Arkadaşlar, sizin her ne kadar kendi kültürünüzü, fikrinizi, inancınızı savunma, paylaşma, veya anlatma hakkınız varsa karşıt görüşlü insanlar da kendi görüşlerini anlatmak hakkında sizinle aynı haklara sahipler. Buradaki tek kırmızı çizgi bunu birbirine zarar vermeden yapmak.
Kişisel özgürlüklere saygı lütfen.
Millet halen cevap yazıyor. Madem biz geriyiz, o da bizden ileride, bize de arkasından su dökmek düşer. Yolu açık olsun.
@Kote cozutma. Forumda din ve siyaset tartışmak, başkalarının inanç ve görüşlerini rencide edecek paylaşımlarda ve yorumlarda bulunmak kurallarımıza göre yasak. İsteyen istediğine inanır, istemeyen de inanmaz. Ben inanmıyorum der, geçersin. “Din palavrasından artık kurtulun,” gibi bir cümlenin bu forumda yeri yok, sana da yakışmıyor. Lütfen böyle tartışmalardan kaçınalım. Aksi takdirde ceza vermek zorunda kalırız.
Etiket yerine bildiri kullanırsanız daha iyi olur. Ben yoksam diğer arkadaşlar bakabilir.
Birazdan ilgileniyorum.
Arkadaşlar,
Forumumuzun kurallarına göre din ve siyaset konuşmak yasak. Çünkü bunlar nazik konular. İnsanların hassas olduğu meseleler. Daha önceki mesajımda belirttim. Bu tavrınızı devam ettirdiğiniz takdirde ceza vermek zorunda kalırız dedim. Lütfen uzatmayın.
Bakın, foruma üye olurken hepinizin kabul ettiği kurallarda ne diyor:
Ayrıca bu nasıl bir bakış açısı yahu?
Yolda giderken, otobüste seyahat ederken bile aman yanımızdaki rahatsız olmasın diye nasıl oturduğumuza, nereye tutunduğumuza dikkat ederiz. Böyle meseleleri tartışırken karşımızdakinin incinmemesine tabii ki dikkat edeceğiz. Saygın bir birey olmanın yolu buradan geçer. Aksi takdirde savunduğunuz fikir ne kadar doğru olursa olsun antipati yaratmaktan başka bir şey elde edemezsiniz.
Konu herkes sakinleşinceye dek, birkaç günlüğüne kilitlenmiştir. Lütfen bu tür tartışmaları “edebiyat” forumumuza taşımayalım.
This topic was automatically opened after 3 days.
Geçtiğimiz yıllarda başımdan bir olay geçmişti. Sizinle paylaşmak ve görüşlerinizi almak istiyorum. A şehrindeki bir kitap fuarında X isimli bir öykü yazarı yanıma yaklaşıp “Y’nin kitabı var mı?” diye sordu. Ben de “Onun kitaplarına hiç rastlamadım. Bilgim yok maalesef ancak aradıktan sonra dönüş yapabilirim size.” dedim. Ardından X kişisi “Y benim arkadaşımdır, 3 tane kitabı olması lazım iyi bak. Bilmiyorsan burada ne işin var?” dedi. Ben de naçizane “Kusura bakmayın. Yayınevine hâkim olsam da kendisini maalesef hiç tanıyamadım.” dedim. Kendisi aradı ve Y’nin kitabını bulup “Bak varmış işte.” dedi. Dikkatli baktığımda bahsi geçen kitapta Homeros - İlyada (temsili) yazdığını gördüm. “Homeros’un kitabı deseydiniz daha sağlıklı yardımcı olabilirdim.” dememe kalmadan “Bu işte Y’nin kitabı… Tanı onu…” dedi. Meğer bahsettiği çevirmen arkadaşıymış
Şimdi soruyu soruyorum: “Çeviri kitaplar yazarına mı aittir yoksa çevirmenine mi?” 
Ben okuduysam bana aittir.
Sanat, ne sanat için ne de toplum içindir. Sanat, benim içindir.
Fuarlarda yayınevi standına yanaşıp oradaki görevli falanca yazarın kitabını bilmediğinde kızanı çok görmüştüm ama böylesine ilk defa rastlıyorum 
Kitap tabii ki yazarına aittir. Bizim dilimizde çevirmenin cümleleriyle yazılmış, anlatılmış olabilir ama sonuçta o kurguyu kafasında kuran, kâğıda döken ilk kişi, yani anlatının ve kitabın sahibi elbetteki yazarın kendisidir. “Arkadaşımın kitabı,” değil de “Arkadaşımın çevirdiği kitap,” demesi gerekirmiş
Bazen kitapçıya girdiğimizde kuzenim, kardeşim falan da koşa koşa yanıma gelip, “İhsan, senin kitabını buldum!” diyorlar. Ben de merak ediyorum, seviniyorum tabii. Acaba Yitik Öyküler mi, yoksa Titanik mi diye düşünüyorum. Sonra bir de bakıyorum Uzay Akımları… “Yav bu benim değil, Asimov’un kitabı,” diyorum ama anlatamıyorum tabii 
Sahiplenici dostlar, kardeşler sağ olsun, ne diyeyim?
love death & robots, zima blue bölümünün fanısınız sanırım ve onun üstüne varoluşsal bir anlam içeren bir şey izlemedim ben, sizce?
İlknokta’ nın gönderdiği berbat kargo sonrası iade içi kargomu hazırladım. Corona virüsü nedeniyle kurumumuzda yerleşik olan Ups/yurtiçi dışında kargo şirketlerinin giriş çıkışı yasaklandı.
Dolayısıyla aras’ a veremiyorum, ilknokta ‘ yı arıyorum, diğer şirketlere vereyim vs siye Aras diye tutturdular, bu kadar saygısız, anlayışsız, düşüncesiz bir firma olamaz.
Aracım yok, iş yerim kargo firmalarının uzağında, eve koca kutuyla gitsem ev çevresinde yakın yer yok, üstüne de salgın var.
Uyduruk bir firmadır benim için bundan sonra.
Herkes de çok beğeniyor diye ben de dün sipariş vermiştim. Umarım sorun çıkmaz bende… Geçmiş olsun
İlknokta’nın ücretsiz iade için Aras kargo ile anlaşması var. Şimdi içinde bulunduğumuz olağanüstü durumda başka bı kargo şirketiyle acil ücretsiz iade anlaşması yapmasını nasıl bekliyorsunuz? Diğer kargo şirketlerini
kullanarak parasını kendiniz ödeyip gönderdiğiniz de pekala size değişim yapacaklardır. Sizin şu tavrınız da biraz saygısız, anlayışsız, düşüncesiz değil mi?
Firma ‘ nın avukatı mısınız, adamlar kendinlerini sizin kadar savunmadılar.
Kargo gönderiminde HATA yapan ben değil kendileri, olağanüstü durumda ortada, bu tarz mağduriyetlerde yardımcı olması gerekiyor, hatalıda kendileri iken iki kere yardımcı olmalılar. Ki ücreti de paylaşabiliriz dedim.
İyi söylediniz diğer firmaları ben düşünememiştim, artık 30-40 lira verip göndereceğim.
Yada evde kal uyarılarına kulak tıkayıp, toplu taşıma ile kargo gezerim.
Saygısız düşüncesiz olan sizin tavrınız, mesajı polemik olsun diye yazmışsa değilim, katacağımız bir şey yoksa tartışma ortamı yaratmayın lütfen.
Yanlış anlamayın ama kişisel hayatınızda dolup dolup neden foruma agresiflik saçıyorsunuz? Her mesajınızda aynı şey, rahatsız edici olduğunun farkında değil misiniz?
Kuyruk acınız mı var, kime dolacağım, neden dolayım, neden foruma boşalayım?
Her mesajdan bir örnek alabilir miyim?
Rahatsız oluyorsanız bloklayın kardeşim , siz rahatsız olacaksınız diye düşünecek değilim.
Ben kitaplarda da iadelik bir sıkıntı görememiştim. Satıcı olmak da zor.
(yazarı tarafından geri alınan gönderi, bildirilmediği takdirde 24 saat içinde otomatik olarak silinecek.)