Rıhtım Kamarası

ben de 8-9 yaşlarındayken “çocuk kitabı” etiketi altında basılan, ağır üsluplu ömer seyfettin kitaplarına maruz kalmış biri olarak, kesinlikle kitapların basılmadan önce incelenmesi gerektiğine katılıyorum.

3 Beğeni

Ömer Seyfettin konusunda %100 katılıyorum. Bir de elips yayınlarıydı yanlış hatırlamıyorsam kapaklarda ya da içindeki resimlerde kopmuş kol bacak felan görmüştüm, o zamanlar etkilenmiştim baya.

Devlet kurumu var sonuçta bu kitapları denetleyen, yayınevi umursamazsa devlet kurumlarının incelemeyeceğini biliyor at koşturuyorlar.

2 Beğeni

Aynı cevap buna da verilebilir.

Burda kendi içimde çeliştiğimi göstermek istedim.

Hangisi ağır basıyor? Devletin denetlemesi mi, yayınleri mi yoksa ebeveynler mi daha hatalı? Cevap hepsi de olabilir ama biri diğerinden daha sorumlu olmalı.

Bende buna benzer bir hikayemi anlatayım.

Zamanında bir süpermarkette çalışıyordum. Bir gün musteri hizmetlerine feryat figan bir aile geldi. Mağazamızın kırtasiyeye bölümünde kitap promosyon sepeti vardi. Fiyati 4.99tl falandi galiba. Neyse ıçinde her çeşit kitap vardı. Aile oradan kitabın içeriğine hiç bakmadan bir kitap almış. Çocuğa vermişler ve çocukta okumuş. Daha sonra çocuk kitap hakkinda ailesine bahsedince ailede kitaba bakmış. Kitap illuminati, masonlar, gizli sapkın tarikatlar falan her türlü sapkınlığı ifşa eden aşırı yetişkin kitabiydi ve aile bu kitapi nasil satarsınız diye şikayette bulundu.

Yani demem o ki burada aileler en büyük suçlu. Tabi bu tarz yayınlanan bir kitabi çocuk kitabı diye yayınevi de satiyorsa onlar daha suçlu.

1 Beğeni

3 yaşında itibaren elinde internet telefon olan bir nesil için kitapların içeriği çok geri planda kalıyor.

1 Beğeni

eğer olaya bu şekilde bakacaksak çağımız teknoloji çağı, her şeye erişim fazlasıyla kolay, çocukları bu tarz şeylerden tam anlamıyla korumak imkansız. hayatın içinde oldukları konusunda da hemfikiriz ama kitabın üslubu hoş değil bir kere, edebi hiçbir anlam taşımıyor. okuyan nesiller yetiştirmek istiyoruz, ama bunları okumalarını hangimiz isteriz ki?

1 Beğeni

Epsilon kitabın orijinal adını ve kapağını değiştirerek yanlış bir iş yapmış bence. Kitabın orijinal adı “Annem Aşık” ve kapakta anneyle erkek arkadaşı öpüşürken çizilmiş. Epsilon da “Bunu böyle koyarsak satamayız.” dedi muhtemelen. Orijinalindeki gibi olsa en azından kitabı almadan fikir sahibi olabilirdi insanlar.

Ben kitapların bir kurum tarafından denetlenmesi gerektiği fikrine de katılmıyorum. Sorumluluk ebeveynindir.

2 Beğeni

Tamamen bağımsız, işinde ehil uzmanlarca, pedagoglar tarafından, belli bir siyasi ideolijiden uzak olarak denetlenmenli. Çalışan ebeveynler bazen çocuğunun yanında 10 saat olamıyor.

4 Beğeni

Bu ütopya gibi bir şey. :slight_smile: Maalesef hiçbir denetleme mekanizmasının bu mükemmellikte olabileceğine inanmıyorum.

Elbette aileler sürekli çocukların yanında olamaz ve zaten olmamalı da. Dünyadaki her şeyden sakınarak büyümez çocuk bence. Hangimiz travmatik deneyimler yaşamadık ki? Mühim olan bunlarla baş edebilecek, gerektiğinde sizinle her konuyu konuşabileceğini bilen çocuklar yetiştirmek. Bu çağda çocukların uygunsuz şeylere maruz kalmadan büyüyebilmesi imkansız görünüyor benim gözüme.

1 Beğeni

Bence de ütopya ama olması gereken bu. Bunu yapamıyoruz diye kurumlar üzerinden sorumluluğu atmamalı daha iyiyi hedeflemeli. Ha bana sorarsan hiç umudum yok bu konuda :confused:

Ailelerin genelinde şöyle bir sıkıntı var, kendileri internetle büyümedikleri için çocuklarının neler yapabileceklerini kestiremiyorlar. Televizyon izlemeyi yasaklıyorlar (onlarda kendi ebeveynlerinden böyle gördü çünkü) ama sınırsız cep telefonu kullanmasına ses etmiyorlar.

4 Beğeni

Çocuk oyalansın, ses etmesin diye eline telefon, tablet veren arkadaşlarım var, madem oyalansın istiyorsun boya ve kagıt ver veya el becerisi kazanabileceği bir şeylerle oyalansın.

5 Beğeni

Sizin çocuk var mı hocam?

Çocuk yok ve evet tecrübe etmediğim şeyin ahkamını kesmiş oldum.

Sadece bana çok doğru gelmediğini belirtmek için yazdım onu.

Bazen ebeveynler kendi akıl sağlığı için ara vermesi gerekiyor. Kendimden biliyorum delirmeme ramak kaldığı anlar oldu. Özellikle annenin yanında yardımcı olacak kimse yoksa daha zor.

Kontrollü tablet kullanımına karşı değilim ama sizin de bahsettiğiniz gibi sürekli ve saatlerce çocuğu tablet karşısında bırakılmasına karşıyım.

Bir zamanlar İstanbul. #ilberortaylı

Fotoğraf 1948 yılındanmış. Bugünle kıyaslayınca daha güzel mi giyiniyorlarmış sanki insanlar

10 Beğeni

İstanbul’a ne zaman gelsem fenalık geçiriyorum. Bu kadar kalabalık olmasından nefret ediyorum.

2 Beğeni

Genel olarak bir şeyler diyeceğim konudan bağımsız.

Seviye korunduğu sürece düşünceler üzerine tartışma yapabilirsiniz. Herkes buraya kafa dağıtmaya, bir şeyler öğrenmeye, tartışmaya geliyor. Farklı fikirler olabilir. Bu farklı fikirlere karşı ikili, üçlü veya linç tarzı alttan alta ya da doğrudan laf çarpmaları burada kimsenin görmek istemediği şeyler. İlk ve son kez uyarı yapacağım. Seviyeyi koruyamadığınız takdirde tarafların kimler olduğuna, kimin kışkırttığına bakmaksızın uzaklaştırma vereceğim ve karşılıklı mesajlar da silinecek. Hayatın her alanında zaten gerilim, kavga, kaos, öfke var. Bunu buraya taşımak çok gereksiz. Kendi huzurumuz bozuk diye gelip burada kimsenin huzurunu bozmak gibi bir hakkımız yok. Eğer kanunlarımızı unuttuysanız lütfen bir kez daha göz atınız.

Herkese iyi forumlar dilerim.

11 Beğeni

İstanbul’daki yeniden sayım maratonu sona erse de bir rahatlasak.

1 Beğeni