Yüzüklerin efendisi değil ama güya Yüzüklerin efendisine hazırlık olsun diye Hobbit’i okudum, doğrusu okumaya çalıştım… Sonuç pek iç acıcı olmadığından yüzüklerin efendisini okumaya yeltenmedim.
Bu cemiyette yer almamayı umuyorum.
Bana çok boş bir seri geliyor, binlerce yılı anlatıyor ama sadece 3 kitap ( silmerilyon ,hobit ,yüzüklerin efendisi) geri kalan kitaplar boşluk doldurmadan çok kitaptaki hikayelerin uzatılmış hali. Seri çok daha uzatılabilirmiş, aralara daha çok hikayeler eklenebilirmiş, ejderha mızrağı ,unutulmuş diyar kadar olmasada hiç olmazsa 10-15 kitap yazabilrmiş, elinde o kadar malzeme varmış.
Bu başlıkta bahsedilen şey yüzüklerin efendisi. Orta Dünya değil.
Tolkien ve yavan bir dil ifadelerini aynı cümle içinde göreceğim aklıma bile gelmezdi, benim için anlatımı en başarılı yazarlardandır. Aklıma gün doğumunu her seferinde bambaşka biçimde anlatan o güzel betimlemeler geliyor fakat aksini düşünenlere de her zaman saygı duyarım
Seride tamamen iyi ve tamamen kötü karakterler bolca var, evet, ama hikayede tamamen iyi ya da kötü olmayan birçok karakter var. En belirgin örnek Gollum.
Bunun haricinde dillerle, dilbilimle ilgili bir insan olarak Tolkien’in şahsen yarattığı dillere tarih kazandırmasını muazzam bulmuşumdur. Kendisine ve hikayesine hayranlık duymamın birçok nedeni olsa da sanırım en tepede bu konu yer alıyor.
Kitaplarını okudum filmlerini izledim çokta beğendim ama mesela en iyi fantastik eser değil, karkaterleri çok iyi değil, çok epik, sonunu tahmin edebiliyorsun, karakterlerin düşüncelerini çok iyi okuyamıyoruz, gri olan karakter az, çok fazla boşluk var, vb…Ha Tolkiene olan saygımı çok az kişiyle duyarım seriyi her sene birkaç kez izlerim ve okurum ama her gördüğüm yerde en iyi fantastik seri demelerine gıcık kapıyorum. Adamlara diyorumki kkg yi asoaifı dune u witcherı cp yi zaman çarkını okudun mu? yok diyor ama kesin lotr daha iyidir diyor işte böyle fanboylar yüzünden ben biraz soğumuş olabilirim ama kitapları okursam geri ısınırım😊
Ben bilmiyorum. Hala Yüzüklerin Efendisi serisini okumadım. Okuduktan sonra kararımı vereceğim. Ama Hobbit kitabını sevdim.
Burada okuduklarım çok üzdü beni. Yüzüklerin Efendisi’ni sevmemek ya da abartıldığını düşünmek kısımlarıyla hiçbir derdim yok. Ama Yüzüklerin Efendisi’ni olmadığı bir şeyle kıyaslamış bazı arkadaşlar.
Yüzüklerin Efendisi, aksiyonlu, entrikalı, ben bundan 10 kitap çıkarırım dur bakalımlı bir seri değil ki. Tolkien’ın başlayıp bitirdiği, bugünkü yazarların 10 kitap çıkarabileceği bir içeriği konsantre şekilde tek kitapta anlattığı bir eseri. Dünya’nın da en “organik” kitabı. İçerisinde geçen hiçbir cümle, paragraf boşuna değil.
Bir karakterin başka bir karaktere geçmişe dair anlatacağı bir kısım örneğin. Tolkien gidip önce o geçmişteki olayı yazmış, nedenleriyle, öncesi ve sonrasıyla birlikte. Daha sonra kitapta o geçmişteki olayı anlatan karakterin, bunu nereden ve nasıl bildiğini sorgulayıp, ona gelene kadar bu bilgi de bir değişiklik olup olmadığını düşünmüş. En sonunda da anlatan karakterin, anlattığı kişiye bunu aktarış biçimini de işin içine dahil ederek, bu geçmişe dair anlatacakları kısmı kaleme almış.
Belki birkaç saat içerisinde yazabileceği kısım için, muhtemelen haftalar süren bir emek söz konusu. Bu Yüzüklerin Efendisi’ni sevmeyi zorunlu kılmaz. Hatta “ee ne var bunda? yine de abartılmış.” da denilebilir. Ama gidip de, kılıçlı aksiyonlu bir fantastik seri ile, bakalım kahramanımız bir sonraki kitapta neler yapacak teması ile kıyaslayarak abartılmış demek gerçekten büyük haksızlık. Biri ötekinden daha iyi demiyorum ama, kafanızda kendi kitap tercihleriniz üzerinden bir standart belirleyerek, bu standarda sahip olmaya çalışmayan Yüzüklerin Efendisi hakkında, “hiç onlar gibi değil, o yüzden abartılmış” demek bana doğru gelmedi.
“O sevdiğim kitaplar gibi değil, o yüzden sevmiyorum.” demekle, bu sebeple abartılı bulmak çok farklı şeyler. Yüzüklerin Efendisi’ni olmaya çalıştıkları üzerinden değerlendirip abartılı bulmakla ilgili hiçbir problemim yok Ya da hiç sevmemekle. Ama burada bazı arkadaşların yaptığı, Yüzüklerin Efendisi’ni okudum, hiç Sherlock Holmes gibi değil o yüzden abartılmış demeye benziyor
Sevmemek ile abartılı bulmak konseptleri çok karıştırılıyor bence. Sanıyorum ki video oyunlarından yayılan bir İnternet kültürü sebebiyle
Yüzüklerin Efendisi’ni en iyi olarak görenler bile bu kadar izleyip okumuyordur seriyi
Müthiş bir eser olduğu için sürekli izlerim ve okurum.Çok sevdiğim şeyleri tekrar tekrar yapmak çok hoşuma gidiyor
Geçilemeyecek ve geçilmesi teklif dahi edilemeyecek bir yerde değildir bu seri, sıkıntı orada. Tartışmaya kapalı bir şekilde savunma var yani.
Dünya yaratımı(Worldbuilding denen nane) en üst seviye. Belki de geçilemedi, bu tartışılır. Ama ya diğer yönler? Karakterler, anlatım vb. ? 3 kitapta ki kitaplar çok uzun da sayılmazlar, dolu karakter, lore hikaye sıkışıyor, bunların hepsinin en üst seviyede olması mümkün mü? Kitap bazen fantastik bir tarih kitabı okuma hissiyatı veriyor, romandan ziyade.
Şimdi böyle övgüler çoğu eser fanında mevcut ama Yüzük’ün özellikle filmlerin popülaritesi ile birlikte çok geniş bir fan kitlesi var, bu konu daha çok can sıkıyor. Mesela gir One Piece redditine ne yorumlar okursun, Eiichiro Oda şöyle dahi böyle dahi, gelmiş geçmiş en iyi kurgucu falan pişman yazanlar dolu. 2 eleştiri getirince git Fairy Tail oku mesajları atıyorlar . Sorsam Aragorn’un babasının adını söyleyemeyecek kişiler bile öyle bir Yüzük’ü diğer eserlere üstün görüyor ki şaşıp kalıyorum. Yüzük vs Buz ve Ateşin Şarkısı dersen hemen karşılaştırılması teklif dahi edilemez tarzı şeyler gırla. Bütün fantastik yazarları birleşse Tolkien’in yazınına erişemezler falan filan bile gördüm. Yani abartmanın da bu kadarı diye bayağı çıkışıp sayıp dökmüştüm bir avuç dolu yazarı okudun mu bunları diye. Yani abartıldığını düşündüğüm yer burası. Öyle ama öyle övülüyor ki evet ABARTILIYOR.
Ben Yüzüklerin Efendisi serisini okumadım. Ama ben Harry Potter serisinin abartıldığını düşünüyorum.
Siz yazdınız ben de unuttum, ama görür-görmez hatırladım zaten. Bunlarda baba ile oğulun isimleri bir-birine çok benziyor, böyle aklımda tutuyorum. Arathorn - Aragorn, Thrain - Thorin ve s.
Film sinema adına başyapıt olduğu için, karşılaştırılmakta, rakip bulunulmakta zorlanıldığı için kitaplarının da aynı olduğunu düşünen güruh var. Maalesef Tolkien gibi iyi olup kitabı basılmamış, basılsa bile rezalet olup iyi yansıtılamamış (Kara Kule) yazarlar var. Eğer herkesi farklı olarak ölçütlendirirsek; Martin’in muhteşem kurgusuna, Rothfuss’un üslubuna, Sanderson’ın büyü sistemine, Tolkien’in dünya yaratımına methiyeler bitmez. Hepsini bir araya getirdiğimizde ortaya çıkan sonuç Robert Jordan oluyor… desem fena olmazdı sanki. İçeriğin içinde içeriği oluşturan parçaları kurcalamadan konuşursak genel anlamda benim için en iyi fantastik kurgu yazarı öz dedem Martin’dir.
Bu konuda adının geçmesinden sonra Aragorn’dan cevap geldi; “Kol bozuk”
Aynen öyle dostum. Sende benim gibi Martincisin
Burada herkesin unuttuğu bir şey var. Tolkien ve Yüzüklerin Efendisi ilkdir, öncüdür, asıldır, başlangıçtır, o olmasa büyük ihtimalle fantastik edebiyat diye günümüzde bilinen şekliyle bir edebiyat türü olmayacaktı. O olmasa kılıçlar ve büyüler, sihirli nesneler, fantastik diyarlardaki krallar ve kraliçeler, fantastik edebiyattaki haliyle Elfler, cüceler, canavarlar olmayacaktı ya da çok farklı olacaktı. Dungeons and Dragons olmayacaktı. Ejderhalar olmayacaktı. Sonradan gelen, onun izini takip edip daha üst noktalara götüren yüzlerce sevdiğiniz yazar olmayacaktı.
Tolkien fantastik edebiyatın Jimie Hendrix’idir, Robert Johnson’udur, Jules Verne’i, H.G.Wells’i, Asimov’udur. Nasıl Hendrix’ten sonra gitar tekniğini daha ileriye götürmüş bir sürü gitarist çıktıysa ama Hendrix’in yeri bir öncü olarak aynıysa, Tolkien de farklı değildir. Sonuçta ardılları başlattığı şeyi daha da ileri götürmüşler, olan da da bu.
Bence bu konuyu yani tolkien öncesi fantastik edebiyatı iyi araştırmanı öneririm