Burayı takip edip etmemesi pek problem değil. Konuşmalarımız harici bir bilgi paylaşmadım. Geçen sene Nadirkitap sitesindeki fiyatlara göre Edgar Allan Poe’nun ciltli İthaki baskısını piyasa fiyatlarına göre satmıştım. Bir sıkıntı olmamıştı ama bugün davranışı garibime gitti. Yanlış hatırlamıyorsam Dede Korkut kitabının Ötüken’den çıkan ciltli eserini Amazon’da uygun fiyatlı satılmasından sonra toplu bir satın alım yapıp uzun bir süre sonra fahiş fiyatlardan sattığını da hatırlıyorum. Garibime giden kurumsal bir sahaf olduğunu iddia etmesi oldu. Herhangi bir kurumsallığını göremedim maalesef. Bundan sonra da iletişime geçmem. O kitapları 300 TL’ye satacağıma anneannemin evindeki sobada yakarım daha iyi.
@epiryanu Ben o fiyatlardan alan olduğunu düşünmüyorum. Kendi hesapları veya tanıdıkları vasıtasıyla piyasa yükseltiyor.
İki imza atıp 15 dakika içinde bi şahıs şirketi kurup “Müşterilerimiz, alım yapmaktayız, özel çözümler üretmekteyiz” diye yalak yalak kurumsal ağız yapan tipler kadar uyuz olduğum bir şey daha yok. 3’e aldığını 300’e okutmak için enayi avına çıkıyosun işin özü, istersen gayrimenkul yatırım ortaklığı kur ne farkeder.
% 50 oranından veya daha fazlasından ucuza alması imkansız. Benim ablamın arkadaşı da kitapçı. Prefix üzerinden çalışıyorlar. Sistemlerini gördüm. Normalde ondan bir kere alışveriş yaptım tanıdık olunca. Piyasada 120 TL olan 5 kitabı 95 ya da 97 TL’ye getirtmişti bana.
Yayın evlerinin uyguladığı fiyat politikasına da aynı cümleleri kullanıyor musunuz? Çünkü onlar da istediği fiyatı koyar. Alan alır, almayan almaz değil mi? Yeni çıkan bir kitabın etiket fiyatını isterlerse 500 TL yapabilirler yani.
Sitemim size değil ama bu düşünce yapısı yanlış bence. Yarın bir gün markete gittiğinizde ben şu fiyattan satıyorum alıyorsan al diye bir durumda kalabilirsiniz.
Ben birçok siteden inceleyip en uyguna fiyat koyuyorsam çıkıp da biri o fiyattan da % 50 ucuza alıyorum ve onları % 200 kar ile satıyorum derse laf söylerim kusura bakmayın.
Bahsettiğim tanıdık kişi, yerel bir kitapçı küçük ilçede. Büyük şirketlerin politikasını bilemem. Belki onlar için değişik işlemler vardır ama buradaki küçük esnaf için aynısını söyleyemem. Durumunu bildiğim için yorum yapıyorum. İstisnalar olabilir.
Serbest piyasa dediğimiz şey kuralsız değil aslında ama bizim ülkede kim kime dum duma. NadirKitap’ın da karaborsa yasağı var aslında ama denetim yok. Kartelleşme yasağı, yani piyasanın başat aktörlerinin fiyat belirleyerek piyasayı domine etme yasağı olmazsa zaten büyük bir ütopya olan arz ve talebin sihirli bir el değmişçesine optimize olduğu “serbest piyasa” görünür olmaktan da uzaklaşır. Bu konular “aşırı” kapitalist ülkelerde uuzn yıllar tartışılmış, bir düzene oturmuş, bizde çok zor. Bizim toplum olarak düşünce yapımız, hangisi daha kolay, hangisi daha zevkli, anlık da olsa hangisi daha karlı. Sistem sorgulamamız yok, kervan yolda düzülür mantığı idarenin temel ilkesi, vatandaş bundan neden uzak kalsın? Sabit fiyat olsun mu olmasın mı’dan öte, nasıl olursa okurun ve yayınevinin ortak çıkarını sağlar, yayınevleri ayakta kalır, yeni yayınevleri doğar, gelişir, kitap daha yaygın hale gelir, herkes kitaba ulaşabilir, bunu tartışmamız gerekirken bu konuda bile ütopik de olsa toplumsal bir fikrimiz yok maalesef. Yayınevlerinin ama keyfen ama piyasa mecburiyetinden belirlediği ve reel fiyattan uzak etiketleri %50-60’ına kitap aldık diye seviniyoruz. Ben de yapıyorum, hepimiz yapıyoruz dur, kitap elime gelince ayılıyorum ama iş işten geçiyor tabii. Kültür toplumsal ve politik bir konu. Dikkat ettiyseniz İskandinav edebiyat kitaplarının hemen hepsi devletlerinin fonları ile yurtdışında basılıyor. Yurt içinde de binlerce kütüphaneye, okula alım yapıyor devlet (kamu) ve yayınevleri istikrar içinde. Buna rağmen sistemi suistimal eden yok. Bizde olsa milyon tane yayınevi türer, naylon fatura misali bin tane skandal yürür, diyebilirsiniz. Haklısınız ama bu bizim insan kalitemizi gösteriyor aslında. Bu değişmeyecek mi? Biz buna mecbur muyuz? Bu yılgın kabullenişe mahkum muyuz? Fikir yürütmeye hep bu olumsuz ön kabul ile başladığımız için ütopik bir düşüncemiz olmuyor, kendimizi ne kadar koruyabilirizden öteye geçemiyoruz. Fikren de olsa olması gerekeni savunmalı ve olabildiği kadar eylemli olarak yaşama geçirmeliyiz.
Aynı noktada değiliz. Bugün istesem bazı yayınevlerinden arkadaş aracılığıyla yüzde 50 iskontoyla kitap alabilirim. Ben kurum bile değilim, bireyim.
Kuruyorum çünkü gerçek bu.
Kalabiliriz. Bu sistemin bir parçası bu da. Düşünce yapısı bir tek bu konuda yanlış değil. Çoğu şeyde yanlış bir düşünce yapısı var.
Ben kendi düşüncelerimi belirtmedim. Sahaf cevap vermedi diye belirtmişsiniz, bana göre belirtmesi gerekmiyordu; sebebini yazdım. Nasıl ki siz 600 liraya satabiliyorsanız karşınızdaki de o kitapları 900 liraya satma hakkına sahip. Aynı şekilde yayınevi de 800 liraya satma hakkına sahip. Okuyucunun aldığı fiyatla dağıtıcının aldığı fiyat da aynı şekilde farklı.
Mesela dün bulaşık makinesi deterjanı aldım. Bir market 22 adetliyi 70 liraya satıyordu fakat öteki 50 adeti 70 liraya satıyordu. Bir diğeri de 50 adetlisini 104 liraya satıyor. Olan bu. Hep bu vardı. Bugün türetilen bir şey değil. Çocukken de annemle on market gezerdik en ucuz hangisi satıyorsa oradan alırdık. Buna niçin şaşırdınız ben onu anlamadım.
Kanun nizam olsaydı başka şeyler konuşabilirdik. Serbest piyasaya gelene kadar konuşacak elli bin tane mantık dışı sorun var.
Sizin paylaştıklarınızdan daha dar kapsamlı olsa da ben de Metis’in dergilerini paylaşmak istiyorum. Siteye kayıt yapıp hepsine erişebiliyorsunuz. Özellikle çeviri dergisindeki çevrilmemiş yapılara önsözler kısmında çok ilginç yazılar oluyor. Şimdi o kitapların önemli bir kısmı Türkçeye çevrildiği için okuması çok ilginç oluyor. Yüzüklerin Hükümdarı, Dune ve Ulysses yazıları aklımda kalmış. Öykü ve şiir çevirileri de var. Bilimkurgu temalı olan 14. sayı forum üyelerinin çoğunun ilgisini çekecektir. Defter dergisi ise bir edebiyat dergisi. Arada çok önemli yazarların da yazıları veya öyküleri var. Ben Orhan Pamuk’un birkaç yazısını hatırlıyorum mesela. Biraz baksanız muhtemelen orada da ilginizi çeken yazılar bulursunuz.
İlk basımında da siz yazmıştınız foruma o zaman eklemiştim listeye. Biraz önce sepet oluştururken şaşırdım konuyu okuyunca, hangi kitapla karıştı kimbilir.