama siz bilirsiniz. :slight_smile:

3 Beğeni

Çin değil de muhtar @Ufuk bu yaz Bolu’ya gidelim, dağ havasında, kaynağa yakın bir dere bulalım diye bana fotoğraflar gönderiyor. :slight_smile:

2 Beğeni