Ne gerek vardı demek istiyorum sadece. Kitabın bu şekilde ticarileştirilmesini etik bulmuyorum.
Kitap zaten ticari bir ürün değil mi?
Bu şekilde ticarileştirilmesinden bahsettim. Elbette kitabı satmak için denenen her yol ticaridir.
Aslında bu da pazarlama oluyor ama demek istediğinizi anladım. Kitabın bir nesne, bir meta olarak ticari ürün olması, pazarlanması değil manevi anlamda taşıdığı değerin, maddi olmayan içinde yazanların böyle pazarlanması ile bayağılaştığını, değersizleştiğini söylüyorsunuz.
Güzel bir tartışma konusu aslında hatta kitap değil de içinde olan fikirler, anlatılarda vs maddi bir nesne, ticari bir ürün müdür? İşin içine telif girmese o zaman ticari bir ürün (kitabın kendisi değil) değil denilebilir mi?
Kesinlikle öyle. İlaveten şöyle bir ikilim de yaşıyorum: X yazarının Y kitabı telifi kalktığında fiyat ve daha çok okuyucuya ulaşma noktasında güzel bir noktaya geliyor. Ama bir yandan da sırf bu kitap veya kitapları basmak için yayınevi bile kurulabiliyor ya da var olan başka yayınevleri berbat diye nitelendirilebilecek çevirilerle kitabın ruhuna darbe vuruyor. Olaylara hem etik hem de soyut yaklaşarak kitapların ruhunun dinlenilmesi gerektiğini düşünüyorum ama bir yandan da özellikle bizim gibi okuma alışkanlığı ya da okuduğunu anlama noktasında sorunlu insanların yaşadığı ülkelerde kitabın herkese ulaşılabilir noktada olmasını istiyorum.
Yazdıklarınızı anlamakta güçlük çektim. Noktaya virgüle dikkat ederek yeniden yazarsanız biz de kitaba dair bir bilgi edinebiliriz.
Arkadaş yazımlarda hata yapmış uyarmakta haklısınız bir sözüm yok ama üslup yanlış. Bir altta arkadaş yazı yazmış ama onda da yazımlar yanlış hep. Şimdi ne yapacağız? Düzgünce uyarmalı mıyız yoksa kendisinin yaptığı gibi dalga mı geçmeliyiz?
Sevgili melih, sizce sizin de mesajınızda bahsettiğiniz üslubun fütursuzca kullanılması mı?
Yoksa provake edici cümlelerle yazılan bir mesajın yazar tarafından içeriğinin tekrar değiştirilmesi ve evvelce yeterince çirkinleşmiş dilin (güya) naif saygılı bir posta bürünerek sarfedilmiş çirkin itham dolu cümlelerin gizlenip düzenlenerek tekrar (güya) saygılı bir üslupla yayınlanması mı daha vahim?
Nacizane merak ettim.
O an kitap ile ilgili aklıma gelen önemli noktaları düşünce dilim ile ifade ettim. Nokta virgül olayı değil sesli yazma olayı bu ve Nietzsche’nin felsefesinin kendine has kelimeleri bu. :)) Anlamadığınız kısımları sorup, kitabı edinip okuyabilirsiniz. Nietzsche anlaşılabilecek biri değil haklısınız.
Derken ?
Burada bana bir itham da mı bulundunuz ?
Evet şimdi anladım bayağı terbiyesizce bir ithamda bulunmuşsunuz insanların okuma stilini bilmeden yöneldiği alanı bilmeden sadece İstanbul Türkçesi ile yazmadığı için böyle bir söz ile kendinizi ortaya atmanız kişi kendinden bilir işi durumunu hatırlattı bana , anlamlandıramadığım çok uzun anlatımlarda alanım olmayan konularda hiç siz gibi birine saldırdığım olmadı ama kendi düşüncelerim harici bir başka düşüncelere sığınma acizliğimde olmadı . Önce bunu basitçe başka yere çeken beyninize sonra da kendinizce haklı olan boş boğazınıza teessüf eder size daha anlamlı ve iyi günler dilerim. Not klavyenin sesli konuşma bölümünden yazdım anlamazsanız direkt uğraşıp emek verip yazıya dökeceğim
En temel imla kurallarını (nokta, virgül, bağlaç olan “de, da”) bile gözetmeyip kitaplara dair anlaşılmaz yorumlar yazmanızın bu foruma zerre katkısı yok.
Siz “okuyanların bu yorumları anlamasına gerek yok ben kendi kendime, ancak benim anlayacağım şekilde not düşüyorum” diyorsanız o zaman söyleyecek bir şey kalmıyor.
Şimdi meselenin aslı anlaşıldı. Demek ki sizin yazdıklarınızı okumanın gereği yok, çünkü siz zaten foruma okunur bir yazı yazma zahmetine girmiyorsunuz.
Merhaba Burcu Hanım, işin aslı böyleyse ve inceleme sizin emeğinizse, yaptığım şakadan dolayı sizden özür diliyorum. Arkadaşın da belirttiği gibi, incelemeniz bir yerden çevrilip buraya özensizce kopyalanmış gibiydi.
Forumu ne amaçla kullandığım sizi ilgilendirmiyor bunda bir anlaşalım . Anlaşılan siz uslubunuzla terbiyesizce saldırmayı seçiyorsunuz. Kaldı ki nasıl yazacağımı size soracak değilim . Eliniz boş olup saatlerce buraya yazı girebilirsiniz ancak benim elim o kadar boş kalmıyor . Okuduğumu da buraya aktarıp siz gibi nasıl yazdın aaa kopya mi yaptın yoksa sesli mi yazdın burayı haketmiyorsunculara değil önce kendime sonra diğerlerine kendimce aktariyorum .
Okumayın efendim siz , bir gün manuel yazarsam ilk sizi etiketlerim .
Şimdilik felsefe okumalarımda elimden gelen budur .
Uzatacaksaniz daha fazla belirtin bende sizle bir olan bir üslup takinayim
Provakatör yapma amacıyla yazdığını düşünmüyorum. O niyetle yazmış olsa anlayış göstermezdi ve tartışma büyük olasılıkla uzardı ama benim yazımdan sonra kendisi de anlayışlı çıkarak yazısını düzeltti. Bunda yanlış bir şey göremedim.
Kayıprıhtım’ın Facebook, Twitter gibi sitelerden bazı farklı yönleri mevcut.
Türkçe kurallarına uymak zorundasınız.
Provakasyon her zaman bilinçli yapılan bir eylem değil, yapılan eylemin farkındalığı ile göreceli bir konu.
Zira ben yazının düzeltilmeden önceki haline değil, düzeltmenin içeriğe etki edecek şekilde mesajın üslubunun yapısal bütünlüğünü değiştirecek esasta düzenlemesini hoş bulmadım.
Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için yapılan düzeltmeler esas mesajın altına ilk cümlelere dokunmadan haricen edit düşerek yahut harici bir mesaj ile yapılması gerektiği kanaatindeyim.
Sizce burada yazanlar haklı mıdır? Haklıysa neden haklıdır? Değilse neden haklı değildir? Amacım kaos oluşturmak değil, sadece fikir alışverişi genelinde iyi bir şeydir.
https://photos.app.goo.gl/s9r4MjjrnM8cw8BR8
Tarih bilgisi olanların gözleri kan ağlıyor yazıyı okuyunca. Açıkçası ben konuşmaya bile tenezzül etmem maalesef böyle bi şey görünce. Belki tartışmaya katılanlar olur iyi forumlar.
Ümmetin birliğini sağlayan hilafet
Arkadaş araplarla savaştığımızı bilmiyor galiba
Ya bari alıntı yaptığını belirtseydi çünkü bu arkadaşın “alıntısı” yıllardır orada burada dolaşır. Özgün de değil arkadaş…