Kitabı okuduğunu görünce ben de iştahlandım başladım hocam kitaba.
Bu sahnenin arkasında büyük bir dehşet var aslında millet. 3. bölümün hemen başında Azagothoth diye bir tanrıyla olan hatırasını görüyor rüyasında K. Uyandığında tam yukarıdaki paragrafı yaşayıp hatırası bu hale getirdiyse gerçeği nasıldı kim bilir diye aklından geçiriyor garibim K. Bu Azagothoth tam Lovecraft evreninden fırlamış gibi hem ismen hem cismen. Güzeldi bu kısım. Spoiler’a almadım.
Bu kitapta K.'ye biraz daha ılımlı yaklaşıyorum. Daha gerçekçi yaklaşmaya başladı olaylara.
Henka’yı yediklerini hayal etmesine çok güldüm. 
Brenwick’in hikaye anlatış tarzı da çok tanıdık ama çıkaramadım.
Kitapların e-kitaplarını bende temin ettim. Elimdeki kitaplar bitince başlayacağım.
Yoğunluktan istediğimden uzun sürüyor okumam, ama %56 itibariyle ilk kitaptan daha iyi olduğunu söyleyebilirim.
“What’s the difference between a god and a demon?” I asked.
“Scale.”
Çok mantıklı. 
*The ale and coffee came first, the former a deep gold and served in tin mugs with glass bottoms. *
Seeing my expression as I peered into the mug, Bren said, “So you can see when the man you’re drinking with goes for his knife.”
Taking a long drink, he winked at me through the bottom of his mug.
Yazarın benzetmeleri de güldürüyor bol bol, Türkçeye çevrilirse çevirmene şimdiden kolay gelsin. 
K’ ya gerçekten haksızlık etmişiz ama ilk kitapta da yapmadığı ya da düşünmediği pislik kalmamıştı. Kitabın güzel yanı bu bence hocam. K ile ilgili tam bir yargıya varamayacağız sanırım son kitabın son sayfasını okuyuncaya kadar.
K. yine pasif kaldı okuduğum yere kadar. Geçmişi aktif şimdiki hali pasif demek daha doğru olur gerçi. Tam kılıca iblis bağladı artık başlasın aksiyon dedim onu da kuzu kuzu teslim etti yakalanınca. İlk kitapta da pasif kalmıştı hep. Bu pasifliği ne zaman kıracak acaba?
Evrenimizde ejderha da varmış. Galiba 3. kitap da göreceğiz onu. Tanrımızı da gördük. Ya arkadaş bir insan hiç böyle mürit yapılır mı? Ama yazarın anlatımı ve betimlemeleri güçlü.
Doktor Moreu’nun kıskançlıktan çatlayacağı bir ada kurmuş yaşlı K. kendisine. Genç K.'yı şimdi kim kurtaracak derken Henka’nın süper planı devreye girdi. Tien’in geri gelmesi de güzel oldu. İlk kitapta da keyifle okuyordum onun kısımlarını. Şu takdimi nasıldı ama çadırın perdesini açarken?
“My most holy lord and emperor of all goat droppings, the greatest shit-stained soul to ever pollute the earth, bane of distracted wizards out for a pint with their sister, cancer in the bones of society, and all-around dung-heap of a human, I prithee enter and enjoy your stay among your dutiful slaves.”
Brenwick tam meyhanede hikaye anlatan dayılara benziyor. Biraz fazla sallamayla Kuruppe derdim. Şu ikinci gittiği yerdeki halkın yaşam tarzı da iyiymiş.
They exported piracy, rape, pillage, and theft, and imported the spoils of their constant raiding.
Son olarak hikayenin tek bir K’nın parçaları ele geçirmesi yerine birden fazla K’nın güç mücadelesine dönmesi güzel oldu. Bir de Henka hangisini seçeceğine nasıl karar verdi onu öğrenebilirsek tamamdır. Tanrımız da bir ara görünür ama görünmese daha iyi akıl sağlığımız için .
Bir de bu Nhil ne ayak? Onun yanına gidebilen tek K bizimki mi? Başka K’lar da gitti mi, gittiyse Nhil neden söylemedi.
@Epichan gel hocam bizim buralarda su çok güzel. We dream in blood.
Bitirip cevap yazıyım dedim biraz uzadı. Neler neler oldu o arada ama. Yarına biter kesin, güncellerim bu mesajı.
Farklı tipte ejderhalar olduğunu da öğrendik. Gerçek kötümüz sanırım ortaya çıktı, ama Henka ile ilgili içimde bir his var, göründüğünden çok daha fazlası çıkacak bence, en az bir minor god çıkmasını bekliyorum. Henka tanrımız çıkar mı diye bekledim ama olmadı.
Nhil’in düğümü üçüncü kitaba kaldı ama başka K.'lar sanırım gidemiyor, denk gelme durumu falan riskli olurdu Nhil için.
Bren (kitabı bitirmeden açma) gerçekten öldü mü yoksa Tien bir şekilde onu kurtarmayı başardı mı meraktayım. Ayrıca Shalayn’a yazık oldu, ama o da çok kinlenmiş. 3. kitapta Kantlament’i bulup tanrımızı kesmeye çalışçaz ama başarabilir miyiz emin değilim.
Ayrıca şu kırmızı zırh da güzele benziyor, Nhil bile saygıyla bahsedince hmmm dedim.
K’nın aklını yavaş yavaş kaybedişini çok güzel anlatıyor yazar, ayrıca onu Demon Emperor olmaya, bu kadar insanın canını ve ruhunu harcamaya iten kendisi mi, tanrısı mı yoksa demonology’nin yan etkisi olarak eriyip giden akıl sağlığı mı öğrenmek istiyorum. Pasifliği de bitti sanırım.
Henka’nın bizi neden bu kadar çok sevdiğini öğrenince üzüldüm, ama pek şaşırmadım. K’nın yalnız kalmaktan bu kadar korkması şaşırtmıyor artık. Az şerefsiz değil hâlâ.
Son kitabı çok bekletmem, etkinlik olmasa hemen bile başlayabilirdim sanırım. Beklemediğim şekilde çok beğendim, çok yükseldim.
Bence de oldukça beğeneceksin hocam.
kitapta olaylar olaylar hocam. 20. bölümden sonra neler neler oluyor anlatamam.
İlk kitabın sonunda K. umarım ilk bu parçayı bulursun diyordu ve K. bu parçalanma işini kendisi yaptı herhalde diye yorumlamıştık ve gerçektende K., Henka ile birlikte yapmış bu işi. Bazı parçaları saklamışlar ama nedenini daha öğrenemedik.
Brenwick tam bir adam çıktı. Her ne kadar K. gibi bir şerefsizi takip etse de yine de satmadı K.'yı. Ayrıca hikayede hızlandıran rolünü üstleniyor ve hikayeyi daha canlı, okuması daha keyifli bir hale getiriyor.
Henka bacım minor veya major bir tanrı çıkmasa bile bu saatten sonra tanrıdan üstün benim gözümde. İlk kitaptan beri tüm olayların içinde. Nhil’in hakkında yaptığı tasvir çok isabetli. Henka bir şeyi yapmak isterse yapar, seni bulmak isterse bulur sen kafanı yorma demişti ve dediği gibi efsane bir şekilde geri geldi. Henka olmasaydı K. olmazdı diyebiliriz.
Shalayn’ın olayı orada bitmedi hocam. Shalayn daha farklı bir misyon üstlendi bakalım nasıl sonuçlanacağını yakında göreceğiz.
Ölüler yakılınca yok olmuyorsalar eğer Tien için hala bir şans var. Henka orada da yapar bir şeyler eminim.
Nhil tam bir demokrat ve gerçekten de bilge bir iblis. Yüzen dağlara başka bir K. geldi (bizim K.'nın geldiği şekilde garibim) ve açıkçası böyle bir K. beklemiyordum haha. Nhil’in tavırları tam haiiiin diye ilan ettirecekken bilgeeeee diye çıktı ağzımdan.
Bu arada K. parçalara ayrılmış olsa da gerek Nhil gerek kırmızı zırh gerekse bağlanmış diğer iblisler tüm K.'lara itaat etmek zorundaydı ve yazar bunu güzel kullandı hep. Kırmızı zırhın ejderhanın ayaklarının altında kalıp diğer K. tarafından kolayca açılması çok zekiceydi ama orada Henka’yı unutmamak lazım. K.'yı çok rahat buldu Nhil’in bahsettiği gibi.
Ve sonunda ejderhamız göründü. Nhil’e uyup kırmızı zırhı giymekten vazgeçse K. naneyi yiyecekti yalnız orada koptum. Gerçi şöyle bir konuşma geçti sonrasında Henka ile orada daha da koptum. Şöyle bırakayım.
“I thought that was in PalTaq. You shouldn’t have worn it.”
“It’s the only reason I’m still alive.”
“I’m the only reason you’re still alive. I wouldn’t have let him hurt you. That armour is parasitic. It infects you, changes you. It was after binding it that you really changed.”
“At least you and Nhil agree on one thing. That was before Kantlament?”
She nodded. “Tell me that damned sword isn’t in the Black Citadel.”
“It’s somewhere in the palace at PalTaq,” I said.
“Good. Promise you’ll remove the armour. Promise you’ll never wear it again, and I’ll let you up.”
“If I don’t promise?”
“I’ll have Kaszius here burn your exposed head to ash, cut out the stone of your heart and try again.”
Havada dediği yerde hava elementallerini kontrol edebilen K. geldi sandım ama kapaktaki ejderhanın olduğu epic bir sahne varken ne işi var hava elementalinin orada 
. Bakalım buradan sonra K. Kantlement’i alacak Pal Taq’a gidip. Bu arada düşmanımız She Dreams in Blood değil sadece. Başka tanrılar da varmış pusuda bekleyen. K. dünyayı onlara karşı korurken kendisi kırılmış bu yolda. (Demon Emperor olması da her bağladığı iblis, tanrı yüzünden sanırım hocam. Her çağırmada zihni kırılıyor. Gerçekten yazar K.'nın obsidyen yoldaki gidişatını güzel anlattı.) Tam dağı başka bir gerçekliği fethetmek için yürütürken bir anda geri adım atıyor. Bir de tam elinde Kantlement ile karşısında büyücüler vb. varken gerçekliği yırtıp atacakken orada geri adım atıyordu. Bu ikisini birleştirirsek K. 5 gerçeklikten çektiği iblislerden oluşan orduyu büyücülere karşı sürüyordu ve tam End to Sorrow yapacakken Pal Taq’taki mahzenlere geri dönüp Henka ile konuşuyor. Sonra parçalanma geliyor galiba. Son kısımda fena bir twist yiyeceğiz bence.
Peki şimdi ben bu spoilerı açmamayı nasıl başaracağım arkadaşım?
Cennetin Çeşmeleri elimde öyle süründü ki anlamıyorum, elime alıp biraz okuyorum sonra bırakıyorum. %70teyim 250 sayfa kitapta daha. İnat ettim yarım da bırakmıcam ama aklım da Kantlament’te valla. Bir kaç güne inşallah başlarım ben de.
@M3rett0 Hocam seni yeterince gaza getiremedik mi? Başlamadın mı 2.ye?
Ben seriyi bitirelim 10 ay oldu. Sizi bekliyorum bitirin diye.
Tamam ben spoiler kısmını sileyim 30. bölüme gelince tekrar kopyala yapıştır yaparım . Cennetin Çeşmeleri de iyiydi ya şimdi baltalamayayım seni. Ama onu çabuk bitirip buna başlamazsan çok şey kaçırırsın hocam. Cennetin Çeşmeleri’ni hemen bitirip An End to Sorrow yapmak mümkün hocam. (Kelime oyunu umarım olmuştur.)
Beni de gaza getiriyorsunuz.
Ama önce Malazan 3-4’ü halletmem lazım.
Saygılar. Yeni yıla girmeden inşallah bitiş çizgisini göreceğim ben de.
@Lorien_archers Dursun da daha azimli okuyayım Clarke abiyi.
@isos81 Malazanların önüne alana kadar yeterince gaza getirmiş sayılmayız.
Ya orada da dördüncü kitap etkinliğini bekleyenler var. Yoksa alırdım valla, sizi mi kırıcam.
Uğraşıyorum biraz sadece.
Cennetin Çeşmeleri bitti, gelsin Kantlament, uçurulsun kancık kelleler korkak kafalardan!!!
@Lorien_archers Kelime oyunu ziyadesiyle olmuş, rahatladım bitince resmen.
Yazmaya fırsat bulamadım bir türlü, 42. bölüme geldim.
Kediler candır ve yazarımız da hemfikir.
Anyone incapable of appreciating such fine creatures could burn.
Khraen bu kitapta biraz daha durgun, kendini daha iyi analiz ediyor ve kendine karşı daha dürüst. İblis çağırmak gerçekten de zihnini paramparça ediyor, o döngüye nasıl girdiğini de dinledik. Naghron’u absorblayacak mı merak ediyorum. '. kitaba göre bir tık daha zayıf buldum bu kitasbı ama hâlâ güzel.
Tekrar Demon Emperor olmasın diye değil mi ki?
Henka’nın geri dönüşünü bekliyordum ama böyle değil. Minor god çıkar tahminim tutmayacak ama, kesin gibi.
Vay piç kurusu dedim ben Nhil’e.
Kendi dünyasında ihanete uğrayınca diğer 5 gerçekliğin ordularını toplayıp dünyasını yeniden ele geçirmek için harekete geçiyor aslında hocam. Nedeni de Henka’ya olan sevgisi.
Bring the mountain and these gathered armies through the rotting veil and retake my world. Crush the conniving Guild, deny them the last freedom I so foolishly allowed. Soul and sinew, bind them to my purpose as I should have done long ago.
One step forward. Bring death unimaginable.
I would reduce their rebellion to ash and bone, leave only one in ten, the few pure souls worthy of saving.
But she was gone.
Not my god, my love. My only love. The centre of my soul, the whole of my world.
She abandoned me.
Her betrayal stung more than any other.
My god gave me purpose, but my love gave me something more.
“A man is nothing without ambition,” I told the mountain, and it roared its helpless rage. “But he is even less without love.”
Adamın hayal gücü güldürmeye devam ediyor.
Life is funny, you know. Funny like when you’re in a really good mood and wearing your best shirt and the sun is shining and a pretty girl gives you the eyes and then some passing seagull takes a massive wet shit on your head.
Ayrıca Bren için neler neler yazılır da, motivasyonunu kendisi çok güzel özetledi.
I liked the guy and so I was going to stay and die because leaving him would kill what little there was left of me I still liked.
Ben az önce bitirdim kitabı. Pazartesi bitirecektim ama tadilat işlerine giriştik okuma fırsatı bulamadım o zamandan beri. Güzel bir şeyler yazacağım ama şimdilik kitabı beğendiğimi yazıp bırakayım. Güzel bir üçleme olmuş bence ve devamı gelecek gibi bitirmiş yazar.
Can’t lament, a terrible joke. Senin kılıç da buradaymış hocam
2 gün önce bitirebildim ben de, koşturmaktan yazamadım. Ben de beğendim, 2. kitap kadar olmasa da güzeldi. Sonunu yeterince iyi bağlamış yazar, şaşırtmayı da başardı beni. Devamı gelsin zaten bi zahmet, daha adını bundan sonra anmak istemediğim kılıçla tanışamadık. 
Final sahnesi çok iyiydi ama ben serinin bitmesini 2 yıl beklediğim için “devamı gelecek” olayı üzmüştü.
Bitmeden böyle güzel seilere başlamamak üzerine not alıyım kendime. 3. kitap olayları beklediğim kadar işlemeyince devam edebileceğini düşünmüştüm ama sanırım bir kitap eklemesi yeterli olur, üçleme çıkarmaya çalışmaz umarım.