Tartışma Köşesi

Ama ortada hiç kurbağaya dönen yok. @Ufuk üvey evlat mı :smiley:

3 Beğeni

Nikah dairesindeki insanlara da başka bir şey sokan yok muymuş? Bu memurları anlamıyorum ya her ota karışıyor bu gerizekalı asalak sürüsü.

1 Beğeni

@Ufuk kurbağaya konu dağıtmaktan dönmedi - şu an sen ve ben de dağıtıyoruz :slight_smile: - denetmenin trollenmesine ön ayak oldu.

3 Beğeni

Okullar açılıyor, bizi 1 haftalık oryantasyon süreci bekliyor. O zaman 1 hafta sonra görüşmek üzere :slight_smile: :slight_smile:

2 Beğeni

Sanki oryantasyonu siz alacakmışsınız gibi olmuş. :sweat_smile: Gerçi ödevleri de veliler yapıyor genelde… Görsel Sanatlar dersi bir işkencedir. Kardeşim zamanından bilirim. 11 senelik yaş farkı olmasının ve abla olmanın negatif etkileri. :expressionless: Kendim okurken böyle illetlik dersler yoktu. Öğretmen kardeşimden yağlı boya padişah tablosu istemişti bir defasında. Allahtan resim yapıyoruz…

1 Beğeni

Bir nevi öyle :smiley:
Bizim için de yepyeni bir dönem başlıyor.

2 Beğeni

@erdo’ya katılıyorum. @alper’e katılmıyorum.

Kurbağa, kurbağa, kurbağa :mage: :joy:

6 Beğeni

@Ufuk 'un üvey evlat olduğuna karar verdim. :thinking: Çok daha tatmin edici bir düşünce. :smirk:

3 Beğeni

Evlenince erkeğin soyadını almak zorunda olmanın hoş olmadığını düşünüyor ve çift soyad kullanmak isteyen kadınlara saygı duyuyorum, fakat bana aslında bir şey değişmiyor gibi geliyor. Evlenmeden önce kullandığımız da babalarımızın soyadı, yani o da ataerkil yapının bir sonucu. “Babadan alınıp kocaya verilmek” gibi bir durum ortaya çıkıyor ve hangi soyadı alıyor olmamızın bir önemi kalmıyor. İkisi de yeterince eril geliyor bana.

Babalar değerli, o ayrı :slight_smile:

4 Beğeni

Kuzenim geçen sene dava açarak annesinin yani teyzemin soyadını aldı, şimdi de evlendi kocasının soyadıyla birlikte kullanıyor. Arada dalgaya alıyorum şimdi sen benim teyzem mi oldun diye, teyzem de benim kardeşim oldu diyor hehe. Yordun be ataerkil sistem.

5 Beğeni

Kuşlar Kurultayı olsa.
Hem daha ciddi, önemli bir şeyler olacakmış gibi hissettiriyor hem de başharfleri aynı olunca daha bir hoş oluyor.

2 Beğeni

Arkadaşlar kitabı okumadınız, konusunu da bilmiyorsunuz, bağlama dair ise hiçbir fikriniz yok. Acaba “conference” kelimesi hakkında bağlamı bilmeden nasıl yorumda bulunabiliyorsunuz? :slight_smile: Öneriniz için teşekkür ederim ama lütfen işimi ben yapayım:) Kitabın çevirisini tamamladığımda bağlama en uygun kelimeyi seçeceğimden emin olabilirsiniz.

Ben de örneğin bir hukukçunun karşısına geçip, “O dilekçeyi öyle değil böyle yazın,” ya da bir doktorun karşısına geçip, “O röntgene değil, bu röntgene bakın,” demeyeyim.

Sevgiler. <3

18 Beğeni

Elbette haklısınız Aslı Hanım.
Biz öylesine yazıyoruz. İşinize nasıl karışalım, editör değiliz bir şey değiliz. Lütfen yanlış anlamayın.

İsterseniz Kuşlar Pilav Günü olsun, ne diyebiliriz ki…

10 Beğeni

Çok tatlı ve anlayışlısınız. Bunun için teşekkür ederim.

Son zamanlarda forumda çevirmenlerin işini çevirmenlerden bin kat daha iyi bilip, işin erbabından bin kat daha üst bir tondan konuşan, hatta çevirmenin hangi kelimeyi kullanıp hangi kelimeyi kullanamayacağı hakkında kesin yargıları olan çok fazla insana denk geldim. Öyle ki 6 dil konuşan 18 yıllık bir çevirmen olmama rağmen gördüm ki bazı kimseler sadece İngilizce bildikleri için benden daha çok “çevirmen”. Hatta bir dönem bu gibi kimselerden ötürü forumdan da uzak kaldım. Haliyle bu konuda bir hassasiyet geliştirmiş olabilirim. Doğrudan size çıkışmış gibi anlaşıldıysam lütfen kusura bakmayın.

16 Beğeni

Bence kitabın adını “Kuşlar Kampı” koy. :rofl:

Kendi dilini bile yamuk yumuk bilen bir büyücünün önerisi. :buyucu: (Not: Ben değil!:roll_eyes:)

5 Beğeni

Kapağı için de bir fotoğraf çekilelim seninle. Ymbryne diye bizi koysunlar :slight_smile:

7 Beğeni

Pahalıya gelmez mi? :smiley: Öyle ucuza fotoğrafımızı verecek değiliz sonuçta.:rofl:

4 Beğeni

Zaten herkes kendi işine baksa, kimse kimsenin işine karışmasa her şey çok daha güzel olacak. Ya da o kadar İngilizce bildiğini iddia edip, çevirmenin işine karışan arkadaşlar kitapları İngilizce okusalar daha da çok iyi olacak. Kimse üzülmez, yorulmaz. Tatlı tatlı geçinir gideriz. :slightly_smiling_face:

5 Beğeni

Yalnız şöyle bir durum var. Sanırım bu dediğiniz yüzünden biz arkadaşlar arasında kitaba böyle diyeceğiz:) @Firtinakiran’la birlikte Carol Gömülmeden’e “Carol’ı Nagöm” diyoruz mesela. Henüz duyurmadığım bir başka kitaba da “Gönül Kapısı” diyoruz:) Bu da Kuşlar Pilav Günü olacak:)

9 Beğeni

Eleştiriye açık olmak önemli bir özelliktir. Bir avukatın yazdığı dilekçe sizi doğrudan ilgilendiriyorsa tabi ki öneride bulunabilirsiniz. Çevirdiğiniz kitap da biz okuyucuları ilgilendirdiğine göre tabi ki eleştiride bulunacağız. Bir avukatın sizi yanlış/eksik savunduğunu gördüğünüzde pek tabi ki eleştirirsiniz. Doktor yanlış röntgene bakıyorsa tabi ki gerekli uyarıyı yaparsınız. Avukat veya doktorla görüşürken, anlamadığınız hukuki-tıbbi terimler kullanıldığında ‘anlayabileceğim şekilde anlatır mısınız” dersiniz. Gayet doğal bu…
Şimdi ben anlamadım, okuduğumuz kitapların çevirileriyle ilgili eleştiri yapmayalım mı? Bunu mu bekliyorsunuz? O zaman niye bu forumlar var? Sadece aldığımız kitapları mı paylaşalım burada? Ben, çeviri konusuyla ilgili yapılan eleştirilere son zamanlarda yanlış tepki verildiğini düşünüyorum. Üstelik şu konuştuğumuz “Kuşlar bilmem neyi” konusu bir eleştiri değildi, sadece bir öneriydi. Dikkate almazsınız olur biter. Bu işi sizden daha iyi biliyoruz demedik. Demeyiz de zaten. Ama çevirmen, belki de en son 100 yıl önce kullanılmış tuhaf sözcükleri kullanırsa, kendi adıma eleştiririm. Bu, işin her şeyini ondan daha iyi bildiğimi iddia ettiğimi göstermez tabi ki. Ama benim de eleştiri hakkım var.
Saygılar…

23 Beğeni