Genius filmini izlemiştim.
Mayıs 1968’de Paris adeta yangın yeriyken, genç bir kadının bir yoga pozisyonunda, çıplak ve parçalanmış cesedi bulunur. Polis Jean-Louis Mersch, cinayeti soruşturmaya başlar. Maktulün arkadaşları Hervé ile Nicole de ona yardımcı olurlar. Bir başka kadın arkadaşları daha cinayete kurban gittiğinde, ölümün kendi çevrelerinde kol gezdiğini düşünmeye başlarlar.Mersch, Hervé ve Nicole bu cinayetlerin Hindistan’la bağlantılı olduğunu anladıklarında Kalküta’dan Varanasi’ye uzanan bir maceraya atılır ve korkunç gerçeği Ganj Nehri’nin kıyılarında keşfederler. Ama karma sonlanmamış, kötülüğün son halkasıyla yüzleşmek için gidilecek son bir durak kalmıştır…Jean-Christophe Grangé, cinayetlerin peşinde koşarken kendi kaderlerini de değiştiren üç çarpıcı karakter ve hiç düşmeyen bir tempoyla, bir kez daha kötülüğün sınırlarını araştırıyor…
Önokuma: https://www.dogankitap.com.tr/files/kitaplar/dosya/kizil-karma-onizlm.pdf
Konu da kapak da güzel.
Yeni kitap yeni masraf
Kapak güzel, konu güzel, fiyatı 330 gibi değil de 33 lira gibi görüyorum artık
Ben bu kez fiyat konusuna girmedim, biliyorum ki mutlaka biri çok ucuz deyip domates salatalık fiyatlarını örnek verecek
Bu kitabı 33 lira olarak göreceğimiz zamanlar doların 330 lira olacağı zamanlar olur.
En az Çaru Mazumderci Robertciler kadar 70’lerin en ilginç ve sekt gurupçuklarından biri de bu komüncüler diger adlarıyla Aktancılar.
Tarihsel gelşimlerinde çokca bayağılıklar var bu grubun. Örneğin galiba basın yayın kantininde ya da siyasal yurtlarında kaza ile bir arkadaşlarını vuruyorlar ve Komüncüler “arkadaşımızı vurdular” yaygarası ile zaten çok karışık olan ortalığı iyice karıştırıyorlar. Gün Zileli bu olayı anılarında detaylıca anlatıyor.
1970’ler Ankara… Bir grup öğrenci Basın Yayın Yüksek Okulu’nun stüdyolarının olduğu katı karargâha çevirmiş orada yaşıyor, birbirlerinden hiç ayrılmıyor, adeta birlikte nefes alıyorlardı. Basın Yayın Komünü diyorlardı onlara. Devrime inanıyorlardı, gelecek güzel günlere. Ve devrimi örgütlemek için paraya ihtiyaçları vardı, Deniz Gezmişlerin, Mahir Çayanların olduğu gibi. Komüncüler düşünüp taşınıp banka soymaya karar verdiler. Ve talih yüzlerine güldü. Bir arkadaşları Ziraat Bankası’nda çalışıyordu ve İzmir’den Denizli’ye paraları taşıyacak araçta olacaktı. 20’li yaşlarındaki bir grup genç, bütün memleketin soluğunu tutup izleyeceği bir soygun planladılar. Ziraat Bankası aracında banka görevlilerine silah doğrultup, “Türkiye halkının kurtuluşu adına arabadaki paralara el koyuyoruz” dediler. Artık 4 milyonları vardı ama onlar beş parasızlardı. Soygun parasının tek kuruşuna bile dokunmadılar. Kaçışları, yakalanışları ve sonrasında cezaevinden firar edişleri masum ve ölümüne cesur bir macera olarak tarihe yazıldı.
Gazeteci Sinan Onuş, gerçek bir soygun hikâyesini birinci elden tanıklıklarla, titiz bir araştırmayla sunuyor. Halk Adına Paralara El Koyuyoruz, “en uzun koşu”nun en güzel, en heyecanlı etaplarından birini anlatıyor. Elinizden bırakamayacaksınız.
Martı yayınlarının fantastik kitabı hakkında bir gelişme var mı? Tanrıların Açlığı gibi bir adı vardı.
İki kıymalı pide parası. Canınız kıymalı pide istediğinde yemezseniz bu kitabı bedavaya alabilirsiniz.
kitapyurdu 259 platin üye
onları yiyip bitireceksiniz…bu kalıcı hiç olmazsa
Eli kulağında, çıktı çıkacak.
Oruç tutarsak epey kitap alabiliriz.
Her gün mü? Bu artışlarla ancak böyle olur.
3 Aylar ne zaman başlıyor?
O zaman 12 Aylar’ı tutmak lazım
içindeyiz 3 ayların…