Şiir Dünyası

2 Beğeni

Evrenin beş yönü de düz
Beş süre Tanrı giderim
Oyalasa bile gündüz
Gece utanrı giderim

Güncül kuşlar göçmez ise
Doğru dalı seçmez ise
Varıp suyun içmez ise
Dağlara yanrı giderim

Büyür ekin gözüm ilen
Yeller eser sözüm ilen
Bir ışığı özüm ilen
Duyar inanrı giderim

— Dağlarca

2 Beğeni

Gizli Şeyler (Kavafis)

Bütün yaptıklarımdan ve bütün söylediklerimden
Kimse anlamaya çalışmasın kim olduğumu
Bir engel vardı, bir engel, bütün eylemlerimi
Ve baştan aşağı tutumumu değiştiren
Hep bir engel tam konuşacağım sıra
Susturuverirdi beni.
En göze çarpmamış davranışlarımdan
En kapalı sözlerimden, yazdıklarımdan
Yalnız onlardan anlaşılabilirim.
Ama belki de değmez bunca çabaya
Bunca dikkate, gerçekte kim olduğumu bulmak,
Daha güzel bir toplumda ilerde
Bir başkası tıpkı bana benzeyen
Çıkar kuşkusuz, yaşar özgürce.

1 Beğeni

Sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman;
Deniz aynandır senin, kendini seyredersin
Bakarken, akıp giden dalgaların ardından.
Sen de o kadar acı bir girdaba benzersin.

Haz duyarsın sulardaki aksine dalmaktan;
Gözlerinden, kollarından öpersin; ve kalbin
Kendi derdini duyup avunur çoğu zaman,
O azgın, o vahşi haykırışında denizin.

Kendi âleminizdesinizdir ikiniz de.
Kimse bilmez, ey ruh, uçurumlarını senin;
Sırlarınız daima, daima içinizde;
Ey deniz, nerde senin o iç hazinelerin?

Ama işte gene de binlerce yıldan beri
Cenkleşir durursunuz, duymadan acı, keder;
Ne kadar seversiniz çırpınmayı, ölmeyi,
Ey hırslarına gem vurulamayan kardeşler!

İnsan ve Deniz, Charles Baudelaire (Orhan Veli cevirisi)

2 Beğeni

Bugün kendisinin doğum günü. Bu güzel şiiriyle de analım:

Ben hiç fundalık görmedim
Denizi de görmedim hayatımda
Yine de biliyorum bir funda neye benzer
Ve nasıl bir şey olmalı bir dalga

Ben ne Tanrı’yla konuştum
Ne de cenneti ziyaret ettim
Yine de tam biliyorum orayı
Verilmiş gibi sanki biletim

2 Beğeni

3 Beğeni

Bu mahalle beni bilir

Babamı adımı işimi

Sabah kalkışımı akşam gelişimi

En güzel kızını bana vermiştir.

Mehmet Kemal-Mahalle

Neden kadınlar böyle sıcak?

Neden kadınlar böyle taze?

Yaz gelince basmalar giyerler

Sade

Cahit Külebi

1 Beğeni

BEN DE

Ben de Amerika’yı överim

Ben en esmer kardeşiniz

Misafirler geldiği zaman

Mutfağa dehliyorlar yemekte beni

Bense bunlara gülüyorum,

Karnımı doyuruyorum güzelce

Büyüyüp kuvvetleniyorum

Yarın Masanın başına geçip oturacağım,

Misafirler geldiği zaman

Hiçbiri cesaret edipte

“Hadi sen mutfakta ye”

Diyemeyecekler.

Bir hoş görüverecekler yanlarında beni

Utanacaklar da…

Ben de Amerikayım

Langton Hugher / Çeviren: M.C.Anday

2 Beğeni

HELENA’YA NİYAZ

Ey ölümlülerin en güzeli, ey ilham prensesi
Ey şiire renk veren, ruh veren güller
Sen ki Ah Helena masalların o şuh sesi
Bir efsunlu ilhamınla titrer gönüller

Verin içeyim o aşk çeşmesinin kevserinden
Senin için Akha Prensleri sıraya dizilmişken
Verin bir kadeh cennetin gizli yerinden
Tüm bu kavga o eşsiz güzelliğinden.

Menelaos askerleri gördüm sıraya dizilmiş
Emirleri sen için koca bir orduya
Saçın uğruna ki her teli aşk şarabın içmiş
Bir savursan elinle baştanbaşa Troya

Ah Helena! Kutsal Helena!
Seni bir tepe üzerinden seyredip daldım
Sükûtun şiirle göklere uçurdu beni
Sessiz bestenin ardında öksüz kaldım

Bir şiir yolunda uçtu niyazım
Bu şiiri yaratan ince güllere
Perde perde huzurunda gönül sazım
Aktı ahenkle boş gönüllere

4 Beğeni

Güzel bir şiir, size mi ait yoksa başka bir şairin mi?
Eklleme: D&R yazarlar sayfasında kariyerinizi gördüm, tebrik ederim.

2 Beğeni

Merhaba, evet bana ait şiir. Bunu paylaşmak istedim forum sayfasında. Beğendiğinize sevindim. Eklediğiniz sözler için de ayrıca gurur duydum. Çok sağolun.

1 Beğeni

Gidilir herhalde gelinir.
Bütün gün denize bakmak kadar.
Belki ayvalar çürür.
Bir şeyler kurur, atılır.
Nedir ki uzakta olmak
Ardahan’da boş duran bir ev
Hiçbir zaman suyu olmayacak bir kuyu
Unutulur, kalır. Hepsi o kadar.

[Süreyya Berfe]

4 Beğeni

“Köşe başını tutan leylak kokusu
Yakamı bırak da gideyim”
(Oktay Rifat, 2007, s. 217)

5 Beğeni

Çaresizlik bir el kadar uzağımda
Korkarım onun deli karanlığından
Bedenimi titreten, gözlerimi karartan
Bir bağımlılık bu yaklaşılmaması gereken

Attım bütün kötülüğü sistemimden
Onu düşünerek canımı verirken
Yok artık hiçbir iyilik de kalbimde
Defettim hepsini huzur bulamazken

Yazmaktan, çizmekten sıkıldım şimdi
Yakama yapışmış yaşamın elleri
Yine aşındıracak dalgalarım adi falezleri
Yinelenecek gibi fethedişim kendimi

Aslımda yatıyor özenti bilinç akışı
Aslında epey kolay anlaşılması
Alınca zihnini dizginleyen anahtarı
Açınca kalbini kilitleyen kapıları

2 Beğeni

Veda

Gökler kadar engin
Verilen sözler kadar acı
Yıllanmış şaraplar kadar eski
Bir veda var söylemek istediğim

Son birkaç kum tanesi kalmış saatimde
Onu düşlüyorum bazen, umutları bazen de
Kanlar içerisinde, ölmüşler hepsi de
Bir veda var söylemek istediğim

Alıştım artık gidenlere, yargılamıyorum
Öğrendim artık gitmeyi, yaftalamıyorum
Bütün yollar tuzaklıyken,
Bir veda var söylemek istediğim

Büyüdüm, almıyorum ciddiye yaşamı
Söndürdüm sizin gibi heyecanlarımı
Tiksiniyorum hem unutun o buruk vedaları
Bir veda var söylemek istediğim

Hoşça kalmayın!

2 Beğeni

Kanayan Şiirler

Yitiriyor anlamını okunmamış mektuplar
Saklanıyor umutsuzluktan yarınlar
Ağlıyorken bir çocuk soğuk kaldırımda
Kanıyor söz yetersizliğinden şiirler

Sekteye uğramış birkaç yaşanmamış hayat
Umursamaz, sevinir durur bütün o hissizler
Kalpleri âmâyken, görünmez açık yaralar
Kanıyor söz yetersizliğinden şiirler

Kenetlenmiş bir halk göğüs kafesinde bekler
Yazılmış bir şiir kalbinden dökülmek ister
Bitmemiş romanlar seninle tamamlanırken
Kanıyor söz yetersizliğinden şiirler

Üç kıta oldu illa dört olmasına gerek yok galiba :thinking:

2 Beğeni

Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.

[Özdemir Asaf]

9 Beğeni
Söyle Bana Hindiba - Nurullah Genç

Kartallar uçar mı bir harâbeden
Köprülerden benim yârim geçer mi
Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem
Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları
Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum
Avuçlayıp öpüyorum kumları
Bir karadelikten bakarken hayat
Meydan okuyanlar kim bu serâba
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar ceylan koşması
Sen nasıl bu kadar yollar aşması
Sen nasıl bu kadar güneşe meftun
Sen nasıl bu kadar sahra çeşmesi

Ben rüzgâr değilim, dokunmam çiçeklere
Ben kara parmaklı insan değilim
Kirpik uçlarımdan kayar yıldızlar
Bilemezsin, hayal akşamlarında
Renklerini kuşatan
Damıtılmış gözyaşıdır ömrümün

Ben boşluğa üfleyen cellat değilim
Karayele verdim ayaklarımı
Söyle bana, eceli kim tutar perçeminden
Hangi ölü bilmez nereye gittiğini
Sen miydin o mehpâre, o memnû, o dilruba
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar bulut gülmesi
Sen nasıl bu kadar bıldırcın sesi
Sen nasıl bu kadar pencere önü
Sen nasıl bu kadar gök gürlemesi

Ben kaptan değilim, anlamam gemileri
Gizli bir ummanın gelgitlerinden
İniltiler vurur sahillerime
Deniz feneri değilim

Önce yürü bu vefasız ülkeden
Sonra uzan bir tenhaya, sessiz ol
Gelip geçsin üzerinden turnalar
Düşün, sesler neden bulur sesleri
Kelâm kimin damarlarında kandır
Harflerini senden alan merhaba
Hangi demin âteşidir içimde
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar gönül hanesi
Sen nasıl bu kadar yâr divanesi
Sen nasıl bu kadar çerağı ömür
Sen nasıl bu kadar inci tanesi

Ben korku değilim kapı aralarında
Pencerenin infilâkı değilim
Gölgeleri yüzlerinden tanırım
Bir resim bir ressamı ağlatır bir yerlerde
Bir eşya bir hamalı
Ben hâlâ öğütülen anılarıma değil
Değirmene inanırım
Bu derin aldanış kimden kalmadır
Bu uzaklık, bu diba
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar kelâmın hası
Sen nasıl bu kadar şiir bohçası
Sen nasıl bu kadar esrarlı bir mum
Sen nasıl bu kadar rüya bahçesi

Ben bir kervan muamması değilim
Çekinmem yolların kıvrımlarından
Ellerim ışıldar alacakaranlıkta
Saklambaçlar ortasındadır evim
Kışın kartopudur adını anmak
Döner döner yüreğimde, dağ olur
Yazın güneş yanığıdır düşlerim
Sonbahar ruhumu bekleyen oba
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar sevda hecesi
Sen nasıl bu kadar hayal incesi
Sen nasıl bu kadar mutluluk çağı
Sen nasıl bu kadar tarih öncesi

1 Beğeni
2 Beğeni
2 Beğeni