Toplu taşımada kitap okumayı seviyorum. Okuduğum kitapların belki de %25’ini toplu taşımada okumuşumdur. Mide bulantısı gibi sorunlarım olmuyor, ama eğer otobüste okuyorsam ve otobüsün camından rüzgar yüzüme vurursa uykum geliyor. Bir de çok gürültülü yolcular olunca okuyamıyorum, normal gürültüde sıkıntı yaşamıyorum ama telefonla konuşma gibi birisinin belirgin sesini duyunca rahatsız olup kitabı çantama koyuyorum. O zaman da ya internette takılıyorum ya da podcast veya sesli kitap dinliyorum. Tüm bu dediklerim oturduğum zamanlar için geçerli. Ayakta gidince genelde okumuyorum, ama o anda okuduğum kitap inceyse ve sağlam bir yere tutunabilmişsem o zaman da okurum.
Polisiye roman okuyorum toplu taşımada. Başka türlere o ortamda odaklanamıyorum.
Evet, çünkü lanet beynim durum ne olursa olsun herhangi bir yolculukta boş boş camdan dışarı bakarken uyku moduna geçiyor… Aynı zamanda kitap eğer sürükleyici ise birkaç sefer birkaç durak kaçırdığım zamanlar olmuştur 
Bizim zamanımızdayken diye saçma dinozor muhabbetlerine girmiyim diyorum ama ben üniversitedeyken İETT Macaristan üretimi İkarus marka otobüsler kullanırdı.
Şimdilerde arkada köşede duran motor o zaman otobüsün altında ortadaydı, o yüzden yüksek olurdu otobüsler. Otobüslerde yalıtım namına hiçbir şey olmadığı için, muhtemelen içindeki motorlarda 2. Dünya Savaşı teknolojisi olduğu için içerde inanılmaz bir gürültü olurdu. Yanınızdaki kişiyle bağırarak bile anlaşamazdınız. Ayrıca böbrek taşı döktüren sallantı ve titreşim de cabası ![]()
O zamanlar Clive Cussler hayranıydım, çok fazla kitabını okurdum. O otobüslerde de birçok kitabını okumuştum. Şimdi düşünüyorum, gençlik güzel bir şey.
Bahsettiğim otobüsler bunlar
Yolculuğun süresine ve aracın içerisindeki duruma göre değişiyor kitap okuma isteğim. Eğer sohbet eden insanlar yanıma oturursa maalesef odaklanamıyorum ve kitap okuyamıyorum ama biraz uzağımda olurlarsa genellikle sıkıntı olmuyor.
Toplu taşımada telefon veya e-kitap okuyucu harici kitap okumanın verimli olmadığını tecrübe ettim. Ama telefondan çok kitap okumuşluğum var. Telefonla okumanın oturmakla ve ayakta durmakla çok da değişmediği için fark etmiyor okuma durumu.
Bizim ikarusta buydu abi, artık kaldırdılar galiba. Ege Üniversitesi içi ücretsiz ring yapardı
.

Aynen böyle giderdi egzoz gazına kurban
Her daim balık istifi, tıklım tıklım. Ortadan kırılmışlığı falan vardır yolda. Google a 525 yazınca hala efso hikayeler çıkıyor 

İstanbulu baştan başa geçen 500T hatları vardı. Hala var mı bilmiyorum. Onlardaki otobüslerde rezildi. Ancak onların yolcu profili böyle ne tanımlasam ayıp olacak. Sürekli böyle saçma tipler olurdu.
Benim favorim çift katlı otobüslerdi. Üst kata çıkıp hele en ön yerde boşsa benden mutlusu yoktu 
Çok değişikti onlar, taksime falan gittiğimi hatırlarım onlarla. Ama alt kat aynı oranda basıktı 
Üst kat çok yoğun olmazdı Ankara’da, herkes alt katta takılıyordu. Alt kat basık ve zevkli değil. Üst katta otobüs dönerken falan ne eğlenirdim 
500T var hala çift katlı ama eski değiller model olarak.
Ben metro kullandığım için pek sallantı olmuyor (akıyor gidiyor
) ve çok büyük ihtimalle oturacak yer oluyor. Telefona da internet çekmediği için giremiyorsun, o yüzden ya gözlerimi kapatıp hayal kuracağım ya da amcalarla bakışma oyunu oynayacağım. Bunların yerine minikitaplardan aldım. Montun iç cebinde saklıyorum, yeri geldi mi okuyorum. Zaman da akıp gidiyor.
Yolcular bi kitap okuduğumuzu görseler “şov yapıyor” derler. Böyle gibileri duydukça soğuyorum ve okuyasım gelmiyor.
Toplu taşımada okuma alışkanlığı rahat kazanabilmek için sürükleyici olan kitaplarımı okurdum. Gerçi telefondan çizgi roman ve e-kitap okumak daha rahat ne de olsa “şov yapıyor” demiyorlar.
Milletin ne dediğine bakmamalı aslında, telefonla görüşen birini veya kulaklığı takıp dizi izleyen birini nasıl şov yapıyor olarak görmüyorsak kitap okuyan bireyleri de şov yapıyor diye ayırt etmemek gerekiyor. Dizi izleyen birine göre onun normali öyle ise benim de normalim böyle kardeşim kim ne karışır 
Ayrıca değinmek istediğim bir nokta daha var, aslında toplumun tamamı için gerekli bir ihtiyaç olan "okumak"a o kadar uzaklaşmışız ki, sözüm meclisten dışarı başkalarını gördüğümüzde şov yapıyor sanıyoruz…
Bunu eskiden Bluetooth kulaklıklar yeni çıktığı dönemlerde Bluetooth kulaklığım var hava atıyorum havasına bürünmüş gençleri gördükçe kendim de söylüyordum
. Eh artık kendim de bluetooth kulaklık kullanıyorum
.
Olaylar çok karıştı toparlayamadım 
Uzun lafın kısası millet şov yaptığımı düşünüyor diye kulaklık taksanız da takmasanız da, kitap okusanız da okumasanız da millet bunları söyler. Karşısındaki insanın oturuşuna bile tav olan bir millet olduk çıktık… Odaklanabiliyorsanız okuyun kardeşlerim