Sanırım günümüzde pek olmasa da geçmiş örnekleri var. Eskiden bir çok yazarın kitapları bu minvalde kapaklara sahip basılmış bir dönem. Misal Irwing Wallace ya da Harold Robins kitapları elde gezdirmesi zor olanlardandır. Doksanlarda ortaokul talebesiyim, bazı James Bond kitaplarını (sanırım Tay Yayınlarından çıkanlar) kapaklarını gizlemeden otobüste okuma gafletinde bulunmuştum. Bir süre sonra bakışların sebebini anlamamla beraber o defter kapandıydı.
A evet, siz söyleyince gözümde canlandı. Çok doğru bir hayli eskiden öyle kitaplar vardı. Eski yeşilçam afişleri gibi.
…
Az evvel baktım kapaklara. Hatırladığımdan da kötüymüş. Bu ülke eskiden pek muhafazakar değilmiş meğer.
Şimdi de çok fazla değil bence. ülkemiz insanı her dönem siyasi erk ne ise o iklime ayak uyduruyor.
Sanırım bir efsanenin sonu…
Şimdiki hedef: Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndaki gizli maddeler! İmzadan dört yüz yıl sonra 2039’da ortaya çıkacak! İran’la sınırımızda çok acayip şeyler olacak! Gizli maddelerin ortaya çıkmasıyla her türlü insan, mazot ve mal kaçakçılığı da sona erecek! Dört yüz yıldır neden gizli kaldığını da artık siz araştırın bakalım! Anlayana!
Hocam bu efsaneye inananlar bilgisi olmadan fikri olan insanlardı ve bence bu cevap bile onları inandıkları şeyden vazgeçirmemiştir. Nedeni ise konuşacak, üzerine akıl yürütebilecekleri böyle cazip bir konuya alternatifleri olmaması diyebilirim. Kahve ahalisi sever böyle konuları.
Demek istediğim bu argümanı savunanların en büyük dayanağı olan makamdan gelen açıklama. Üniversitelerden veya tarihçilerden gelse belki inanmamaya devam edeceklerdi.
Şaka olmama olasılığı daha yüksek bu topraklarda.
Ben de gördüm, iyi ironi yapmış bence de.
Şaka ya da ironi değilmiş