Hayır bir de Alican Bey’i tanısanız cümleleri kurduğu için @Lermontov sanırım arkadaşı ya da yakını. Salon’u eleştirip dalga geçenler mesela Alfa gönderisini de alıp aynı şekilde dalga geçebilirler mi merak ediyorum.
Yoksa banane Salon’dan banane İthaki’den hangisi iyi güzel kitaplar basarsa alır okuruz, zaten alıyoruz da.
Bence bu kadar kişiselleştirmeyin her eleştiriyi, forum da bir şey yazmaya korkar olacağız.
Teknoloji dünyasında bu dalgaların çok daha büyükleri oluyor. Samsung, Apple, Huawei vb arasında bunun on bin katı yapılıyor. Huawei 1-2 yıl önce Apple mağazası önünde yeni telefon için sıra bekleyenlere powerbank dağıttı. Kimse de kimseye bir şey demedi, güldüler, geçtiler. Samsung ve Apple birbirlerinin ürünlerini yermek için reklam veriyorlar vb. eleştirileri çok kişiselleştiriyorsunuz ve kusura bakmayın, alınmayın, sizinle ilgisi yok ama Salon yayınları kötü yayınevi, Alfa öyle güllük gülüstanlık bir yayınevi değil her seriyi hemen bitirmiyor örneğin Airborne 44 nerede kaç yıl oldu. İthaki malum zaten, Futbol taraftarı değiliz ki, yeri geldi mi haklı bir eleştirimiz varsa yazacağız.
Bizde tam olarak bunu yapıyoruz, taraf değiliz yapılanın yanlış olduğunu söyledik yalnızca. Bazı forumdaşlar ise dalga geçmenin etik olduğunu dile getiriyorlar.
Bu tartışma başladığından beri de taraf seçen olmadı. Herkes düşüncesini yazdı. Bizim tek yapacağımız ilgimizi çekiyorsa alıp okumak. Yanlış bir durum varsa da söylemek. Bundan daha doğal bir durum da olamaz zaten.
Uzatmak istemediğimden tekrar söylüyorum hiç bir yayınevine taraf olmadık tartışma başladığından beri kıyaslama yapıp taraf olan da görmedim ben.
Biz hoşlansakta hoşlanmasakta, bu beş para etmez sabun köpüğü edebiyatını okuyan büyük bir ergen topluluk var. Metrolar da gençlerin(20-25) ellerinde görüyorum; vampimli mampirli, vıcık vıcık cinsellik temalı Jan janlı ön kapaklı kitapları. Yapacak fazla bir şey yok. Kaliteli ve edebi yönden kaliteli eserleri okuyan az sayıda kalmış bir kalabalığız. Tabii ki yayın evleride çoğunluğa göre kapitalist para odaklı düşünüyor. Artık sık sık kaliteli yazar ve kitaplar beklemeyin. Arada bir çıkan kaliteli kitapları bekleyeceğiz artık. Gün geçtikçe bu kötüye gidecek. Ben sizin yerinizde olsam eski kitapları alıp saklardım. İlerde bulamayacaksınız.
Sadece size demiyorum, bu kelime forumda çok kullanılmaya başlandı. Hoşlanmadığımız davranışları yapan kişilere “güruh” demeyelim lütfen, bu kelime hakaret veya aşağılama belirtiyor. Güruh demek yerine “topluluk”, “grup” kullanmak daha mantıklı. Farkında olunmadan yapılsada forumda böyle bir aşağılama kelimesinin kullanılması hoş değil.
Buradaki tartışmalarda bile forumdan insanlara “güruh” diyenler oluyor, bunu doğru bulmuyorum.
Keşke en berbat yayın evi de dahil herkes bilim kurgu yayımlasa. Fantastik yayımlasa. Tekel olup olmamak önemli değil, kaç bin mesaj malazan tartışıldı, ne dendi? Bassa bassa İthaki, Alfa, Epsilon yada Pegasus basar. Olmasın ya hu. MonoKL da basar, İş bankası da basar, YKY de basar, Cem bile Salon bile Ötüken bile basabilir diyelim. Bunun neresi kötü?
Ergen edebiyatı basıyor salon evet, e İthaki de basıyor. Çok büyük olduğu için alt yayınevi Yabancı adı altında basıyor. Her topluluğun beklentisi farklı. İthaki şöyle kötü böyle kötü demiyorum ben, alternatif olsun elimizde. Rekabet hangi sektörde olursa olsun müşteriye yarar. Yani bize… İthaki’nin mesela Dune serisinin telifini kaybedip başka yayın evine kaybetme korkusu olsaydı, sizce bu kadar bekler miydik? (Telif sorunlarını gözardı edin, mesele o değil) Öncelikleri değişmez miydi?
Salon olur başka yayınevi olur, ben mutlu oluyorum sevdiğim türe kenarından köşesinden bile girseler. İthaki de piyasaya girdiği an Zaman Çarkı basmadı sonuçta.
Yapmayın, çok şaşırıyorum tavırlarınıza 6.45 için neler yazıldı, yazılıyor. Hiç birimiz kitaplarını almıyoruz, o zaman adamlara neden haksızlık ediyorsunuz.
Herkes basmasın, buna uygun editörleri, çevirmenleri olan yayınevleri bassın. İngilzceden çevirdiği kitaba esas dilinden (Fransızca esas dili) yazan, Sokrates’in savunmasına roman yazan yayınevi ya ne çevirdiğini, nereden çevirdiğini bilsin ya da dalga geçilmeye hazır olsun.
Benim söylemek istediğim bu değildi, bakın 6.45 bastı çevirilerini gördük ve beğenmedik almıyoruz. Aynı şeyi Laika yaptı zamanında. Tutunamadı ve gitti. Şuan piyasada 6.45 yayınlarından basılmış kitap yok, yani varsa da hiçbirimizin umrunda değil. Çünkü bu sektörde yaptıkları işi beceremezlerse tutunamayacaklarını anladılar. Bu bizim gibi insanların işini daha iyi yapan İthaki’ye yönelmesini sağladı.
Maksadım google translate kullanarak kitap basan yayınevleri oluşsun demek değil. Bilakis her yayınevi bassın biz aralardan seçelim, seçim şansımız olsun diyorum. Mesela Pegasus’un Witcher serisi, Metis’in Yüzüklerin Efendisi, DeliDolu’nun Diskdünya’sı, Epsilon’un Taht Oyunları sorunsuz (umarım bahsettiğim şeyi anlatabilmişimdir) eserler. Hepsini aynı yayın evi bassaydı birinde gördüğümüz hatayı hepsinde görür, birindeki kapak ve sayfa kalitesizliğini tüm serilerde hissederdik.
Bahsettiğim şey; Salon yayınları bilim kurgu mu basmak istiyor bassın, bakalım, deneyelim. Becerebilmişlerse almaya devam ederiz, yoksa çöp der geçeriz, kitapları satılmaz ve yayınevi ya bu türü basmayı bırakır ya da kendini düzeltir. Bu sebeple rekabet istiyorum. Yoksa Malazan’ı "AkılÇelen alsın, cep boy kitap olarak çıkarıp yanında mercek hediye etsin"i ne ben isterim ne de siz istersiniz.
Kapaktaki mi doğru ilgili görseldeki sayfanın ilk cümlesindeki mi?
Burada amaç dalga geçmek olmamalı, Salon ya da bir başkası hangi türde olursa olsun şansını dener. Gereken ilgiyi göstermiyorlarsa @Ozgur nin de dediği gibi tercih edilmediğinden kaybolur gider.
Kim hangi hatayı yaparsa yapsın dalga geçmemek ama yanlışını da söylemek gerek.