Telif Hakları Olmayan Kitapların Farklı Edisyonları Hakkında

Arkadaşlar benim merak ettiğim bir konu var. Ne zaman bir kitap alışverişi yapacak olsam hep dikktaimi çekiyor. Kendimce mantıklı bir cevabını da bulamıyorum.

Telif hakları bulunmayan kitapları isteyen itsediği şekilde tercümesini yapıp basabildiğimi biliyoruz. Örneğin Kafka’nın Dönüşüm’ünü ele alalım. Abartmak için söylemiyorum 100 farklı fiyatta, 100 farklı yayıncıdan çıkma, 100’den fazla edisyonu var. Çeşitliliğin önemli olduğunun farkındayım ama işin garip bi tarafı var…

Şimdi piyasada birçok tanınmış ve güvenilir yayınevi var. Örneğin İş Bankası Yayınları, Dönüşüm’ü 3.5 TL. Can Yayınları 4.5 TL gibi bir fiyattan satılıyor. Öte yandan adını bile duymadığımız, sadece çocuk kitapları, kpss kitapları, dini ilahi kitaplar basmış olan bir yayıncının, piyasada hali hazırda 100 tane farklı edisyonu olan Dönüşüm’ün, Google Translate’ten çevirisini yapıp, 101. edisyonunu basıp, yetmezmiş gibi birde bunun için 8-9 TL fiyat istemesindeki mantığı bi türlü kavrayamıyorum. Bir yayıncı neden böyle birşey yapar? Dışardan bakıldığında çok mantıksız.

Yani gerçekten bu tip yayınevleri, piyasada 100 tane olan kitabı rezil bi çeviri ile tekrar basıp, pazarlayıp birde bundan kar elde edebiliyorlar mı? Birileri “İş Bankasının, Can Yayınlarının vs. 3 TL’ye Dönüşüm’ü var ama ben Comolokko Yayınlarının Dönüşüm’ünü 9 TL ye alıyım.” diyor mu cidden?

5 Beğeni

Şahsen benim elimde tüm klasikler olduğu halde Koridor Yayıncılık’tan hepsini yenilemiştim çünkü kapak tasarımı çok sağlam ve görsel olarak kitaplıkta çok şık duruyor. Elimdeki kitapların kapakları çok yıpranmıştı ve sayfaları sararmıştı bazılarının ve ben de bu sebeple parasını dikkate almadan kapak-sayfa kalitesi için yeniledim.
Dönüşüm kitabını da yine Koridor Yayıncılık’tan 11 TL’ye aldım, kapak çok sağlam ve estetik olduğu için.

İş Bankası’nın arkasında banka olmasından ötürü fiyatları böyle güzel :slight_smile: Öte yandan Can’ın da aynı kitapları benzer fiyata satması noktası önemli.

Adı duyulmamış yayınevleri için açıklamam kağıt ve baskı maliyetlerinin onları sert vuruyor olmasına dair olacak. Tamamen kendi yorumum. Bence de benzer fiyata satmalılar. Ama çok satacağı garanti bir kitapta adlarını duyurma şansını da yakalıyorlar. Belki Can gibi bir dev peynir ekmek gibi satacağı için bu klasikleri bu fiyata sunabiliyor (İş Bankası’nı yine banka faktöründen hariç bırakıyorum tabii), ancak bu bilinmeyen yayınevinde böyle bir durum yok.

Ben buna bağlıyorum açıkçası. Şark kurnazlığı yapan yok mudur? Sonuna kadar vardır. Ben de klasiklerde büyük yayınevlerini tercih ediyorum. Hatta mümkünse YKY ya da İş Bankası’nı.

Ek olarak, YKY ve İş Bankası’nın klasiklerdeki uygun fiyatlarının pazarda belirleyici olduğunu da düşünüyorum. Onlar öyle yapmasa belki Can da o fiyata satmayacak.

5 Beğeni

koridor yayıncılık kötü değil ki.

Kötü demedim zaten. Aynı kitaba 9 lira veren var mı diye sorulunca, ben de hangi gerekçe ile verileceğini açıkladım. Kimse de adı sanı duyulmamış bir yayınevinden o fiyata almaz herhalde.

Kapağı daha iyiyse oradan oltaya düşenler illa oluyordur.

1 Beğeni

Merhabalar benim de tam bu konu üzerine fiyattan bağımsız bir sorum var. Daha önce Kafka okumamış biri olarak Kafka okumaya karar verdim. Sonra kaliteli olduğunu düşündüğüm bir iki yayınevinden kitapları babil.com’da incelerken birşey fark ettim neredeyse hepsinin sayfa sayısı farklı aslında temelde Can ve İş bankası arasında kalmıştım ancak diğerlerini incelediğimde de sonuç aynıydı.

Can - 102 sf
İşbank - 74 sf
İletişim - 102 sf
İthaki 83 sf
Ayrıntı - 128 sf
Koridor - 88 sf
Remzi - 78 sf
Epsilon - 79 sf

Kitapların boyutları da 13*20,5 ± 0,5 değişimler gösteriyor. O da 20 sayfalık fark yaratmaz diye düşünüyorum. Bu fark Kafka’nın diğer kitaplarında da geçerli. Bu kitaplardan birden fazlasına sahip olan biri beni aydınlatabilir mi?

1 Beğeni

punto, mizanpaj, önsöz- sonsöz ve biyografi farkı olabilir.

Yazı karakteri boyutu ve kenar boşlukları kitap sayfa sayısını yarı yarıya bile etkiler. Bir kitapçıda eline alıp bakman lazım. Ha birde 20 sayfa önsöz de yazmış olabilirler. Olmaz değil

1 Beğeni

Ben de öyle düşünüyorum ancak yine de tereddütte kaldım. Fırsat bulabilirsem bakacağım kitapçıda. ama yine açık çağrımı yapayım aynı kitabın farklı yayın evlerinden baskısına sahip olan biri varsa çok yardımcı olur. :slight_smile:

İyi yayın evlerinin baskılarını tercih et bende. Jack London 'ın Demiryolu Serserileri kitabını ucuz diye başka bir yayın evinden çıkanı almıştım, bayağı kötü çıktı çeviri.

Klasikler söz konusu olduğunda intihal meselesi de kaçınılmaz olarak gündeme geliyor. O yüzden kapaklardan ziyade yayınevlerine dikkat etmek ve hatta mümkünse çevirmen olarak adı yazan kişiyi internette bir araştırmak gerek.

Konuyla ilgili aklıma gelen yazılardan ilki Sabri Gürses’ten: İntihal: Nasıl Olağanlaştırılıyor | ÇEVİRİBİLİM

Bir de bunu koyayım: İntihal etme ne olur! | www.sabitfikir.com

edit: aylar sonra hortlattım başlığı, ama bir konunun altında önerilince tarihine bakmadım. :grinning:

4 Beğeni

Damla hanım, aslında intihal meselesinin yanında birde başka yazarlar tarafından yazılan devam kitapları falan da var. Bence bu da büyük bir sorun, hatta saygısızlık. Sherlock Holmes’e, Dracula’ya vb. yapılanları görünce üzülüyorum açıkçası.

Edit: Bir 6 ay sonrada başlığı ben hortlatmışım ama neyse. :grin:

2 Beğeni

Özellikle zweig gibi yazarların kitaplarında bunu çok yaşıyorum. Mesela eserin adı çöküş, is bankasi bir çöküşün öyküsü diye çevirmiş, alfa bir yüreğin çöküşü, mavi çatı (ki favorim) bir kalbin çöküşü diye çevirmiş kitap ismini. Oyleki buna benzer bazı kitaplarda ismi oyle degistirmisler ki iki öykü farklı sanıp diğer kitabı da alabilirsiniz.
Ceviri konusu biraz öznel bunu da su sebepten söylüyorum is bankasi nin çevirileri bana biraz fazla durgun geliyor. Hani resmi makale cevirisi yapılmış gibi bazı cevirileri ruhsuz geliyor bana. Tabi belki de onyargidan çünkü cogu kitabi farkli kisiler çeviriyor.
Mesela başarısız oldugunu düşündüğüm bir yayın evi martı yayın evi. Sherlock holmes e ilk başladığımda martı dan bu baya a101 de6 liraya satılan kitaplarından başlamıştım. Ucuz diye de tüm seriyi aldım. Ancak hem sayfa kalitesi hem cümlede edebi nitelik eksikti. Araştırdım falan baya en son Everestin 3 ciltlik serisini amazondan 150 liraya falan aldım. Sanırım kitapligimdaki en sevdigim 3 kitap bunlar. Çünkü ceviri edebi yanı dipnotlari ki kitap zaten ansiklopedi gibi her öykünün yayınlandığı dönemi öykünün öyküsünü falan iceriyor.
Dediginizde sonuna kadar haklısınız, fiyat konusunda sonuna kadar katılıyorum. Fiyat farkı sadece küçük yayınevlerinde yok bu arada. Misal ithaki de klasiklerin bazılarını basıyor ve nerdeyse is yayınlarının iki katı fiyatı.
Belki daha guzel ceviri ve edisyondur ama is bankası sayesinde çoğu klasige cok daha ucuza ulaşıyoruz.
Konuyla ilgili bir de isin Türk yazar versiyonu var. Sabahattin Ali nin neredeyse tüm yayinevlerinden kitapları basıldı,ciltli halleri olsun tek kitap halinde olsun hatta epsilonun bi viltli serisinde adamın tuttugu tutanaklar falan var. Yazar türk ve metin belli, buna ragmen hepsi basıyor.
Kisisel kanaatim “bu kitao klasik zaten her türlü gider elimizde kalmaz” mantığı yürütüyolar. Zaten yazara para gitmiyor tek ödedikleri para editöryel ve basım ücreti

Yine araya gireceğim. :slight_smile:

Bir Çöküşün Öyküsü ile Bir Yüreğin Çöküşü iyi ayrı öykü zaten. Bir Yüreğin Çöküşü, İş Kültür’ün Karmaşık Duygular adlı derlemesinin içinde yer alıyor.

2 Beğeni

O daha kötü degil mi :grinning:

Hangisi daha kötü?
Diyorum ki Alfa’nın Bir Yüreğin Çöküşü diye yayımladığı kitapla İş Bankası’ndan çıkan Bir Çöküşün Öyküsü aynı kitap değil. İki öykü farklı sanabilirsiniz, demişsiniz. Ben de iki öykü zaten farklı diyorum. Alfa’dan, Mavi Çatı’dan ayrı kitap olarak çıkan öykü, İş Kültür’de derlemenin içinde.
Bir Çöküşün Öyküsü, Madame de Prie ile ilgili. Almanca adı Geschicte eines Untergangs.
Bir Yüreğin (Kalbin vs.) Çöküşü, salomonsohn adlı yaşlı bir adamın hikâyesi: Untergang eines Herzens.

Ben bir yüreğin çöküşünü karmaşık duygular olarak bastıklarını düşündüğüm icin daha kötü demistim ancak derlemeymis. O zaman ben yanlış düşünmüşüm ancak bahsettiğim sey bu karmaşa zaten. Ben almanca bilmek ve eserin hangisinin hangi kitap evinde nasıl basıldığını takip.etmek zorunda kalmamaliyim. Karmaşık duygularda zıt ikizler varmış mesela :smiley: Ayni hikaye virata ve uc guvercin hikayesiyle beraber mavi çatıda efsaneler kitabının icerisinde yer aliyor, çoğu yayın evinde baska derlemelerin icerisinde. Kitabın orjinal adı belki kitapların icerisinde yazıyordur ama idefix,kitapyurdu gibi sitelerde orjinal isim yazmadığı icin ben aynı kitaplar olarak düşünüyorum.

Keske sanatçının orjinal eserini secip yayinevlerinde hangi ceviri ile yayınlandığını gösterecek bir sistemleri olsa alisveris sitelerinin, islerine geleceğini sanmam ama bize yarardi.

Bu konuda en mantıklısı yayınevi ya da bir dizi seçip onu takip etmek. Ben Zweig kitapları için iş bankası modern klasikleri alıyorum. ( İyi yayınevlerinden ciltli baskı gelince onu da alırım, alıyorum)

Can’ın bastığı ve iş bankasının henüz basmadığı bir kaç biyografi kitabı var Zweig’ın bu kitapları iş bankası basar diye Can’dan almıyorum ama hepsinden önce okur bence ne okudugunu bilmeli Mavi Çatı vb tercih etmeden önce ne çeviriyorlar, kim çeviriyor bunları araştırmalı. Sonuçta bu kitaplar çeviri, çevirmen ve editörlük süreçleri önemli. Kaldı ki Ömer Seyfettin telifi düştüğünde bile bir dünya eksik , hatalı metinlerin olduğu baskılar yapılmış. Genelde okur ne okuyacağına karar veriyor ama hangi yayınevi, hangi çevirmen konusunda bu kadar özenli olmuyor.

Zweig’ın sadece öykülerini okuyacaklar 3 kitap olarak bir kaç ay önce basılan toplu öyküleri tercih edebilir

4 Beğeni

Hayvan Çiftliği’ne bandrol almış 3D basım yayın. Telif düşme yılını mı karıştırdılar acaba?

1 Beğeni