Keşke İthaki bu tarz kitapları Yabancı’dan çıkarsa. Bu tarz hafif polisiye ve biraz da ucuz edebiyat gibi geliyor bana nedense. Dolayısıyla Yabancı Yayınları’na daha çok yakışır bu kitap.
İthaki Yayın Grubu’ndan çıkan iki kitabı mevcut. Son çıkan kitap “10 Numaralı Kamara” da İthaki’den gelmiş. Yabancı’dan İthaki’ye doğru bir geçiş olmuş sanki. Bu değişikliğin elbet bir sebebi vardır diye düşünüyorum.
10 Numaralı Kamara kitabını ben çıktığında okumuştum. Gizem ve gerilim romanıydı, hikaye için ne çok kötü ne de çok iyi diyebilirim,
Okuduğum için vakit kaybı olarak görmüyorum ama okumasam da olurdu. Kitaba pek ısınamadığım için bu kitabı da okumam büyük ihtimalle.
Bu kitaba şans verenler illaki olacaktır. Bekleyip görelim hep birlikte.
Jane Harper’in Kurak kitabı çok daha güzeldi, Ruth Ware kitapları yerine Kurak kitabının devam kitabına bir şans verselermiş bari…
Belki planlar arasındadır. İrbis e sormak lazım.
Rica ederim kardeşim.
Kül Prensesi’nin konusu hoşuma gitti. Satın alıp okuyacak arkadaşlar -varsa- yorum yazıp beni de etiketleyebilirse memnun olurum
Umarım seri değildir, şu şartlarda Pegasus’tan bir seriye başlamak hiç istemiyorum. Ama bu kitap güzelse aklımı çeler.
Üçleme olacakmış.
Elimde iki yıl önceden falan alıp başlamadığım seriler -selam Dune- olduğu için acısına katlanırız. Bu kitaptan buram buram hainlik ve entrika sezdim (Yanılmam herhalde, değil mi…)
Öyle görünüyor. Ahh Dune seri tamamlansa da başlasak
- Gece 376 sayfa ve 50 lira. Başka birşey demek istemiyorum. Kitap fiyatları el, cep değil artık can yakıyor.
Kapkaranlik Ormanda’ya bakabilirmissiniz o halde:)))) Belki cevirmeni de tanidiktir.
Yabancı Yayınevinden basmışlar o nedenle farkına varmamışım bu kitabın. Ama artık farkındayım
Hasan Ali Yücel - Geçtiğim Günlerden
Bakanlığı sırasında dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesi ve Köy Enstitülerinin kurulmasıyla anılan hümanist şair, eğitimci, aydın siyaset adamı Hasan Âli Yücel Geçtiğim Günlerden adlı anılarının girişinde “bu küçük kitapta size hayatımın politikaya girinceye kadarki parçasını anlatacağım” diyor. Dedesi Ertuğrul fırkateyninin süvarisi Yarbay Ali Bey, büyükbabası Posta ve Telgraf Nazırı Hasan Âli Bey, anneannesi Ayşe Hanım, babası Ali Rıza Bey, annesi Neyire Hanım ve Habeş dadı Gülşen Bacı ile öğretmenler, okul arkadaşları, ilk kız arkadaş bu anıların en önemli kişileri. Yıllar sonra Milli Eğitim’in başına geçecek olan Hasan Âli Yücel’in mahalle mektebi, rüştiye diplomasını aldığı Mekteb-i Osmani ve Vefa İdadisi günleri, İkinci Meşrutiyet’in ilanı ve İttihat ve Terakki’nin iktidara gelişi anne babasından gizli uçurtma uçurmaya giden bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Çocukluk ve gençlik günlerinin şarkıları, marşları, manileriyle süslenen anılar arasında yer yer bakanlık ve siyaset günlerine yapılan göndermeler anlatıya renk katıyor. Hasan Âli Yücel’in kitaba çizdiği çerçevenin dışında kalan birkaç yazısı ile Japonya eski büyükelçilerinden Hüsrev Gerede’nin Ertuğrul fırkateyni şehitleri için yazdığı bir yazı da fotoğraflarla birlikte ekler bölümünde yer alıyor.