İnsanın İnanılmaz Yolculuğu
Homo sapiens adı verilen türümüz dünyaya nasıl ve ne zaman yayıldı?
Neredeyse 200 yüzyıldır tartışılanı bu soru artık cevaplanmış durumda.
Atalarımız Afrika’dan yola çıktığında gezegende zaten iki insan türü daha vardı: Avrupa’da Neandertal ve Asya’da Homo erectus. Her ikisi de yaygın kanının aksine zekiydi, alet ve silah yapımında ustaydı ve uzun süredir çevreleriyle uyum içinde yaşıyorlardı. Peki neden sadece Homo sapiens hayatta kaldı? Kısmen dedektif hikayesi, kısmen seyahatname olan bu kitapta Alice Roberts, atalarımızın bu zorluklara karşı fiziksel olarak nasıl evrimleştiğini inceliyor; rengimizin, şeklimizin, büyüklüğümüzün, beslenmemizin, hastalıklara karşı direncimizin, hatta atletik yeteneğimizin nasıl geliştiğini keşfediyor.“Özünde bu kitap genlerin, kemiklerin ve taşların hikayesidir. Gezegendeki ilerlememizin insani yönünü vurgulayan Roberts, karmaşık ama büyüleyici olan bu olağanüstü hikayeyi başarıyla aktarıyor.”
–The Guardian“Kim olduğumuza ve nereden geldiğimize dair tatmin edici bir portre oluşturan İnsanlığın İnanılmaz Yolculuğu hem bilimsel hem de kolayca sindirilebilir olmayı vaat ediyor.”
–Independent“Dr. Roberts parıltılı, açık sözlü ve tutkulu bir yıldız.”
– Daily Telegraph
Sümerler
Yaklaşık olarak MÖ 4000’den 2000’e kadar arasında tarih sahnesinde yer alan Sümerlerin 35’e yakın şehir ve kasabası vardı.
19 . yüzyıldan itibaren arkeologlar tarafından çıkarılmış binlerce kil tablet, çiviyazısının çözülmesiyle birlikte, Batı Asya tarihinin ilk dönemlerine ilişkin bilgilerimizin hemen hemen tümünü bize sunmuş oldu.
Sümerler, ilk yazılı hukuk kurallarını kayda geçirmelerinden, dönemin teknolojik buluşlarına imza atmalarına kadar hemen hemen her alanda alışılmadık yenilikler gerçekleştirdiler. Sulama sistemleri oluşturup bataklıkları kuruttular. Düzenli tarımla birlikte saban kullandılar, sayı sistemleri geliştirip matematik ve geometrinin temellerini attılar.
Alfa Gödel, Escher, Bach için aylar önce bandrol almıştı ama hala satışa çıkmadı. Akibetini bilen var mı?
Forumda pek okuyanı olduğunu zannetmiyorum ama yine de paylaşayım. Geçen yıl Kırmızı Kedi tüm eserleri basacak deniliyordu, bu paylaşımla artık doğrulanmış oldu.
Alper abi bu yıl sırf Türkçe yazarlar okuyorum. Fırsat bulursam bir şans veriyim. İyi oldu paylaştığın… Sen oneriyorsan severim heralde.
Özellikle resmi tarihin karşısında konum aldığı Türkiye Üzerine Tezler ve Aydın Üzerine Tezler okunabilir.
2000’li yılların başlarında (İthaki’den ve sonra bir yayınevi daha basmıştı)çıkan İsyan, Tekeliyet vd. benim pek beğendiğim kitapları olmamıştı. Sabetayist takıntısı o dönem zirve yapmıştı ve aynı takıntı Soner Yalçın’a bulaşmıştı.
Ben biraz hocayı iki döneme ayırıyorum 90’lardan önce yazdıkları 90’lardan sonra yazdıkları. Eski söyledikleri yazdıkları çok daha zihin açıcıydı. Ama elbette tüm yazdıklarının yeniden derli toplu basılıyor olması önemli.
Ben de Yeniden Baskısı Yapılacaklar başlığında paylaşmıştım.
Dediklerinize katılıyorum. 2000 sonrası dönemde solun gündemini Sabetayizmle gereksiz yere meşgul etti ancak öncesinde yazdıkları çok kıymetli. Hoca bir de anılarını yazsa çok daha güzel olur ama
Patrick’i görünce bir heyecanlandım ama heyecanım 1 saniye sürdü…
Bence yazar benim okumamı bekliyor Sen biraz daha üzülmene bak
Gördüğüm en rahatsız edici kapaklar.
Daha mutlu görseller olsaydı keşke.
Bahadır Baruter’in artwork’ları olsa gerek…
Gerçekten hiç beğenmedim, şahsen almayacağım yeni bir eser olsada. Seride o kadar güzel kapaklar varken bunlar pek göze hitap etmiyor.
Kitabın konusuna baktım da kapak tasarımı konuyu güzel yansıtmış aslında. İç sıkan, karamsar tarz da bir konusu var.
Kapak kitabı yansıtmıştır lafımız yok ama Mine Söğüt kapak tasarımının genel bir sorunu bu. Rahatsız edici doğru kelime sanırım. Fobik bir şeyler canlandırıyor insanın içinde.
Genel olarak Mine Söğüt’ün dili böyle aslında ve çok beğeniyorum. Fakat YKY ile karşılaştırdığım zaman sönük kalıyor Can kapakları. Kitabın, kapak yazı stilini beğenmemem en büyük etmen benim için.
Daha doğru bir ihtimal, ben YKY’nin siyah kapak tasarımlarına takmış durumdayım