Ben şu an yüzde 20 King kitabı alma hevesimi de kaçırdım. Zamanında tevekkeli değil bulaşmamışım. Altın kitapların yaptığı işleri anlamak da güç. Sansür uygula, yarım metin bas, başka yarım yarım serileri de var. Yarın da uzatılmış versiyon diye basarsa büsbütün zarar ziyan. Üstelik sansür olduktan sonra arşa kadar uzatılsa veya tam olsa ne olmasa ne? Karakterin doğasını kavrayıp yaşayamıyorsun ki? Çocuk kitabı filan olsa anlardım ama anlayamıyorum.
@narpal Şu an ülkemizde sansürün gram mantığı yok. Sokaktaki 7-10 yaş arası çocuklar bile dümdüz küfür ediyor. Küfür bizim toplumun merhabası haline gelmiş. Eskiden “oha” dediğimde annem bana ceza verirdi.
Sansür kısmını ben orjinal dil okuyamadığım için bilmiyorum ama eski baskıların en büyük sıkıntısı “kırpmışlar”. O ve Mahşer bile tam metin baskı bizde neredeyse 20 sene sonra yayınlanmış.
Bu cümle üzerine İrbis’in bir ara paylaştığı bir kaç okur yorumu aklıma geldi
Galiba Marslı kitabı için yazmıştı. Okur " biz bunu çoluğa çocuğa okutuyoruz, yazar küfürlü yazmışsa bile siz neden çeviriyorsunuz, çoluğunuz çocuğunuz yok mu? Bir daha sizden kitap almam" gibi bir şeyler yazmıştı.
Bende fareli versiyonunu beğendim korku kitabına daha çok yakışır şekilde olmuş amaç zaten korkutmak, dehşete düşürmek, iğrendirmek vs vs. Benimde fareli versiyonunu hediye edecek bir arkadaşım vardı
Saçmalık. Altın Kitaplar butik bir yayınevi değil ki. Koskoca kitapevi de bunu yaparsa şunları görünce bağırmanın alemi yok:
Hakeza bu ülkede hiç mi mantıklı düşünen insan yok şu kurumlarda. Herkes mi bu kadar sindirildi? Herkes mi aman huzurumuz kaçmasın da şu eseri de yasaklayalım, bu eseri de yasaklayalım. Geçen gün Seyfi Dursunoğlu röportajını izledim. İnsana bile sansür koymuşlar pes… Ben o sıra kaçırmışım. Çok severim kendisini. Acaba dedim hasta filan mı oldu, hiç göremiyorum. Meğer adama sansür koyulmuş. İnanamadım. Denek farelerin bile zekası bizim bazı mercilerden daha iyi çalışıyor.
@Ozgur O mesajını okumuştum. Hatta üstüne düşünmüştüm de. Orada bariz bir ekleme var. İthaki kitaplarında ben ekstra ekleme göremedim mesela. Daha çok Türkçeye geçirelim derken biraz anlam kaymış. Bu kısım edebi çeviride gerekli mi, değil mi oturup tartışılır. Bunu anlayabiliyorum ama “defol” anlayamıyorum. “Çirkin adamı” hiç anlayamıyorum.
Benim de aklıma o mesajlar geldi. Kolay iş değil insanlarla uğraşmak.
King’in son kitaplarında dikkat etmedim küfür sansür olup olmadığına ama O tam metininin sonunda olanlar kesilmediyse sansür de olmaz pek diye düşünüyorum.
Tam olunca da sansür oluyor mu? Mesela bir karakterin “Lanet olsun sana çünkü sen de annene lanet etmişsin.” demesini istemem. Sürekli niyetleniyorum. Özellikle Hayvan Mezarlığı en merak ettiğim ama alamıyorum.
Üç’ün çekilişi tam metin Kara Kule serisindeki. Benim seriyi bırakmama sebep olacak kadar sansür vardı. Çocuk kitabı değil King’in kitapları keşke biraz daha rahat bıraksalar İngilizcesini okumak yorduğu için kara kule serisini bile yarım bıraktım.
Bence çok yanlış bir düşünce King korku-gerilim türünün babasıdır bence. Her ne kadar Edgar Allan Poe, H.P Lovecraft denilse de King kitaplarının çok daha başarılı olduğunu düşünüyorum.
Dünyanın en iyi filminin metni (The Shawshank Redemption-Esaretin Bedeli) bu saygıdeğer üstadımızın elinden çıkmış. Ayrıca The Green Mile-Yeşil Yol, The Mist-Sis, 1408, The Shining gibi eserler de King’in kaleminden çıkmış eserler.
Bence kesinlikle denemelisin. King işini ciddiye alan bir yazar. ‘‘O-it’’ kitabı ve filmini eklemeyi unutmuşum. Ayrıca Kara Kule serisi de ‘‘en baba’’ fantastik serilerle yarışır bana kalırsa. İkinci kitabın çevirisinden dolayı orada biraz sıksa da kendinizi fantastik bir kovboy serüveninin içinde bulursunuz. Biz kovboyları 2 adamın düello yapmalarından biliriz ancak burada silahşor çeşitli yaratıklarla, makinelerle, robotlarla, zombilerle, ruhlarla ve büyücülerle savaşır.
Az önce bir konu açmıştım, son yıllarda fantastik dediğimiz zaman vampirleri Twilight gibi yakışıklı vampirler, karizmatik kurt adamlar gibi gösteriyorlar ancak King böyle yapmıyor, karanlık karakterler yaratıyor ve korkutması gerekiyorsa korkutuyor. Korku Ağı romanı bu vampir konusunda bir örnektir. Bram Stoker’ın Dracula havası esiyor resmen.
Zombi dedin beni kaybettin. Hiç haz etmem. Şaka bir yana ciddi ciddi zombi sevmem. Çok küçükken King okumuştum. Bilmiyor değilim ama bana pek hitap etmiyor her kitabı. Alırsam Hayvan Mezarlığı’nı alırım ki kapağı çok kötü. Gerçekten kötü. King için yapılan hiçbir çalışma benim hayallerime uymuyor. Bu da beni soğutuyor. Diğer açıdan polisiye, gizem gibi temaları bana uymuyor çünkü gizemi gizem değil. Bana çok komplike gizem olmalı ki tahmin etmeyeyim. Özellikle polisiye tarzlarda gizem iyi saklanmalı ama sırf okuyucuyu şaşırtacağım diye de çarpıtılmamalı. Hayvan Mezarlığı’nı düşünmemin tek sebebi üyelerden bazılarının korkacağımı iddia etmesi.