Yerdeniz Sohbetleri

Foruma alışmam biraz zaman alacak :smile:

Belediyemiz en doğrusunu bilir.

2 Beğeni

Le Guin bir feminist. Bunu kitaplarından da rahat anlayabiliyoruz. Yerdeniz’de kadın karakterlere ayrı bir değer veriyor ve bu bence önemli. Çünkü edebiyatta yıllarca erkek gözünden kadını okuyan biz artık kadın gözünden kadını okumalıyız, buna alışmalıyız. Çünkü bir kadını en iyi bir kadın anlar ve yazar. Bunun bilimselliğe indirgeyip fizyolojik veya psikolojik yönlerine de bakabilirsiniz.

Bu yüzden kadınları anlamak zor demek yerine, ki bu bence anlamsız bir önyargı, onların kendilerini anlattıkları, iç dünyalarını gözler önüne serdikleri kitapları okumak bana mantıklı geliyor. Sana da tavsiye ederim. En azından dene. Birkaç adım atınca devamı sıkıcı gelmiyor, kadını okumak zihninde normalleşiyor.

2 Beğeni

Sorun şu ki ben Yerdeniz’i okumaya kadınları anlamak için başlamadım. Piyasada bir çok kitap bulunabilir eğer kadınları anlamak istesem (ki umrumda değil bu tarz şeyler). Ben fantaziyi zaten günlük gerçeklerden uzaklaşmak için okuyorum, hayallere dalmak, ‘‘öteki rüzgarlarda’’ dolaşmak için okuyorum. Fantastik bir kitap bana bir fikir empoze etmeye çalıştığında da çok rahatsız oluyorum. Zaten ben o fikirlerden kaçmaya çalışıyorum. Sizce bu doğru mu?

1 Beğeni

Fantastik her zaman bir fikir empoze eder zaten. Fantastik gerçek olmayan öğeler içerdiği için fantastik adını alıyor fakat her zaman bir mesaj taşıyor. Karakterin psikolojisini gözler önüne seriyor. Bu şekilde bakarsak hiçbir şey okunmamalı bence. Harry Potter okurken amaç sadece riu riu diye sağda solda büyü yapmak olmadı ki hiçbir zaman. Harry’nin psikolojisi, büyümesi, duygusal çözümlemesi, psikolojisi, arkadaşlık ilişkileri, dostlukları, karakteri ve bu karakterine göre verdiği seçimleri… Bunlar hep insanlara bir şey öğretmeyi amaçlıyor. Serinin sonuna bakarsak da bunu görebiliriz. Fedakarlık, kötülerin sonu gibi birçok konuda alt mesaj barındırıyor. İyi olun diyor, fedakarlık yapın diyor, böylece tüm dünya kazanır. Bak, kötüler her türlü kaybeder ve kendi çilekeş ve anlamsız hayatlarına devam ederler. Onlar haksız bir amaç uğruna savaşıyorlar diyor. Daha neler neler diyor… Siyasi mesajlar, ideolojik mesajlar, inanç mesajları… Bir sürü şey var. Bu tamamen kişinin yaklaşımıyla alakalı. Siz bunları sevdiğiniz için gözardı etmiş olabilirsiniz ama bunların olmadığı anlamına gelmez. Çoğu yazar alelade söyleyemeyeceği şeyleri kitaplarında sistem eleştirisi olarak verir.

2 Beğeni

Yerdeniz, yazarı ve tutumu itibariyle fazla aksiyona veya savaşa, gürültü patırtıya müsait bir kitap değil. Ve Le Guin karakterlere olaylardan daha çok kıymet veriyor, olayları abartmadan, olabildiğince sade aktarıyor. Bu yönleri sana sıkıcı gelmiş olabilir. Kabul. Ama kitapta olaylardan çok karaktere odaklanması benim daha çok hoşuma gitti ve serinin devamını da daha çok istekle okudum. Çünkü birçok fantastik kitap okudum ve çoğunda karakterler hep fıkra gibi. Kalıp bir tipi alıp hikâyede kullanmak. Karakter ejderhalarla savaşıp ülkesini kurtarıp maceradan maceraya koşsa bile bu bana sıkıcı geliyor. Çünkü karakteri tanıyamıyorum… Yani, herkes kitap okurken farklı şeyler ister, bekler. Bu yüzden fikrin için sana saygı duyuyorum.

4 Beğeni

Peki öyleyse Yüzüklerin efendisi neden bunu yapmıyor? Evet, kötünün iyiye karşı yenilgisi yine var, arkadaşlık yine var, karakter gelişimi yine var. Nedense bir komünizm propagandası yok, faşizm propagandası yok, feminizm propagandası yok. Dune’ye bakacak olursak siyasetin kralı var, politik düşüncenin kralı var ama nedense anlık yaşama bir gönderme yok. Daha da sayarım ama yeterli görüyorum. Peki neden bu örnekler günlük yaşamı ilgilendiren propagandalar yapmıyorlar? Benim cevabım çünkü kendi içlerinde başarılı evrenlere sahipler. Zaten öyle bir kurguları var ki dış dünyadan bir alıntıya ihtiyaç kalmamış. Le Guin ise gemideki delikleri mantar tıpayla tıkamaya çalışmış. Bunun sonuçlarını da buradaki Best Book in Le Guin's Earthsea Cycle (6 books) verileri inceleyerek görebilirsiniz. İlk 3 kitaba kaç kişi oy vermiş bir bakın bir de son 3 kitaba bakın, ayrıca verdikleri puanları da bir inceleyin. Evet kitabın bir alt metni olmalı ancak kendi dünyası içerisinde kalmalı. Keşke Le Guin diğer kitapları ilk 2 kitap ayarında devam ettirseydi de bunları yazmak zorunda kalmasaydım.

Her halukarda 4’e yakın ve 4 üstü olan bir seri. Ortaladığınızda puanı 4 civarı. Eğer çok kötü olsaydı sondaki kitaplarda puan 3 civarlarına inmeliydi. Oylayan kişilere bakıyorsunuz ama bunu tüm serilere yayabilirsiniz. Her beş-altı kitaplık seride kişi sayısı düşer. Diğer açıdan kitaplar arasında uzun seneler var. On yıllık bir ara var. Dediğinize bakarsak Yüzük Kardeşliği 2 milyon oy almışken Kral’ın Dönüşü 6 yüz bin oy almış. Bu oranın daha düşündürücü olması lazım. Birinci kitap muazzammış ama Tolkien diğer ikisinde batırmış çıkarımı yapmamız gerekir. :slight_smile: Tolkien’in tarzı daha epik iken Ursula’nın tarzı karakter gelişimleri ve karakterler. Başka kitaplarında da karakterlere önem verdiğini görürsünüz.

Dune okumadım ama gördüğüm yorumlara dayanarak birçok mesaj verdiğini görebiliyorum. Her yazar mesajını aynı şekilde verecek diye bir şey yok. Ursula bir kadın ve dünyada kadınların sürekli ezilip, hiçe sayıldığını gözlemliyor. Sürekli erkekler tarafından önemsizleştirilip hor görüldüğünü, boş olarak yaklaşıldığını, zayıf olduklarının vurgulandıklarını gözlemliyor. O da eleştirisini bu şekilde yapmayı tercih ediyor. Yani bu tamamen kişinin kendi yaklaşımı bence. Siz feminizmi saçma buluyorsanız kitabı Tolkien bile yazsa sevmezsiniz sonuçta. :slight_smile:

2 Beğeni

Bu tartışma hiçbir yere gitmeyecek. Saygılarımı sunuyorum.

1 Beğeni

Yüzüklerin Efendisi, karakter derinliği olarak Yerdeniz ile kıyaslanamaz.

Önemli olan kitabın iyi ya da kötü olması. Yerdeniz serisinin 5. kitabı olan Yerdeniz Öyküleri’nde hem Yerdeniz evreni hem kurgu öyle detaylı ve güzel bağlanıyor ki arka planda neyi anlatırsa anlatsın serinin kalitesi öne çıkıyor.

Onun dışında size hitap etmiyor olabilir. Ama bu iyi olduğu gerçeğini değiştirmez.

Evet iyi. Sadece iyi fazlası değil.

+1 (Yirmi Karakter) .

Fikirlerden kaçmaya çalışıyorsan ne yazıkki bu pek mümkün değil. Çünkü her kurgunun altında bir gönderme veya göndermeler vardır. Bu bir kurgu oluşturmak için gereklidir. Çünkü hikâye, senaryo… fikirlerle oluşturulur. Sana hep bir şeyler anlatmaya çalışırlar. Tabi eğlenmeni de isteyen olur, ama anlattığı şeyden sıkılma diye. Herry Potter, Yüzüklerin Efendisi… göndermelerle doludur. Bence fantazi seni olan hayattan alıp götürmez, hayata başka bakmanı sağlar.

3 Beğeni

Rica ediyorum bana yüzüklerin efendisinin o dönemin politikasına 1 göndermesini söyleyin. Bende bu soğukta havuza atlayacağım söz veriyorum.

O dönemin politikasına bir göndermesi yok. Ama genel duruma, insan-savaş-kötülük kompleksine fazlasıyla değiniyor ve kurgusunu bu yöndeki göndermelerle ilerletiyor. Evet seni Orta Dünya’ya götürüyor ama karakterleri gerçeklerden var ediyor. Ve gerçek olan bu dünya. Yani sosyal, psikolojik ve başka birçok konuda göndermeleri var. Gönderme dediğin illa dönemin politikasına, siyasi anlayışına, şahıslarına olmaz. Gönderme kelime anlamıyla ileti, mesaj demektir. Yani kafandaki idaller, fikirler, anlayışlar senin göndermelerindir. Bu yüzden bir yazarı tanımanın en kolay yolu onu okumaktır. Aslında sen Frodo’ya ya da Ged’e bakarken yazarın ideallerini görürsün. Tabi yan karakterleri de unutmamak gerek.

3 Beğeni

Kendimi açıklayamıyor muyum ben? Neyse saygılar.

Hocam Yüzüklerin Efendisi serisinde, Saruman’ın ağaçları kesip yeni binalar dikmesini sanayi devrimini ve doğanın yıkımı olarak okumak dogru değil midir? Hatta Isengard’ın dönemin sanayi devrimini başlatan İngiltere olması vs. Tolkien döneminin en cevreci sesi olmuştur bile diyebiliriz bence.

Ya da Dune evreninin en değerli materyali olan baharat melanjın aslında mükemmel bir petrol metaforu olması gibi.

4 Beğeni

Tolkien her ne kadar hoşlanmasa da yaşadığı dönemle özdeşleştirilebilinecek yönleri de unutmamalı. Örneğin, Entlerin yani doğanın evlatlarının, sevdikleri tabiatı güç elde etmek için katleden Saruman’u alt etmeleri. Doğa, onu yok etmeye çalışan insanlara ve sanayilerini yok ediyor.

Ah, beni en etkileyen LOTR kısmıysa Frodo ile Gollum ilişkisi. Güç bağımlılığından deliren Gollum olmasa Frodo o yolculuğu tamamlayamazdı.

LOTR, güç zehirlenmesinin açtığı belalar ve ona karşı verilen mücadele ekseninde okunabilir. Bu, Tolkien’ın doğrudan cephesine katıldığı 1. Dünya Savaşı’yla, uzaktan izlediği 2. Dünya Savaşı’nın da ruhunu yansıtan bir şey. Güç için, gücü koruma çabasının insanoğlunu en olmayacak yanlışlara, felakete sürüklemesi.

6 Beğeni

Petrol metaforuylan da sınırlamamak gerek. Birilerine güç, o sayede de iktidar olanağı sunan her türlü kaynağa bile yorulabilir :thinking:

3 Beğeni

Aslında olayları öyle okumak çok doğru olmaz. Çünkü Yavanna’nın entleri yaratmasının asıl sebebi Aulenin cüceleri yaratmasıdır. Genel anlamda ağaca gelen zarar veya çevrecilik işlenmiş ve gördüğünüz gibi bu öyle güzel temellendirilmiş ki biz bunu cücelerin getireceği (getirebileceği) zarardan entlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Aynı şekilde baharat ta pilotların yollarını bulmaları için gerekli olan maddeydi. Anlaşıldığı gibi bunlar temellendirilmiş ve alttan verilen mesajlar. Gözünüze sokulan mesajlar değiller.

E, işte. Le Guin’in Yerdeniz’i de göze sokmuyor ki. Yaşadıkları tecrübelere göre konuşan kahramanları, dünyasının büyü sistemi, kendi mitolojisiyle sosyolojik ve psikolojik alt metnini hikâyeleştirerek sunuyor.

İlk iki kitap büyümek, diğerleri ölüm, ölümün kıyısı ve ölümün ötesi temalarına odaklanıyor. Hepsi de yaşam döngüsüne bütüncül yaklaşarak sunuyor.

4 Beğeni