Ben editor@ihaki.com.tr adresine Zaman Çarkı özelinde bir mail attım. Eğer tatmin edici bir cevap alamazsam bir okuyucu olarak hakkımı aramaya devam edeceğim. Yayınevi sahibi Ünal Koçak Bey’e kadar yazacağım. Ben ücretini ödediğim bir şeyin her manada hatasız ve hasarsız olmasını istiyorum ki bu en doğal hakkım.
Zaten Alican Bilim Kurgu olarak yazılmasından yana sanırım. Çünkü tartışamya konu salon yayınları birleşik yazmışlar.
İnstagram paylaşımını yapan kişi kitabın editörüyle aynı kişi değilse boş yapıldı kısacası. Adam bahsi geçtiği gibi o filmlerin senarist credits’inde var. Gerisi cidden boş yapmak. Olsun valla rakip çıksın hatta 1 değil 100 tane olsun. Seçim şansımız artar
Tanımak zorunda değilim, o gönderiyi görenlerin tamamına yakını da tanımıyor. Ben okuduğumda alay, küçümseme var mı kendim okuyunca anlayabiliyorum, kusura bakmayın ama burada bu var diye sizin ya da başkasının onay vermesine gerek yok.
Ortada mizahi bir durum varsa bunu kurumsal sayfayı paylaşarak dalga geçmeye, imla hatası bulmaya çalışarak yapmazsınız. Burada yapılan bir yayınevinin uğraşıp ortaya koyduğu ürüne karşı yapılan saygısızlık. İthaki’nin paylaşımlarını biri böyle dalga geçerek paylaşsa ne yaparlar acaba?
Bunlara katılıyorsanız anlamış olmanız lazım. İthaki bir yayınevi bu konularda hata yapıyorsa zaten verdiğimiz paranın karşılığını alamıyoruz demektir. Bu da tepki göstermemiz için yeterli diye düşünüyorum.
Ek:
Bunun çok iyi bir bilim kurgu eseri olup olmadığına da bıraksınlar biz yani okuyucular karar versin, başka bir yayınevi ya da yetkilisi değil.
İthaki bitişik yazıyor, TDK ayrı ama Salon hikâyenin üstünde bitişik görselinde ayrı yazmış. İkisini de kullandığına dikkat çekmiş Alican Bey.
Şu yazılanları okudum ve ithaki bize ne yapıyorsa müstehak. Niyet okuyup Alican bey öyle demek istemedi mi diyeceğiz. Açıkça dalga geçmiş. Çünkü rakip yokken fantastik ve bilimkurgu okurları avuçlarında.
Bunu söyleyince ithaki düşmanıda olmuyoruz. Benim kitaplığımda 300+ İthaki kitabı var. Almayı da sürdürüyorum bir şekilde ama bu onları eleştirilmez yapmıyor.
Ben instagram sayfasını açtığından beri Salon Yayınlarını takip ediyorum. Öfkelidoğan ve Makineler İmparatorluğu ile yavaş yavaş bu alanlara girmişlerdi. Çok güzelde mitoloji kitapları basıyorlar. Yayınları biraz fazla popüler dizi/filmler üzerine ama ne kadar çok Bilimkurgu ve Fantastik basan yayınevi çıkarsa piyasaya başım üzerinde yerleri var.
İthaki fanları sağolsun, daha neler göreceğiz.
Ek: Bu arada Öfkelidoğan ve Mitoloji kitapları benim de dikkatimi çekmişti. Makineler İmparatorluğu’nu şimdi senden duydum, bakacağım. Eğer okuduğun kitabı varsa bende bakayım. Bu yaşananlardan sonra Salon dikkatimi çekmeye başladı, destek olmak isterim. Kocaeli kitap fuarına gittiğimde orada görmüştüm, yetkilisiyle kısa süreli sohbet etmiştik. Bilim kurgu ve fantastik basarsanız iyi olur diye de konuşmuştuk.
Öncelikle bu alıntıyla konuşma festivalini başlattığın için şimdiden teşekkür ederim. Isıtma özelliğinde olursa seni çok beğeneceğim
-
@alper Peki Yaz mı? Kış mı? diye sorup kurbağa olmak istemiyorum
-
@alper kesinlikle ilkbahar en sevdiğim Peki normal yıl mı? Artık yıl mı?
-
@alper Batı tabi ki.
Gündüz - Gece?
@Erdal_01 yazdığın kitapları inceleyeceğim.
- @alper İçerdiği minerallerden dolayı maden suyu. Tabi gerçek maden suyu, maden suyuna batırılmış değil
Tuz-Şeker?
- @alper Yeni gördüm cevapsız kalmasın diyecektim ki soruya bak Sorduğun sorunun cevabını kaydırma yaparak hatalı kodlamayı tercih ediyorum
Rica ederiz, bir fan olarak görevim, çok kısa sürede klima olmak.
-
@Ufuk iyi bir klima soguttuğu kadar ısıtmalı festival başlamışsa zaten hava da sıcaktır.
-
@Ufuk
Ben bu soruya her kelime arasına virgül koyarak cevap verebilirdim ama kimi cadıları kızdırıp, profil fotoğrafımın klima olmasını istemiyorum.
Yaz elbette. Kışın giyinmek, ısınmak uğraştırıcı…
Peki ilkbahar mı Sonbahar mı
-
@Ufuk artık yıl neydi? Bayatlamış, sofradan arta kalan yıl mı? Taze olan normal yıl
Peki Doğu mu Batı mı? -
@Ufuk Gece, gündüz her yer çok kalabalık oluyor.
Soda mı maden suyu mu? -
@Ufuk her ikisi de, ikisi de benim için yeme ve içmeye yönelik aksiyonlarda tatlandırıcı olarak elzem
Peki, İdefix mi DR mi
Makineler İmparatorluğunu ben aldım henüz okumadım. Öfkelidoğan’ı severek okudum ben Kasımda ikincisi gelecekmiş. Onun haricinde distopya serisi Son Kız ve Polisiye Özür Dile güzel kitapları.
Salon Yayınları’na ilk laf sokulması fazla belirgin gelmemişti bana, tanıtmak için yapılmış olabilir diye düşünmüştüm. Ama bu son yapılanı düpedüz saygısızlık olarak gördüm. Son zamanlarda zaten İthaki’den soğumuştum ama bu olay iyice üstüne tuz biber ekti.
Alican bey önce dönsün yarım bırakıp okuyucuya saygısızlık yaptığı serileri tamamlasın sonra en amiyane tabiri ile başka yayınevine bok atsın. Kitaplığımda 3 farklı John Scalzi Serisinden kitap var hepsi yarım. Unutulmuş Diyarlar için Youtube’da gerine gerine video çektiler, serinin başı var kıçı yok, kıçı var başı yok. Bitirmedikleri seri dahilindeki kitaplarının kapaklarını değiştiriyorlar, daha üstüne bir şey demeye gerek var mı? Salon yayınları çıkıp “Biz bilerek ve isteyerek kendi kitabımızı karaborsaya düşürüp, kendi bilimkurgu serimizi takip eden okuyucuların suratına tükürmeyiz.” dese hoş olur muydu? Bilimkurgu ve Fantastik Edebiyat türlerinde tekel olmanın getirdiği şımarıklıktan başka birşey değil. Kendine bookstagram sahibi diyen, iki kelimeyi düzgünce bir araya getirmekten bile aciz tiplerin “ayyyyyy yerim ben bu kitabı yhaaa, qahvemle oquma qeyfiiiii kalkpkalpkalp” gibi salak saçma gönerilerini yayınevi hesabından tam manasıyla spamlamaya başladıklarından beri instagram hesaplarını da takip etmiyorum.
Hiç gerek yok biz zaten tam karar veriyorduk
Bence o serinin adını yanlış anladılar. ‘‘Unutulmuş’’
Hoş olur muydu bilmiyorum ama doğru olurdu bence. Ama bir arkadaşa yazdıklarına göre Salon yayınları gayet düzgün sadece kendi işlerine bakıyorlar. Cevap vermeye gerek görmemişler.
Zaten videolarını izlediysen ego tanımının karşılığını görmüşsündür
‘’– Yahu bu kazanda niye görevli zebani yok, boş mu?
Kıdemli zebani artık bıkkın bir şekilde cevaplamış;
– O Türklerin kazanı. Görevli zebaniye gerek duymuyoruz. Zaten içlerinden birisi çıkmak için çaba sarf ettiğinde diğerleri birlik olarak hemen onu aşağıya çekiyor.’’
Aklıma geldi öyle.
Şilili bir protestocu tv’yi araklarken diğer protestocular tarafından “çalmak için değil, haklarımızı çalanlar için buradayız” denilerek engelleniyor ✌️ #ChileDesperto pic.twitter.com/VArJevmT8e
— Professor 🕊 (@ProfessorSalva) October 20, 2019
Çok dolmuşunuz.İsterseniz biraz kendinizi rahatlatın.Sonuçta keskin sirke küpüne zararmış.
Anlamadığım nokta yayınevi sizin kadar tepki göstermedi,kartopu misali olayı büyüttüğünüzü düşünüyorum.Bu kadar kendinizi yıpratmaya değer mi sevgili @Ufuk
Madem konu burada tartışılıyor bunlarda ek olarak dursunlar burada;
Neden dolayım ki ben her fırsatta ifade etmek istediklerimi istediğim gibi söyleyebiliyorum.
O böyle demek istemiştir bu böyle demek istemiştir diye susmuyorum. Öyle yapsaydım dolmuş olabilirdim belki
Salon yayınlarının olaya nasıl yaklaştığını öğrendim. İşte bundan tepki gösteriyorum onlar yapılması gerekeni yapıyorlar bazıları ise yapmamaları gerekeni.
Doğrudur, siz öyle düşünebilirsiniz. Bu yüzden aynı kişi değiliz.
Ayrıca merak etmeyin kendimi yıpratmıyorum
Kişisel değil tamamen parasal, para verip karşılığını alamadığınız işlerin, aynı kişiler tarafından eleştiriliyor olması üzücü sadece.
Neyse ben gideyim Don Quijote okumaya devam edeyim orada daha ironik durumlar var en azından.
Yakında @Ufuk Bey Salon Yayınları’nın ajanıdır diyeceksiniz gibi hissediyorum. Ne olmayana var dedik ne de olana yok. Bence siz kendinizi yıpratıyorsunuz asıl, şeytanın avukatı olmak zordur.
İlk yaptıklarının üstüne bu tam tuz biber olmuş. Şu son olaylardan sonra İthaki’den bir şey almayı düşünmüyorum. Son zamanlardaki tavırları ve işleriyle 6.45/Akılçelen melezi bir yayınevine dönüştüler.
Sabahtan beri bir eksiklik hissediyorum. Bunca tartışma, bir sürü yayınevi hakkında bir şeyler konuşma derken bir şeyi kaçırmış gibi hissediyordum.
Sonunda buldum.
Bu Pegasus’un fiyatları da…