The Stepford Wives ın Nicole Kidman’lı filmi vardı, lisedeyken izlemiştim. O zamanki kafayla kitaptır uyarlamadır bilmiyorduk tabi, yeni bir bilgi olmuş oldu Film iyi değildi sanki
.
Hocam Malazan ne oldu
Söyle de haftaya da MoI’yi salsınlar.
Çevirisi bitmiş editörün tezgahında ise çağrı yapalım.
Bu ay çıkacak dediler Insta’dan. Haftaya son şansları. Haftaya gelmezse 1 ay daha sarkacak (zaten 1 ay sarkmış duruma).
O zaman enerji göndermeye başlıyorum.
İthakide şu saat itibariyle kulaklar çınlamaya başlamıştır.
The Stepford Wives daha önce Kumpas adıyla dilimize kazandırıldı. Biraz araştırırsanız, parodi yeniden çevriminden evvel çekilmiş '75 yapımı başarılı bir ilk uyarlaması bulunduğunu görürsünüz.
Tam senin yazdığın zamanlarda benim kulaklar çınladı. Hatta bu saatte beni kim anıyor diye bir düşündüm. Sanırım enerjiler yanlışlıkla İthaki yerine bana gelmiş
Google haritalar ile yönlendirmiştim enerjiyi ama GPS koordinatlarında sıkıntı olmuş demek ki…
Bakanlıklar - Dikmen - Keklik - Oran -Gölbaşı diye gitmeye çalışmış. Oysa şurdan Ayaş yoluna çıksa hedefe varacaktı.
Fiyatlar liste fiyatı.
Fleshmarket Geçidi
Kaçak bir göçmen Edinburgh’da ölü bulunur. Rebus davayla ilgilenir, ama başka sorunları vardır: Eski karakolunda yapılan yeni düzenlemeler onu emekliliğe zorlamaktadır. Fakat Rebus inat eder. Davada çalışırken mültecilerin gözaltında tutulduğu merkezi ziyaret etmesi ve Edinburgh’un kirli yeraltı dünyasıyla uğraşması gerekir.
Siobhan’ın da kendi sorunları vardır. Genç bir kız ortadan kaybolur ve Siobhan aileye yardım etmek zorunda kalır. Ayrıca Fleshmarket Geçidinin mahzeninde bulunan iki iskelet de farklı bir meseledir. Özenle hazırlanmış bir numara mıdır – ama kim, neden yapmış olabilir? Ve Knoxland’deki cinayetle nasıl bir bağlantısı olabilir?
“Bu Rankin’in 15. Rebus romanı ve bu kadar uzun bir serinin son kitaplarının hâlâ çok iyi olması olağandışı.” –Sunday Telegraph
“Fleshmarket Geçidi Rankin’in bir yazar olarak ne kadar olgunlaştığının bir işareti… Rankin’in eski ve yeni Edinburgh’daki hayata dair gözlemleri çok etkileyici.” –Scotsman
“Polisiye ustası Rankin geri döndü… Toplumsal sorunları ele alan güçlü bir kitap.” –Sunday Express
Şiirin Kısa Tarihi
Gılgamış Destanı’ndan Günümüze Şiirin En Güzel Sesleri
“Şiir nedir? Müziğin sesle ilişkisi neyse, şiirin dille ilişkisi odur. Şiir, özel kılınmış dildir. Özel kılındığı için hatırlanacak ve değerli görülecektir. Elbette ki her zaman bu şekilde işlemez. Yüzyıllar boyunca binlerce şiir unutulup gitmiştir. Ama bu kitap unutulmayanlar hakkındadır.”
John Carey, yaklaşık dört bin yıl önce yazılmış, hayatta kalan en eski şiirlerden bugün yazılanlara kadar dünyanın en bilindik şiirlerinin ardındaki hikâyeleri anlatıyor. Carey, eserleriyle dünyaya bakışımızı şekillendiren Dante, Chaucer, Shakespeare, Whitman ve Yeats gibi şairleri inceliyor. Ayrıca bir şiiri en başta “harika” yapan şeyin ne olduğunu sorgulamaya başlayan Derek Walcott, Marianne Moore ve Maya Angelou gibi daha yeni şairlere de yer veriyor.
Hem genç hem de yaşlı okuyucular için bu kısa tarih, dünyadaki şiirlerin zenginliğine ve onları daha da cazip kılan anlaşılması zor niteliğe ışık tutuyor.
Vay anam vaaaaayyyyyy Ian Rankin’in ulaştığı etiket fiyatına bakın.
Kasımda çıkacak büyük ihtimalle.
Ben de aynen böyle tepki verecektim ki benden önce yazmışsınız. Hakikatten vay anam vayyy bu ne fiyattır böyle.
Hissiyat mı bilgi mi? Bana “Ekimde planlıyoruz” demişlerdi.
Gerçi haftaya bandrol gelmezse otomatik Kasım’a atıyor. Bence mahsuru yok da takvim kaydı işte 1-2 ay.
Daha çok hissiyat diyeyim. Umarım bu ay içinde ön siparişe açarlar.
O gelmezse Katilbot 6 gelsin ya da Işıkgetiren 4 gelsin ya da Robot gelsin ya da Scalzi gelsin. Yoksa kazan kaldıracağız ağam yakındır.
Kral katili güncesi 3. Kitap gelsin. Yoksa ben kaynatacağım kazanı.