Sissoylu

İlkinden farklı. Daha az epik, urban fantazi tarzında. Bir de tamamlanmadı daha.

Ben ikinci üçlemeyi daha ilgi çekici buluyorum açıkçası, özellikle karakterler açısından. İlkine göre daha farklı ve güzel bir hikayesi var.

2 Beğeni

Kitap boyutlari ile ilgili son güncelleme olarak referans olabilir son 3 lemeyi, savaşkıran ve firtinaisigini yaklasık 20 gün önce aldim istanbul kitapçısından.

4 Beğeni

Ikinci Sissoylu serisi (dörtleme olacak bitince) ilkine göre cok zayıf gelmişti bana. Özellikle ilk kitabı. Ama ilerledikçe iyileşiyor ve hatta son kitapta kozmerlik epik birşeyler bekliyoruz artık.

1 Beğeni

Valla ben ilk kitabından beri severek takip ediyorum ikinci Sissoylu serisini. Ufak başlıyor, bir yandan Sanderson da hikayesinde farklı tarzlar deniyor. Ama evet, son kitap epey epik olabilir, Çağların Kahramanı gibi mesela.

1 Beğeni

Ben de ikinci serinin ilk kitabında teknolojik gelişmeler nedeniyle biraz alışma süreci geçirdim. Yine de fazla sürmeden içine çekti. Yukarıda arkadaşın bahsettiği gibi tek bir sorunu var ikinci serinin ve son kitapta onunla alakalı da gelişme bekliyorum açıkçası.

1 Beğeni

Bir de, ikinci serinin son kitabı öyle bir yerde bitti ki, ne Sissoylu’nun ilk çağında, ne de Fırtınaışığı’nda bir devam kitabını böyle kafayı yemiş bir şekilde beklediğimi hatırlamıyorum.

Sanırım fırtına ışığı ilk 5 kitap bittikten sonra gelecek. Daha erken de olabilir. Canı sıkılıp yazabilir arada bişeyler.

Ikinci seri oyle bi yerde bitti ki akıllara zarar.

Başka bir dünyadan gelen tanrı/shard, bu gezegende hakimiyet kurmaya çalışıyordu. Hatta kim olduğunu da biliyoruz.

Ben ilk kitabı okuyorum yarısından fazlasını bitirdim fakat şimdilik malesef beklentilerimin çok çok altında kaldı. Gerçi 7’den 77’ye bu kadar goygoyunun yapılmasından belliydi, beklentiyi düşük tutmam gerekirdi. Zaten hikaye en başından olabilecek en klişe şekilde başladı, belki sonradan muhabbet değişir diye okuyorum, okuyorum ama değişmiyor. Bir de üstüne “Şimdi kesin şöyle olacak” dediğim her şey tek tek çıkıyor.

Koskoca kitap nerdeyse bitecek fakat hala bakır yakmayı öğrendi, kalay yakma pratiği yaptı muhabbeti dönüyor. Sadece bir yerde bir defa aksiyon görebildik, onun da o kadar büyük bir olay olmasına rağmen dış dünyada ne bir etkisini ne de yankısını okuyamadık. Sanki karakterin günlüğünü okuyormuşuz gibi dümdüz, tek boyutlu olarak ilerliyor hikaye ve malesef çok uzatılıyor. Hafiften young-adult tarafına da evrilecekmiş gibi duruyor ki özellikle ikinci kitaba başlama konusunda kafamda soru işaretleri oluşturdu.

Özel güçleri olan seçilmiş gariban kızın, şehrin en soylu ailesinin cool ve umursamaz varisine aşık olduğu bir hikaye deselerdi valla hiç başlamayabilirdim. İyi kalpli, çekingen, fakir kızın, İstanbul’un en büyük holdinginin yakışıklı, zengin ve güç sahibi varisine aşık olduğu yalama diziler istisnasız her kanalda dönüyor zaten.

Bakalım ne olacak…

2 Beğeni

Hocam ben sana diyecektim çok bir şey bekleme diye ama linç ederler diye korktum :sweat_smile: Sanderbot büyü sistemine, mekaniğe o kadar çok emek veriyor ki geri kalan her şey eksik kalıyor gibi geliyor bana :slight_smile:

Serinin devamı da aynı, 7/10 vermiştim ben.

1 Beğeni

Şu anda ilk üçlemeyi tekrar okuyorum da Hathsin Çukurlarına ne oldu? Yanlış hatırlamıyorsam ikinci seride hiç bahsi geçmiyordu. Şu an ikinci kitaptayım ve bahsi geçince aklıma geldi bir anda. İlk kitapta Kelsier yok ettikten sonra ortalama 300 yıl kadar bir süre tekrar atiyum çıkmayacağını söylüyordu ve ikinci çağ 300 yıl sonrasında geçiyor. Yanılmıyorsam ikinci çagda atiyum bahsi de geçmiyordu. Acaba yeni kitapta atiyum ile alakalı bir şeyler olabilir mi diye aklıma geldi ama. :thinking: Ara kitaplardan birinde bir şeyler deniyorsa spoiler vermeyin lütfen. :smiley:

Şimdilik birsey yok ama o bölge başka sebeplerden dolayı da önem taşıyor

hatshin çukurları ayni zamanda scadrialdki harap paresinin tekilliğini barındırıyor. Yani diğer gezegenlere geçiş kapısı. Kelsier orayı işe yaramaz hale getirdi ama güç tekrar yoğunlaşmış ve geçit açılmış olacaktı ikinci serinin vaktinde. Gerisi ikinci seriden spoiler

2 Beğeni

Geçiş kapısı olduğu serilerden birinde mi geçiyor yoksa yazarın verdiği bir bilgi mi? Sl2-3 ve diğer türkçeye çevrilmemiş eserleri okumadım henüz. Arcanum unbounded içerisinde filan mı acaba?

Bu genel bilgi o yüzden spoiler sayılmaz. Adonalsium Shard olan kozmer gezegenlerinde her Shard için bir güç yoğunluk tekilliği vardır. Bu tekilliklerden o gezegenin algı alemine(cognitive realm) geçilebilir oradan da diğer gezegenlere.

hatshin çukurları Harap Shard’inin tekilligi. Bu bilgi mistborn secret history de geçiyor ama önceden yazarın söylediği birseydi.

2 Beğeni

İkinci kitabı da tekrar bitirdim ve fark ettim ki ikinci ve üçüncü kitapla ilgili önemli şeylerde dahil çok fazla şeyi unutmuşum, çok şaşkınım.

Tamam kitabın sonunda gücü saldığını biliyordum ama salarak kötü bir şey yaptığını ve “KURTULDUM” repliğini hiç hatırlamıyordum. Zaten oraya gelene kadar Kwaan’ın yazılarında neden Alendi’ye engel olmaya çalıştığını hatırlamaya çalıştım seri boyunca. "E bu gücü salıyordu, üçüncü kitapla neden harap ile savaşıyordu ki? " moduna girdim. Yani üçüncü kitabın da çoğunu unutmuşum. Okuyalı 3 sene olsa bile gerçekten bu kadar büyük bir kısmını ve önemli şeyleri unutulacağımı düşünmemiştim. O yüzden bu sefer notlar alarak okuyorum ama şöyle bir şeyde var ki bu seferki okumamda olayların çoğunu ve sonlarını bildiğim için sıkıldığım kısımlar oldu. Şimdi not alarak okursam ilerde kendi dilinde ya da türkçe olarak tekrar okumak istersem tamamen sıkılamama sebep olup okumama engel olur mu acaba diye düşünmeden edemiyorum. Seriyi özleyip tekrar okumam 10 seneyi bulur belki ama orjinal dilinde yakın zamanda okumayı isterim. Umarım okuma zevkimi baltalamaz.

Ek olarak ikinci kitapta neredeyse 10 satır filan bulunsa bile nedense Dox’un ölümü çok zoruma gidiyor her seferinde. :frowning:

@yafeshan Size birkaç sorum olacakfı. Cosmere konusunda forumda bildiğim en bilgili kişi siz olduğunuz için size soruyorum kusura bakmayın.

Daha önce bir soruma şöyle cevap vermiştiniz;

Bu parçadan kastınız kuşatma sonunda Elend’i sissoylu yapan şey mi?

Birde Hatshin soruma şöyle cevap vermiştiniz.

Hoid’in sissoylu ilk kitaptan sonra ikinci çağ kitaplarına kadar tekrar görünmeme sebebi geçidin kullanılamaz olması mı? -Yani muhtemelen öyledir cevap soruda gizli zaten.-

@isos81 İlk okumamda heyecandan fark edemiştim ama bu sefer beni de romantizm tarafından rahatsız eden kısımlar oldu. Kitap içerisinde evren ve büyü sistemi dışında bazı şeylerin bu kadar basit olduğunu “büyülendiğim” için fark edememiştim sanırım. Sazed ve Kelsier dışında ki karakterlerin de çok yüzeysel olduğunu fark ettim. Özellikle Elend’in ilk okumamda gelişimi çok etkilemişti beni ama bu sefer çok zayıf geldi nedense gözüme. Sanırım olmak zorunda kaldığı şeyden ötürü yaşadığı değişim güzel ama az yansıtıldığı için olabilir. Değişimi hoşuma gidiyor ama üzerinde durulmadan hadi değişelim diyerek değiştirilmiş gibime geldi bu sefer. Gelişimi üçüncü kitap sonuna kadar devam ettiğini hatırladığım için şimdilik ona bir şey demiyorum ama ne kadar önceden kabul etmesemde tekrar okuyunca fark ettim ki gerçekten de serinin eksileri var. Tabii bence seriyi sissoylu değil cosmere olarak düşününce hala etkilenmemek elde değil ama dediğim gibi özellikle karakterler açısından bi’ eksiklik hissettim bu sefer. Üçüncü kitap sonunda nasıl bir ruh haline düşeceğimi merak ediyorum.

1 Beğeni

O kadar kitap kurdu varken bana duşmez o ünvan ama teşekkurler. Bildiğim kadar cevaplayayım.

Evet aynı sey Elendi de sissoylu yapan metal. Metal adını Shard tasıyıcısından alıyor(Leras-Lerasium).
Hoid sonraki kitaplardan birinde de var ama 2 mi 3 mü net hatırlamıyorum. Bu sefer farklı olan ise hatshin çukurlardan degil, harap halen hapisken çok tehlikeli olan yükselme kuyusundan geçiyor olması.

1 Beğeni

Üçüncü kitap çevirisi gerçekten bu kadar kötü müydü ya? Kötü olduğunu hatırlıyordum ama gözlerim kanıyor resmen şu an. Çoğu yerde hangi dialog kimin o bile karışıyor çok şaşkınım. Kanun Alaşımını da kendisi çevirmiş ve bu kötü çevirinin üzerine Oathbringer çevirisine de el attırmışlar. Kanun alaşımı bu kadar kötü müydü hatırlamıyorum ama şimdiden içimi korku sardı. Eğer diğer serileri de aynı şekilde çevirdiyse ve Akılçelen inatla çeviri vermeye devam ettiyse bir kere daha nefret ettirecek kendisinden.

1 Beğeni

Üçüncü kitap çevirisi resmen rezaletti. Ben gerçekten çeviri sorunlarını o kadar fark etmiyorum normalde ama bu kitabı okurken çok çok rahatsız olmuştum.

1 Beğeni

Bende ondan ötürü şaşkınım ya zaten. Normalde hiç fark etmem ama gözlerim acıyor okurken resmen. Bazı yerleri iki üç kere okuyorum mantıklı bir şey kurabilmek için.

2 Beğeni

Dördüncü kitap daha iyiydi diye hatırlıyorum ben sanki. Gerçi bir yerde Metalakıllara yine Metal zihinler deniyordu ama Akılçelen işte. Kitapları doğru düzgün bir editöryel süreçten geçirmeyen, doğrudan piyasaya süren yayınevi.

1 Beğeni