Kesinlikle tek tanımlamaya ben de karşıyım. Bana hitap etmemesinin tek sebebi böyle şeylere tahammül edemiyor olmam. Bana kalırsa kitap toplumda baskılanmış ve ayıplanmış gerçekleri ortaya çıkarmış. Böyle şeylerin konuşulmuyor olması hiç yaşanmadığı anlamına gelemez zaten. (Şimdiden bahsetmiyorum. O zamanlardan bahsediyorum. Şu an her şey televizyonda yayınlanıyor zaten) Sadece benim bakış açıma ters. Bu yüzden de okumak beni bunaltıyor.
Ahlak anlayışınız sadece Behlül kovalayan yenge olmasın. Ahlak sadece bundan ibaret değil. Hem o durum toplum içinde bulunan yenge, behlül ve amcanın bireyin sorunu. Toplumun sorunu değil.
Bu anlattıklarınızdan çok daha büyük derin ahlaksızlıklar yaşanıyor ülkemizde, çok daha elzem durumlar var. Tarikat yurtları, borç batağında intihar eden insanlar, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırmacılık, adam sendecilik… ülkemizin toplum olarak daha büyük ahlaki yıkımları, problemleri var.
Bunlar konuşuluyor ancak aile içindeki çarpık ilişkiyi insanların gözüne gözüne sokan yapımlar, filmler, kitaplar konuşulmuyor. Toplumumuzun en büyük problemi bazı şeylerin konuşulmuyor olmasıdır.
Halk, bugün kim kimi aldatmış, bugün şu ünlü ne giymiş, şu kız mı daha güzelmiş, nasıl sosyal medyada popüler olurum gibi konularla ilgilenmekten sizin dediğiniz yolsuzluk, intihar eden insanlar, adam kayırmacılık gibi konularla ilgilenemiyor. Görmüyor, haberi bile olmuyor.
Arkadaş ensestin oldukça köklü ve yaygın olduğu bir coğrafyada dizileri suçlayarak bir yere varılamayacağını anlamalı. O yüzden şuraya birkaç kitap bırakıp kaçayım.
https://www.metiskitap.com/catalog/book/36498
Bir de Nietzsche’nin şu ünlü sözü geldi aklıma günümüz toplumu ve siyasetinden bağıntıyla: “Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur.”
Kimse ahlak ve namus şövalyeliği yapmadı. Ama namussuzluk coğrafyanın suçu oldu ise insanlar çok namuslu size göre. Namussuzluğu, ensesti, sapıklığı savunanlar namussuz değildir mi diyelim? Namussuzluğun felsefesi bu dizilerle işlenirken bende alta bir söz bırakayım. Bizzat bu coğrafyada yetişmiş namuslu adamlardandır kendisi.
“Fuhuşun felsefesini yapmak, namusun müdafaasını yapmaktan daha kolaydır.” Hüseyin Nihal Atsız
Kimse kimseye ideolojisinden dolayı hakaret edemez. Nihal Atsız faşist değil Türk milliyetçisidir. Faşist’in İtalyan milliyetçisi olduğunu bilmeyen ve önüne gelene ‘‘faşist, faşo’’ diyen insanlarla da ben tartışmaya girmiyorum.
Sırf ideolojisinden dolayı Stalin’e, Lenin’e ve ne kadar komünizme yakın insan varsa hakaret etmiyor, saygı duyuyorum. Ben Nihal Atsız’ı görüşünden dolayı değil kalemi ve yazdıkları dolayısı ile severim.
Klasiklere tövbeli biri olarak, o konuya laf etmeye cüret etmeyeceğim.
Ancak toplama öyküleri iyisi de kötüsü de birarada olduğundan genelde severim. Ancak Canterburry hikayeleri gerçekten kendine bağlayamadı beni. Çok merakla ve ciddi bir beklentiyle okumaya başlamamın bunda etkisi büyük sanırım.
@Montana Atsız konusunda Kalemini beğeniyorum demişsiniz ancak Atsız’ın tüm eserleri ağır bir şekilde Türkçülük içerir. Bu yazar başka bir ülkede olsa ırkçılıktan hüküm giyerdi. Bunu tüm kitaplarını okumuş “Geri dönmeyen mektup” şiirini çok beğenen biri olarak söylüyorum. Kendi ırkım dahi olsa, Irkçılık çirkin bir şeydir. Hangi ırkı yücelttiği hangisini yerin dibine soktuğu farketmez.
Milletini sevmek ırkçılık mıdır? Tarihi bir kurgu yazdığınız zaman (Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor) ırkçı, kafatasçı mı oluyorsunuz? O zaman milletini, milliyetini seven herkes ırkçıdır, çirkindir mi diyeceğiz?
Ruh Adam kitabında ırkçılık nerededir peki? Karakterin içinde yaşadığı fırtınalar ve isyanlar anlatılmıştır. Bana makalelerinden söz etmeyin makalelerinin konusu geçmedi burada.
Çok acayip bir şey fark ettim. Faşizmin anlamını bütün Türkçü zevat aynı cahilce yorumla “İtalyan milliyetçiliği” diye devşiriyor. Halbuki devletçi, otoriter, tek üstün ırkçı, köktenci, milliyetçi, gelenekçi, tek adamcı, hukuk tanımaz ve dindar eğilimlerin hepsine sahip bütün yönetim biçimlerini tanımlamak için kullanılan faşizm (fascism) kelimesi antik dönemlerdeki bir balta türünün Latincedeki “fasces” kökünden gelen isminden türemiştir. Birbirine demet şeklinde bağlanmış çıtalardan meydana gelen fasces, Antik Romalılar için mutlak gücün ve iktidarın sembolüydü.
Mussolini, güçsüz çıtaların bir araya geldiğinde kırılmadığı fikrini çok sevmiş olacak ki atalarının güç sembolü baltasından esinlenerek, ideolojisini faşizm adıyla yaydı. O zamandan bu yana faşizm, bir baltaya sap olamamış bireyleri bir araya getirip güçlü hissettirerek; kişisel haklarımızı, düşüncelerimizi ve farklılıklarımızı baltalar durur.
Bu arada Stalin de Hitler kadar faşistti.
Yağmur Oğlum;
Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol!
Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.
Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır.
Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içerideki düşmanlarımızdır.
Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı.
Tanrı yardımcın olsun.
Bu sözler size göre ırkçılık değil mi?
Bu sözlere katılıyor musunuz?
Kürtler ve Çerkesler sizin düşmanınız mı?
Atsız’ın ırkçı olduğunu kanıtladınız tebrik ederim. Ama yukarıda ne yazdım bir bakın.
Neden ırkçı değil milliyetçi dediniz o zaman?
Sizin milliyetçiliğinizin tanımı nedir? Irk kaynaklı mı yoksa kültür kaynaklı mı? Nedir bu milliyetçilik? Vatanseverlikten farkı nedir? Çok bilgili gibi konuşuyorsunuz aydınlatın beni.
Kanıtlamama gerek yok kendi sözleri ortada olan birisi.
Ne o faşist avına mı çıktınız? Diyelim ki Atsız’ın görüşlerini destekliyorum ne olacak?
Ben Atsız’ın 3 kitabını okudum. 3 kitabında da ırkçı söylemler yoktu. Eski Türk tarihi ile alakalı 2 kurgu roman ve Ruh Adam diye psikolojik, fantastik, tarih tarzında yazılmış bir kitaptı. Nihal Atsız’ın nasıl bir milliyetçi olduğu beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Çünkü ben bu 3 romanında yazımını beğendim. Hitler’in Kavgam kitabını da çok çok beğenerek okudum. Ama bu faşist veya Nazi olduğum anlamına gelmez.
3 kitabını okuduğunuz birinin ırkçı olmadığına emin olabiliyorsunuz demek.
Faşist ve ırkçı kavramlarının ne demek olduğunu bilmediğiniz için böyle konuştuğunuzu varsayıyorum. Aksini düşünmek istemiyorum.
Her ırkçı milliyetçidir ama her milliyetçi ırkçı değildir deyip ateşe körükle gidiyorum.
Esas olanın millet,ırk değil kültür olduğu gibi laflar etmeden kola çekirdeğimi alıp kenardan izliyorum.
Beyefendi sizi tanımam etmem. Ama son zamanlarda forumda ‘güruh, zevat’ gibi aşağılama amaçlı sözcükler kullanılmaya başlandı. Bu doğru bir davranış değil. Türkçü olmayabilirsiniz, saygı duyarız. Düşünceler tartışılır, gayet doğal. Ancak Türkçülere ‘zevat’ diyemezsiniz. Unutmayın Atatürk de Türkçüydü.
“Türkçülük öyle şerefli bir bayraktır ki: Onu vatanın her köşesinde durmadan dalgalandırmak her Türk’ün ilk ve milli vazifesidir." Atatürk.
@Agent7 sağolun. Atamızı saygıyla anıyoruz
Oldukça güzel noktaya değindiniz. Ben de sizin nezdinizde ulu önder, başkomutan, Türkçü, milliyetçi, vatansever, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve özlemle anıyorum, anıyoruz.
Yeri gelmişken ben de yazayım istedim. Biri diğerinden daha önemsiz olmayan , birbirini tamamlayan ebedi şef’in düşün hayatının ve uygulamalarının özeti olan laik cumhuriyetçi, halkçı, devrimci ulu önderi özlem saygı ve minnetle anıyoruz.