Size Göre En İyi Uyarlama Film?

Herkese merhaba;

Kitaplar bizi çok farklı dünyalara götürüyor, bir nevi başkalarının hayatlarına misafir oluyoruz; bütün karakterleri kendimize göre tasvir ediyoruz. Sinema dünyası gerçekten kitaplardan çok beslendi; bazıları gerçekten iyi uyarlamaydı, bazıları ise felaket… Peki sizin en sevdiğiniz kitaptan uyarlanan film veya filmler hangisi?

Bram Stoker - Dracula
1931 yılında, Bela Lugosi’nin Dracula’yı canlandırdığı filmden bahsediyorum. İlk önce kitabı okumuştum daha sonra ise filmi izlemiştim. Zaten Dracula karakteri hakkında bir şey dememe gerek yok. Kitaptan ve filmden büyük bir keyif almıştım (Tavsiye ederim)

Stephen King - Sadist
Stephen King’in Sadist adlı romanı bana kalırsa hak ettiği değeri görmedi. Benim okurken büyük bir keyif aldığım, Paul karakterinin çektiği acıları gerçekten hissettiğim bir romandı. Filmi ise 1990 tarihinde yapıldı ve ülkemizde “Ölüm Kitabı” olarak vizyona girdi. Stephen King’in romanlarından uyarlanan filmler genelde kötü oluyor ama bu film gerçekten güzeldi… Romanı okurken ben biraz daha karanlık bir atmosfer hayal etmiştim ama filmin atmosferi de fena degildi. Kathy Bates rolünü muazzam oynamıştı, hemen hemen hayal ettiğim gibiydi (Ayrıca Kathy Bates bu rol sayesinde ödül kazandı)

Eğer olaya prodüksiyon açısından bakarsak elbette daha iyi uyarlama filmler var ama benim hissiyatıma göre -benim için- bu iki film çok iyi uyarlamalardı

3 Beğeni

Breakfast at Tiffany’s (Tiffany’de Kahvaltı). Truman Capote’un aynı isimli eserinden uyarlanan bu filmi kitabından daha çok beğendim. Kitaptaki Holly Golightly’yi daha gerçekçi buluyorum ama hikâye bir yere varmıyordu. Ayrıca anlatıcı olan kişi kitapta çok silikti. Filmde ise bunlar değişmişti ve oyunculuklar da iyiydi.

2 Beğeni

Nancy H. Kleinbaum- Ölü Ozanlar Derneği
Ben de filmden kitaba uyarlama paylaşayım :slight_smile: kitap ve film birbirinin ikizi gibidir zaten.

3 Beğeni

Palahniuk’un Dövüş Kulübü.

Ne kendisinin yazdığı en iyi kitap ne de genel olarak harika bir eser. Ancak filminin de popülerliğinden dolayı doğal olarak daha fazla biliniyor ve öne çıkıyor.

Ancak filmi kitabından daha iyi olduğu ve başlı başına iyi film olmasından dolayı başarılı bir uyarlama.

8 Beğeni

Miyazaki’nin Yürüyen Şato uyarlaması muazzamdır. Önce Miyazaki animesini izledim, sonra kitabı okudum ve Miyazaki’nin dehasına bir kez daha hayran oldum. Bu film ve kitapla karşılaşana kadar kitabından güzel film olmaz, olamaz derdim. Söz konusu Miyazaki olunca değişiyor tabi.

5 Beğeni

İyi uyarlama nedir? Kitabıyla birebir giden filmler mi, kitabın ruhunu yakalayabilmiş filmler mi? Ben bunun esere göre değiştiğini düşünüyorum.

Eserleri sinema ve televizyona en çok uyarlanan abilerimizden King’in The Mist öyküsü, bence muhteşem bir uyarlama. Olaylar filmin sonunda bambaşka şekilde noktalansa da insana, işte budur, dedirtiyor. Çünkü uyarlayanlar meseleyi çok iyi anlamış.

Yine King’den Stand by Me uyarlamasını ise bu kez öyküyle birebir gitme konusunda örnek göstermek isterim. Hatırladığım kadarıyla hikâye kitaptakiyle adım adım aynı gidiyor ve zaten daha iyisi de yapılamaz.

3 Beğeni

Aklımda, tam da ikinci seçeneğe uygun, güzel bir örnek var. Ve ilginçtir, yine bir Stephen King uyarlaması.

The Night Flier (1997)

Stephen King’in aynı isimdeki kısa öyküsünden uyarlanma. Ya da belki de esinlenme demek daha doğru olur. Karakterler, verilen ayrıntılar ve genel gidişat olarak kısa öyküden ayrılıyor. Öyküdeki usta gazetecinin mesleki prensip edindiği söz, filmin her şeyi olmuş. Film, öykünün ana fikrini alıp daha ileriye taşımış. Filme özel olarak eklenen yan karakterle bir tür çömez-usta tezatlığı oluşturuyor. Usta olanı prensibini zorlayan haber yüzünden kendini sorgularken, çömez de yavaş yavaş sevmediği ustasına benzemeye başlıyor. Bu yan hikaye, filmin sonunda etkileyici biçimde bağlanıyor. Minik ipuçları sayesinde, gazetecilerimizin peşinde olduğu gizemli varlığa bile bir geçmiş, bir kişilik kazandırılmış.

Öyküyü filmden önce okumuş olsaydım da fikrim değişmezdi; film, uyarladığı öyküden daha etkileyici.

1 Beğeni

Yüzüklerin Efendisi :slight_smile:

1 Beğeni

Prenses Kaguya Masalı. Bildiğim kadarıyla Japon mitolojisinden uyarlama çok beğenmiştim. Tarzı da çok farklı.

1 Beğeni

Filmini önce izlemiştim uyarlama olduğunu öğrenir öğrenmez kitabını aldım. Uyarlama bu kadar güzelse kitabı şahanedir diye -genelde öyle olur- fakat filmle başa baş giderler. Filmin müzikleriyle okumuştum kitabı da ikisi de içimi ayrı ayrı burkmuştu. Yazınsal ve görsel olarak beni etkileyen nadir eserlerdendir. (Hala düşünürüm filmini mi daha çok sevdim, kitabını mı diye :smiley: )

2 Beğeni

Emma Donoghue’ın yazdığı Oda kitabının uyarlaması beni hem çok şaşırtmış hem de bir o kadar sevdirtmiştir kendisine. Normalde filmler veya dizilerden önce kitap okursam beklentim çok artar ve uyarlanan eseri bundan ötürü pek sevmem. Oda filmi tamamiyle kitapta hissettiğim her şeyi tekrar yansıttı bana.

1 Beğeni

Aklıma gelen üç örneği vereyim:

1 Beğeni

Godfather’ın filminin kitabının önüne geçtiğini söylerler ama ben okumadım.

Bence en iyi uyarlama Da Vinci’nin Şifresi kitabıydı. Melekler ve Şeytanlar’da fena değildi. Ancak Cehennem kitabın gölgesinde kaldı. Dan Brown’ın kitaplar filme çekilebilsin diye yazdığına her seferinde daha çok ikna oluyorum. Ron Howard mıydı yönetmeni şuan hatırlayamadım.

Not: Doğru hatırlamışım.

2 Beğeni

Bu konuda Stephen King bir numaradır sanırım. Senaryo yazımı ile roman kurgusu yazımı; senaryonun olabildiğince somut olmasında yatıyor. Bu sayede içeriği cisimleştirmek de kolaylaşıyor.

Stephen King en mistik veya kozmik olayı bile öyle somut anlatıyor ki, sanırım aynı metni okuyan çoğu kişi benzer şeyleri hayal ediyordur. Bundan dolayı da neredeyse tüm kitapları filme uyarlandı. Dan Brown’da da var tabi bu özellik.

1 Beğeni

Yalnız şöyle bir şey var Stephen King uyarlamalarını pek sevmiyor. Yani uyarlanmış hallerini. Zamanında Shining filmine “çok güzel bir film ama bu benim filmim değil” benzeri bir yorum yapıp Kubrick’in sen ne anlarsın bakışlarına maruz kalmış biri kendisi ve her ne kadar haklı olsa bile Kara Kule filmi için de “bu benim filmim değil ama güzel” benzeri bir yorum yapmıştı. Halbuki bahsettiğiniz gibi adam senaryoya uygun, sahneleri çekime uygun, fazla efekt de barındırmasına gerek olmayan eserler yazıyor.

1 Beğeni

Sanırım her yazar, tam olarak akıllarından geçenler birebir uyarlanamadığı için az ya da çok bu sitemi eder. Yazarın sinemayı ne kadar bildiği de önemli tabi. Yazın sanatı ile sinema tam olarak aynı paralelde gidemez zaten. Tabi yönetmen çok iyidir, kitap da harikadır, farklılıklar olsa bile iyi bir film çıkar. Ya da The Martian gibi eserin yanına bile yaklaşamayan eserler de.

1 Beğeni

kimse o seriyi çok seviyor diye yalan söylemesin ünlü serilerden ne açlık oyunaları ne yüzüklerin efendisi nede harry potter çok iyi uyarlanmış filmler (kitaptan filme aktarmaktan bahsediyoruz sanıyorum) sadece açlık oyunları ve harry potter ın 1. kitapları biraz uyuşuyordu onun dışında çok iyi uyarlama değiller …

Not: umarım konuyu doğru anlamışımdır.

En iyisidir ya da değildir görecelidir ancak ben Big Fish filmine bayılıyorum. Kendileri en sevdiğim filmlerdendir. Tim Burton’ın muhteşem yapımlarından sadece biri:

Filmini abartısız 5 kere izledikten sonra kitabı olduğunu fark ettim. Hemen aldım okudum ancak nadir olarak görülen “filmini kitabından daha çok sevme” durumuyla karşılaştım. Filmi izlerken her saniye nefes kesiciydi ama kitapta bu durumu bulamadım. Bence en iyi uyarlamalardan biridir bu film.

7 Beğeni

Nedense Ölü Ozanlar Derneği ve Otomatik Portakal filmleri hep daha güzel gelmiştir kitaplarından.

Belki de kitabından iyi uyarlamalar gibi bir başlığa daha uygun olabilir bu yazdıklarım. :thinking:

4 Beğeni

(yazarı tarafından geri alınan gönderi, bildirilmediği takdirde 24 saat içinde otomatik olarak silinecek.)

1 Beğeni