Ben yarışmacı olsam Hindistan derdim. Yeni Zelanda’da niyese şaşırdım. Telefon jokeri kullanmak istense zaten tepenin ismini okuyana kadar telefon süresi biterdi
Şu kızı ekrandan o tarafa geçip yüzüne karşı ağzını oraya buraya yamultma, yeterr diye bağırası gelen tek ben olamam bence.
Evet biraz patavatsız gibiydi. Ama bu soruya olan yaklaşımını sevdim. Gelin görün ki basit bir soruda elendi.
Cevap soruda gizli, 1984
Elendiği soru bence şaibeli ya.Oranlı ve uygun ne alakayken, ucuz ve uygunun olmaması aşırı tuhaf.
Cevap 1949 bu arada bilmiyorum ciddi olarak mı söylediniz.
Sizin dediğiniz ilk basım tarihi ama sorulan soru muhtemelen Türkiye’de basım yılıdır.
Hayır direkt ilk basım tarihi soruldu. 1949 yani cevap.
Emin misin? Son kararın mı?
Ben izlemediğim için bir şey diyemeyeceğim ama soruyu daha açık sorsalarmış iyiymiş. Ben mesela Türkiye’de basım tarihi olarak algıladım. Cevap 1949 ise soruyu 1984 ilk kez hangi yıl yayınlanmıştır deselermiş daha iyi olurmuş gibi geliyor bana Neyse çeki alıp gideyim ben
Buna verilebilecek en iyi cevap: "Gözü olanın gözü çıksın."
1984’ün Türkiye ilk baskısı 1958, Işık Kitapları diye çıkıyor sahaflarda.
Arkadaki adam resmen Hulusi Kentmen’in bıyıksız hali. Mayolu gibi olan adam da Mr. Spock…
Seks rozetli kadına gülüyorum.
O kadar çok şey var ki neye güleceğimi şaşırdım. Memnu aşk…
Hahaha, çok detay var.
- Senin mayolu Spock’un ne yaptığını çözdüm. Elindeki spatulayla duvar örüyör. Niye ki?
- Arkadaki piramit gibi bina?
Ben bu baskıyı unutmuşum ya. Aklımda direkt Can Yayınları kalmış
Keşke tekrar hatırlatılmasaydı. Şimdi tekrar unutmayı umacağım
Şimdi yeni bir kağıt krizi ile karşı karşıyayız. 2018’deki gibi yine TL değer kaybediyor ve yine kağıda Euro bazında yüksek zamlar yapıldı. Yayıncılarımızın, dergicilerimizin bu gelişmeye tepkisi “Bu durumda kitap, dergi yayınlayamayız” şeklinde. Tamamen dijitale geçmek, illa kağıt kitap ya da dergi almak isteyen okur için özel baskılar yapmak düşünülmüyor. Oysa son 11 yılda matbaacılık da durmadı, gelişti. Dijital üretim ucuzladı. Artık siparişe göre üretim yapacak çok daha fazla matbaa var. Ama “tüccar” olduğu için doğası gereği muhafazakâr olan yayıncılar geleneksel yöntemden, kitabı ve dergiyi kağıda basıp depolamaktan ve sonra da satmaya çalışmaktan vazgeçmek istemiyor. Bu muhafazakâr anlayışla da beklenti yine devletin yayıncılığı desteklemesi. Kitap, dergi alımlarının artırılması. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın dijitale yönelimi artırmak için e-kitap alımı – kiralaması yoluyla verdiği destekler de bu nedenle ilgi görmüyor. Anlaşılan kağıt yayıncıları bırakmadan yani satın alınamaz fiyatlara yükselmeden yayıncılar kitap ve dergileri kağıda basmaktan vazgeçmeyecek. Dijitale dönüşümü bir süre daha bekleyeceğiz.