"Pegasus’un fiyatları " denildiğini gördükçe aklıma Lost zamanları geliyor, Bu arada Lost da çok bozdu.
Hocam kavgada söylenmez bu nasıl kombo
Cevabım olmayınca ben
Şaka bir yana böyle gereksiz samimiyetten hoşlanmayabilir tabi bunu anlarım ama soruyu kaale almayıp da 3 mesaj boyunca takıntı yapacak da bir durum yok.
Herkesin yaklaşımı bir olmayabilir. Ne insanlar gördük şu forumda Alican Bey’in tavrı yine anlaşılır.
Şahsi olarak tepkisi tabi ki anlaşılır kabul edilebilir onu en baştan kabul ettim ben ama yayınevini de temsil ederken biraz üstten bakma anlamı çıkmıyor mu bu tavırdan? Bir yeri temsil ederken ve o yeri temsil ettiğin bir gönderide olayı bu kadar uzatmak hoş değil bence.
Siz onun çocukluk arkadaşı değilsiniz. Sırf bir yayınevinde çalışıyor diye hoşuna gitmeyen bir şekilde kendisine tercih etmediği bir şekilde hitap edilmesine katlanmak zorunda değil. Bu da bir nevi mobing olabilir. Şimdi benim eşim de çok bilindik bir yerde çalışıyor. İnsanlar sürekli tepesine biniyor. Yüzyüze üstelik bazen ben yanındayken bile garip tavırlar sergileniyor. Orası geniş bir platform ve ağırlığını koymazsa olmaz ki bence gayet sakin cevap vermiş. Sırf bir şeye aitiz diye hoşlanmayacağımız şeylere de göz yumamayız bence. Bunu doğru bulmuyorum. Bu benim görüşüm. Her şeyden önce kendisi de bir insan. Nasıl ki x marka tavuktan zehirlendiğinizde çalışanları sorumlu tutmuyorsanız burada da bazen ayrım yapmak lazım. Dediğim gibi bu benim görüşüm. Siz daha farklı bakıyor olabilirsiniz. Saygı duyuyorum.
Mesajı atan ben değilim zaten. Bu tip üsluplarla mesajlaşmam.
Zaten değil bunu tartışmaya bile gerek yok. Bu kişiyi engellese bile daha iyi yapmış olurdu.
Yüzyüze üslup ile kamuoyuna açık üslup farklıdır. Gereksiz samimiyet ve yersiz tavırlar oluşmaması için bir çizgi çekmek gerekir. Ki bu sadece işte de değil her zaman gerekir ancak çizgi çekmenin de üslubu vardır.
Ben de sizin düşüncelerinize saygı duyuyorum. Fikrinizi değiştirmeye çalışmayacağım uzatmak istemem.
Aynı şey bana yazılsa bende rahatsız olurdum. Fakat bir şeyi seçmek gerekiyor. Şahsi münasebetlerden kaçınmak istiyorsan kişisel hesabında kurumsal etiket kullanmayacaksın (Örn: ABC yayınları editörü) Kurumsal etiket kullanıyorsan hesap şahsi hesabın dahi olsa kurumunu temsil ediyorsun ve cevap vermelisin. Bu benim düşüncem tabiki…
Son olarak bu olaydan bağımsız İthaki yayınları editörlerinin tamamında bir üstten bakış olduğunu gözlemliyorum ben. İnsanları azarlama, tersleme, hatta sosyal medyada sorulan soruları takmama huyları var.
Ben sizsiniz sandım ama o yazan kişi hakkında da yine böyle düşünüyorum. Yanlış anladığım için özür dilerim sizden. Kusuruma bakmayın.
Ben üslupta bir sorun görmedim ama belki de benim anlamadığım bir nokta olabilir. O yüzden göremiyor olabilirim.
Böyle giderse kendi kendilerini bitirecekler. İnsanları kendilerinden başarılı bir şekilde soğutuyorlar. Ben son olaylardan sonra o kadar irite oldum ki siparişimde bir tane İthaki kitabı olduğu için bütün siparişi iptal ettim.
Estağfurullah ne kusuru. Baştan belirtmediğim için öyle sanmış olabilirsiniz.
Anlamamakla ilgili birşey yok sadece daha hoşgörülüsünüzdür belki de benden.
Şunu da tekrar etmek isterim ben tepkisini anlıyor ve kabul ediyorum. 1. mesajla uyarmasını da tekrar etmemesini sağlamak açısından yerinde buluyorum. Benim sorunum bu konunun 2. ve 3. mesaja uzaması. Bunlar bana itici gelen ve olayı bir çizgi çekmenin ötesine taşıdığını düşündürten.
Evet, ben de bu düşüncenize katılıyorum. Şahsi hesabınızdan duyuru vs yapıyorsanız kendiniz bu iletişimi çağırıyorsunuz bir nevi.
Bu soru cevap olayı tamamen yayınevlerinin iletişim departmanlarına bırakılmalı bence. (bknz: İş Bankası)
Haklısınız belki tekrar yanıt vermeye devam etmeyebilirdi. O da kendi tercihi tabii. Tekrar kusura bakmayın, üzüldüm biraz.
@Erdal_01 Bey’in dediği gibi kapatabilir de.
Lütfen üzülmeyin, konuşup ortak noktada anlaşabileceğimiz kişilere alınıp gücenmem ben.
Hiç kimse, tanımadığı insanların -cım’lı veya canımlı cicimli hitaplarına müsamaha göstermek zorunda değil. Alican bey burada haklı tabi ki.
Ancak @Erdal_01 bey’in de ifade ettiği üzere (yukarıdaki olaydan bağımsız) İthaki editörlerinin üstten bakan tavrı, tersleme veya azarlama gibi davranışlarını da doğru bulmuyorum.
Gereksiz laubalilik bence tanımadığın birine “-cım” kullanmak. Alicanın yerinde ben de olsam aynı şekil cevap verirdim hatta sormaz belki direkt engellerdim.
Aşk’ı aşağılamayın ya da küçümsemeyin, uğruna devletler yıkılmış, devletler kurulmuş.
Kürk Mantolu Madonna’ya bir aşk kitabı demek, Aşk- ı Memnu kitabı için “aldatma” kitabı demek, çok eksik bir bakış olur, değişen, dönüşen bir toplumu bir aile, bir çevre üzerinden resmedilmesidir.
Ayranın köpüğü pek doyurucu olmaz arkadaşlar, ayranı içmek çok daha doyurucu olur.
Kusura bakmayın katılmıyorum. Nasıl her gün kamu spotları düzenlenip ‘‘aile yapımız bozuldu, ahlak kalmadı, edep yoksunu olduk’’ diye söylenen insan varsa ilk eleştirmesi gerekenlerden biridir Aşk-ı Memnu.
Ülkemiz sorunlarından biri olan kadının zorla çarşafa, yorgana, türbana sokulmasını isteyen, kadın haklarını hiçe sayan grup neyse buna karşı sokaklarda anadan doğma eylem yapan kadınlar da bunların lacivertidir. Her fırsatta ahlaksızlığını laiklik kisvesi altında gizlemeye çalışan gruplarda aynıdır.
Tabi yenge ile, dayı ile, teyze ile ilişki yaşamayı çok doğal bulanlar olabilir. Ancak bunların konuşulması gerekiyor. The Hostel gibi filmler izlerken sırf cinsel içeriğinden dolayı bana ‘‘bunlar izlenir mi, sapık sapık şeyler’’ diyenler oldu ama dönüp kendilerine bakmaları lazım. Her gün televizyonlarda yengesi ile, babası ile aşk yaşayan, onu bunu aldatan insanları izliyorlar dizilerden.
Bir kitapla ahlak bozulmaz, Bu kitaplardan bağımsız olarak madem günümüz bizim toplumumuz için değerlendirme yapıyorsunuz, ben de öyle yapayım. Entellektüel üretim araçlarının özellikle sizin yazdığınız seyirlik olanları toplumun aynasıdır. Toplum bunlarla dönüşmez, bunlar toplumu yansıtır.
Toplum bunlarla niye dönüşmesin? Alttan alta insanların beynine bunların normal olduğu işleniyor. Ahlaksızlık ve aile içi yaşanan ilişkiler meşrulaştırılıyor. Bunlar toplumu yansıtır diyorsunuz ama izlenme rekorları kıran bir dizi için sizin dediğinize göre ülkenin belki yüzde 70-80’i çarpık ilişkiler yaşıyor o zaman. Her tarafta yenge kovalayan Behlüller falan mı dolaşıyor?