Rosie ağzını açtı. Ama konuşacak halde değildi. Ağzını tekrar kapattı. Rose Madder havadan sudan söz ediyormuş gibi, “Erkekler birer hayvandır” dedi. “Bazıları tatlılıkla elde edilip eğitilebilirler. Ama bazıları da edilemezler. Tatlılıkla yola getirilemeyecek bir erkekle… azgın bir yaratıkla… karşılaştığımız zaman aldatıldığımızı ya da lanetlendiğimizi mi düşünmemiz gerekir? Yolun kenarında ya da karyolanın yakınındaki salıncaklı iskemlede oturup kaderimizden yakınmamız şart mıdır? Ka ya isyan etmek zorunda mıyız? Hayır. Çünkü Ka dünyayı hareket ettiren tekerlektir. Ona öfkelenerek bağırıp çağıran kadın ve erkekler tekerleğin kenarının altında ezilirler. Ancak azgın ve vahşi yaratıkların da icabına bakılması gerekir. Bu işi umut dolu kalplerle yapmalıyız. Çünkü ondan sonraki hayvan her zaman farklı olabilir.”
Rosie, Bill bir hayvan değil, diye düşündü. Ama bu sözleri Rose Madder’a yüksek sesle söylemeye cesaret edemeyeceğini anladı. Kadının onu yakalayıp boğazını dişleriyle parçaladığını hayal etmek çok kolaydı.
Rose Madder, “Ne olursa olsun, hayvanlar boğuşurlar,” dedi “Onların yöntemi böyledir. Boynuzlarını denemek için başlarını eğerek birbirlerine saldırırlar. Anlıyor musun?”
Rosie birdenbire kadının ne demek istediğini gerçekten anladığını düşününce dehşete kapıldı. Parmaklarını ağzına götürerek dudaklarına dokundurdu. Dudakları kurumuş, alev alev yanıyordu. Rosie, “Boğuşmayacaklar,” dedi. “Çünkü birbirlerini tanımıyorlar. Onlar…”
Rose Madder, “Hayvanlar boğuşurlar,” diye yineledi, sonra da ona bir şey uzattı. Rosie ancak bir dakika sonra onun ne olduğunu anlayabildi: Rose Madder’ın sağ dirseğinin yukarısına taktığı altın pazubentti.
“Ha… hayır…”
Sarışın kadın ansızın sert ve sabırsız bir tavırla, “Onu all!” diye emretti. “Onu al, onu al! Ve artık sızlanma! Var olan bütün tanrılar adına, bir koyun gibi aptalca sızlanmayı bırak!” (Çılgınlığın Ötesi S.284)
Sözde Gwendy’s Magic Feather ile birlikte basacaklardı bu kitabı. Nasıl bir aklın ürünü ise serinin ikinci kitabını basmadan üçüncüsünü basıyorlar. Sanırım sadece bize has bir durumdur
İlginç gerçekten. İkinci kitapta King yazar koltuğunu doğrudan Chizmar’a devrediyor. (Üçte yine birlikte yazıyorlar) Eğer sırf bu yüzden basmaktan imtina ediyorlarsa çok ayıp. En başından girişmeseydiniz o zaman seriye.
Benim de aklıma o geldi ama öyle ya da böyle, yazarı kim olursa olsun seriye başladıysan devam etmek gerekir. Bakalım, basacaklarını söylediler belki gelir yakında.
Yedi kısa öykü derlemesi ve beş uzun öykü derlemesi olan korku ve gerilim hikayelerinin efendisi Stephen King’in “Gece Yarısını Dört Geçe” isimli eseri dört uzun öyküden oluşmakta.
Hikayelerin ber biri hem bireysel hem de toplumsal korkulara dayanan temalar içermekte. Özellikle “Umacılar” kitabın en çok beğendiğim öyküsü oldu.
GECE YARISINI BİR GEÇE: UMACILAR: 10/9
Bu hikaye, bir uçak yolculuğu sırasında gerçekleşen esrarengiz olayları konu alır. Hikayenin ana karakteri Brian Engle, bir grup yolcuyla birlikte uçağın aniden bambaşka bir boyuta geçtiğini keşfeder. Geriye kalan dünya sessiz, hareketsiz ve terk edilmiş gibidir. Ancak asıl tehlike, hızla yaklaşan ve geçmişi yok eden Umacılardır.
King’in bilimkurgu ile korkuyu harmanladığı bu hikaye bence bu derlemenin en iyi öyküsüydü.
GECE YARISINI İKİ GEÇE: GİZLİ PENCERE, GİZLİ BAHÇE - 10/8
Yazar Morton Rainey’nin hayatına odaklanan bu hikâye, intihal suçlaması ve zihinsel çözülme temaları etrafında döner. Rainey, bir gün evine gelen John Shooter isimli yabancıdan bir hikayesinin çalındığına dair suçlama alır. Bu karşılaşma, Rainey’nin hem özel hem de mesleki hayatını derin bir çıkmaza sürükler.
King’in “Hayatı Emen Karanlık” romanını okuduysanız ana fikrin benzer olduğunu bu öyküyü okurken fark edeceksiniz. Öykünün tıpkı “Hayatı Emen Karanlık” romanında olduğu gibi psikolojik yönü ve yaratılan karakterin derinliği güçlüdür. Okur öykü boyunca hikayenin ana karakteri olan Rainey’nin zihnindeki karmaşaya eşlik eder. Bence bu derlemenin “Hayatı Emen Karanlık” romanında olan hikaye çok benzemesine rağmen “Umacılar”dan sonra en iyi öyküsüydü.
GECE YARISINI ÜÇ GEÇE: KÜTÜPHANE POLİSİ - 10/7
Sam Peebles, sıradan bir adam olarak bir halk kütüphanesinden ödünç aldığı kitapları zamanında iade etmeyince kendini korkunç bir durumun içinde bulur.
Derlemenin en zayıf bulduğum öyküsü bu oldu. Çocukluk travmaları ve bir “Asalak”ın varlığı nedeniyle hikayeyi ana fikir olarak “O” romanına benzettim.
GECE YARISINI DÖRT GEÇE - GÜNEŞ KÖPEĞİ 10/8
Bu hikaye, Kevin Delevan’ın doğum günü hediyesi olarak aldığı Polaroid kameranın ürkütücü doğasını konu alır. Kamera ne çekerse çeksin, sadece bir köpeğin görüntüsünü çıkarır ve bu köpek zamanla daha tehlikeli hale gelir. Hikayede Kujo ve Bay Merrill gibi tanıdık simalar da var. “Güneş Köpeği” King’in Castle Rock hikayelerinin bir parçası.
2025’de çıkacak. Biz ise Altın’dan “You Like It Darker” bekliyoruz.
Never Flinch - Stephen King
When the Buckeye City Police Department receives a disturbing letter from a person threatening to “kill thirteen innocents and one guilty” in “an act of atonement for the needless death of an innocent man,” Detective Izzy Jaynes has no idea what to think. Are fourteen citizens about to be slaughtered in an unhinged act of retribution? As the investigation unfolds, Izzy realizes that the letter writer is deadly serious, and she turns to her friend Holly Gibney for help.
Meanwhile, controversial and outspoken women’s rights activist Kate McKay is embarking on a multi-state lecture tour, drawing packed venues of both fans and detractors. Someone who vehemently opposes Kate’s message of female empowerment is targeting her and disrupting her events. At first, no one is hurt, but the stalker is growing bolder, and Holly is hired to be Kate’s bodyguard—a challenging task with a headstrong employer and a determined adversary driven by wrath and his belief in his own righteousness.
Featuring a riveting cast of characters both old and new, including world-famous gospel singer Sista Bessie and an unforgettable villain addicted to murder, these twinned narratives converge in a chilling and spectacular conclusion—a feat of storytelling only Stephen King could pull off.
Thrilling, wildly fun, and outrageously engrossing, Never Flinch is one of King’s richest and most propulsive novels.
King keşke polisiye yazmayı bıraksa da şöyle eski usul hikayelerine geri dönse. Neyse ki Tılsım’ın devamını yazıyor. Geçtiğimiz aylarda Kara Kule’yle ilgili bir kitap yazacağıyla ilgili haberler de çıkmıştı. Belki de Tılsım 3’ü kastetmiştir. Her ne olursa olsun King’in Holly karakterine daha fazla zaman ayırmamasını diliyorum. Henüz Holly serisinden hiçbir kitabı okumadım. İleride okumayı düşünüyorum. Ama yeter 6 kitap oldu. Polisiye yazan tonla yazar var. Ama King’in yazdığı tarzda küçük kasaba korkuları yazan çok yazar yok. Varsa da ya kalitesiz ya da dilimize çevirileri yok.
Aslında Holly serisi olarak başlamamıştı. Bill Hodges serisi olarak başlamıştı ve ilk 3 kitap da genel isim olarak böyle anılıyordu ama Holly hem yazar hem de okur tarafından sevillince serinin tamamı romanlar ve kısa öyküler ile Holly Gibney’in hikayesine döndü.
Size çok hak veriyorum. King ne yazsa okurum ve Holly karakterini ve maceralarını da çok seviyorum fakat sizin de dediğiniz gibi o “küçük kasaba korku” kitaplarını o kadar özledim ki anlatamam.
Üstüne üstlük hala “Later” basılmadı . Valla son birkaç kitapta bizimkilerin çeviri ve basım yavaşlığı nedeniyle epub olarak indirip kobo’ya yüklüyorum, ordan orijnal dilinde okuyorum.
Later, Hard Case Crime kitaplarından, bu yayıncının kitaplarını İnkılap basıyor.
Ben en son galiba pandemiden sonra konuşmuştum,. ABD’de editör, yayınevi çalışanlarının grevlerinin, yazarların da onlara destek olduğu zamanlardı. İnkılap grev var, sözleşmeleri imzalayamadık vs demişti.
Sonrasında amaaann… deyip peşini bıraktım Later’ın.
“Later” tam da “amaaann…” dedirtecek bir kitaba benziyor gerçekten. Hiç merak etmiyorum. Herhangi bir Amerikalı yazarın kaleme aldığı sıradan bir suç kitabı gibi duruyor.
Ama “Talisman 3” öyle mi… “Talisman 3” çıktığı gibi çevrilmezse kalpler kırılır.
Klasik Altın Kitaplar. Kafalarına esince çıkarırlar ya da vazgeçmişlerdir. Birkaç yıl önce soran kişilere Duma Adası kitabı yazın çıkacak gibi bir şey söylemişlerdi. İyi ki zamanında sahaflardan kitapları ucuza toplamışım. (Zifiri Karanlık hariç malesef) Altın Kitaplar O ve Mahşer kitaplarını sömürmeye devam etsin. Belki bu sefer de 3 boyutlu versiyonlarını çıkarırlar.