Gerçekten anlaşılmıyor mu ? Romatiklik yazarın duygularını, düşüncelerini arzularını aktarım biçimidir. Buraya kadar bir yanlışlık yok. Bunun fantazi altında okuyucuya sunulması beni rahatsız eden nokta. Benim derdim kitapla değil künyeyle. Zaten kitabın romantik tarzda yazıldığını bilsem okumazdım. Bana göre olmadığını biliyorum. Romana fantazi iddiasıyla başlayıp önümde romantik içerik görünce tepemin tası attı. Ve bunu buraya gayet net bir biçimde yansıtıyorum.
Buradan ironi olduğunu anlamanız gerekiyor.
Burada niyet okumak yok, yazarın romandaki niyeti var.
DentArthurDent:
Fantastik edebiyatın en önemli yazarlarından birinin böyle düşündüğünü aklınızdan geçirmeniz oldukça tuhaf. Kendiniz kuralları belirlemişsiniz. Yazar bu belirlediğiniz kurallara uymadığı için türün popülaritesini kullanmaya çalışan birine dönüşmüş. Belki üzerine konuştuğumuz kişi, türün bugünkü temellerini atan kişilerden biridir. Bu nedenle ihtiyatlı olmakta fayda var. Büyük söylemler kurmadan söylemin nereye varacağını düşünmek lazım.
Tuhaf olan ne anlamadım?
Aynen de öyle, ama kurallar benim kurallarım değil.
Hangi türün?(!)
Kesinlikle
DentArthurDent:
Harry Potter’ı ayrımcılık üzerinden, Taht Oyunları’nı siyasi iktidar, otorite ve siyasal tarih üzerinden okumak mümkün. Yüzüklerin Efendisi’ne çevreci açıdan yaklaşan bir yazı daha geçenlerde sitede yayımlandı. Fantastik edebiyat yazarları söylemek istediklerini her zaman söylediler. Üstü kapalı veya daha açık bir şekilde yaptılar bunu, hiçbir zaman insani davalardan uzakta durmadılar.
Bana kalırsa ne demek istediğimi gayet te anladınız. Dur pardon niyet okuyorum.
DentArthurDent:
Ben zaten bunu yapmanın absürt olduğunu savunuyorum. Bir konu bütünlüğüne sahip metinden bir parçayı, bulunduğu konteksten çekip almak onun anlamını törpülemektir. O parça, kitapta bulunduğu bölüm, kendisinden önce ve sonra gelen parçalarla ilişkisi ölçüsünde anlamlıdır. Tehanu, kadın-erkek ilişkilerine yönelik bir kitap. Bunu nasıl yapıyor? Daha önce farklı şartlarda ve koşullarda gördüğümüz iki karakteri (büyücülüğünün kudretli zamanlarındaki Ged ile Atuan’ın Tenar’ını) farklı şartlarda, farklı bir mekana yerleştirerek. Gücünü kaybetmiş Ged ile konumundan feragat ederek yeni bir konum kazanmış Tenar arasındaki ilişkiyi konu ediniyor. Bunu yaparken sürekli bir aksiyonun yaşanmaması, kadın ve erkeklerin farklılıkları üzerine cümle kurması eserin fantastikliğine halel getirmez. Nasıl Aragorn ile Arwen’in hikayesi Yüzüklerin Efendisi’nin fantastikliğine zarar vermiyorsa Ged ile Tenar’ın hikayesini de böyle düşünmek gerekir. Bu türde bir kitap okumayı tercih ettiğinizde az buçuk nelerle karşılaşacağınızı bilirsiniz. Ancak bu demek değildir ki her eserde karşılaşacağınız şeylerle benzer şekilde ve benzer oranda karşılaşın.
Yerdeniz serisi, bir noktadan sonra hikâyenin seçtiği Yerdeniz Adalarının destanına dönüşen bir anlatıdır. Türün diğer örneklerinden pek çok noktada ayrılır. Ki zaten onları takip etme zorunluluğu yoktur. Yeni bir bakış açısı getirir. Frodo’nun yolculuğuna odaklanmayı tercih etmez mesela. O küçük hobbitin Orta Dünya’yla girdiği etkileşime, Orta Dünya’nın buna tepkisine çevirir bakışını. Büyü vardır, ejderha vardır, evet. Ama bunlara farklı yaklaşır. Ejderhalara kadim bir dil bahşeder, onların Yerdeniz Adaları’nda uzun yıllardır bulunduğunu son kitapta usulca anlatır. Büyü vardır, evet. Ama büyü dahi Yerdeniz’le bağlantılıdır. Doğayı değiştirmenin bedelini ödemek gerekeceğini anlatır.
O kadar yazmışsınız ama burada yazılanlardan malesef teki bile anlamlı değil. Sadece oraya buraya gülücükler göndermişsiniz.
Siz değil misiniz?
https://southpark.cc.com/full-episodes/s14e02-the-tale-of-scrotie-mcboogerballs#source=6154fc40-b7a3-4387-94cc-fc42fc47376e:25eec018-ed8e-11e0-aca6-0026b9414f30&position=2&sort=!airdate Bunuda izleyin lütfen
1 Beğeni